Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/911 E. 2023/668 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/911 – Karar No:2023/668
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/911
KARAR NO : 2023/668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2021
NUMARASI : 2017/548 E-2021/294 K

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALI : T
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Feshin Haksız Olduğunun Tespiti, Müspet ve Menfi Zarar Tazminatı (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/07/2023

Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan feshin haksız olduğunun tespiti, müspet ve menfi zarar tazminatı davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili; taraflar arasında “154 kV’luk Çift Devre 1272 MCM İletkenli 29,9 km ve Tek Devre 1272 MCM İletkenli 18,5 km Meydancık – Bayram HES Artvin 2 E.İ. Hattının Teklif Birim Fiyatlı Komple Tesisi İşi”nin yapımı konusunda 6.451.487,00 Amerikan Doları bedelli 15/04/2015 tarihli yapım sözleşmesi imzalandığını, her ne kadar sözleşme kapsamında 29/04/2015 tarihinde yer teslimi yapılmış ise de, bu yer tesliminin sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre usulüne uygun olmadığını, zira bu sözleşme kapsamında kamulaştırma durumu ve kamulaştırması tamamlanmış direk yerlerinin kamulaştırma bilgilerinin, Orman Genel Müdürlüğü ile yapılan protokollerin ve gerek direk yerleri ve gerek havai hat için izin alınmış ise bu izin belgelerinin, güzergah hattında yer alan tarımsal nitelikteki araziler üzerinde gerekli tesislerin yapılması için Tarım İl Müdürlüğü’nden alınan izinlerin teslim tutanağının düzenlendiği tarihte müvekkili iş ortaklığına verilmediğini, davalı iş sahibi idarenin noter kanalıyla orman izinlerinin alınmaması ve kamulaştırma işlemlerinin yapılmamasından dolayı Bölge Müdürlüklerine ulaşan herhangi bir şikayet dilekçesi ve şahıs engelinin olmadığı, yol izinlerinin alınmış olması nedeniyle de çalışmalara başlanmasında herhangi bir engelin bulunmadığı halde çalışmalara başlanılmadığı, 10 gün içerisinde işin tamamlanması için malzeme temini ve saha çalışmasına başlanılması gerektiği, aksi takdirde YİGŞ.nin 47. maddesi uyarınca sözleşmenin feshedileceğini bildirildiğini, bu ihtara karşılık olarak orman izinlerinin alınmış olduğu bölgelerde herhangi bir şekilde kesim yapılmadığı, kesim yapılacak ağaçların damgalanmadığı, hatta gabari ölçümünün dahi yapılmadığı, fiilen herhangi bir şekilde çalışma yapılmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, ancak davalı idarece sözleşmede kendisinin yükümlülüğünde olan kamulaştırma ve izin işlemlerini ikmal etmemiş olmasına rağmen Yönetim Kurul Kararı ile sözleşmenin feshine karar verilerek, feshin 11/08/2016 tarih ve 296201 sayılı yazı ile müvekkili iş ortaklığına bildirildiğini, usulüne uygun olarak yer teslimi yapmayan iş sahibi idarenin orman izinlerinin alınmaması ve kamulaştırma işlemlerinin yapılmamasından dolayı Bölge Müdürlüklerine ulaşan herhangi bir şikayet dilekçesi ve şahıs engelinin olmadığı, yol izinlerinin alınmış olması nedeniyle de çalışmalara başlanılmasında herhangi bir engel bulunmadığı halde çalışmalara başlanılmadığından bahisle sözleşmeyi feshetmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu haksız fesih nedeniyle, sözleşmenin imzalanması ve uygulanması sırasında davalı işverene teslim edilen, … Şubesi’nin 28/08/2015 tarih ve 1030TM1065 numaralı 323.000,00 USD bedelli avans teminat mektubunun irat kaydedilmiş olup, bu teminat mektupları tutarlarının müvekkili iş ortaklığından faizleri, icra/takip masrafları, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri ile gerekli olan harç ve vergileri ile birlikte, yani bütün ferileri ile tahsil edildiğini, iş sahibi davalının, sözleşmeyi haksız feshetmek suretiyle, müvekkilinin ekonomik olarak mahvına sebep olduğunu, ayrıca müvekkili iş ortaklığının, ihale ve sözleşmenin imzalanması aşamasında yaptığı masraflar ile sözleşmenin yürürlükte olduğu süreçte, şantiye kurma, mal ve malzeme alma, personel çalıştırma, SGK ödemelerinde bulunma, alt yüklenicilere verilen taahhütler ve yapılan ödemeler nedeniyle de yüklü miktarda fiili zararına sebep olduğunu, yine bu sözleşmenin haksız olarak feshi sebebiyle, müvekkili iş ortaklığının, bu işten elde edeceği kârdan da mahrum kaldığını belirterek; feshin haksızlığının tespitini, müvekkilinin teminat mektuplarının irat kaydedilmesi sebebiyle, teminat mektubu tutarları ve diğer fer’i unsurlarını ödemek zorunda kalması, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ihale ve sözleşme sürecinde yaptığı fiili masraflar ve ödemeler ile haksız fesih nedeniyle ortaya çıkan kâr kaybının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL’nin, sözleşme başlangıç tarihinden itibaren, Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, müvekkili iş ortaklığına ödenmesini talep etmiş; 28/07/2020 tarihli HMK’nın 31.maddesi uyarınca yapmış olduğu açıklama kapsamında; sözleşmenin haksız feshi ile birlikte nakde çevrilen teminat mektupları için her bir teminat mektubu yönünden 100,00 USD olmak üzere toplam 500,00 USD’nin fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları ile ek dava hakları saklı tutularak irat kaydedilme tarihlerinden itibaren Amerikan Doları mevduat hesaplarına işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte aynen yada fiili ödeme tarihlerindeki USD kuru dikkate alınarak hesaplanacak TL karşılıklarının davalıdan alınarak müvekkili iş ortaklığına ödenmesini, (Harca esas değer olan 50.000,00 TL içerisindeki miktarı 500×2,9621=1.481,05 TL), haksız feshedilen sözleşmenin USD tutarı üzerinden yapılmış olması nedeniyle, fesih nedeniyle ortaya çıkan kâr mahrumiyeti zararlarının tazminine yönelik olarak, 1.000,00 USD’nin fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları ile ek dava hakları saklı tutularak, haksız fesih tarihinden itibaren Amerikan Doları mevduat hesaplarına işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, aynen ya da fiil ödeme tarihlerindeki USD kuru dikkate alınarak hesaplanacak TL karşılıklarının davalıdan alınarak, müvekkili iş ortaklığına ödenmesini, (Harca esas değer olan 50.000,00 TL içerisindeki miktarı 1000×2,9621=2.962,10 TL) müvekkili iş ortaklığının, davalı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle, ihale ve sözleşmenin imzalanması aşamasında yaptığı masraflar, haksız feshedilen sözleşmenin yürürlükte olduğu süreçte, şantiye kurma, mal ve malzeme alma, personel çalıştırma, SGK, vergi ve diğer her türlü ödemeleri nedeniyle oluşan fiili zararlarından kaynaklanan alacaklarına mahsuben fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları ile ek dava açma hakları saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik 45.556,85 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işletilecek T.C. Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, müvekkili iş ortaklığına ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacılardan oluşan iş ortaklığının söz konusu hattın tesis faaliyetlerine ilişkin olarak, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi için müvekkili teşekkülün yetkili organları aracılığıyla ikisi noter kanalıyla olmak üzere defalarca uyarıldığını, ancak davacı ortaklığın gerekli hassasiyeti göstermemesi ve sahada hiçbir faaliyette bulunmaması üzerine sözleşmenin müvekkili kurum Yönetim Kurulu’nun 10/08/2016 tarihli ve 23-256 sayılı kararı ile hattın tamamlanması gerekli olan tarihten 50 gün sonra feshedildiğini, yer tesliminin 29/04/2015 tarihli tutanak ile davacı ortaklığın herhangi bir itirazı olmadan yapıldığını, davacı tarafından hazırlanan ve müvekkili teşekkülce onaylanan iş programına göre teminat mektubu karşılığında sözleşme bedelinin %10 oranı tutarı olan 645.148,70 USD iş avansının davacı ortaklığa ödendiğini, sözleşmenin 6. maddesinde açıkça; “el konulacak yerler işlemler tamamlandıkça iş programına uygun olarak kısım kısım yükleniciye teslim edilir” hükmünün yer aldığını, ayrıca müvekkili kurumca yürütülen enerji iletim hatlarının tesis işlerinde hattın tamamında kamulaştırma işlemleri tamamlandıktan sonra saha çalışmalarına başlanılması yönünde herhangi bir şart ve hüküm bulunmadığını, davacı ortaklık tarafından ihale öncesi hattın kamulaştırma durumu bilinerek teklif verildiğini, enerji iletim hattının onaylı iş programına göre; direk malzemelerinin temini ve şantiye sevkinin bitim tarihinin 15/09/2015, alt montaj işlerinin bitiş tarihinin 01/11/2015, üst montaj işlerinin bitiş tarihinin 01/03/2016 ve tel çekim işlerinin bitiş tarihinin ise 21/06/2016 olmasına rağmen hiçbir iş kaleminde davacı ortaklığın faaliyetlerinin olmadığının açıkça görüldüğünü, orman izinlerinin alınmaması ve kamulaştırma işlemlerinin yapılmamasından dolayı hattın tesisinin yapılamadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, Kamu İhale Kanununun 62. maddesinde “…baraj ve büyük sulama, içme suyu, isale hattı, enerji nakil hattı, trafo ve trafo merkezleri gibi toplumun tümünü ilgilendiren büyük ve acele projelerde arsa temini, mülkiyet ve kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması şartı aranmamaktadır.” hükmünün yer aldığını, ayrıca kamulaştırma işlemleri tamamlanan kısımlara ait kamulaştırma evraklarının da yükleniciye verileceğine dair herhangi bir hükmün de sözleşmede yer almadığını belirterek; davanın öncelikle zamanaşımı yönünden usulden, akabinde esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız fesih nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, davacı ile davalı arasında 15/04/2015 tarihli 6.451.487,00 USD bedelli elektrik iletim hattı yapım sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca yer tesliminin 29/04/2015 tarihinde yapıldığı, sözleşmenin bitiş tarihinin alt montaj işleri için 01/11/2015 tarihi, üst montaj bitiş tarihinin 01/03/2016 ve tel çekim işlerinin bitiş tarihinin 21/06/2016 olduğu, davacı tarafından sözleşme konusu 60 adet direğin orman sahası içerisinde kalması nedeniyle yer tesliminin usule uygun olmadığına ilişkin iddiasının irdelenmesinde; Kamulaştırma Kanunun 62. maddesi uyarınca enerji nakil hattı inşası niteliğindeki iş yönünden yer tesliminin usule uygun yapıldığının kabul edildiği, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “İdarenin sözleşmeyi feshetmesi” başlıklı 20. Maddesi ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin “Sözleşmenin feshi ve tasfiye durumları” başlıklı 47. Maddesine göre, davacının usule uygun yer teslimine rağmen sözleşme konusu iş ile ilgili hiçbir faaliyetinin bulunmadığı ve onaylı iş programına uymadığı anlaşıldığından davalı idarenin sözleşmenin feshinin zikredilen düzenlemeler ışığında süresinde ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf başvurusunda; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun, 62/c maddesi ile getirilen istisnanın ihale aşaması öncesindeki hazırlık işlemlerinin tamamlanması sürecine ilişkin bir istisna olup, ihalesi tamamlanmış ve sözleşmeye bağlanmış dava konusu yapım işinde, sözleşme hükümleri uyarınca, hattın tesis edileceği güzergahta kamulaştırma işlemlerinin, davalı idare tarafından yapılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, bu zorunluluk yerine getirilmeksizin yapılan yer tesliminin usulüne uygun bir yer teslimi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 6.maddesine göre iş için gerekli olan sahalar ile hizmet yollarının bedelsiz olarak teslim edilmesi, yine iş için gerekli olan ve el konacak taşınmazların kamulaştırılması veya geçici olarak kullanımına ait bütün işlemlerin sözleşmede aksine hüküm yok ise işveren idarece yapılması ve o şekilde teslim edilmiş olması gerekli iken kamulaştırma durumu ve kamulaştırması tamamlanmış direk yerlerinin kamulaştırma bilgilerinin, yer teslim tutanağının düzenlendiği tarihte müvekkili iş ortaklığına verilmediğini, hatta sözleşmenin fesih edildiği tarihe kadar geçen süreye kadar herhangi bir kamulaştırma da yapılmadığını, usulünce iş yerini teslim etmeyen iş sahibi idarenin, kamulaştırma işlemlerinin yapılmamasından dolayı, Bölge Müdürlüklerine ulaşan herhangi bir şikayet dilekçesi ve şahıs engelinin olmadığı, yol izinlerinin alınmış olması nedeniyle de çalışmalara başlanmasında herhangi bir engelin bulunmadığı halde, çalışmalara başlanılmadığından bahisle, sözleşmeyi feshetmesinin haksız ve hukuka aykırı bir fesih olduğunu, Mahkemece alınan bilirkişi kök raporunda; kamulaştırma, orman içi ulaşım yolları ve ağaç kesimlerinin, işin yapımını engelleyecek işlemler olması ve bu sebepler davacı yükleniciden kaynaklanmadığının kabulü halinde davacıya 193 gün süre uzatımının verilmesi gerekeceğinin, bu durumda işin bitim tarihinin 31/12/2016 olduğunun tespit edildiğini, bu süre verilmeden ve bu süreden önce 10/08/2016 tarih ve 23-256 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile yapılan feshin haksız fesih olduğunu, davalı idare vekilinin belirttiği şekilde, sadece Orman idaresinden izin alınmış olmasının, ormanlık sahada müvekkili iş ortaklığı tarafından tesis işinin yapılmasına imkan vermediğini, ayrıca, bu izne bağlı olarak güzergahta bulunan ve kesimi gereken ağaçların usulünce kesimi ve sahanın temizlenerek, müvekkili iş ortaklığının edimini ifasına olanak sağlayacak şekilde hazır edilmiş olması ve teslimi gerektiğini, sözleşmenin feshedildiği, 10/08/2016 tarihinde dahi, kesim izni alınmış veya kesim işlemi yapılarak, sahanın imalata uygun olarak müvekkili iş ortaklığına teslim edilmediğini, bu durumun dahi tek başına davalı işverenin sözleşmeden doğan yükümlülüklerinde temerrüde düştüğünü gösterdiğini, her ne kadar davalının davacılardan oluşan iş ortaklığına hitaben 04/05/2016 tarihli ve E171851 sayılı yazısında özetle Şavşat,Ardanuç ve Saçinka Orman işletme sınırları içerisinde kalan ormanlık sahalar için yer tesliminin gerçekleştirildiği, ormanlık alanlarda çalışmaların başlanılması istenilmiş ise de, … ile irtibata geçilmesine rağmen araziye girme ve imalat yapabilme koşullarının sağlanamadığını, müsaade alınamamasının gerekçesinin ise; davalı … ile … arasında düzenlenen Kesin İzin Taahhüdü Senedi olduğunu, zira davalı … ile … arasında düzenlenen Kesin İzin Taahhüdü Senedi’nin 7.maddesinde açıkça izin sahasındaki ağaçların kesilmesi gerektiğinde bu ağaçların mahalli orman usulüne uygun damgalandıktan sonra kesileceğinin ve değerlendirileceğinin, izinsiz ağaç kesilmesinin, izin sahası içinde de olsa Orman Kanununa göre suç sayılacağının belirtilmesi olduğunu, davalı iş sahibinin Kesin İzin Taahhüdü Senedi’nin 7.maddesine rağmen davacı iş ortaklığını, tamamen yanlış beyanla talimatlandırarak, kesin izin taahhüdündeki taahhüdüne ve hukuka aykırı olarak müvekkili iş ortaklığının fiili el atma yöntemi ile suç işleyerek işe devam etmesini talep ettiğini, bu talep hem yasal düzenlemelere ve hem de davalı kurumun kendi taahhüdüne açık aykırılık teşkil etmekte olup, fiilen yapılan eylemin aynı zamanda suç da teşkil edebileceğini, özetle davalının, fesih tarihi itibari ile iş yerinin kısmi bir bölümünü dahi teslim edemediğini, bu nedenle de süre uzatımı veremediğini, bu sebeplerle, Ek Raporun 5 ve devamı sahifelerindeki açıklamaya dayanılarak, Onaylı İş Programına göre,yer teslimi yapılan %48,27’lik kısma tekabül eden 56 direk yeri ile ilgili; yüklenici müvekkili iş ortaklığının, onaylı iş programına uymadığı” kanaati ile mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hiçbir dayanağı olmadığını, işin niteliği de dikkate alındığında, kısmen tamamlama ya da kısmen tel çekimi yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili iş ortaklığından kaynaklanmayan sebeplerle 60 direği kapsayan kısım ile ilgili işyeri tesliminin yapılmadığının açık olduğunu, teslim edilmeyen kısımların ayrık tutularak, işin doğası ve niteliği gereği teslim edilen kısımlarda iş ve işlem yapılmasının mümkün olmadığını, bu durumlarda Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 29. maddesine göre süre uzatımı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından 01/06/2015 tarihli yazı ile işte bu düzenlemeye bağlı kalınarak, davalı kurumdan, kendisinin sebep olduğu ve 60 adet direk yerinin teslimine ilişkin hat güzergahında kamulaştırma yapılmaması, orman içi ulaşım yolları ve ağaç kesimlerinin tamamlanmaması nedeniyle işin yapımını engelleyen durumların varlığı belirtilerek, ek süre talebinde bulunulduğunu, yine 16/06/2015 tarihli yazı ile de en azından direk yerlerinden topoğrafik değerlerin alınabilmesi için temizlik kesimi yapılabilmesi konusunda izin temini talep edildiğini, aynı konu ile ilgili olarak, 22/06/2015 tarih ve 21 sayılı ve 09/07/2015 tarih ve 22 sayılı yazılar ile aynı izin ve bilgi taleplerinin yeniden davalı işverene bildirildiğini, herhangi bir cevap verilmemesi üzerine konunun tekrar detaylandırılmak suretiyle, hat güzergahında çalışılmaya başlanılmış olmasına rağmen, herhangi birim imalat yapılamadığı, firma ve alt yüklenici elamanlarının sahada hazır bekletildiğinin belirtildiğini, bu sebeple de iş ortaklığından kaynaklanmayan bu gecikmeler nedeniyle hesap edilen 90 takvim günü süre uzatımının saklı tutulduğunu, davalı idarenin, yukarıdaki yasal düzenlemeye ve gecikme kendisinden kaynaklanmış ve işin devamını engeller nitelikte olmasına rağmen, müvekkili şirketin tüm taleplerine karşın ek süreyi vermediğini belirterek; yapımı üstlenilen elektrik iletim hattı güzergahında bulunan ormanlık alanda çalışma yapılması için davalı tarafından sözleşme hükümleri uyarınca alınması gerekli izinlerin davalı tarafından alınmamış ve yine hat güzergahında kalan özel mülkiyet altındaki taşınmazlarla ilgili Sözleşme ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uyarınca davalı tarafından yapılması gereken kamulaştırma işlemi tamamlanmamış ve hatta sözleşmenin fesih edildiği tarihe kadar geçen sürede herhangi bir kamulaştırma yapılmamış bulunmasına rağmen; ihale hazırlık aşamasında uygulanması gereken, Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca, usulüne uygun yer teslimi yapıldığı ve sözleşme konusu işle ilgili hiçbir faaliyetin yapılmadığı ve onaylı iş programına uyulmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verilen mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile müspet ve menfi zararların tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı yükleniciler, işin yapılabilmesi için YİGŞ’nin 6.maddesi hükmü uyarınca usulüne uygun olarak yer tesliminin yapılmadığını, davalı iş sahibince işin yapılacağı yerlerdeki kamulaştırma işlemlerinin, orman içinde çalışma, orman geçiş işlemlerinin yapılmadığını, devamında ise bu izinler alındıktan sonra ağaç kesimi işlemlerinin yapılmadığını, bu nedenle işe başlanamadığını bu nedenle feshin haksız olduğunu ileri sürmüş, davalı iş sahibi ise, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 6.maddesine göre el konulacak yerlerin işlemler tamamlandıkça iş programına uygun olarak kısım kısım yükleniciye teslim edilebileceğini, ayrıca, müvekkili kurumca yürütülen enerji iletim hatlarının tesis işlerinde hattın tamamında “kamulaştırma işlemleri tamamlandıktan sonra saha çalışmalarına başlanılması” yönünde herhangi bir şart ve hüküm bulunmadığını, bahse konu Enerji İletim Hattının 116 direkten oluştuğunu, bunlardan 95 adedinin orman vasıflı arazi sınırları dâhilinde yer aldığını, Enerji İletim Hattına ait orman izinlerinin ve orman direk ulaşım yollarıyla ilgili orman izin Olurları’nın alındığını, orman izin alanlarına ait saha tesliminin yapılabilmesi için, orman idaresi tarafından belirlenmiş olan orman yol izin bedellerinin tebligat tarihinden itibaren 3 ay içerisinde yatırılmadığını, bedellerin yasal süresi içerisinde davacı ortaklık tarafından ödenmemesi nedeni ile izin olurunun yönetmelik gereği iptal olduğunu, yine Maliye Hazinesine ait taşımazlar için bedelsiz kullanım hakkı başvurusunda bulunulduğunu, tesis güzergâhındaki mevcut tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılmasına dair görüş yazısı alındığını, davacı yüklenici ortaklığın defalarca uyarılmasına rağmen işe başlamadığını belirterek, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 15/04/2015 tarihli H 545 Referanslı 154 kV’luk Çift Devre 1272 MCM İletkenli (29,5 km) ve Tek Devre 1272 MCM İletkenli (18,5 km) Meydancık-Bayram-Hes-Artvin 2 Elektrik İletim Hattının Teklif Birim Fiyatlı Komple Tesis Yapım İşi” sözleşmesi niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinden düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı şirketlerden oluşan ortaklık yüklenici, davalı iş sahibidir.
İş bu sözleşmeye göre davacı yüklenici ortaklık, H.545 referanslı 154 kV’luk Çift Devre 1272 MCM İletkenli (29,5 km) ve Tek Devre 1272 MCM İletkenli (18,5 km) Meydancık-Bayram-Hes-Artvin 2 Elektrik İletim Hattının komple tesis yapım işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 5.maddesine göre bu sözleşmenin uygulanmasında 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi’n ve ihale dokümanında yer alan tanımlar geçerlidir. Sözleşmenin 8.2.1.1 maddesine göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin ekidir. Sözleşmenin 9.maddesine göre sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 15 gün içinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre yer tesliminin yapılarak işe başlanacağı, yüklenicinin taahhüdünün tümünü iş yeri teslim tarihinden itibaren 420 gün içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getireceği, sürenin hesaplanmasında havanın fen noktasında çalışmaya uygun olmayan dönemi ile resmi tatiller dikkate alındığından bu nedenlerle ayrıca süre uzatımı verilmeyeceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 26.maddesinde ise, sözleşmenin idare veya yüklenici tarafından feshedilmesine ilişkin şartlar ve sözleşmeye ilişkin diğer hususlarda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62.maddesinin “c” bendine göre; yapım işlerinde arsa temin edilmeden, mülkiyet, kamulaştırma ve gerekli hallerde imar işlemleri tamamlanmadan ve uygulama projeleri yapılmadan ihaleye çıkılamayacağı, ihale konusu yapım işinin özgün nitelikte ve karmaşık olması nedeniyle teknik ve malî özelliklerinin gerekli olan netlikte belirlenemediği durumlarda ön veya kesin proje üzerinden ihaleye çıkılabileceği, uygulama projesi bulunan yapım işlerinde anahtar teslimi götürü bedel teklif alınmak suretiyle ihale yapılmasının zorunlu olduğu ancak, doğal afetler nedeniyle uygulama projesi yapılması için yeterli süre bulunmayan yapım işlerinde ön veya kesin proje üzerinden, her türlü onarım işleri ile işin yapımı sırasında belli aşamalarda arazi ve zemin etütleri gerekmesi veya uygulamada imar ve güzergâh değişikliklerinin muhtemel olması nedenleriyle ihaleden önce uygulama projesi yapılamayan, bina işleri hariç, yapım işlerinde ise kesin proje üzerinden ihaleye çıkılabileceği, bu işlerin uygulama projesi yapılabilen kısımlar için anahtar teslimi götürü bedel, uygulama projesi yapılamayan kısımlarda ise her bir kalem iş için birim fiyat teklif almak suretiyle ihale yapılabileceği, arsa temini, mülkiyet ve kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması şartının, baraj ve büyük sulama, içmesuyu isale hattı, enerji nakil hattı, trafo, trafo merkezleri, şalt tesisleri, kaptajlar, su depoları, karayolu, liman ve havaalanı, demiryolu, petrol ve doğalgaz boru hattı projelerinde aranmayacağı kabul edilmiş olup, dava konusu sözleşmenin konusunun da iş bu enerji nakil hattı olması nedeniyle ihaleye çıkılmadan önce kamulaştırma yapılması şartının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 29/04/2015 tarihinde yer tesliminin yapıldığı, sözleşmeye konu edimin ifa edileceği bir kısım yerler yönünden davalı iş sahibince (ormandan geçen yerlerde kesim ve şahıs arazileri için kamulaştırma) orman izinlerinin ve orman yol izinlerinin alındığı, taraflar arasındaki sözleşmenin eki İdari Şartname’nin 50.maddesine göre teklif fiyatın şartname ve yönetmeliklere göre işin tamamlanması için gerekli tüm harcama ve maliyetleri; işin yerine getirilmesi için geçici olarak açılacak her türlü hizmet yollarında (ormanlık kısımlar dahil) yapılacak tüm masraflar, harçlar ve vergiler…harcamalarını da kapsadığı ve iş bedeline dahil olduğu, bu kalemlerden de davacı yüklenicinin sorumlu olacağı anlaşılmıştır. Davalı iş sahibi idarenin 26/11/2015 tarihli yazı ile davacı yükleniciden ormanlık saha içerisinde açılan toplam 7,015.57 m²’lik alanda izin Olur’unun Ortaköy Orman İşletme Şefliği tarafından taraflarına gönderildiği belirtilerek, ekte sunulan bedel ve KDV’lerinin ayrı ayrı yatırılarak dekontların birer örneği ile protokolün davacı şirkete onaylatılarak bölge müdürlüğüne gönderilmesinin istenildiği, yazı ekindeki protokollerde de ödenmesi gereken kalemler ve bedellerinin ayrı ayrı gösterildiği, yine 08/12/2015 tarihli yazı ile davacı yükleniciden enerji iletim hattının bazı direklerine malzeme taşımak için ormanlık sahada açılan toplam 4.870,15 m²’lik alanda yapılacak olan yollarla ilgili izin Oluru’nun Ardanuç Orman İşletmesi Şefliği tarafından taraflarına gönderildiği belirtilerek, ekte sunulan bedel ve KDV’lerinin ayrı ayrı yatırılarak dekontların birer örneği ile protokolün davacı şirkete onaylatılarak bölge müdürlüğüne gönderilmesinin istenildiği, yazı ekindeki protokollerde de ödenmesi gereken kalemler ve bedellerinin ayrı ayrı gösterildiği anlaşılmıştır.
Davalı iş sahibi idarenin 24/03/2016 tarihli iç yazışmasında; Orman Kanunu’nun 17/3 ve 18.maddelerinin uygulama yönetmeliğine göre orman izin alanlarına ait saha tesliminin yapılabilmesi için orman idaresi tarafından belirlenmiş olan orman izin bedellerinin tebligat tarihinden itibaren 3 ay içerisinde ilgili hesaba yatırılmış olması gerekli iken söz konusu orman izin bedellerinin yüklenici firma tarafından ödenmediğinin tespit edildiği, bu nedenle toplam 25.478,30 TL tutarındaki kısmın yüklenici firmanın doğacak hakediş hesabından bloke edilmesinin istenildiği, ancak, yüklenicinin hakediş alacağı doğmadığından bu işlemin yapılamadığı, davacının bu bedellerin kendisi tarafından ödendiğine ilişkin herhangi bir beyanı ya da kabulü olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı iş sahibi idarenin yüklenici ortaklığa gönderdiği 01/02/2016 tarihli yazısı ile enerji iletim hattının Şavşat Ardanuç ve Saçinka Orman İşletme Şefliği sınırları içinde kalan ormanlık sahalar için ilgili orman işletme şefliklerince yer teslimleri gerçekleştirilmiş olup, ormanlık alanlarda çalışmalara başlanılmasının, Tepebaşı, Akdamla ve Ortaköy İşletme Şeflikleri sınırlarında kalan ormanlık alanlarda ise çalışmalar devam etmekte olup, sonuçlanmasına müteakip yüklenici ortaklığa bilgi verileceğinin bildirildiği, davacı yüklenici ortaklığın 24/02/2016 tarihli yazısı ile, bildirilen hatlar için gerekli ikmallerin tamamlandığını, kış mevsimi ulaşımı engellediği için normal çalışma koşullarının oluşmasının beklenildiği, bu nedenle malzeme veya iş makinesi ulaşımının yapılabileceği normal doğa şartlarının oluşması halinde mart ayı içerisinde çalışmalara başlanmasının hedeflendiğinin belirtildiği, bu bölümlere yönelik davacı tarafça düzenlenen direk tevzi listelerinin 16/03/2016 tarihinde idarece onaylandığı, davalı idarenin 04/05/2016 tarihli yüklenici ortaklığı gönderdiği yazısı ile; mart ayında çalışmaya başlanacağının belirtildiği ve ilgi yazılarla yüklenici ortaklık uyarılmasına rağmen bu güne kadar hattın ikmal edilmesine yönelik gerekli hassasiyetin gösterilmediği, gerek malzeme temini gerekse sahada hattın tesisine yönelik herhangi bir çalışma olmadığı belirtilmek suretiyle Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 47.maddesi uyarınca davacı yüklenici ortaklığa 20 gün içinde enerji iletim hattını tamamlamak için gerek malzeme temini, gerekse saha çalışmalarına başlanılması, aksi takdirde Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 47.maddesine göre işlem yapılacağına ilişkin süreli ihtar gönderildiği, ardından Ankara 22.Noterliği’nin 18/07/2016 tarih ve 6736 yevmiyeli ihtarı ile bu kez 10 gün süreli ihtar gönderildiği, davalı iş sahibinin 10/08/2016 tarihli 23-256 numaralı kararı ile de, davacı ortaklığın uyarılara rağmen söz konusu enerji iletim hattında hiçbir tesis faaliyetinde bulunmadığının tespit edilmesi nedeniyle sözleşmenin feshedilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle; dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında sözleşme, sözleşme ile üstlenilen edimin niteliği ve 4734 Sayılı yasanın 62/c maddesi gereğince sözleşmenin ifa yerinin tamamının, sözleşmenin başlangıcında teslim edilmemesinin iş sahibi kusuru olarak kabul edilemeyeceği, sözleşmenin ifası aşamasında orman izin ve yol izinleri için başvuruların yapılarak gerekli Olur’ların alındığı, davacı yüklenici ortaklığa bildirildiği, davalı iş sahibi idarenin fesih sebebinin, yüklenicinin sözleşmede öngörülen süreye göre temerrüdüne değil, sözleşmenin ifasına yönelik sözleşme eki YİGŞ’ne uygun verilen süreye rağmen işe başlanılmamasına dayalı olduğunun anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 06/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır