Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/847 – Karar No:2022/637. T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2021
NUMARASI ….
ASIL VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ve Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali ve davalı-karşı davacı tarafından açılan tazminat davalarında mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen 30/03/2011 tarihli sözleşme ile davalı şirkete sözleşmede belirtilen makinelerin satıldığını, davalı şirketin satış bedelinin 100.000,00 TL’lik kısmını ödediğini, malzemelerin davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini tamamen yerine getirmediğini, bir kısım malzemeleri teslim almaktan kaçındığını, oysa müvekkilinin sözleşme gereği yapması gereken makineyi yaptığı teslime hazır olduğunu ihtar ettiğini, davalı şirketin temerrüde düştüğünü, buna rağmen edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin faturaları kesip davalı şirkete gönderdiğini, davalının faturaları kayıtlarına işlemediğini ve iade ettiğini, fatura ve sözleşme gereği ödemesi gerekip de ödenmeyen 48.143,45 TL alacağın tahsili için Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5114 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe de haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; davalının haksız itirazının iptalini, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; iddiaların aksine sözleşmenin 17. maddesinde yazılı havalı kesme makinesinin davacı şirket tarafından ivedilikle yapılıp teslim edilmesi, 18. maddesinde de kaynak ağzı açma makinesinin malzemesi alıcı tarafından karşılanarak davacı şirket tarafından yapılıp teslimi gerekirken bu makinelerin teslim edilmediğini, gönderilen makinelerin de eksik aparatlarının teslim edilip, ticari teamül gereği montajları yapılıp çalıştırılarak teslim edilmediği için bakiye satış bedeli olan 25.000,00 TL’ nin davacıya ödenmediğini, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kaynak ağzı açma makinesini ve kalıplarını Kayseri’de başka bir firmaya yaptırarak ancak 2011 yılının Aralık ayında üretime geçebildiklerini, davacı firmanın sorumsuz davranışları nedeniyle makinelerin 8 ay sonra çalıştırılabildiğini, kaynak ağzı açma makinesi için sözleşme anında 4.000,00 TL tutarında malzeme gerektiği ifade edilmesine rağmen daha sonra aynı makine için 48.267,99 TL’lik malzeme gerektiğinden bahisle 12/05/2011 tarihli liste gönderdiğini, oysa bu makinenin … Şirketine 14.000,00 TL bedel karşılığında yaptırıldığını, davacının satış sözleşmesindeki edimini yerine getirmeden sözleşmeden doğan satış bedelinin tamamını talep ettiğini, oysa sözleşmeye göre satış bedelinin 60.000,00 TL’sinin mal tesliminde nakit ödeneceği hükmünün yer aldığını, eksik mal teslimine rağmen 100.000,00 TL ödendiğini, 25.000,00 TL’sinin ise eksik teslimat nedeniyle ödenmediğini belirterek; açılan davanın reddini, % 40 kötü niyet tazminatı takdirini savunmuş; karşı davasında ise; satın alınan makinelerin eksik olarak teslim edilmesi nedeniyle 8 ay üretim yapamayan müvekkili şirketin bu nedenle büyük kâr mahrumiyetine uğradığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatın Kayseri 8. Noterliği’nin 06/06/2011 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile davacı- karşı davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili; cevap ve karşı dava dilekçesinde ileri sürülen hususların yerinde olmadığını, müvekkili tarafından teslim edilen ve montajı yapılıp çalışır vaziyette teslim edilen makinelerin, daha sonra gelip sökülüp götürüldüğünü, ayrıca müvekkili şirketin sattığı makineleri kurup çalıştırıp teslim etme yükümlülüğünün de olmadığını, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek; karşı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak yapılan yargılama sonucunda; 18/10/2017 tarih ve 2014/339 Esas-2017/796 Karar sayılı kararı ile; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Dairemizin 03/06/2020 tarih ve 2018/261Esas-2020/536 Karar sayılı kararı ile; “Taraflar arasında 30/03/2011 tarihli götürü bedelli eser sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup, sözleşmenin 17. ve 18. maddelerindeki makinelerin davacı-karşı davalı yüklenici tarafından yapılmadığı sabittir. Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları gereğince, götürü bedelli sözleşmelerde yüklenicinin hak kazandığı bakiye iş bedeli belirlenirken, yapılan imalâtın tüm işe göre fiziki gerçekleşme oranının hesaplattırılması, bulunacak bu oranın götürü bedele uygulanarak davacının hak ettiği imalât bedelinin belirlenmesi suretiyle yüklenicinin talep edeceği toplam iş bedeli tespit edilmelidir (Yargıtay 15. HD 2019/1350 E, 2019/4613 K). Sözleşmeye göre KDV ayrıca ödeneceğinden KDV miktarı da bulunan iş bedeline eklenerek hesaplanmalı ve bulunacak miktardan tarafların kabulünde olan 100.000,00 TL ödeme mahsup edilerek, davacının kalan alacağının bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yukarıda açıklanan şekilde; davacı-karşı davalı yüklenicinin teslim ettiği işler yönünden oranlama yapılarak, davacı alacağının belirlenmesi ve ödenen bedel de mahsup edilerek varsa bakiye alacak üzerinden asıl davada hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle asıl davanın reddedilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda belirtilen husus ve sözleşmedeki hüküm ve şartlar ile taraflar arasındaki ihtarnameler de incelenip değerlendirilerek asıl ve karşı davadaki talepler hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen hususlar hakkında hiç bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.” gerekçesi ile davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HKMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.”
Mahkemece, Dairemizin kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda; davanın, taraflar arasında düzenlenen makine satışı ile ilgili, ödenmeyen sözleşme bedelinin tahsili istemi ile yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası; karşı davanın ise makinelerin süresinde teslim edilmemesi, üretime geç başlanılması nedeniyle uğranılan kâr mahrumiyetine ilişkin tazminat davası olduğu, toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 27. Hukuk Dairesi’nin 03/06/2020 tarih ve 2018/261 Esas- 2020/536 Karar sayılı ilamında belirtilen gerekçeler de nazara alınarak bilirkişi kurulundan alınan ek rapor içeriği de dikkate alındığında, ek raporun dosya kapsamına uygun gerekçeli, yapılan hesaplamaların kayıt ve belgelere dayalı olduğu ve mahkemece de ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu sonucuna varılarak; esas dava yönünden; bilirkişilerce ek raporda yapılan hesaplamalar sonucu belirlendiği üzere yapılan imalatın fiziki gerçekleşme oranının, % 75 olarak alınmasının yerinde ve piyasa koşullarına uygun olduğu, KDV ayrıca ödeneceğinden, iş bedeline eklendiğinde, davacı – karşı davalının toplam hakediş bedelinin 110.625,00 TL olarak alınması gerektiği, tarafların kabulünde olan ödenmiş bulunan 100.000,00 TL’nin hakediş bedelinden düşülmesi halinde, davacı – karşı davalının alacağının 10.625,00 TL olduğu, davalı – karşı davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde toplam kârının 12.380,00 TL olduğu, buna göre 5,5 aylık net kârının ve de kâr mahrumiyet zararının 12.380,00 TL/12 ay X 5,5 ay = 5.674,17 TL olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davacının açılan davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı – karşı davacının Kayseri (kapatılan) 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5114 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak 10.625,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 10.625,00 TL’ye takip tarihinden itibaren icra takibinde talep edilen faizin yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın yargılamayı gerektirmesi likit bir alacak olmaması nedeniyle davacı – karşı davalı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalı – karşı davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmaması nedeniyle reddine, karşı dava yönünden ise; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 5.674,17 TL kâr mahrumiyeti tazminatının karşı davalının keşide ettiği 16/05/2011 tarihli ihtarnamede sözleşmeye konu havalı kesme makinesinin imalatının devam ettiği ve 30 gün içinde teslim edileceği bildirildiğinden davacı – karşı davalı şirket bu makine bakımından 16/06/2011 tarihinde temerrüde düştüğünden 16/06/2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faiziyle davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili istinaf başvurusunda; müvekkilinin alacağının sözleşmede yer alan malların teslimi ile muaccel olması gerektiğini, davalı-karşı davacı yana gönderilen ihtarlar ile malzemelerin temin edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, ancak imalat için gereken malzemelerin temin edilerek müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin 17. Maddesinde yazılı havalı kesme makinasını hazırlayarak teslim alınması için ihtar göndererek üzerine düşen edimleri ifa ettiğini, ancak davalı tarafın bu ihtarı dikkate almayarak kusuru ile temerrüde düştüğünü, tarafların zımni olarak makinenin davalı tarafından gelinip teslim alınması şeklinde anlaştıklarını, davalının gelip almayarak temerrüde düştüğünü, daha önce teslim edilen makinelerin de davalı tarafından gelinerek, hatta sökülmek suretiyle alındığını, sonuç olarak müvekkili şirketin teslim için gereken tüm prosedürü yerine getirdiğini, davalının hem malzeme temin etmeyerek hem de 17 numaralı makinayı teslim almayarak temerrüde düştüğünü, ihtara rağmen teslim alınmamasının ve malzemelerin temin edilmemesinin davalının müterafık kusuru olarak değerlendirilmesi gerektiğini, hatta hazır olduğu belirtilmesine rağmen teslim yeri de hukuken imal yeri olmasına rağmen makinalar teslim alınmadığından, müvekkiline isnad edilecek bir kusur bulunmadığını, makinenin teslim edilmemesi halinde basiretli davranması gereken davalı-karşı davacı şirketin makineyi başka yerden temin edebileceğini, ancak somut olayda davalı-karşı davacı şirketin makineyi temin etmediğini, ayrıca 18. sıradaki makine, davalı-karşı davacı tarafından tam 8 ay sonra temin edilmiş olup, bu sürenin makul süreyi aştığını, geç temin etme sebebini de ispat edemediğini, hazır olan makineler ihtar ile bildirilmesine rağmen teslim alınmadığından alıcının temerrüdünün meydana geldiğini, davalı-karşı davacının, KDV’yi de ödemediğini, buna rağmen davalı-karşı davacı lehine 5.674,17 TL kâr mahrumiyeti tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, işin tamamlanma oranının %75 olarak belirlenmesinin yerinde olmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili istinaf başvurusunda; taraflar arasındaki akdi ilişkinin götürü bedelli eser sözleşmesi değil, ikinci el niteliğindeki teknik ekipmanların satışı sözleşmesi olduğunu, bu nedenle alacağın, teslim ediminin tam olarak yerine getirilmemiş olması nedeniyle muaccel hale gelmediğini, bu aşamada muaccel olmayan alacağa KDV hesaplanmasının doğru olmadığını, somut olayda, davacı tarafından satılan makine ve teçhizatlar, ikinci el/kullanılmış mal ve malzemeler olduğundan, ortada bir eser meydana getirilmesi kararlaştırılan bir eser sözleşmesi olmadığından, bedelin de götürü bedel yönetimi ile hesaplamasının mümkün olmadığını, sözleşme kapsamındaki malzemelerden sadece 17. ve 18. sıradaki malzemelerin imalatı söz konusu olup, geri kalan tüm malzemelerin ikinci el ürün satışından ibaret olduğunu, BAM kararı öncesindeki karar ve dosyada mevcut olan çeşitli bilirkişi heyetlerince yapılan değerlendirmelerde, davacı-karşı davalının alacağının muaccel hale gelmemiş olduğunun, davacı-karşı davalının edimini ifa etmemesi nedeniyle temerrüde düşmüş olduğunun açıkça belirtildiğini, bu aşamada, götürü bedel usulü ile bilirkişi heyetine hesaplama yaptırarak, esasen muaccel olmayan bir alacak yönünden tespit yaptırılmasının ve muaccel olmayan alacağın KDV’li bedeli üzerinden hüküm kurulmasının kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın eser sözleşmesi kapsamında ve götürü bedel usulünce değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılması halinde ise; mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda götürü bedelin hatalı hesaplanmış olması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de, mahkemenin bu itirazlarını dikkate almadığını, öncelikli taleplerinin Dairemizce de uygun görülmesi halinde yeni bilirkişi raporu alınması yönünde olduğunu, dosya kapsamında mevcut olan 15/10/2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, sözleşmenin 17. ve 18. sırasındaki makinelerin eksik olması halinde diğer 16 makinenin bir işe yaramayacağının açıkça belirtildiğini, yine 19/06/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da, tesisin entegre tesis olduğunun, 17. ve 18. sıradaki makinelerin olmaması halinde üretime geçilemeyeceğinin belirtildiğini, bu iki parçanın çok önem arz ettiği tespit edildikten sonra, davacının işin %75’ini fiziken tamamladığından bahsetmenin hatalı ve çelişkili olduğunu, sözleşmeye göre işin fiziken tamamlanma oranının neden %60-%65 değil de %75 olarak belirlendiğinin ve bu belirlemenin neye göre yapıldığının, açıklanması gerektiğini belirterek; yasaya, usule ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil eden mahkeme kararının asıl dava yönünden verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, karşı dava ise kâr mahrumiyeti tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve özellikle Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan ek bilirkişi raporundaki, işin tamamlanma oranına ilişkin teknik değerlendirmelerin Dairemizce de dosya kapsamına uygun, denetlenebilir nitelikte bulunmasına göre, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemece asıl davaya ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekillerinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, bu nedenle taraf vekillerinin asıl davaya yönelik istinaf başvurularının reddi gerekmiştir.
Asıl davada davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde ise;
Taraflar arasında düzenlenen 30/03/2011 tarihli sözleşme satış ve eser sözleşmesinden oluşan karma nitelikli bir sözleşme olup, uyuşmazlık bu sözleşmenin 17. Maddesindeki havalı kesme makinesinin ve 18. Maddesindeki kaynak ağzı açma makinesinin teslim edilmemesinden kaynaklanmıştır. Sözleşmenin 17. ve 18. maddesindeki edimler kapsamında akdi ilişki, Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı-karşı davalı …Ltd.Şti. Yüklenici, davalı-karşı davacı …A.Ş. iş sahibidir.
Sözleşme kapsamındaki bu makinelerin davalı-karşı davacıya teslim edilmediği sabit olup, iş sahibi karşı davasında, bu makinelerin tesliminde davacı-karşı davalı yüklenicinin temerrüde düşmesi nedeniyle kâr mahrumiyeti talebinde bulunmuştur.
Eser sözleşmeleri iş sahibi ve yüklenicinin taraf olduğu iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin borcu, eseri sözleşme ve ekleri, iş sahibinin ondan beklediği amaç ve işin niteliğine göre mevzuata uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin borcu da iş bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin her iki tarafı hem alacaklı hem de borçlu durumundadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ifada sıra başlıklı 97. Maddesinde, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin özellikleri ve koşullarına göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş yada ifasını önermiş olması gerekir, şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu hükme göre, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde kendi öncelikli edimini yerine getirmeyen taraf, diğer tarafın edimini yerine getirmesini isteyemeyecektir. Başka bir anlatımla taraflardan biri öncelikli edimini yerine getirmedikçe diğer taraf kendi edimini ifadan kaçınma hakkını kullanıp ileri sürebilecektir. Bu halde temerrüde düşen, ifadan kaçınan değil, öncelikli edimini yerine getirmeyen taraf olacaktır.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, taraflar arasında düzenlenen 30/03/2011 tarihli sözleşmenin 17.ve 18. Maddesindeki havalı kesme makinesi ve kaynak ağzı açma makinesinin ne zaman yapılarak teslim edileceği hususunda bir düzenleme yapılmamıştır. Davalı-karşı davacı iş sahibi ilk olarak Kayseri 8. Noterliği’nin 18/04/2011 Tarih ve … Yevmiyeli İhtarı ile ivedilikle yapılıp teslimi gereken havalı kesme makinesi ve kaynak ağzı açma makinesinin halen teslim edilmediğinden bahisle teslim edilmeyen 2 makine ile teslim edilenlerin eksik aparatlarının 10 gün içinde teslimini ihtar etmiştir. Buna karşılık davacı-karşı davalı yüklenici, Kocaeli 5. Noterliği’nin 16/05/2011 Tarih ve …. Yevmiyeli İhtarı ile havalı kesme makinesi imalatının devam ettiğini, 30 gün içinde teslim edileceğini, malzemelerin gönderilmesi halinde kaynak açma makinesinin de yapılacağını belirterek, kaynak açma makinesi için malzeme listesi göndermiştir. Devamında yine davacı-karşı davalı yüklenici tarafından gönderilen Kocaeli 5. Noterliği’nin 10/06/2011 Tarih ve … Yevmiyeli İhtarı ile havalı kesme makinesi imalatının tamamlandığı, gelinip teslim alınması, kaynak açma makinesi imalatı için ise ihtara rağmen malzemelerin gönderilmediği ihtar edilmiştir.
Bu durumda, davalı-karşı davacı iş sahibi teslim edildiği ihtar edilen havalı kesme makinesini teslim almamakla, yine sözleşmede malzemesi alıcı tarafından karşılanacağı belirtilen kaynak ağzı açma makinesinin malzemelerini temin etmemekle öncelikli edimini ifada temerrüde düşmüş olup, kendi kusurundan kaynaklı olarak müspet zarar talebinde bulunamayacağından, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin asıl davaya yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, davacı-karşı davalının karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin asıl davaya yönelik istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı- karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2020/421 Esas- 2021/612 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
a)Davalı- karşı davacının Kayseri (kapatılan) 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5114 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak 10.625,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 10.625,00 TL’ye takip tarihinden itibaren icra takibinde talep edilen faizin yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacı – karşı davalı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
c)Davalı- karşı davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmaması nedeniyle reddine,
5-Alınması gereken 725,79 TL karar harcından peşin alınan 714,95 TL harcın mahsubuna bakiye 10,84 TL harcın davalı- karşı davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı- karşı davalı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı 8.082,20 TL posta giderleri, talimat ve bilirkişi ücretleri toplam 8.103,35 TL yargılama giderinin kabul oranına göre, 1.788,36 TL’lik kısmı ile peşin alınan 714,95 L harç ile birlikte toplam 2.503,31 TL yargılama gideri ile kabule göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya ödenmesine,
7-Davalı- karşı davacı tarafça yapılan 930,00 TL yargılama giderinin ret oranına göre 725,40 TL’lik kısmı ile ret oranına göre belirlenen 5.627,76 TL vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya ödenmesine,
8-Karşı davanın REDDİNE,
9-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 148,50 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 67,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı- karşı davacıya iadesine,
10-Davalı- karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı- karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
12-Davacı- karşı davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
13-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
14-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı- karşı davalıdan asıl davanın istinafına yönelik alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL’den mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
15-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı- karşı davalı tarafından karşı davanın istinafına yönelik yatırılan 96,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
16-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı- karşı davacıdan asıl davanın istinafına yönelik alınması gereken 725,79 TL istinaf karar harcından peşin alınan 181,44 TL’nin mahsubu ile bakiye 544,35 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
17-Davacı- karşı davalı tarafından karşı davaya yönelik yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının tümü ile 27,50 TL tebligat giderinin istinaf başvurusundaki haklılık oranına göre takdiren 13,75 TL’si olmak üzere toplam 175,85 TL istinaf yargılama giderinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
18-Davalı- karşı davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır