Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/988 E. 2021/1177 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 21.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafça Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün …..sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, müvekkili davacı şirketin takip dosyasına konu olduğu şekliyle alacaklı tarafa borcu bulunmak bir yana 169.510,39-TL cari hesap alacağı bulunduğunu, davalı … … A.Ş. ile müvekkili …. arasında imzalanan 18.03.2011 tarihli sözleşme sonrası oluşan ticari ilişki çerçevesinde, davalıya bir kısım avans ödemeleri yapıldığını ve bunun dışında karşılıklı nakit ve çek çıkışı olduğunu, sözleşme kapsamında; 19.09.2011 tarihinde 230.489,60-TL miktarlı 1. hakediş yapıldığını, yapılan bu hakedişe ilişkin olarak davalı tarafından müvekkili şirkete 30.09.2011 tarihli 160.783,23-TL ve yine 30.09.2011 tarihli 69.706,38-TL miktarlı hakediş bedeline eşit bir biçimde faturalar kesildiğini, ancak daha sonra davalının sözleşme ile üstlendiği işi tamamlamadığını, oldukça fazla eksik iş bıraktığını, davalının sözleşmeyle üstlendiği işi sanki eksiksiz tamamlamış gibi işin tamamı ve hatta daha fazlası için fatura kestiğinin dava konusu icra takibiyle öğrenildiğini, ayrıca eldeki davanın ve icra takibinin konusu olan faturanın 281.061,76 TL miktarlı olduğu gözetildiğinde önceki kesilen iki fatura ile birlikte müvekkili davacı şirkete toplam 511.551,37 TL miktarlı fatura kesildiğinin anlaşıldığı, oysa 18.03.2011 tarihli sözleşmenin 400.000,00-TL miktarlı olduğunu, 1. hakedişte de işin keşif bedelinin 400.000,00-TL olarak yazıldığını, bu nedenle sözleşmede belirtilen işin bedelinden daha fazla miktarda fatura kesilmiş olmasının anlaşılamadığını, davalı tarafından müvekkili davacı şirkete kesilen 15.06.2012 tarih ve 281.061,76 TL miktarlı faturadan müvekkili davacı şirketin haberi bulunmadığını, böyle bir faturanın müvekkili davacı şirkete ulaştırılmadığını, kayıtlarında da yer almadığını, fatura içerinin gerçeğe aykırı olduğunu, ayrıca davalı tarafın sözleşme bedelini geçecek miktarda fatura düzenleyip müvekkilini borçlandırmaya çalıştığını, davalının sözleşmeyle üstlendiği işi dahi yapmamışken sözleşmede belirlenen rakamdan daha fazla olacak şekilde fatura kesmesi nedeniyle fatura içeriğindeki işi yaptığını ispatlamasının gerektiğini, icra takibi aşamasında ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle sonradan takipten haberdar olunduğunu, bu nedenle menfi tespit davası açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla menfi tespit davasının kabulü ile Ankara 7. İcra Müdürlüğünün… sayılı icra takibiyle takip edilen alacaktan ve icra takibinden dolayı müvekkili davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, müvekkili davacı şirket aleyhine başlatılmış olan haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında 18.03.2011 tarihli sözleşme ile Kahramanmaraş ili …inşaatı yapım işi hususunda anlaşma yapıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekinde yer alan belgelere göre, davalıya imalat listesi ve birim fiyat cetveli neticesinde 218.624,00 TL’lik bir fiyat verildiği ve buna ek olarak diğer malzemelerin fiyatlandırılmasında baz alınacak hususlarında da gösterildiğini, ancak iş bu sözleşme ve eklerinin hiçbir bölümünde sözleşme bedelinin 400.000,00 TL olarak belirtilmediğini, sözleşmenin hakediş ve ödemeler başlıklı 7. Maddesinde ‘’sözleşmenin imzalanmasını müteakip sözleşmenin 400.000,00 TL tutarındaki miktarı avans olarak işveren tarafından yükleniciye 10. Gün içinde, yüklenicinin banka hesabına yatırılacaktır. ” hükmünün yer aldığını, ancak bu hükümde de sözleşmenin tamamının miktarı değil işin başında müvekkili davalıya avans olarak gönderilecek miktarın yer aldığını, bu nedenle davacı tarafça sözleşmenin 400.000,00 TL bedelli olduğu iddiasına katılmanın mümkün olmadığını, dava dilekçesinde müvekkili davalı tarafından işin eksik olarak yapıldığı iddia edilmiş olsa dahi ne sözleşme devamınca müvekkili davalıya bu konuda ihtar ya da ihbar yapılmadığını, ne de dava dilekçesi ekinde buna ilişkin belge sunulduğunu, sözleşme ve ekleri gereğince, davalının yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu alındığı, davalı tarafından işi tam ve eksiksiz yaparak davacıya teslim ettiğini ispatlayamadığı, ticari defterlerinin incelenmesinde, 2011 yılına ait taraf defterlerinin kayıtlarının birebir örtüştüğü, ihtilafin sadece 15.06.2012 tarihli 281.061,76 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, davalı tarafça bu faturanın davacıya tebliğ edildiği iddia edilmiş ise de, tebliğin … alındısına dayandırıldığı, sunulan … alındısında faturanın davacıya tebliğ edildiğine dair herhangi bir şerh bulunmadığı, bu kapsamda davalının fatura bedeli kadar davacıdan alacağı bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının Ankara 7.İcra Müdürlüğünün … Takip dosyası sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyeti kanıtlanamadığından davacının kötüniyet tazminatının talebinin reddine karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1. hakedişin ardından müvekkilinin sözleşmesel olarak yüklendiği edimi yerine getirmeye devam ettiğini, 2. hakediş raporunun davacı şirkete gönderildiğini, hakedişin incelenmesinin ve onaylanmasının talep edildiğini, 7 gün içinde 2.hakediş ile ilgili müvekkiline dönüş yapılmaması halinde 2. hakedişin onaylanmış kabul edileceğini ve fatura düzenleneceğinin ihtar edildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından teslim alınmış ve teslim alındığına dair imzalı bir örneğin de müvekkiline verildiğini, 7 gün içinde cevap verilmediğinden hakedişni onaylanmış kabul edilerek bu hakedişe ilişkin olarak fatura düzenlendiğini, 15/06/2012 tarih ve … numaralı 281.061,76 TL’lik bu faturanın davacı şirkete iadeli taahhütlü posta yolu ile gönderildiğini, davacının kendilerine gönderilen faturadan haberlerinin olmadığının gerçeği yansıtmadığını, faturanın davacı şirkete ulaştığının … kayıtları ile sabit olduğunu, Türk Ticaret Kanunu 21. Maddesinin 2 fıkrasına göre davacı şirketin faturayı tebliğ almış olmasına rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığından fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davacının faturaya itiraz etmemesi karşısında bu faturaya dayalı olarak menfi tespit açmasında hukuki yararı bulunmadığını, müvekkilinin yaptığı işi eksik ifa ettiği ile ilgili bir bilgi ya da belge de sunulmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, mahkemenin menfi tespite ilişkin davanın kısmen kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 12.12.2017 tarihli ek bilirkişi kurulu raporu gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tarafların 2011 yılı ticari defterlerinin birbiriyle örtüştüğü, uyuşmazlık konusu faturanın davacının 2012 yılı ticari defterinde yer almadığı ancak davalının ticari defterinde yer aldığı ve davalının ticari defterlerinin lehine olduğunu, 16/07/2012 onay tarihi geçici kabul tutanağı göre müvekkilinin davacıya karşı yapımını taahhüt ettiği işleri tamamlamış olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısman kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 07.04.2021 tarih, ….K sayılı geri çevirme kararı gereğince eksiklik mahal mahkemesince ikmal edildikten sonra, istinaf edilen kararın esası incelenmiştir.
Taraflar arasında 18/03/2011 tarihli Kahramanmaraş ili Nurhak bölgesinde yer alan ve davalının inşasını üstlenmiş olduğu teleme regülatörü ve hidroelektrik santrali inşaatı kapsamı içerisinde bulunan hidromekanik ekipmanların uygulama projesinin yaptırılması, imalatı, temini, nakliyesi, yerinde montajı ve gerekli testlerin yapımı ile teslimini konu alan BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, davacı yüklenici, davalı ise taşerondur.
Sözleşme kapsamında yapılacak imalatların cinsi, tahmini miktarı ve sabit birim fiyatları yazılarak sözleşme düzenlenmiş olup, sözleşmenin hakediş ve ödemeler başlıklı 7. maddesinin ilk bendinde “sözleşmenin imzalanmasını müteakip sözleşmenin 400.000,00 TL tutarındaki miktarı avans olarak işveren tarafından yükleniciye 10 gün içinde, yüklenicinin banka hesabına yatırılacaktır. ” düzenlemesi kapsamında 400.000,00 TL avans ödemesinin yapılacağının kabul edildiği ve 400.000,00 TL avansın da ödenmiş olduğu anlaşılmıştır. Yine, sözleşmedeki düzenlemeler dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşme sabit birim fiyatlı sözleşme olup, bu kapsamda davalı taşeronca 19.09.2011 tarihinde 1 no’lu hakedişin düzenlendiği ve 1 no’lu hakedişdeki imalat miktarı ile bedeli konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi bu hakediş bedelinin de ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı taşeron tarafından düzenlenen 30/04/2012 tarihli 2 no’lu hakedişte yapılan imalat miktarları gösterilerek sözleşmedeki birim fiyatlarıyla hakediş bedelinin 281.061,76 TL olarak düzenlendiği ve bu hakedişin davacı şirket yetkililerine tebliğ edildiği, hakedişe davacı yüklenici tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Eser sözleşmesi kapsamında davalı taşeronun bedele hak kazanabilmesi için fatura düzenlenmesi, bu faturaların davacıya tebliği ya da davacı defterlerinde kayıtlı olması zorunluluğu yoktur. Davalı taşeron hakediş belgeleri ve diğer delillerle kanıtlayabildiği imalât bedelini davacıdan isteyebilir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığından sözleşme ilişkisi ayakta olduğu sürece işin taşeron tarafından yapıldığının kabulü gerekeceğinden ve davacı tarafça işin eksik bırakıldığı ve 3. kişiye yaptırıldığı iddia edilmiş ise de, bu kapsamda talep edilen tespite ilişkin mahallinde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı gibi bu savunmasını yasal delillerle de kanıtlayamadığı anlaşılmakla işin davalı taşeron tarafından yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu durumda, davalı tarafça sözleşme kapsamında düzenlenen her iki hakediş doğrultusunda toplam iş bedelinin 511.551,37 TL olarak kabulü gerekli olup, davacı yüklenici ile dava dışı iş sahibi idare arasındaki geçici kabul tutanağının da düzenlendiği , düzenlenen geçici kabul tutanağında belirlenen eksik ve ayıplı işlere ilişkin davacı taahhüdünde bulunan iş kalemlerinin bulunup bulunmadığının, varsa bunların giderim bedelinin davalı taşeronun bakiye iş bedeli alacağından mahsup edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Yargıtay’ın yerleşik içtihatları kapsamında kabul edilen ilkelere aykırı olarak davalı tarafça işin tam ve eksiksiz yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle menfi tespit istemine ilişkin davanın kabulü doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-)Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarih,…. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davalı tarafından yatırılan 1.905,03 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-)İstinaf talep eden davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır