Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/924 E. 2023/518 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/924 – Karar No:2023/518

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/924
KARAR NO : 2023/518

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2018/600 E-2021/539 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak, Teminat Mektubunun İadesine (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve teminat mektubunun iadesi istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın alacak yönünden kabulüne, konusuz kalan teminat mektupları yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 21/07/2011 tarihinde “… Kompresör İstasyonunun …’a Taşınması Yapım İşine” dair sözleşme akdedildiğini, müvekkil şirketin sözleşmeye uygun olarak işin yapımına başladığını, yönetmelik değişikliği ve davalı tarafın talebi üzerine sözleşmeye dahil olmayan ilave işlerin çıktığını, müvekkil şirketin 13/02/2012 tarih ve … sayılı yazısı ile ilave işlerin sözleşmeye dahil olmadığı ve bu işlerin ek iş niteliğinde olduğu konusunun davalı tarafın onayına sunulduğunu, davalı tarafın 10/04/2012 tarihli cevabi yazısında işlerin ek iş olduğunun kabul edildiğini, bahsi geçen işlere dair maliyet hesabının yapılarak kendilerine iletilmesini talep ettiğini, gerekli hesaplamaların davalı tarafa iletildiğini, davalı tarafın 15/08/2012 tarihli yazı ile işlere dair müvekkil şirkete ödenecek ilave bedelin tek tek belirlenerek işlerin yapılması talimatının verildiğini, davalı tarafça ilave işler için ek kesin teminat mektubu talep edildiğini, teminat mektubunun 28/12/2012 tarihinde davalı tarafa verildiğini, sözleşme konusu işin sözleşme şartlarına uygun olarak 31/05/2013 tarihinde tamamlandığını, 31/05/2013 itibar tarihi olmak üzere geçici kabul ve 28/07/2015 tarihinde 31/05/2015 itibar edilmek üzere işin kesin kabulünün yapıldığını, davalı tarafın 09/09/2015, 09/10/2015 ve 10/11/2015 tarihli yazıları ile yapılan işlerin ilave iş olarak kabul edilmeyeceğini ve ödenen bedellerin iadesini talep ettiğini, ilave iş için verilen sürenin gecikme olarak kabul edildiğini ve gecikme cezası karşılığı teminat mektubunun idareye verilmesinin talep edildiğini, bu teminatın verilmemesi durumunda müvekkil şirkete ait alacak ve teminatların emanete alınarak ek teminatın teslim edilmesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan itirazların kabul görmediğini , 20/02/2017 tarihli kesin hesap toplantısında alınan kararların müvekkil şirket yetkililerince ihtirazı kayıt ile imzalandığını, davalı tarafın iş artış bedellerini faiziyle birlikte müvekkil şirketin nakit teminatlarından tahsil ettiğini, Ankara 64. Noterliği’nin 31/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kesintilerin kabul edilmediğinin ve ilave işlere dair bedellerin ödenmesinin talep edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ile yüklenilen işin halihazırda çalışan bir istasyonun parçalanarak başka bir yere taşınması ve kurulması işi olduğunu, sözleşmede yeni ekipman temininin olmadığını, değişiklik yapılmaksızın istasyonun tekrar kurulup çalışabileceğini, ilave işler için idarenin onayının istendiği vc onay alındıktan sonra işlerin yapıldığını, idarenin kabul ve onayı ile yapılan işler için ödenen hak edişlerin geri alınmasının ve faiz uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin teminatının 3. kişi tarafından kurum aleyhine açılan dava nedeni ile iade edilmediğinin bildirildiğini, Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/171 E. sayılı davasında, dava değerinin teminatla orantısız olduğunu ileri sürerek, davalı tarafından ilave iş bedeli ve faiz adı altında tahsil edilen 334.000,40 USD kesintinin, kesinti tarihi 28/05/2018 tarihinden itibaren devlet bankalarının Amerikan Dolar ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, 21/07/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklı davalıya herhangi bir borcun olmadığını tespiti ile … … Şubesi tarafından düzenlenen 14/07/2011 tarih ve … numaralı 225.000-USD tutarlı teminat mektubunun iadesine, bahsi geçen teminat mektubunun davada verilecek karar kesinleşinceye kadar nakde çevrilmesinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında 21/07/2011 tarihli “… Kompresör İstasyonunun … Taşınması Yapım İşi”ne ilişkin 19.889.925,-USD bedelli anahtar teslim götürü bedel sözleşmenin imzalandığını, 01/08/2011 tarihinde yer teslimi yapıldığını, işin 510 gün süre içerisinde yapılması gerektiğini, daha sonra 60 gün süre uzatımı verildiğini, işin bitiş tarihinin 31/05/2013 olarak belirlendiğini, geçici kabul tutanağının 30/10/2014 ve kesin kabul tutanağının 12/02/2018 tarihinde onaylandığını, müvekkili idarenin faaliyetlerine ilişkin düzenlenen 2013 yılı Sayıştay raporunda ilave işlerin sözleşme kapsamında yükümlülükler olarak değerlendirilmesi ve bu işler için ödenen tutarların yükleniciden tahsilinin gerektiğine yer verildiğini, kesin hesap işlemlerinin tamamlanması için yüklenici ile müvekkil idarenin bir araya geldiğini, toplantıda fazla ödenen tutar ile kesin kabul eksikliklerinin kesin kabul komisyonunca verilen süre zarfında tamamlanması nedeniyle 11.489,90 USD kesin kabul gecikme cezasının yüklenicinin nakit teminatlarından tahsil edileceğine karar verildiğini, toplam 331.480,06 USD nakit teminatlarından kesinti yapılacağının yükleniciye bildirildiğini, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması sonucunda davacının nakdi teminatlarından kesinti yapıldığını, davalı idare tarafından hazırlanan kesin hesap icmalini davacı tarafından itirazsız olarak imzalandığını, icmalde yapılan kesintilerin belirtilmiş olduğunu, davacı tarafın süresi içerisinde usulüne uygun olarak itirazının olmadığını, yüklenicinin herhangi bir talep imkanı kalmadığını, işin götürü bedelle yapıldığını, fazla ya da eksik edimlerin ücreti etkilemeyeceğini, davacı şirket alt yüklenicisinin personeli tarafından açılan davanın derdest olduğunu, bu durumun müvekkil idare açısından risk oluşturduğunu savunarak , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasında 21.07.2011 tarihinde “… Kompresör İstasyonunun …’a Taşınması Yapım İşine” dair sözleşme yapıldığı, davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu, davalı idare tarafından, ünite bacalarının yükseltilmesi ve yangın pompa grubu temini için ilave iş bedeli olarak yapılan ödemeye istinaden 334.006,40 USD’nin davacın nakit teminatından kesinti yapıldığına dair ihtilaf olmamakla birlikte, davacı tarafından yapılan “ünite bacalarının yükseltilmesi ve yangın pompa grubu temini ” işinin ek iş mahiyetinde olup olmadığı, sözleşme kapsamında ödenen bedelin bu işi kapsayıp kapsamadığı, bu imalatlar için kesin hesapta ödenen tutarın daha sonra nakdi teminat bedelinden kesilmesinde davalının haklı olup olmadığı, davalının uhdesinde tuttuğu teminat mektubunun iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu, hükme esas alınan 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporu ve 01/02/2021 tarihli ek raporda da belirtildiği üzere, sözleşmenin 3. maddesinde yapılan işin tanımının yapıldığı, sözleşmenin konusunun … Kompresör İstasyonunun …’a taşınması olduğu, sözleşmenin 22. maddesinde ilave işlerin nasıl yaptırılacağının düzenlendiği, dosyada bulunan kayıtlara göre davacı şirket tarafından 13.02.2012 tarihli yazı ile mevcut yangın pompası debisinin yeni tesis için yeterli olduğu ve mevcut … Komprasör İstasyonunda kullanılan bacanın yüksekliğinin Kırşehir-Mucur’da kullanılmasının uygun olduğu bildirilmiş ise de, davalı tarafça yazılan 10.04.2012 tarihli yazıda ünite binaların baca yüksekliğinin ve yangın pompalarının uygun olmadığı, fuel gas filter skidinin yedekte olması ve akış kontrol vanası temin ve tesisi konularında mühendislik, maliyet ve süre çalışmalarının yapılmasının istenildiği, davacı tarafın, davalı tarafın bu talebi üzerine mühendislik ve montaj bedellerini hesaplayarak davalı idareye ve bildirdiği, davalı iş sahibi tarafından 15.08.2012 tarihli yazı ile uygun görülen miktarların davacıya bildirildiği ve 11, 12, 13 ve 14 nolu hak edişlerde ilave iş bedellerinin ödendiği, taraflar arasında 31.05.2013 tarihinde geçici kabul tutanağının, 28.07.2015 tarihinde ise kesin kabul tutanağının düzenlendiği, kesin kabul itibar tarihinin 31.05.2013 olarak belirlendiği, kesin kabul eksikliklerinin tamamlanması için 60 gün ek süre verildiği, sonrasında yapılan Sayıştay denetiminde götürü iş kapsamında olduğu belirtilen ünite bacalarının yükseltilmesi için ödenen 71.168,75 USD ile yangın pompa grubu temini için ödenen 163.756,25 USD’nin yükleniciden tahsilinin önerildiği, Sayıştay raporunda yapılan işin her ne kadar götürü bedel kapsamında olduğu belirtilmiş ise de, davalı idarenin 15.08.2012 tarihli yazısında ilave iş kapsamında olduğunun bildirildiği ve davacı yüklenicinin fiyatlandırmasının uygun bulunduğu, ilave iş bedelinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmakla, davacı tarafından yapılan dava konusu işlerin ilave iş kapsamında olduğunun kabulünün gerektiği, bu sebeple ödenmesi taahhüt edilen ilave iş bedelinin nakdi teminattan kesilmesinin yerinde olmadığı ve davalı tarafın talebi ile yapılan 20/12/2017 tarihli kesin hesap toplantısında davacı yüklenici temsilcisinin YİGŞ’nin 40. ve 41. maddesi uyarınca ihtirazi kayıt ile tutanağı imzaladığı, davacının iadesini istediği teminat mektubu yönünden ise, davacının SGK ilişiksiz Belgesi ve onaylı kesin kabul tutanağı eklemek sureti ile 24.04.2018 tarihli başvurusu ile kesin teminatın ve ek kesin teminatın iadesini istediği, davalının Mucur Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2016/171 Esas sayılı dosyada dava dışı işçi tarafından davalı idare, davacı şirket ve dava dışı …. Şti. aleyhine açtığı tazminat davasında davalı yönünden açılan davanın reddedildiği, teminat mektubunun iadesi şartlarının dava tarihi itibari ile oluştuğu, yargılama sırasında teminat mektubunun iade edildiği, bu kalem yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle hakedişe yönelik davanın kabulü ile 334.006,40 USD’nin kesinti tarihi olan 28/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının USD cinsi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, teminat mektubunun iadesine yönelik dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hatalı ve hukuka aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini, dava konusu sözleşmenin 07.03.2018 tarihli 16 no’lu kesin hakedişinde “Ünite Bacalarının Yükseltilmesi ve Yangın Pompa Grubu Temini İş Artışları İçin 11, 12, 13 ve 14 no.’lu Geçici Hakedişlerle Yüklenici Firmaya Ödenen 234.925,00 ABD Doları, Sayıştay 2013 Yılı Denetim Raporu Gereğince Kit Üst Komisyonu Toplantısında Alınan Kararlar Doğrultusunda Yüklenicinin Nakit Teminatlarından Yasal Faiziyle Geri Tahsil Edilmiştir. Bu çerçevede 20.560.035,04 USD Olan Önceki Hakedişler Brüt Toplamı 20.325.110,04 USD olarak revize edilmiştir.” ifadelerin yer aldığını, hakedişin “Müteahhit” kısmının, şirket yetkilisi … tarafından herhangi bir ihtirazı kayıt konulmadan imzalandığını ve bu hakedişin davacı yüklenici tarafından 15.03.2018 tarih ve 197 sayılı yazısı ekinde müvekkili …’a sunulduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 40. maddesi ve 39. maddesinin dikkate alınması gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul edildiği üzere delil sözleşmesi niteliğinde bulunan YİGŞ m.39 ve m.40 hükümlerine göre itiraz edilmemesinin hakedişin kesinleşmesi sonucunu doğurduğunu ve kesinleşen hakedişler sonrasında yüklenicinin herhangi bir talep imkânı kalmadığını, bu hususun hükme esas bilirkişi raporunda da belirtildiğini ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kesin hakedişin itirazsız imzalandığı hususu görmezden gelinerek “… 20.12.2017 tarihinde yapılan Kesin Hesap Toplantısında, Davacı Yüklenici temsilcisi … gecikme cezası uygulamasına ilişkin itirazlarımız dahil, her türlü sözleşmesel ve yasal haklarımız saklı kalmak üzere ihtirazi kayıtla imzalanmıştır.” şeklindeki ihtirazi kaydının olduğu görülmeketdir.” şeklinde son derece hatalı bir tespit ve değerlendirme yapıldığını ve mahkemece buna itibar edilerek, sanki somut olayda YİGŞ’de yer alan delil sözleşmesine uygun bir itiraz varmış gibi hüküm kurulduğunu, oysa kesin hakediş herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin imzalanması nedeniyle kesinleştiğini, bu nedenle de davacının yapılan kesintinin iadesini talep etmesinin mümkün olmadığını, mahkeme gerekçesinde bu hususlar gözardı edilerek ve hatalı bilirkişi raporu esa alınarak “…20/12/2017 tarihli kesin hesap toplantısında davacı yüklenici temsilcisinin YİGŞ’nin 40 ve 41. Maddesi uyarınca ihtirazi kayıt ile tutanağı imzaladığı anlaşılmıştır.” gerekçesine yer verildiğini, oysa 20.12.2017 tarihli toplantı tutanağında yer alan şerhin YİGŞ 39. ve 40. maddelerinde belirtilen ihtirazi kayıt olmadığının, toplantıdan sonraki bir tarih olan 07.03.2018’de düzenlenen ve “Ünite Bacalarının Yükseltilmesi ve Yangın Pompa Grubu Temini İş Artışları İçin 11, 12, 13 ve 14 no.’lu Geçici Hakedişlerle Yüklenici Firmaya Ödenen 234.925,00 ABD Doları, Sayıştay 2013 Yılı Denetim Raporu Gereğince Kit Üst Komisyonu Toplantısında Alınan Kararlar Doğrultusunda Yüklenicinin Nakit Teminatlarından Yasal Faiziyle Geri Tahsil Edilmiştir. Bu çerçevede 20.560.035,04 USD Olan Önceki Hakedişler Brüt Toplamı 20.325.110,04 USD olarak revize edilmiştir.” hususlarına açıkça yer veren kesin hakedişen davacı tarafından itirazsız imzalandığının ve davacının 15.03.2018 tarih, 197 sayılı yazısı ile müvekkiline itiraz/ ihtirazi kayıt/ şerhten ari bir şekilde sunulmuş olduğunun göz ardı edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, üstelik 20.12.2017 tarihli toplantı tutanağına konulan şerhin, eldeki davaya konu edilmeyen gecikme cezasına yönelik olup bu şerhin, sanki YİGŞ 39. ve 40.maddeleri hükümlerine uygun ve eldeki davaya konu edilen 334.006,40 ABD Doları tutarındaki kesintiye dair bir itirazmış gibi algılanarak buna göre hüküm verilmesinin fahiş surette hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin, somut olaya benzer 10.5.2018 tarihli ve 2016/5893 E- 2018/1896 K sayılı kararında da açıkça ifade edildiği üzere yargılamanın başından bu yana ileri sürülen savunma ve itirazların haklılığının ortaya konulmuş olmasına rağmen, mahkemece hukuka ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı karar verildiğini, kabul anlamına anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için 20.12.2017 tarihli Toplantı Tutanağına konulan şerhin kabul edilebilir nitelikte bir şerh olduğu düşünülse dahi, daha sonraki tarihli kesin hakedişe yüklenici davacı tarafından aynı yönde bir ihtirazi kayıt koyulmamış olmasının ve bilahare yukarıda belirtilen 16 no.’lu kesin hakedişin davacının 15.03.2018 tarih, 197 sayılı yazısı ekinde müvekkili …’a itiraz/ihtirazi kayıt/şerhten ari bir şekilde sunulmuş olmasının; 20.12.2017 tarihli toplantı tutanağında yer alan şerhin etki ve sonuçlarını ortadan kaldırdığının göz ardı edilerek içtihatlara aykırı olan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisinin yasaya ve hukuka aykırı olduğu gibi müvekkilinin açıklama ve ispat hakkı ile mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi haklarını da içinde barındıran hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkemenin, yüklenici temsilcisinin YİGŞ’nin 40. ve 41. maddesi uyarınca ihtirazi kayıt ile tutanağı imzaladığı şeklindeki gerekçesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu somut olayda ilave iş bedelinin nakdi teminattan kesilmesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, ilave iş olarak değerlendirilebilecek bir imalat bulunmadığını, Sayıştay raporunda da bu hususun ortaya konulduğunu, sözleşme konusu işin anahtar teslimi götürü bedel olup, geçici kabul tutanağının 30/10/2014 tarihinde kesin kabul tutanağının ise 12/02/2018 tarihinde onaylandığını, sözleşme hükümlerinin açık bir şekilde düzenlendiğini, götürü bedelin kararlaştırıldığı işlerde yüklenicinin eseri kararlaştırılan bedelle yapmak zorunda olduğunu, ünite bacalarının yükseltilmesi ve yangın pompa grubu temini işlerinin ilave iş olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığını, mahkemenin; teminat mektubunun iadesi şartlarının dava tarihi itibari ile oluştuğu kanaatiyle davanın konusuz kaldığına karar vermesinin hatalı ve hukuka aykırı olup, kararın kaldırılması ve davanın davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zira davacının kesin teminat mektubunun müvekkili Kuruluş, davacı ve ve alt yüklenicisi …. Şti. aleyhinde, Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/171 E. sayılı dosyası üzerinden ikame olunan iş kazası sebebiyle tazminat talepli dava sebebiyle tutulduğunu, mevcut davanın açıldığı sırada Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/171 E. sayılı davası derdest durumda olduğunu, davacının iadesini talep ettiği teminat mektubunun kapsadığı risk ve mektubun fonksiyon da devam ettiğini, nitekim davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin reddine karar verildiğini, müvekkilince 225.000 USD Doları tutarlı teminat mektubunu, yargılama sırasında belirtildiği üzere Mucur Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/171 E. sayılı dosyası üzerinden ikame olunan dava sebebiyle tutulduğunu ve Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/171 E sayılı davasında; 06.03.2019 tarih ve 2019/37 K sayılı kararı ile müvekkili … yönünden davanın reddine karar verildiğini, anılan davanın davacısı tarafından müvekkili aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulmadığının ve ayrıca diğer davalıların istinaf dilekçelerinden müvekkili aleyhine olacak şekilde bir istinaf talebine yer verilmediğinin davacının 22.07.2019 tarihli (müvekkil …’a yapılan) başvurusu üzerine anlaşılmasından sonra 12.11.2019 tarihinde ilgili bankaya iade edildiğini ve bu hususun mahkemeye sunulan 06.12.2019 tarihli beyan dilekçesiyle açıklandığını, bu nedenle mahkemece dava tarihi itibariyle teminatın iade koşullarının oluştuğu gerekçesinin hatalı olduğunu, sözleşmede ve eki olan YİGŞ’nde teminatın iadesi koşullarının düzenlendiğini ve dava tarihi itibariyle bu koşulların oluşmadığını, bu nedenle teminat mektuplarının iadesi yönünden kurulan davanın konusuz kalması nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermemesi sebebiyle müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve teminat mektubunun iadesi istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne, konusuz kalan teminat mektupları yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin teminatın iadesine ilişkin hükümleri ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2016 tarih ve 2015/4649 Esas-2016/3629 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı tarafça teminat mektubunun tutulması nedeni olarak ileri sürülen iş kazası nedeniyle açılan tazminat davasının, teminatın iadesini engelleyen nedenlerden sayılmadığının anlaşılmasına, bu kapsamda davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği başka bir deyişle davaya karşı çıkmakta haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkemece dava konusu teminat mektubu bedeli üzerinden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle aşağıdaki bendin kapsamı dışında davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesinde;
Taraflar arasında … Kompresör İstasyonunun …’a Taşınması işine ilişkin 21/07/2021 tarihli sözleşme imzalandığı ihtilafsız olup, sözleşme konusu işe ilişkin geçici ve kesin kabullerin yapıldığı da ihtilafsız olup, sözleşmenin 8.2.1 maddesinde sözleşme eklerinin düzenlediği, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 8.2.1.1.bendinde sözleşmenin eki olduğu belirtilmiş, yine sözleşmenin Kesin Hakediş Raporu ve Hesap Kesilmesi Başlıklı 34.14.maddesinde de kesin hakkediş raporu düzenlenmesi ve hesap kesilmesi hususlarında YİGŞ’nin 40. maddesinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
Sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. ve 40. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere ve kesin hakedişe itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen …tarihli dilekçemde yazılı ihtirazî kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’ndeki bu düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen gözetilmelidir.

Dava, taraflar arasında düzenlenen 11-12 ve 13 nolu hakkedişlerde ödenen ilave iş bedelinin Sayıştay denetimi sonrası taraflar arasında düzenlenen 07/03/2018 tarihli 16 nolu kesin hakkedişte haksız olarak kesilmesi ve davacıya ödenmemesi nedeniyle alacak ve teminat mektubunun iadesi istemlerine ilişkin olup, sözleşmenin eki olan YİGŞ’nin 40. maddesi gereğince kesin hakedişe itiraz usulü yukarıda belirtildiği şekilde düzenlenmiş olup, bu şekilde itiraz edilmemesi halinde hakkediş olduğu gibi kabul edilmiş sayılır.
Somut olayda, davalı tarafça kesin kabul işlemlerinin yapılması ve kesin hakedişin düzenlenmesi için davacının çağrılması üzerine 20/12/2017 tarihli toplantıda yapılan kesintilere ilişkin “gecikme cezasına itirazlarımız dahil her türlü sözleşmesel ve yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla ihtirazi kayıtla imzalanmıştır” notuyla imzalanmış ise de, bu tarihten sonra düzenlenen 07/03/2018 tarihli kesin hakkedişte YİGŞ’ne uygun bir ihtirazi kayıt konulmaksızın kesin hakedişin davacı tarafından imzalanmış olduğu anlaşılmış olmakla YİGŞ’nin 40. maddesindeki düzenlemeler doğrultusunda kesin hakedişin ve yapılan kesintilerin kesinleşmiş olduğu, bu nedenle talep edilemeyeceğinin kabul gerekirken, YİGŞ’nin 40. ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu kaleme yönelik istinaf nedenleri kabul edilerek mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının kesin hak edişten kesilen alacak miktarına ilişkin talebinin reddine, teminat mektubunun iadesine yönelik talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, alacak talebi yönünden davanın reddine, konusuz kalan teminat mektupları yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2021 tarih ve 2018/600 Esas- 2021/539 Karar
sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Hak edişten yapılan kesintiye ilişkin alacak davasının REDDİNE,
4-Teminat mektubunun iadesine yönelik dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 61.358,08 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 61. 178,18 ‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 227,71 TL tebligat ve posta gideri, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.263,61‬ TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.716,12 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 55,5‬0 TL tebligat giderinin davanın red oranına göre hesaplanan 33,16 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 163.693,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 206.337,71 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-Davalı tarafından yatırılan 49,590,53 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 56,00 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 218,1‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 04/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır