Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/993 E. 2023/734 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/993 – Karar No:2023/734
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/993
KARAR NO : 2023/734

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2021/119 E-2021/548 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :21.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :21.06.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Müvekkilinin, davalıya işletme projelerini yapıp teslim ettiğini karşılığında 19.09.2019 tarihli 7.080,00 TL ve 19.10.2019 tarihli 1.770,00 TL tutarındaki faturaların kesildiğini, davalı tarafından söz konusu malların bedeli olan 8.850,00TL’nin müvekkiline ödenmediğini, alacağın tahsili için Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2020/11198 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin 8.850,00 TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili:Yetki, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafından icra takibine dayanak yapılan faturaların müvekkilinin bilgisi olmaksızın tek taraflı olarak düzenlendiğini ve faturaların içeriğinin müvekkili tarafından kabul edilmediğini, kaldı ki, davacı tarafından faturanın içeriğini ispatlama, fatura konusu hizmetin verilip verilmediğini açıklama konusunda hiçbir veri sunulmadığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını, bu nedenle miktarın nasıl hesaplandığının anlaşılamaması üzerine takibe itiraz edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere takip dayanağı faturalar incelendiğinde, faturalarda müvekkili şirketin kaşesi ve imzası bulunmadığını, fatura üzerindeki imzaların müvekkil şirket yetkililerine veya çalışanlarına da ait olmadığını, kaldı ki faturalar ortaklık adına düzenlenmiş olup, yetkili kişilere ait iki imza ile ancak kabul edilebileceklerini, oysa ki faturalarda tek imzanın mevcut olduğunu, bu sebeple faturaları kabul etmediklerini, öncelikle davacı tarafça müvekkili şirket ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve işbu ilişkiden kaynaklı kesildiği iddia edilen faturalardaki hizmetin verildiğinin ve işin görüldüğünün ispatı gerektiğini, müvekkili şirketçe teslim alınmayan faturalar ile alacak talep edilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, 8 gün içerisinde faturalara itiraz edilmemiş olsa dahi bu durumun tek başına müvekkili şirketin davacı tarafa borçlu olduğu anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece 10/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun aldırıldığı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre taraf defterlerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen ve usul ve yasaya uygun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davalının takip konusu faturalar nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığı, takibe konu faturaların salt davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması dayanak belgelerle doğrulanmadığı takdirde tek başına malın ve hizmetin teslim edildiğini ispata yeterli bulunmadığı, davacının faturaya konu mal ve hizmetin verildiğine ilişkin ispata elverişli delil de sunmadığı, davacının adi ortaklık veya diğer ortak defterlerine de dayanmadığı, bu itibarla davacının davasını ispatlayamadığı, davacının takibinde kötü niyetli olduğu tespit ve ispat da edilemediği gerekçesiyle davacının davasının reddine, davacının kötü niyeti tespit ve ispat olunmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Takip konusu alacağın dayanağının müvekkili şirket tarafından düzenlenen 19.09.2019 tarihli ve 7.080,00 TL tutarındaki … nolu fatura ve 19.10.2019 düzenleme tarihli 1.770,00 TL tutarındaki … nolu fatura olduğunu, müvekkilinin bu faturalarda belirtilen işletme projelerini yapıp teslim etmesine rağmen karşılığında anlaşılan bedeli tahsil edemediğini, bunun üzerine açılan eldeki davada yargılama sırasında defterler incelenerek oluşturulan bilirkişi raporunun dosyaya kazandırıldığını ve bu rapora dayanılarak hüküm kurulduğunu, adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklığa karşı açılacak davalarda ortaklığı oluşturan şirketlere dava açılabildiğini, burada ise konusu paradan başka bir şey olan bir davanın açılmasında ortaklara karşı birlikte dava açılması zorunluluğu bulunmasına rağmen, konusu para olan davalarda ortaklar bu borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarından ortaklardan birine de dava açılabileceğini, dolayısıyla mahkeme kararının gerekçesinde belirttiği üzere müvekkili davacı şirketçe düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın dava dışı … Adi İş Ortaklığına ait bulunması sebebiyle davanın reddi kararının kabul edilebilir olmadığını, davayı yönelttikleri şirket olan …A.Ş.’nin adi ortaklığı oluşturan şirketlerden biri olduğunu ve davanın bu sebeple reddinin tamamen eksik ve hatalı inceleme sonucu alınmış bir karar olup kaldırılması gerektiğini, ….A.Ş’nin adi ortaklığın tarafı olduğunu ve bilirkişi raporunda … Adi İş Ortaklığının davacıya borçlu olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla bu ortaklığın taraflarından birine açılan takibin kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı iş bedelinin tahsiline ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise akdî ilişkiyi inkâr etmiştir.
Taraflar arasında kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki TBK’nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri HMK’nın 200. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin sözü edilen yasa hükmü gereğince davacı yüklenici tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdî ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için davacı tarafından yazılı delil başlangıcına dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmiş olması gerekir.
Somut olayda, akdî ilişkinin varlığı yazılı delille kanıtlanamamış ise de davacı yüklenici tarafından dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmış olduğundan, davacıya akdi ilişkinin varlığıyla ilgili davalıya yemin yöneltme hakkının bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre davanın esası hakkında inceleme yapılması gerekirken yemin hususu nazara alınmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.09.2021 gün ve 2021/119 E., 2021/548 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davac tarafça yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri ve ödenen başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 21.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip