Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/1080 E. 2022/1032 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1080 – Karar No:2022/1032
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1080
KARAR NO : 2022/1032

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2022
NUMARASI : 2022/131 D.İş – 2022/131 K

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
VEKİLİ :

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
İhtiyati tedbir talep eden vekilince, karşı taraf aleyhine teminat mektubu üzerine ihtiyati tedbir konulması istemli açılan davada mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili; müvekkili şirket ile (karşı taraf) … A.Ş. arasında 13/04/2007 tarihinde “Eskipazar – Karabük – Zonguldak – Çaycuma – Bartın Doğalgaz Boru Hatları Yapım İşi” sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirketin edimini eksiksiz olarak ifa etmesi nedeniyle BOTAŞ tarafından 09/07/2009 tarihinde geçici kabul işlemlerinin tamamlanarak kabul edildiğini ve yine teminat süresi olarak tanınan sürenin de tamamlanmasından sonra 11/12/2012 tarihinde kesin kabulün yapıldığını ancak kesin kabule rağmen 03/11/2008 tarih ve 100.000,00 USD tutarlı teminat mektubunun aradan geçen uzun süreye karşın iade edilmediğini, sözleşme kapsamında yapılan işten ötürü çeşitli noktalarda güzergah koridoru dışında çalışma yapılmasından kaynaklı zararın bulunduğu idare tarafından ileri sürülerek 709.203,81 TL’nin ödenmemesi halinde tedbire konu teminat mektubunun nakde çevrileceğinin 02/09/2022 tarihli yazı ile müvekkili şirkete bildirildiğini oysa ki sözleşme kapsamındaki güzergahın BOTAŞ tarafından belirlenip güzergah değişikliğinin de BOTAŞ’ın talep ve istekleri ile yapıldığını, kamulaştırılan güzergahlarda şirketin sebep olduğu bir zararın bulunduğunun BOTAŞ tarafından ortaya konulmadığını belirterek; 03/11/2018 tarih, 042-B5-1211 sayılı, 100.000,00 USD risk tutarlı, … Banka Teminat mektubunun tahsil ve tazmin edilmemesi amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4.1. maddesinde, teminatın iadesi için öngörülen koşullardan “….. yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı ….” yönünden değerlendirme yapıldığında, talep eden şirketin taraflar arasında mevcut kendisinin yüklenici, BOTAŞ’ın iş sahibi olduğu eser sözleşmesi kapsamında edimini BOTAŞ’ın taraflarına hitaben yazdığı 02/09/2022 tarihli yazıda belirtilenin aksine tam olarak yerine getirdiği yönündeki iddianın ancak yapılacak yargılama ile anlaşılabileceği bu konuda HMK 390/3 maddesinde öngörülen yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gibi, yine banka teminat mektubunun ödenmesine engel olabilecek ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için ödeme talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağının kesin delillerle ispat edilmesine bağlı olduğu; evrak içeriğinde, hakkın kötüye kullanıldığına ilişkin kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvurusunda; dava dilekçesi ekinde yer alan tedbir talebine konu banka teminat mektubunda “haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz” ibaresinin yer almadığını, sözleşmenin 11.5 maddesinin, TBK’nın 27. Maddesine ve hak arama hürriyetine aykırılık nedenleriyle kesin olarak hükümsüz sayılması gerektiğini, anılan sözleşme hükmünün açık bir şekilde T.C. Anayasası’nın 36. maddesine aykırı olduğunu, dolayısıyla sözleşme hükmünün bu özellikleri itibariyle kamu düzenine aykırı olduğundan baştan itibaren hükümsüz/geçersiz sayılması gerektiğini, somut olayda 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ve teminata ilişkin hükümlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri ile yarıştığını, sonuç olarak geçici hukuki koruma tedbirlerinin üst hukuk kuralları olan insan haklarına ve Anayasal haklara dayanan hukuki mahiyetinin somut olayda daha üstün tutulması gerektiğini, tedbir talebine konu somut olayda teminat mektubunun tesliminden itibaren 14 yıl geçmiş olmasının tamamen göz ardı edildiğini ve bu durumun hakkın kötüye kullanılması teşkil edip etmediği bakımından herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmadığını, kaldı ki zarara uğradığını iddia eden tarafın BOTAŞ olduğunu ve zararı ispatlama yükünün BOTAŞ’a ait olduğunu, karşı tarafın ancak ispatla iddia edebileceği bir alacağını, 14 yıl süre ile bekletmiş olduğu teminat mektubunu nakde çevirmek suretiyle tahsil etmeye kalkmasının açıkça hakkın kötüye kullanıldığını gösterdiğini belirterek; haksız ve hukuka aykırı olarak verilmiş olan mahkeme kararının kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi hususundaki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK 389/1 maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu 34. madde hükmü gereğince teminat mektupları haczedilemez ve haklarında tedbir kararı verilemez. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 11.5 maddesinde de “Her ne suretle olursa olsun, idarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz” hükmüne yer verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin istinaf talebinde bulunan ihtiyati tedbir talep eden üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır