Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/112 E. 2023/1199 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/112 – Karar No:2023/1199
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/112
KARAR NO : 2023/1199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2021
NUMARASI : 2020/347 E-2021/872 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacı ile davalı şirket arasında davalının işletmecisi olduğu …adresinde bulunan …’nin bulunduğu iş bu binanın tüm boya ve dekorasyon işleri ile tamirat ve tadilatının, dış cephe ve bahçe ve çevre düzenlenmesinin yapılması için yapılan sözleşme-anlaşmaya uygun olarak ve yerinde yapılan imalatlar karşılığında toplam bedel olarak 602.531,60 TL’ye anlaşıldığını, davacı tarafından işin yapılarak davalıya teslim edildiğini, okulun yeni eğitim ve öğretim dönemi için açılışının yapıldığını, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kolejin tüm kat planları ve yapılan işlerin denetimden geçirilerek okulda eğitim ve öğretime başlamış olmasına rağmen davalı yanın faturadan bakiye kalan 131.487,00 TL alacağı ödemediğini, davacının açık faturadan ve açık hesaptan kalan bakiye tutarı 131.487,00 TL bakiye alacağı bulunduğunu, bu alacağın ödenmemesinden ötürü davalıya karşı Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2019/38961 sayılı icra dosyasıyla yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı yan ile müvekkil şirket arasında yapılan sözlü mutabakat çerçevesinde … adresinde bulunan … Okul binasının bakımı ve tadilatı konusunda KDV dâhil 340.000,00 TL bedel ile anlaşıldığını. daha sonra yine taraflarca duvar çevre duvar yapımı ve diğer işler için 70.000,00 TL bedel üzerinden anlaşma yapıldığını, davacının dava dilekçesinde belirtiği gibi yukarıda belirtilen bedellerin müvekkili şirket tarafından davacı yana ödendiğini, ancak davacının daha sonra farklı sebepler göstermek koşuluyla fazla alacağının olduğunu iddia ederek fatura kestiğini, davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, denetime elverişli bilirkişi raporu ile birlikte yapılan değerlendirmede, davacının ticari defterleri incelendiğinde, davalı şirketten 131.487,60 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, davacı tarafından dosyaya sunulan belgelere göre dava konusu okul binasında yapılmış olduğu belirtilen işlerin ve bedellerin dökümünün yapıldığı ve davacının yaptığı ödemeler incelendiği, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, bu kapsamda işin yapıldığı tarihteki piyasa rayici ile fiyatların uygun olduğu değerlendirilerek bu kapsamda davacının 569.827,90 TL tutarında iş yaptığı ve davalının 471.044,00 TL ödeme yaptığı , bu kapsamda davacının 98.783,90 TL kadar davalının iş bedelini ödemediği, davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı, bu kapsamda temerrütün takip ile oluştuğu gerekçesiyle, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2019/38961 sayılı takip dosyasının davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 98.783,90 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına ve işin yapılıp teslim edildiği ve borcun belirlenebilir ve likit hale geldiği hususu nazara alınarak asıl alacak miktarı olan 98.783,90 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkeme kararının esas ve usul yönünden hukuka aykırı olup, kaldırılması gerektiğini, bilirkişi raporunda her ne kadar dava konusu edilen alacağın ve yapılan işlerin tespiti yapılmış ise de, yapılan tespit ve işbu tespite göre verilen kararın yanlış olduğunu, bilirkişi raporunda her ne kadar işin götürü bedel karşılığından yapıldığından bahisle yapılan işlerin toplam bedeli tespit edilmişse de, yanlış tespit edildiğini, yapılacak ve yapılan işlerin kalem kalem teklif mektubunda belirtildiği gibi işin yapıldığı zamanki m² birim fiyatları ve buna göre her işin ne kadar bedel ile yapıldığının açıkça belirtildiğini, ancak raporda hiçbir şekilde yer döşemesi kaplama işi olan epoksi yapım işinin alacak kalemi olarak hesaplamaya dahil edilmediğini, bilirkişi ek raporunda sadece götürü bedel olduğundan bahsedildiğini, bunun kabulünün mümkün olmadığını, işbu alacak kaleminin sözleşmede ayrıca belirtilmiş olduğu gibi yapılan keşifte de bu işin yapıldığının tespit edildiğini, ancak bilirkişinin her iki raporunda da yer kaplaması epoksi işinden hiçbir şekilde bahsedilmeksizin yani işin müvekkili tarafından yapılmadığının kabulü ile rapor tanzim edildiğini, raporun bu yönüyle eksik ve tespit edilen bedelin de eksik kaldığını, müvekkilinin davalıya ait okulda yapmış olduğu işler arasında epoksi işleri olduğu gibi epoksi malzemenin de alınması bulunmakta olup, bu işlerin ve malzemelerin bedeli dava dosyasına sunulan faturadan ve ödeme dekontundan, malzemelerin okul önüne konduğu konusundaki fotoğraftan açıkça görüleceğini, bilirkişilerin raporu hazırlarken bu hususun gözden kaçırıldığını, epoksi işi ve malzemeleri için toplam bedelin 50.000,00 TL olup, bu bedelin bilirkişi raporunda yapılan işlerde belirtilmediğini, bunun da büyük bir eksiklik oluşturduğunu, bilirkişi raporuna göre verilmiş olan mahkeme kararının da hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunmayıp, davacı tarafça cevaba cevap dilekçesi ekinde akdi ilişki kapsamında yaptığını belirtiği imalatlar ve mahallinde keşifle davacı tarafça yapılan imalatların ve bedelinin bilirkişi kök ve ek raporunda belirlenmiş olması ve istinafa gelenin sıfatına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır