Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/987 E. 2021/1115 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 24.09.2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 09.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.12.2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasında mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında soğuk hava deposu üzerine güneş enerji santrali yapım sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin sözleşme gereği yapım işini tamamladığını ve sözleşme gereği alması gereken bedeli fazlasıyla tahsil etmesine rağmen teminat olarak aldığı çekleri müvekkiline iade etmediğini, tarihsiz olarak verilen çekleri 22.09.2021 tarihi itibariyle müvekkilinin haberi olmaksızın keşide tarihlerini doldurduğunu ve bankadan karşılıksız olduğuna ilişkin şerh yazdırdığını, iş bu çeklere dayanılarak müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatılacağını belirterek henüz icra takibine konulmayan…. seri numaralı 150.000 TL bedelli ve …. seri numaralı 450.000 TL bedelli çeklerin %15 teminat karşığında, icra takibine konulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 24.09.2021 tarihli ara kararı ile; ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebin ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan deliller incelendiğinde taraflar arasında imzalanan sözleşmede teminat olarak çek verileceğinin belirtildiği, ancak çek miktarı ve keşideci isimlerinin farklı olduğu ve davacının dava dilekçesindeki iddialarını, ihtiyati tedbir verilmesini gerektirecek şekilde yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlayamadığı, bu hususun yargılamayı ve delil toplanmasını gerektirdiği belirtilerek, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 24.12.2020 tarihli soğuk hava deposu üzerine güneş enerji santrali yapım sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin sözleşme gereği üstlendiği işi tamamladığını, müvekkilinin de sözleşme ile belirlenen bedeli davalıya ödediğini ve buna ilişkin dekontları sunduğunu, sözleşmenin 18.6. maddesine istinaden kendisine teminat olarak verilen çeklerin keşide tarihlerini kötü niyetli bir şekilde 22.09.2021 olarak doldurduğunu ve bankaya ibraz ederek karşılıksızdır şerhi yazdırdığını, davalı şirketin keşide tarihleri doldurulmuş ve karşılıksızdır şerhi verilmiş çekleri icra takibine koyacağının taraflarınca öğrenildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18.6. Maddesi hükmünde belirtilen çekin … namına düzenlenceği ve… tarafından davalıya cirolanacağı ile çek bedelinin 500.000 TL olacağı belirtilmiş ise de, teminat çekinin teslim edileceği sırada …’nun hazır olamaması ve davalı şirket yetkilisinin sorun olmayacağını ifade etmesi üzerine dava konusu çeklerin düzenlenerek davalı şirkete teslim edildiğini, bu kapsamda duyulan güven nedeniyle sözleşmenin eki niteliğinde ayrı bir belge düzenlenmediğini, müvekkili şirketin iyiniyetli davrandığını, bu çeklerin teminat çeki olduğunu, HMK’nın 390/3 maddesindeki yaklaşık ispat koşunun dosyada mevcut olduğunu, bu tür durumlarda kesin ispatın aranmaması gerektiğini, hatta sunulan delillerin yaklaşık ispatın üstünde olduğunu, bu nedenle %15 teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, tacir olan müvekkili aleyhine takip yapılması durumunda haciz işlemleriyle karşı karşıya kalabileceğini ve bu nedenle ticari anlamda mahvının gündeme gelebileceğini, telafisi mümkün olmayan zararların bulunduğunu, müvekkilinin bankalar nezdindeki itibarının sarsılacağını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, dava konusu çeklerin icra takibine konulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 18.6 maddesi gereğince davacı tarafça teminat çeki verileceği kararlaştırılmış ve davacı tarafça davaya konu çeklerin bu kapsamda verilen teminat çekleri olduğu iddia edilmiş olmakla, mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre her zaman ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasının mümkün olup, buna göre mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasının tabi bulunmasına göre ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davacıdan istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.