Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/889 E. 2021/1178 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit ve Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 21.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili davacı şirketi ile davalı alt taşeron … … arasındaki 20/03/2015 tanzim tarihli sözleşmede davalı yükümlülüğünde olan işlerin belirtildiğini, bu sözleşme ile taşeron firmaya tüm işler kapsamında KDV dahil 145.000 TL ödeneceğinin ve bu bedelin üç eşit taksit halinde Temmuz 2015, Ağustos 2015 ve Eylül 2015 tarihlerinde hak edişlerinin alınmasını mukabil ödenmesinin düzenlendiğini, yine sözleşmenin 10 maddesinde “işbu sözleşmenin bedelinin ödenmesi amacı ile müteahhit firma tarafından 50.000,00-TL + 50.000,00-TL + 45.000,00-TL olmak üzere toplamda 145.000,00-TL bedelli 3 adet çek verileceğini, bu üç çekin taşeron firmaya fabrika imalatı, şantiye sahası, ulaştırılması ve montaj sonrasında üç parça olarak verilecektir” ibaresinin yer aldığını ve taşeron firmaya yapılacak olan işlerin bedeli olarak üç adet çek verildiğini, işin bitirilme tarihi olan 30/04/2015 tarihi olmasına rağmen ve bu tarihten itibaren beş aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen hala işin % 50’sinin dahi bitirilemediğini, inşaatın atıl kaldığını, karşı tarafa teslim edilen çeklerin icra takibine konu yapılacağı hususunun bildirildiğini, ancak borcunun bulunmadığını, mahallinde keşif yapılması halinde işin yapılamadığının tespit edileceğini, 145.000,00 TL bedelli anahtar teslimi iş için 100.000,00 TL’nin ödendiğini ancak halen davalıya verilen 95.700,00 TL bedelli 3 adet çekin bulunduğunu, işin yapılmaması nedeniyle bu çekler nedeniyle borçlu olmadıklarını, sözleşmenin 8.maddesinde iş süresinin belirtildiğini, 155 günlük gecikme olduğunu, bu nedenle davalının 775.000,00 TL borcunun bulunduğunu belirterek, davalı tarafa borçlarının olmadığının tespiti ile söz konusu çeklerin iptaline karar verilmesini ve cezai şart nedeni ile 775.000,00 TL alacağı olduğunun tespiti ile tespit edilecek cezai şart alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin tahsilini, ıslah dilekçesinde ise cezai şart alacağını 765.000,00 TL artırılarak toplam 775.000,00 TL’nin hakkın doğum tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; sözleşmede işin teslimi için sürenin 40 gün olduğu belirtilmiş olmasına rağmen davacının süresi içerisinde sözleşme konusu PVC montajının yapılması için gerekli seviyeye getiremediğini, dolayısıyla müvekkili şirketin kendi edimini davacının inşaatı hazır hale getirmekte geciktiği süre kadar geciktirdiğini, bu nedenle sözleşmenin imzalandığı tarihte edim yükümlülüğünün doğmadığını, taraflar arasında 03.04.2015 tarihli ek sözleşme imzalanmak durumunda kalındığını, sözleşmede çeklerin 3 aşamalı olarak müvekkili şirkete tesliminin kararlaştırılmış olması ve bu doğrultuda çeklerin teslim edilmesi nedeniyle inşaattaki montajın tamamlandığının ispatı olduğunu, edim yerine getirilmemiş olsaydı çeklerin müvekkiline teslim edilmemiş olması gerektiğini, yapılan montajlara ait fotoğrafların çekildiğini ve montajın tamamlandığının sabit olduğunu, cezai şarta ilişkin talebi kabul etmediklerini, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, cezai şart miktarının fahiş olduğunu belirterek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemesince; Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinden ve Ankara Ticaret Mahkemesinden alınan bilirkişi raporları ve ek raporlarında da açıklandığı ve hesaplandığı üzere davalının sözleşme ve ek sözleşme kapsamında yüklendiği ve yaptığı işin karşılığı olarak davacıdan peşin ve avans olarak aldığı çekler ile davacının davalıya yaptığı ödemelerin miktarı dikkate alınıp mahsup edildiğinde iş karşılığı davacının davalıya peşin ve avans olarak verdiği dava konusu 3 adet ve toplam bedeli de 95.700 TL olan ve henüz ödenmemiş olan çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. Maddesinde hüküm altına alınmış olan ceza-i şartın aslında niteliği itibariyle ifaya eklenen ceza olması nedeniyle Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin … Karar sayılı emsal içtihatında da belirtildiği üzere, alacaklının bu hakkından açıkça feragat etmiş olması veya ihtirazî kayıt dermeyan edilmeksizin edanın kabul edilmesi halinde cezanın düşeceği, sözleşmede de ihtirazî kayıt ileri sürülmesine gerek olmaksızın cezai şartın isteneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, davacı tarafından işin ihtirazî kayıt ileri sürülerek teslim alındığı iddia edilip kanıtlanmadığından davacının cezai şart isteme hakkının düştüğü gerekçesiyle dava konusu olan …… verilme 30/09/2015 keşide tarihli, … çek nolu, 45.000,00-TL bedelli, aynı banka şubesinden verilme 31/10/2015 keşide tarihli, ….. çek nolu, 25.700,00-TL bedelli ve aynı banka şubesinden verilme, 30/09/2015 keşide tarihli …. çek nolu 25.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, cezai şartla ilgili talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli karardaki, taraflarınca işin ihtirazi kayıt ileri sürülerek teslim alındığı iddia edilip bu iddiayı kanıtlayamadıkları belirtilerek cezai şart taleplerinin reddine ilişkin gerekçenin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin asıl edimi hiçbir zaman teslim almadığını, asıl edimin teslimine ilişkin müvekkiline bir teklifin dahi söz konusu olmadığını, zira karşı tarafın söz konusu işi yapıp tamamlayamadığını, dava ikame edildiği tarih itibari ile taşeron firmanın yapmakla yükümlü olduğu işi henüz tamamlamadığını, taraflarınca da teslim alınmadığını, işin bitirilme tarihinin 30.04.2015 olmasına ve bu tarihten itibaren beş aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen işin %50 sinin dahi dava tarihine kadar bitirilmemiş olduğunu, davalı firma tarafından yapılması gereken işin ne durumda kaldığının ve sözleşmeye aykırılığının dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında da tespit edildiğini belirterek, cezai şart yönünden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 30.06.2021 tarih …. K sayılı geri çevirme kararı ile istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından yatırılması gereken 1.589,91 TL nispi istinaf karar harcının ikmali için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş olup, geri çevirme kararı uyarınca mahkemesince usulüne uygun olarak düzenlenen muhtıranın davalı vekili Av….’e tebliğ edildiği, verilen kesin süre içinde yatırılması gereken istinaf karar harcının tamamlanmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince 09/09/2021 tarihli ek karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına kararın verildiği ve bu kararın davalı vekiline tebliğ edildiği, ek kararın da istinaf edilmediği anlaşılmış olmakla istinaf incelmesi davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki cezai şartın ifa ekli cezai şart olması, davacı tarafça iş bedeli olarak verilen çeklerle birlikte teminat çeki olarak verilen çekler nedeniyle de menfi tespit talep edilmiş olduğu ve mahkemece bu kapsamda yargılama yapılarak karar verildiği, davacının talebinin sözleşmenin feshi niteliğinde olduğu, sözleşmeyi fesheden tarafın sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından ifaya ekli cezai şart talep etme hakkının bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.