Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/959 E. 2023/643 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/959 – Karar No:2023/643
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/959
KARAR NO : 2023/643

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2021
NUMARASI : 2019/316 E-2021/349 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; iş bu davanın konusunun, davalı iş ortaklığının almış olduğu “… İnşaatı İşi”ihalesinde, müvekkilinin sunmuş olduğu mal ve hizmetlerden doğan güncellenecek hak ve alacakları olduğunu, davaya konu işin kabulünün yapılmış olup, müvekkilinin bu işte taşeron olarak kullanıldığını, tüm bilgi ve belgelerin … Genel Müdürlüğü’nde mevcut ihale dosyasından tespit edilebileceğini, … tarafından 26/10/2018 tarihinde kabulleri yapılan bir kısım ihaleye konu olacak ürünün müvekkiline yediemin olarak bırakıldığının da Test Kabul tutanağı ile imza altına alındığını, davalı tarafın birçok ürünün ve hizmetin ödemesini yapmadığını ve buna yönelik faturaların bir kısmının da kesilememiş olmasının nedeninin davalı ortaklığın alacağı belirsiz görmesi ve ödemeden kaçmak istemesi olduğunu, davanın kısmi açılmasının gerekçesinin de buna dayandığını, ihaleyi alan davalı ortaklığın, taraflarıyla değil de, organik bağı olan başka bir firma vasıtası ile müvekkiline mal ve hizmetleri yaptırmasının, davalı ortaklığın sorumluluğunu kaldırmayacağını, davaya konu ettikleri alacaklarının … ihale dosyasında yapılan kabuller ve bunun karşılığında davalılara ödenen bedeller ile ortaya çıkacağını, teslime hazır durumdaki 26/10/2018 tarihli ürünlerin de halen teslim alınmamış olmasının müvekkilin sorumluluğunda olmayıp, bu ürünlerin de güncel fiyatlandırması ile beraber, bu tarihten itibaren oluşan yed-i eminlik ücretlerinin de hesaplanacak alacaklar arasında olduğunu, bu ürünler için gönderilen 08/04/2019 tarihli ihtarnamenin de ekte olduğunu, davaya emsal olabilecek 15. Hukuk Dairesinin kararında görüleceği üzere, sözleşmede alacağın istenebilmesi için fatura düzenlenip tebliği kararlaştırılmadığından, iş bedelinin talep edilmesinde fatura düzenleme zorunluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin, davalılara “… İnşaatı İşi” ihalesi kapsamında sunduğu mal ve hizmetlerin karşılığı olarak doğan hak ve alacaklarının tam miktarı yapılacak keşif bilirkişi incelemeleri ile tespit edilebileceğinden, şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; dava konusu alacağın, davacı şirket ile dava dışı taşeron firma … A.Ş. arasında imzalanmış olan sözleşmeden kaynaklandığını, diğer davalı… … tarafından dosyaya sunulan sözleşme içeriğinden de anlaşılacağı üzere; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını bu sebeple müvekkili şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; müvekkili şirket ile diğer davalı şirket… …’ın; dava dışı iş sahibi … tarafından ihalesi gerçekleştirilen “… İnşaat İşi”ni üstlenen iş ortaklığını oluşturan firmalar olduklarını, ihale gereği yapılması gereken ve uzmanlık gerektiren işler için birden fazla taşeron şirket ile anlaşma yapıldığını, bu nedenle … A.Ş. ile anlaşma yapıldığını, akabinde ise … A.Ş. ile davacı şirket arasında mekanik teçhizatların yapımı işi için müvekkili şirketten bağımsız şekilde sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin iş bu dava konusu sözleşmede hiçbir şekilde taraf sıfatının bulunmadığını ve herhangi bir yükümlülük altına girmediğini, sözleşmelerin ancak tarafları arasında hak ve borç doğuracaklarını, kabul etmemekle birlikte; bir an için müvekkili şirketin sözleşmenin tarafı olduğu varsayımında bulunulsa dahi; sözleşmede, ürünlerin şantiyeye nakli ve montajlarının yapılarak çalışır vaziyette teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, her ne kadar davacı şirketçe “Test ve Kabul Tutanağı”na dayanılarak yükümlülüklerinin sona erdiği iddia edilse de; tutanakta test işleminin davacıya ait olan ve Ankara ilinde bulunan fabrikada yapıldığının, iş yerlerine sevkine kadar da davacı şirketin bünyesinde bırakıldığının belirtildiğini, davacı şirketin test edilen ürünleri sözleşmede belirtilen İzmir, Bergama Kırcalar Göleti lokasyonuna taşımadığını, montaj ve teslimini yapmadığını, kanunda açıkça belirtildiği üzere; kendi edimini yerine getirmeyen tarafın, karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceğini, iş bu nedenle davanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, her ne kadar davacı tarafça “teslime hazır kabul edilen ürünlerin teslim alınmadığını” belirten 08/04/2019 tarihli ihtarname gönderilmişse de; dosyada bulunan sözleşmede teslim işleminin davacı şirket tarafından yapılacağı hususunun açıkça belirtilmiş olması nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihtarnameyi de kabul etmediklerini, ihtarda teslime hazır oldukları iddia edilen ürünlerin isim ve içerikleri ile ilgili hiçbir beyana yer verilmemiş olup, oluşturulan fiyatlandırılmanın dayanağından da bahsedilmediğini, matbu ve dayanaktan yoksun şekilde hazırlanan ihtarnameyi de kabul etmediklerini, yine gönderilen ihtarda ürünlerin ödemesinin yapılması talep edilmişse de bu ürün ve ödemelere ilişkin faturalandırma işlemi yapılmadığını, taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi ile müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir cari hesap ilişkisinin dahi bulunmadığının görüleceğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; müvekkili … ve iş ortaklığının davacı ile yaptığı bir taşeronluk sözleşmesi bulunmadığını, davacı ile, iş ortaklığının taşeronu ve müvekkilin ortağı olduğu … A.Ş. arasında yapılan bir sözleşme bulunduğunu, bu sözleşmeye göre davacının … mekanik teçhizat yapımı ve montajı işini üstlendiğini, ancak davacının dilekçesinde belirttiği ürünlerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, montajının yapılmadığını ve faturasının kesilmediğini, davacının belirttiği test kabul tutanağının davacının imalathanesinde yapılan teknik bir inceleme olduğunu, bu imalatların teslim edilmediğini, davacı firmanın imalathanesinin fiilen kapandığını ve davacı yetkililerine ulaşılamadığını, bu durumda olmayan, teslim ve montajı yapılmayan ürün için alacak talep edilmekte olduğunu, daha önce teslim edilen boru ve diğer ürünlerin bedelinin ise ödendiğini belirterek; davanın reddini savunmuş; yargılama sırasında davalı …’in 19/11/2019 tarihinde vefat etmesi nedeniyle, davaya Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 30/01/2020 tarih ve 2020/185 Esas- 2020/223 Karar sayılı veraset ilamına göre tek mirasçısı olan … tarafından devam olunmuştur.
İhbar olunana …A.Ş.’ye ihbar dilekçesi tebliğ edildiği halde davaya karşı yazılı yada sözlü bir beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın, davacı ile davalılar iş ortaklığı arasında yapılan bir sözleşmenin olup olmadığı, bu kapsamda davalıların pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davacının söz konusu işten kaynaklanan ve teslim alınmasında temerrüt edildiği iddia edilen ürünler yönünden alacağının olup olmadığı ve miktarına ilişkin olduğu, davacının sunduğu dava dışı … İnş…Ltd. Şti. ile yaptığı tarihsiz sözleşme incelendiğinde; konusunun … kapsamında bulunan mekanik teçhizat yapım işinin birim teklif fiyatlar üzerinden yapımı olduğu, …-…’in işveren, ….Ltd Şti’nin taşeron, … 2. Bölge Müdürlüğü’nün ise işveren olarak yer aldığı, işin teknik şartnamelere, idare ve işverenin talimatlarına uygun yapılacağı belirtilerek tablo halinde yapılacak işler (test kabul tutanağında özellikleri belirtilen üç adet vananın yer aldığı ürünler) ve birim fiyatları ile tahmini fiyatlarının gösterildiği, bu tabloda iş bedelinin bir kısmının avans, bir kısmının vanaların kabulünde şantiyeye sevkinden önce ve son kısmının montajdan sonra ödeneceğinin belirtildiği fakat bu şekilde ödenecek miktar kısımlarının boş bırakıldığı, 26/10/2018 tarihli Test ve Kabul Tutanağı incelendiğinde; 1 adet 710×710 el ve elektrik kumandalı Karesel Sürgülü Vana, yine 1 adet 620x 620 el ve elektrik kumandalı Karesel Sürgülü Vana ve 1 adet Q 1200 PN10 el ve elektrik kumandalı Karesel Sürgülü Vana için … test ve muayene komisyonu tarafından gerekli testlerinin yapılarak imal edilen tüm ekipmanların teknik şartname ve standartlara uygun olarak imal edildiği belirtilerek kabul işlemi yapıldığı, vanaların şantiyeye sevk edilmesinde bir mahsur olmadığı ve sevkine kadar davacıya yediemin olarak bırakılmasına karar verilerek tutanağın … test ve kabul heyeti, yüklenici firma olarak …. A.Ş. ile… … İş Ortaklığı ve imalatçı olarak … …. Şti. tarafından imzalandığının görüldüğü, davacının, …. Ltd.Şti. ile yaptığı ve davalıların benimsediği sözleşmede belirtilen 3 adet vana imalatının, … test ve kabul tutanağındaki vanalar ile aynı olduğu ve örtüştüğü, tarafların delilleri toplandıktan sonra, ticari defter kayıtları ile dosya kapsamı yönünden Makine Mühendisi, Mali Müşavir ve Nitelikli Hesap Uzmanından oluşturulan heyetten rapor ve ek rapor alındığı, davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilerek, vanalar başında keşif yapılarak ek rapor talebinde bulunmuş ise de, mahkemece keşif ve bilirkişilerin emek ve mesaileri için takdir edilen ek ücretin verilen kesin sürede yatırılmaması, karşı tarafın da bu bedelleri karşılamayacaklarını belirtmesi nedeniyle keşif yapılarak ek rapor alınamadığı, tüm dosya kapsamı nazara alındığında; davalılar iş ortaklığının …’den aldığı gölet ve sulama inşaatı işi kapsamında bir takım mekanik teçhizatların (vanaların) yapımı için davalılar alt taşeronu (davalı …’in ortağı ve temsilcisi olduğu) ….A.Ş. ile yazılı sözleşme yapıldığı, sözleşmede yapılacak imalatların ve ödemelerin kararlaştırıldığı, davacının davalılarla yazılı bir sözleşmesinin bulunmadığı ancak davalıların bu sözleşme kapsamında yapılan işleri benimseyip, bu işin davacı tarafından yapılacağını …’ye bildirip onay aldıkları ve bu onaydan sonra imalatın yapıldığı, daha sonra 26/10/2018 tarihli test ve kabul tutanağı ile …’nin muayene ve kabul komisyonunun imal edilen malzemeleri test edip teknik şartnameye ve standartlara uygun yapıldığını belirleyerek kabul ettiği, bu tutanağı davalılar iş ortaklığının da imzaladığı, vanaların şantiyeye sevkine kadar yediemin olarak davacıya bırakıldığı, monte işinin davalılarca talep edilmesi gerektiği halde ihtarlarına rağmen sevkinin ve monte edilmesinin sağlanmadığı, davalıların, … ihale sözleşmesi kapsamında belirlenen değer kadar bu vanalar bedelini asıl işven …’den işin tasfiyesi nedeniyle aldıkları anlaşılmakla, bilirkişilerce tespit edilen bu değerin tahsiline karar verildiği, … tarafından yapılan muayene test ve kabulü ile davacı tarafından imal edilen vanaların mülkiyetinin asıl işverene geçtiği ve davacıda yed-i emin sıfatıyla bulunduğu nazara alınarak, bedele hükmedilmesine rağmen bunların davalılara iadesine karar verilemediği, yine davacının asıl işveren …’nin yed-i emini olup, yediemin ücretinin davalılardan talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile; 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda; dava dışı …’ın iş ortaklığının resmi altyüklenicisi olarak kabul edilmesine yönelik taleplerinin dava dışı iş sahibi … tarafından 07/09/2017 tarihinde reddedildiğini, dolayısıyla, bilirkişi raporunda değinilen iş ortaklığının ”resmi alt yüklenicisi” bulunduğu tespitinin doğru olmadığını, bu yönüyle bilirkişi raporuna itirazlarını belirttiklerini, itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, bu nedenle mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, ihale gereği yapılması gereken ve uzmanlık gerektiren işler için ise birden fazla taşeron şirket ile anlaşma yapıldığını, bu nedenle … A.Ş. ile anlaşmaya varıldığını, akabinde ise … A.Ş. ile davacı şirket arasında mekanik teçhizatların yapımı işi için müvekkili şirketten bağımsız şekilde sözleşme imzalandığını, davacı … ile dava dışı … arasında ihale konusu iş için imzalanan vana yapım sözleşmesi incelendiğinde, iş ortaklığının ortaklarından… …’ın vana yapım işinde taşeron olarak … ile birlikte çalışacağının belirtildiğini, davacı… ile yapılan sözleşmede işveren olarak …’in, taşeron olarak da …’ın adının zikredildiğini, sözleşmeyi de … ile…’nin kendi kaşeleri ile imzaladıklarını, bu hususun diğer davalı iş ortağı …’in 27/06/2019 tarihli cevap dilekçesinde ikrar edildiğini, bu dilekçede… … ile … arasındaki iş ilişkisinin de açıklandığını ve …’ın iş ortaklığının taşeronu olarak çalıştığının belirtildiğini, müvekkili şirketin iş bu dava konusu sözleşmede hiçbir şekilde taraf sıfatının bulunmadığının ve herhangi bir yükümlülük altına girmediğinin açıkça ortada olduğunu, iş ortaklığını temsile yetkili olmayan ortaklardan birinin, ihale konusu işle ilgili yaptığı işlemden dolayı alacak ve borcun ortağın kendisine ait olacağını ve iş ortaklığını hukuken bağlamayacağını, yine dosyaya sunulan, vana sözleşmesi incelendiğinde, işveren olarak …+… İş ortaklığının adının geçmemekte olup, işveren olarak … firmasının gösterildiğini, … ve ilişkisi olduğunu belirttiği taşeron …’ın iş ortaklığını resmi olarak temsil etmediklerini, ihaleli yapım işi ile ilgili yaptıkları ticari faaliyetlerden doğan sorumluluklarının da sadece kendilerini bağlayacağını, taşeron …’ın … ile kurduğu ticari ilişkisi kendi özel ilişkisi olup müvekkili şirketi hukuken bağlamayacağını, bu sebeple müvekkili şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken mahkemenin müvekkili şirketi müteselsil sorumlu tutarak karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … – … mirasçısı … vekili istinaf başvurusunda; mahkemece verilen kesin süre içerisinde davacı vekilince ek bilirkişi ücreti yatırılmadığından davacı tarafın davasını ispat edemediğini, sırf bu nedenle dahi davanın reddi gerekirken, kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkilinin veya iş ortaklığının yaptığı herhangi bir taşeronluk sözleşmesi bulunmadığını, bu hususun bilirkişi incelemesinde de zaten tespit edildiğini, bilirkişi raporunda “sözleşmeler ancak tarafları arasında hak ve borç doğurmakta olup, kural olarak davacı şirket ile asıl yüklenici iş ortaklığı oluşturan firmalar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı için davacı şirketin sözleşmeden doğan bir alacağı varsa bu alacağın muhatabı ve borçlusu sözleşmenin tarafı olan dava dışı alt yüklenici …. A.Ş. firması olmaktadır.” yönünde tespiti bulunduğunu, dolayısıyla müvekkili ve iş ortaklığı ile davacı arasında herhangi bir sözleşme yokken, müvekkilinin ve iş ortaklığının sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davalı müvekkili yönünden davanın reddi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ile iş ortaklığının taşeronu … İnş. A.Ş. arasında imzalanmış olan sözleşmeye göre; davacı … mekanik teçhizat yapımını ve montajını üstlenmişse de, davacının sözleşme konusu ürünü teslim etmediğini, montajını yapmadığını, faturasını da kesmediğini, ortada teslimi yapılan vana bulunmadığı için, vanaların başkasına satılmış olabileceği göz önüne alınmadan veya akıbetine ilişkin tespit yapılmadan, imal edilmeyen vanalar imal edilmiş gibi kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için vananın imal edildiği kabul edilse dahi, davacı tarafından vanaların hala teslim edilmemiş olmasının mahkemece gözönüne alınmadığını, vanalar, yediemin olarak davacı da bulunmakta ise bu vanaların tesliminin gerektiğini, Mahkemece, vanalar başında keşif yapılarak ek rapor alınması gerekirken, keşif ve bilirkişilerin emekleri için takdir edilen ek ücretin verilen kesin sürede yatırılmaması, karşı tarafın da bu bedelleri karşılayamayacaklarını belirtmesi nedeniyle keşif yapılmadan ve ek rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira bu durumda davacının davasını ispat edemediğini, 11/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının bu yönde bir talebi olmadığı halde imalatların davanın açıldığı tarih itibariyle belirlenen güncel değeri üzerinden hesaplama yapıldığını, bilirkişi raporundaki hesaplamanın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer bir imalat var ise, bedelinin imalat tarihindeki güncel değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, dava tarihindeki güncel değer üzerinden hesaplama yapılamayacağını, yine kur konusunda da benzer bir yanlış yapılarak, imalat tarihindeki döviz kuru değil, dava tarihindeki döviz kuru üzerinden hesaplama yapılmışsa da bu hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, iş bedelinin tahsili için açılan alacak davası olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 21/10/2021 tarih ve 2021/838 Esas- 2021/924 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince, mahkemece eksik gönderilen dosya eki olduğu anlaşılan delil klasörlerinin dosya ile gönderildiği anlaşılmıştır.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalı yüklenici ortaklık tarafından, dava dışı iş sahibi …’ye hitaben verilen 20/07/2017 tarihli dilekçede davacının davalı yüklenici adi ortalığın vana imalatları yönünden taşeronu olduğu yönünde bildirimde bulunulduğu ve … tarafından davacının vana imalatları yönünden taşeron olarak kabul edildiğinin anlaşılmasına, yine davacı ile dava dışı …. A.Ş. arasında sözleşme ilişkisi olduğu belirtilerek, dosyaya sözleşme örneğinin sunulduğu ve yargılamada bir kısım faturaların dava dışı …. A.Ş. adına kesildiği belirlenmiş ise de; söz konusu tarihsiz sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı maddesinde iş sahibinin …- … olarak gösterildiği, dosyadaki belgeler ve Ticaret Sicil kayıtlarından …. A.Ş. ile … arasında adres ve ortakları itibariyle organik bağın olduğunun da anlaşılmasına, dava dışı iş sahibi … tarafından davacı adresinde taşeron sözleşmesine konu vanalara ilişkin kabul edilebilir olduklarına yönelik tespit ve değerlendirmenin bulunmasına, davalılarca dava konusu vana bedellerinin hakedişlerde ödenmediğine ilişkin beyanda bulunulmamış olmasına göre, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … A.Ş.’den alınması gereken 683,10 TL istinaf karar harcından peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32‬ TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı … A.Ş.-… Mirasçısı …’den alınması gereken 683,10 TL istinaf karar harcından peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32‬ TL harcın davalı … A.Ş.-… Mirasçısı …’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır