Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/842 E. 2021/1133 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı şirketlerin ortak girişimi olan … Genel Müdürlüğü arasında imzalanmış olan …… işinde, davacı ile davalılar arasında alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince; müvekkili şirketin 21/04/2016 tarihinde işe başladığını, müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerle 19/07/2016 tarihinde işe ara vermek zorunda kalındığını, bu nedenle işin zamanında bitirilemediğini, işin büyük bir kısmı tamamladıktan sonra 18/11/2016 tarihinde taraflarca hakediş imzalandığını, bu noktada biten işe ilişkin faturaların da kesildiğini, davalı şirketler tarafından faturalara da herhangi bir itiraz olmadığını, hakediş tarihi olan 18/11/2016 tarihinden sonra ise, … branşmanı çift devre hattı, 12 adet direğin çift devre alt ve üst montajı, 20 adet direğin tek devre üst montajı, … çift devre hattı 100 ton civarında demontajı, Bor tek devre hattı 200 ton demontajının da müvekkili şirket tarafından yapıldığını, sözleşme kapsamında işin tamamına yakınının tamamlanmış olmasına rağmen, sözleşmenin davalı tarafça Ankara 57. Noterliği’nin 28/12/2016 tarih ve …. Yevmiye Numaralı İhtarnamesi ile haksız fesih olarak feshedildiğini, bu ihtara 11/01/2017 tarih ve ….. yevmiyeli ihtar ile cevap verildiğini, yapılan işin bedelinin ödenmesi talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin bitirmiş olduğu kısımlara ilişkin davalı şirketler tarafından müvekkiline halen ödeme yapılmadığını, işin fiilen bitiş tarihi dikkate alındığında davalı şirketler kendi kusurlarıyla temerrüde düştüklerinden, TBK’nın 484. maddesine göre fesih anına kadar yüklenicinin bütün hak edişlerinin ödenmesi ve ayrıca yüklenicinin yoksun kaldığı kâr da dahil olmak üzere bütün zararlarının giderilmesi gerektiğini belirterek; hakediş tarihi olan 18/11/2016 tarihinden sonraki dönemde yapılmış olan işlere ve işin davalı tarafından geciktirilmesi nedeniyle ilave maliyet nedeniyle oluşan zarar kapsamında şimdilik 1.000,00 TL alacağın avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş; 24/05/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinin istem bölümünde, “H… …” ilişkin müvekkili tarafından hakkediş tarihi olan 18/11/2016 tarihinden sonra yapılmış olan işlere ilişkin şimdilik 1.000,00 TL alacağın avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili; davacı tarafın hiçbir somut veriye dayanmadan 18/11/2016 tarihinden sonraki yaptığı işler adı altında belirsiz ve somut olmayan taleplerde bulunduğunu, davacının öncelikle taleplerini somutlaştırmak zorunda olduğunu, müvekkili iş ortaklığının muhasebe kayıtlarından da anlaşılacağı gibi bu iş sebebiyle davacıya bugüne kadar toplam 1.578.244,68 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin büyük bir kısmının davacının son dönemdeki ekonomik sıkıntısı sebebiyle avans niteliğinde yapıldığını, davacı ödeme güçlüğüne düşünce işçi ücretlerini ve işin yapımı sırasında üçüncü şahıslara olan borçlarını da zamanında ödeyemediğinden müvekkillerinin bazı ödemeleri davacı şirket adına ve onun ödemelerine mahsuben 3. şahıslara yaptığını, davacı tarafın, 18/11/2016 tarihli ara hakedişin ihtilafsız olduğu izlenimi yaratarak bundan sonraki alacaklarının ihtilaflı olduğunu iddia ettiğini, 18/11/2016 tarihli hakedişin ara hakediş niteliğinde olup, ara hak edişte esas alınan birim fiyatların tarafları bağlayıcı olarak kabul edilemeyeceğini ve taraflar açısından kazanılmış hak oluşturmayacağını, Ankara 57. Noterliği’nin 08/02/2017 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinde de açıkça ifade edilen davacı şirketin işçi ücretlerini ödeyemediği için asıl işveren sıfatıyla müvekkilleri hakkında icra takipleri yapılarak banka hesaplarına haciz konularak itibarlarının zedelenmesi, davacının piyasa borçlarını ödemeyerek kasıtlı şekilde bu kişileri müvekkili şirketlere yönlendirmesi, çalıştırdığı işçilerin ücretlerini ödemeyerek …’a yazılı başvuru yaptırıp hakedişlere bloke konmasına neden olması gibi pek çok konuda sözleşmeye aykırı davranması ve sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle, davacının iş bu davayı açmaya ve talepte bulunmaya hakkı olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi uyarınca 18/11/2016 tarihli hakedişten sonra yapıldığı iddia edilen işler için davacının alacağının bulunup bulunmadığı ve davalıların işi geciktirmesi ve hakedişleri geç ödemesi nedeniyle davacının zarının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, somut olayda; davalı şirketlerin ortak girişimi olan … Genel Müdürlüğü arasında imzalanmış olan … işinde davacı ile davalı arasında alt yüklenicilik sözleşmesinin imzalandığı, taraflar arasında bir kısım işler yapıldıktan sonra 18/11/2016 tarihinde hakediş imzalandığı, davacı tarafça hakediş tarihinden sonraki dönemde işin tamamına yakın kısmının bitirildiği, fakat bu kısım işlerin bedelinin kendisine ödenmediği ve davalılarca sözleşmenin haksız feshedildiği bu nedenle zarara uğradığı iddia edilerek eldeki davanın açıldığı, davalı tarafça 28/12/2016 tarihinde yapılan bildirimle sözleşmenin feshedildiği, davacının çalıştırdığı işçilerin ücretlerini ve benzer haklarını ödeyemediği, bu nedenle işçilerin davalılara ve asıl işveren …’a başvuruda bulunduğu, dosya arasına sunulan icra takip dosyaları ve iş davası dosyalarının başlama tarihleri fesih tarihinden sonra olsa da davacı tarafından davalıya gönderilen 11/01/2017 tarihli cevabi ihtarnamede hakedişlerin ödenmediği, bu nedenle piyasaya borçlanıldığı ve işçilik ücretlerini ödeyemediği, bir işçinin davalıya icra takibi başlattığını tevil yollu ikrar ettiği, bu kapsamda sözleşmenin devam etmesinin davalılar açısından çekilmez hal aldığı, feshin haklı olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre; davacının son hakedişten sonra yapmış olduğu işte hakettiği toplam tutarın 207.516,90 TL olduğu, davacının kendi hazırlamış olduğu hakediş tutanağındaki miktarın 249.699,00 TL olduğu bilirkişilerce yapılan defter incelemesine göre; davacının davalıya 300.164,69 TL borcu olduğu, davalı defter kayıtlarına göre ise davacının davalıya 635.472,58 TL borcu olduğu davacının kendi defter kayıtları esas alındığında hakediş miktarının davalıya olan borç miktarından az olduğu, bu kapsamda davacının davalıdan alacağı bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkemenin gerekçeli kararında taraflar arasında imzalanan sözleşmenin maddelerini yazdığını, sonrasında ise sadece bilirkişi raporundaki beyanları gerekçe göstererek davanın reddine karar verdiğini, Yargıtay kararlarına göre, mahkemenin sadece bilirkişi raporuna dayanarak karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazları dikkate almadan ve dosyayı yeni bir bilirkişi heyetine göndermeyerek, eksik ve hukuka aykırı rapora dayanarak karar verdiğini, bilirkişi raporundaki, sözleşmenin davalılar tarafından haklı nedenle feshedildiği görüşünün gerçeği yansıtmadığını, işçiler tarafından açılan davaların ve yapılan icra takiplerinin tarihinin sözleşmenin feshinden sonra olduğunu, yine bilirkişi heyetinin raporda esas aldığı davalı şirketlerin ticari defter kayıtlarında, taraflar arasındaki iki sözleşmeye ilişkin yapılan işlerin hesapları birlikte tutulduğundan, gerçeğe aykırı bir şekilde müvekkilinin sanki … için yapılmış olan sözleşme kapsamında borcu varmış gibi göründüğünü, iki ayrı sözleşme kayıtları usulüne uygun şekilde ayrı ayrı tutulmadığından ticari defter kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, davalı defter kayıtlarında olup, müvekkili defter kayıtlarında olmayan toplam 344.562,22 TL tutarındaki borç kaydına karşı ısrarla itiraz edilmesine rağmen bilirkişi heyeti tarafından itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkili şirketin ticari defterlerinde davalılara karşı borcunun bulunmasının ise, sözleşme kapsamında son hakedişin imzalanmayıp müvekkili şirketçe davalılara fatura kesilememesinden kaynaklandığını, davalı tarafın, müvekkili şirkete gönderdiği ihtarnamede borçlu olduğunu kabul etmesine rağmen, bilirkişi raporunda müvekkilinin borçlu olduğuna dair değerlendirme yapıldığını, bu hususun çelişkili ve hukuka aykırı olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmediğini, bu sebeple de mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak itirazları doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 22/09/2021 tarih ve …. Karar sayılı geri çevirme kararı uyarınca mahkemece Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra dosyasının onaylı örneği temin edilmiş, ancak bu icra takibine itiraz edilmesine rağmen dava açılıp açılmadığı ve açılmışsa mahkemesi ve mahkeme esas numarası bildirilmemiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 18/04/2016 Tarihli Taşeron Sözleşme Ve Ek Sözleşmesi niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı ortaklık yüklenicidir.
Bu sözleşme ile davacı taşeron davalının yükleniminde olan ………. Demontajının yapılması işini üstlenmiştir. Ek sözleşmede yapılacak imalatlar, birim fiyatlı ve metrajları da gösterilmek suretiyle belirlenmiş olup, ek sözleşmenin 5.maddesine göre işin 15/12/2016 tarihinde tamamlanması kararlaştırılmıştır. Yine ek sözleşmenin 6. Maddesine göre mal sahibinin, yüklenici ortak girişime yapacağı ödemeler paralelinde taşerona montaj tutanaklarına göre yaptığı iş kadar ödeme yapılacak olup, ek sözleşmenin 12. Maddesine göre geçici hakedişler iş sahibi ile davalı yüklenici arasında yapılacak hakedişin, ihale makamınca onaylanmasını müteakip, hakedişe giren miktarlar ve onaylı durum tespit tutanakları esas alınarak usulüne uygun olarak hazırlanıp karşılıklı imza edilerek yürürlüğe girecektir. Davacı taşeron, her hakedişi için fatura aslını vermediği ve bir önceki aya ait SGK prim borçlarını yatırdığına dair ödeme makbuzlarını ve işçi bordro ve ibralarını, KDV beyannamesi, tahakkuk fişini ve ödeme makbuzlarını vermediği takdirde hakediş tutarı ödenmeyecek, hakediş tanziminde, ihale makamınca hazırlanıp onaylanan tutanaklarındaki miktarlar esas alınacaktır. İşçilerin şikayeti üzerine yukarıda belirtilen hükümler uyarınca, ücretlerini alamadıklarının tespit edilmesi halinde, taşeronun hakedişlerinden uygun bir kısmı alıkonulacak ve bu tutarlar taşeron adına yüklenici tarafından işçilere ödenecektir. Sözleşmenin 16. Maddesine göre taşeron, sözleşme bedeli üzerinden, yasalarla belirlenen oran ve tutarlarda ( sözleşme bedelinin en az %18’i olacak şekilde) işçilik gösterecek ve primlerini ödeyecektir. Taşeron çalışan işçilerin sigorta prim ve vergilerinin yatırıldığına dair belgelerin bir suretini yükleniciye düzenli olarak verecek olup, her ay tutulan puantajlara göre hazırlanan bordrolarda tahakkuk eden ücretler üzerinden işçi ödemeleri yapılacaktır. İşçi ödemeleri, her çalışan adına açılacak banka hesapları üzerinden yapılacak ve ödemelere ait banka dekontları düzenli olarak her ay yükleniciye verilecektir. Taşeron her ay bir önceki aya ait sigorta-primlerini SGK’ya yatırdığına dair makbuz, ibra belgeleri ve bordroyu ve KDV beyannamesi, tahakkuk fişini ve ödeme makbuzlarını yükleniciye verecek olup, aksi taktirde hakediş tutarının ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Bu sözleşme kapsamında 15/11/2016 onay tarihli hakediş düzenlenmiş olup, yapılan imalat bedeli, kesintilerden sonra 2.535.858,70 TL olarak belirlenmiştir. Dava konusu işe ait sözleşme davalı yüklenici tarafından Ankara 57. Noterliği’nin 28/12/2016 tarih ve …… yevmiyeli ihtarı ile feshedilmiştir. Fesih ihtarına, davacı taşeron tarafından Ankara 57. Noterliği’nin 11/01/2017 tarih ve … Yevmiyeli ihtarı ile cevap verilmiş, feshin haksız olduğu, hakediş alacağının ödenmediği ileri sürülmüş, ayrıca hakediş yapıldıktan sonra fesih tarihine kadar yapılan imalatlar belirtilerek bedelleri talep edilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden taraflar arasında iş bu davaya konu … referanslı … – ….Sözleşmesi dışında, 18/03/2016 tarihli H 543 referanslı …-… … Sözleşmesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yüklenici eldeki davada, H …. referanslı…. ile ilgili taraflar arasında düzenlenen 18/11/2016 tarihli hakedişten sonra yapıldığı ve hakedişe bağlanmadığı iddia edilen işlere ilişkin alacak talebinde bulunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında, bu talep yönünden davacının 207.516,90 TL bedelli iş yaptığı tespit edilmiş, yapılan ödemeler ve taraf defterlerine ilişkin bilirkişi görüşünde ise; davacının 2016 yılı ticari defterlerinin incelenemediği, 2017 yılı ticari defterlerinin HMK’nın 222.maddesindeki şartları taşıdığı, davalının 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin HMK’nın 222.maddesindeki şartları taşıdığı belirtilmiş, davacının yasal defter kayıtlarındaki cari hesap hareketleri ile davalının cari hesap hareketleri tablo halinde gösterilmiş, sonuç olarak; davacı defter kayıtlarında davacının davalıya borcu 300.164,69 TL iken, davalı defter kayıtlarında davacının davalıya borcunun 635.472,58 TL olarak göründüğü, taraf defter kayıtlarındaki toplam 335.262,89 TL tutarındaki farkın maddeler halinde açıklandığı, taraf defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerde davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkide dava konusu dışında başka işlerin (şantiyelerin) de bulunduğunun görüldüğü, işçilik giderlerinin işyeri kodları dikkate alınarak hesaplandığı belirtilmiştir. Mahkemece; tarafların ticari defter kayıtlarına dayanılarak alacak-borç durumunu tespit eden bilirkişi kök ve ek raporları esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 01/11/2018 tarama tarihli ek rapordaki cari hesap kayıtları incelendiğinde; davacının yasal defterlerindeki borç miktarının 1.218.886,32 TL, alacak miktarının 968.561,07 TL olarak, davalının yasal defterlerindeki alacak miktarının 1.579.576,41 TL, borç miktarının ise 944.103,83 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Oysa sadece 15/11/2016 tarihinde onaylanan hakedişe göre bile yapılan imalatın bedeli, kesintilerden sonra 2.535.858,70 TL olarak belirlenmiş olup, taraflar arasında birden fazla eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, eser sözleşmelerinde tek başına ticari defterlere dayanılarak inceleme yapılmayacağı, fatura kesilmemesinin iş bedelinin talep edilemeyeceği anlamına gelmeyeceği dikkate alındığında, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle uyumlu olmadığı, davacı tarafça yapılan itirazları karşılamadığı gibi denetlenebilir nitelikte de olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, Mahkemece taraflar arasındaki davaya konu sözleşmenin feshedilmiş olduğu da gözetilerek, yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle davaya konu sözleşme kapsamında yapılan tüm imalatların bedeli belirlendikten sonra, bu sözleşme kapsamında davalı tarafça ödendiği ispatlanabilen ödemeler ile davalı savunmasında belirtilen işçi alacaklarına ilişkin iş mahkemelerinde açılmış davalardan, bu sözleşme kapsamındaki işte çalışan işçiler tarafından açılanları tespit edilip, bu davalardaki talepler de gözetilerek varsa işçi alacakları da mahsup edilmek suretiyle tasfiye kesin hesabı çıkartılması, yine taraflar arasındaki 18/03/2016 tarihl….Sözleşmesi yönünden açılmış dava olup olmadığına ilişkin tarafların da beyanı alınmak suretiyle varsa bu dosya yada dosyalar da celbedilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin kabulü ile, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2019 tarih ve … Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davacı tarafından yatırılan 68,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 13/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır