Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/863 E. 2023/437 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/863 – Karar No:2023/437

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/863
KARAR NO : 2023/437

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI : 2018/152 E-2019/650 K

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … -E-TEBLİGAT

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … -E-TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davacı tarafından … Havalimanı İtfaiye Binası Yapım işinin davalıya ihale edildiğini, Ankara 17. Noterliği tarafından 08/07/2011 tarih ve … yevmiye sayısıyla sözleşmenin onaylandığını, 12/07/2011 tarihi itibariyle yer teslimi yapılarak işe başlanıldığını, geçici kabulün 20/11/2012 tarihinde yapıldığını, kesin kabul tutanağının 30/09/2015 tarihinde imzalandığını, ancak işin kabul işlemleri devam ederken ihale konusu iş kapsamındaki Paket Arıtma Sistemi imalatı ile ilgili olarak havalimanında devam eden diğer muhtelif inşaat işlerinin henüz tamamlanmaması nedeniyle enerji hattı bağlantısı yapılamayacağı hususunun idare tarafından gözetilerek 12/12/2014 tarihli eksik ve kusurlu işler listesinde ”Paket Arıtma Tesisi ile ilgili olarak, yeni terminal binasının geçici kabul sürecinin devam etmesi sebebiyle, yeni terminal binasının tam anlamıyla işletmeye alınmasını müteakip paket sisteminin çalıştırılarak deşarj kriterlerinin sağlanması…” şeklinde kayıt düşülerek jeneratör yardımıyla tesisin kabulünün yapıldığını, kabul yapıldıktan sonra davalı tarafından jeneratörün kaldırılması nedeniyle tesisin faaliyete geçmediğini, davacı tarafından, muhtelif inşaat işlerinin tamamlandığı ve davalı imalatının tamamlanması konusunda teknik olarak engel kalmadığının bildirilmesine rağmen davalının imalatı tamamlamadığını, yüklenilen işteki paket arıtma sistemine terminal binasından çekilmesi gereken enerji hattı kablosunun tamamlanmayarak terminal binasındaki mevcut panoya bağlanmaması ve kablo kanal altyapı ve borulanması işlerinin eksik yapılması nedeniyle, üçüncü bir firmaya tamamlatılan işler karşılığı olan 21.255,00 TL’lik zararın davalı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, bu bedelin 12/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya meşruhatlı davetiye çıkarılmış, yazılı cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece; davacı ve davalı arasında 08/07/2011 tarihinde 2.788.500,00 TL bedelle anahtar teslimi şeklinde sözleşme imzalandığı, 23/08/2012 tarihinde ek sözleşme ile bu bedelin 2.893.844,93 TL’ye çıkarıldığı, hakediş bedelinin toplam sözleşme bedeli kadar olduğu, kesin kabul tutanağında, inşaat işlerine ait 7, peyzaj işlerine ait 1, mekanik tesisat işlerine ait 2, elektrik işlerine ait 5 ve genel işlere ait 1 kalem olmak üzere toplam 16 kalem eksik işin tespit edildiği, tarafların davacının 21/10/2016 tarihli ve 100050 sayılı yazılı davetiyle 25/10/2016 tarihinde davalı firma yetkilisi …, davacı idare personeli ve teknik servis sorumlusu ile inşaat alanında gerekli incelemeler yapılmak üzere inşaat mahallinde hazır bulundukları, servis raporunun sonucunda kesin kabul tutanağındaki 16 kalem eksik işin 15 kaleminin tamamlandığı, paket arıtma tesisi ile ilgili olarak; yeni terminal binasının geçici kabul sürecinin devam etmesi sebebiyle, yeni terminal binasının tam anlamıyla işletmeye alınmasını müteakip paket sisteminin çalıştırılarak deşarj kriterlerinin sağlanması diye tariflenen genel işlere ait 1 kalem iş dışında ihtilaf olmadığı, ancak enerji hattının çekilmediği, deşarj çukurunun içinin toprak dolu olduğu ve giderinin bulunmadığı, mevcut panonun kablo tesisatının haşaratlar tarafından yenildiği, komple yenilenmesi gerektiğinin tespit edildiği, taraflar arasında imza edilmiş Yapım İşleri Genel Şartnamesinin yüklenicinin bakım ve düzeltme sorumlulukları başlıklı 25/4 maddesinde yapım işlerinde, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de on beş yıl süreyle sorumlu olacağına yönelik düzenlenme ve servis raporu uyarınca davalı sorumluluğunda olan enerji hattının çekilmediği bu suretle eksik ve kusurlu olarak yapılan imalat dolayısıyla davalının sorumlu olduğu, davalıya yapılan çağrıya rağmen bu eksikliğin tamamlanmaması üzerine işin davalı yüklenici nam ve hesabına dava dışı… firmasına yaptırıldığı ve 3.kişi tarafından … adına düzenlenmiş 12/12/2017 tarih ve … sıra numaralı faturada da eksik ve kusurlu işin giderim bedelinin 21.255,00 TL olduğu, bu bedelden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 21.255,00 TL’nin 12/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18.08.2021 tarihinde kredi başvurusu için bankaya gittiğinde adına kesinleşmiş bir icra dosyası olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine yapılan araştırmalar neticesinde ilamlı icraya dayanak Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/152 E. sayılı ilamından haberdar olduğunu, yerel mahkeme ve icra aşamasında yapılan bütün tebligatların usulsüz olup, müvekkilinin adil yargılanma ve savunma hakkının ihlal edildiğini, tebligatların TK’nın 21/2 maddesin uyarınca müvekkiline gönderildiğini ve bunun usulsüz olduğunu, zira ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, gerekli araştırmaların yapılması gerektiğini, bu araştırma sonucunda bir neticeye ulaşılmaması halinde Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri dikkate alınarak, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiğini, TK’nın 10/2 ve 21/2 maddelerinin farklı yorumlanarak başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının, savunma hakkını kısıtlayacağını ve Anayasa’nın 36.maddesine aykırı olacağını, müvekkiline yapılan tüm tebligatların Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi uyarınca yapılması nedeniyle öğrenme tarihinden itibaren istinaf dilekçesinin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, davanın ticari dava olup, müvekkilinin davacı ile imzaladığı sözleşmeyi şahıs olarak değil TTK anlamında gerçek kişi ticari işletme olarak imzaladığını, dosyada bulunan ihale sözleşmesinin 2.2. maddesinde de açıkça görüleceği üzere yüklenici olarak … … ticaret ünvanı ile imzalandığını, ticaret sicil müdürlüklerindeki adresi araştırılmadan T.K’nın 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılmasının adil yargılanma ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğunu, müvekkilinin TTK’nın 40 maddesi uyarınca ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirdiğini, 04.08.2003 tarihli ticaret sicil gazetesinin dilekçe ekinde bulunduğunu, bu konuda mahkemece gerekli araştırma yapılmadan usulsüz tebligat yapıldığını, dava açıldığı tarihte müvekkili adına gerçek kişi ticari işletme bulunmadığını (tür değiştirme ve devir işlemleri nedeniyle) için usulsüz tebligatlar ile taraf sıfatı bulunmayan müvekkili aleyhine kurulan hükmün ortadan kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin gerçek ticari işletmesinin tür değişikliği ve devirlerle … A.Ş. olması nedeniyle bunun aleyhine dava açılması gerektiğini ve tebligatların yapılması gerektiğini, bu konudaki yargıtay uygulamasının dikkate alınması gerektiğini, tacir olan müvekkili ile ilgili ticari işletmenin devir ve tür değişikliğine ilişkin tüm ticaret sicil gazetelerinin eklendiğini, 20.10.2016 tarihli tür değiştirme ilanından sonra … … Anonim Şirketi ünvanı ile tüzel kişilik kazandığını, yine dava tarihi itibariyle tüzel kişiliğin … Anonim Şirketi olduğunu belirterek, mahkeme kararının belirtilen usulü nedenlerle kaldırılması gerektiğini, esas yönünden ise, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacının iddialarını içerecek şekilde düzenlendiğini, kesin kabulden sonra iddia edilen eksikliklerin hangi nedenle meydana geldiği ve davacının zararının meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılmadığını, zarara ilişkin fatura bedelinin kabul edilip, bu konuda herhangi bir değerlendirme ve hesaplama yapılmamasının hatalı olduğunu, müvekkili nam ve hesabına yapıldığı belirtilen işlerle ilgili davacı iddiaları esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı iş sahibi … ile yüklenici … … arasında 08/07/2011 tarihli … Havalimanı İtfaiye Binası Yapımı işini konu alan eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ihtilafsız olup, sözleşmede yüklenicinin adresi… … olarak belirtilmiştir.
Yine dosyada mevcut belgelerden ve yazışmalardan davalının sözleşmedeki adresini ve ünvanını değiştirip, yeni adresini de içerir şekilde taraflar arasında yazışmalar yapıldığı anlaşılmış olmakla, mahkemesince davalı … …’liğin ticaret sicil kaydı bulunan gerçek kişi tacir olduğu ve adresinin bulunduğu hususu gözden kaçırılarak, gerçek kişi kabul edilip, dava dilekçesi ile diğer yargılama kapsamında yapılması gereken tebligatların ve gerekçeli kararın mernis adresine tebliği usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu kapsamda, mahkemesince gerekçeli kararın usulüne aykırı tebliği tarihi esas alınarak, süre yönünden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verilen 17/09/2019 tarihli ek karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, ek karar kaldırılarak istinaf başvurusunun esasının incelenmesine geçilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, mahkemece yapılan yargılama aşamasında davalıya yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmakla, usulüne uygun tebligat yapılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanarak esas hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf nedeninin kabulü gerekmiştir.
Davalı vekilinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.4-6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,

2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2018/152 Esas- 2019/650 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

4-Davalı tarafından yatırılan 362,99 TL + 59,30 TL olmak üzere toplam 422,29‬ TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır