Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/836 E. 2023/591 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/836 – Karar No:2023/591
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/836
KARAR NO : 2023/591

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021
NUMARASI : 2019/246 E-2021/446 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında 11/06/2011 tarihinde tanzim edilen “… (…) arası yolu (Km 0+00-26+500) Toprak işleri, Sanat Yapıları, Köprü Alt Temel Ve Plentmiks Temel Yapılması İşleri ile BSK Yapım İşi Güzergahı Üzerinde Gelişen Stabilite Sorunlarının Araştırılmasına Yönelik Olarak Yapılacak Mühendislik Jeolojisi Haritaları, Temel Araştırma Sondajları Yerinde (Pressiyometre, İnklinometrevb) Ve Laboratuvarda Yapılacak Deney Çalışmaları İle Geoteknik Proje Raporu Ve Uygulama Paftalarının Hazırlanması İşlerine Yönelik Mühendislik Hizmetleri” yüklenici sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmede belirlenen indirim oranlarının değiştirilmesine yönelik olarak zeyilname tanzim ve imza edildiğini, müvekkili şirket tarafından yüklenime konu işin tamamı ifa edilerek 20/12/2017 tarihli 10 nolu hakedişin düzenlendiğini, davalı tarafından da ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalanarak kabul edilen bu hakediş uyarınca hakediş tanzim tarihi 20/12/2017’de müvekkili şirketin KDV dahil 1.593.185,54 TL alacağının bulunduğunun belirlendiğini, … fatura nolu KDV dahil 1.593.185,54 TL’lik E-Fatura düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalının hesap ve fatura borcu karşılığında 23/02/2018 tarihinde 800.000,00 TL ve 06/07/2018 tarihinde 200.000,00 TL olmak üzere icra takip tarihine kadar toplam 1.000.000,00 TL ödediğini, icra takip tarihinde müvekkili şirketin 593.185,54 TL anapara alacağının bulunduğunu, 593.185,54 TL anapara alacağı ve 116.305,00 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 709.490,54 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4700 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalı itirazının haksız olduğunu belirterek; davalının itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; işveren idarenin ve projenin ihtiyaçları doğrultusunda birtakım iş ve projelerin yüklenici …A.Ş. tarafından hazırlanmasının, bu projelerin işveren idarenin onayına sunulmasının, idarenin iş ve projeleri onaylaması üzerine müvekkili şirket tarafından …’ye ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin işin bedeli başlıklı 5. maddesinde sözleşme tutarının idarenin kabulü şartıyla yüklenici tarafından belirleneceğinin düzenlendiğini, yine sözleşmenin ölçme hakedişler ve ödemeler başlıklı 17. maddesinde hakediş ödemelerinde ara işlem olarak yapılan ve henüz idarece onaylanmamış bulunan iş kalemlerinin ödemelerinin %50 oranında hakedişe yansıtılacağının, kalan bedel ile ilgili iş kaleminin idarenin onayından sonra ödemeye tabi tutulacağının kabul edildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği 20/12/2017 tarihli faturanın, proje kapsamında yer alan … bağlantı köprüsü ve bağlantı yolu köprüsü’nde yapılan sondaj ve arazi ölçümlerini de kapsadığını, söz konusu ölçüm ve sondaj işlerinin Karayolları Genel Müdürlüğü Sanat Yapıları Daire Başkanlığı’na sunulduğunu, Karayolları Genel Müdürlüğü Sanat Yapıları Daire Başkanlığı tarafından onaylanmadığını, Karayolları Genel Müdürlüğü Sanat Yapıları Daire Başkanlığı tarafından onay verilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin 3.,5. ve 17. maddelerinde yer alan şartlar gerçekleşmediğinden borcun muaccel hale gelmediğini, bu nedenle davacının başlatmış olduğu icra takibinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; davanın reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın haksızlığı iddiasıyla açılan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında … arası (Km 0+00-26+500) toprak işleri, sanat yapıları, köprü alt temel ve plentmiks temel yapılması işleri ile BSK yapım işi güzergahı üzerinde gelişen stabilite sorunlarının araştırılmasına yönelik olarak yapılacak mühendislik jeolojisi haritaları, temel araştırma sondajları yerinde (pressiyometre, inklinometre vb) ve laboratuvarda yapılacak deney çalışmaları ile geoteknik proje raporu ve uygulama paftalarının hazırlanması işlerine yönelik mühendislik hizmetleri yüklenici sözleşmesinin akdedildiğini, davacının işi yaparak davalıya teslim ettiğinin çekişme konusu olmayıp, çekişmenin teslim edilen projenin davalı idare tarafından onaylanıp onaylanmadığı, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından talep edilen projedeki revizenin davacı tarafından yapılıp yapılmayacağı, iş bedelini hakedip etmediği üzerinde toplandığı, davacı yanın 11/06/2011 tarihli sözleşme ile belirtilen şartlar çerçevesinde mühendislik jeoloji haritaları temel araştırma sondajları yerinde ve laboratuarda yapılacak deney çalışmaları ile geoteknik proje raporu ve uygulama paftalarının hazırlanması işini üstlendiği, davacı tarafından söz konusu işin yapılarak teslim edildiği, yapılan işe ilişkin kesin hakedişin de davalı yanca imzalandığı, davacının iş bedelini hakedebilmesi için eseri, sözleşme ve ekleriyle fen ve tekniğine uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, sözleşmenin 3. maddesinde yer alan işin tanımı kapsamı içinde davacı tarafından tamamlanan işin dava dışı idare tarafından onayının da yer aldığı, yine iş bedelinin kararlaştırıldığı 5. maddesinde ve ödemenin zamanını düzenleyen 17. maddesinde davacı tarafından işin tamamlanması ve onayının ardından ödeme yapılacağı öngörülmüş ise de; davacı tarafından hazırlanan projenin istek üzerine revize edilerek 19/03/2018 tarihinde davalıya sunulduğu, dava dışı idarenin ise 17/07/2018 tarihli yazısında geoteknik proje raporunun yapılan değişiklikler sonrası incelenerek uygun bulunduğunu bildirdiği, 20/07/2018 tarihli onay yazısı ile de projenin Yol Yapım İdaresi Başkanlığı’na gönderildiği, daha sonra davacıya projede idarenin değişiklik talebi doğrultusunda proje ve hesap raporunun revize edilmesi yönünde herhangi bir ihbarda bulunulmadığı, bunun yerine dava dışı şirketten yeni bir proje temin edildiği, davalının, dava dışı idarenin onayından sonra DSİ’nin fore kazık imalatı bulunmayacak şekilde U kanallı bir sistem ile değiştirilmesini talep ettiğini davacıya bildirilmemesi nedeniyle Türk Borçlar Kanununun 472/2.maddesi uyarınca davacının 09/04/2018 tarihli yazı ekinde sunduğu proje ve hesap tablolarını kabul ettiğini anlamak gerektiği, toplanan delillere göre davacının üstlendiği işle ilgili edimlerini yerine getirdiği, davalıya teslim ettiği, davalının da idareye sunduğu, idarenin de onayladığı, daha sonra ise idarenin projede değişiklik istediği, bu değişikliğin davacıya bildirilmediği, bu nedenle de davacının iş bedelini talep edebileceği, iş bedelinden yapılan ödemenin düşümü ile 593.185,54 TL davacının bakiye alacağı olduğu, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faiz isteyemeyeceği, alacağın likit olmaması nedeniyle davacının inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı, davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle reddedilen kısım için davalının kötü niyet tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne; davalının 593.185,54 TL ana alacağa yaptığı itirazın iptaline, kabul edilen miktara takip tarihinden avans faizi uygulanmasına, davacının işlemiş faiz talebi ile inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; yargılama aşamasında tüm beyanlarında ileri sürdükleri gibi davacı alt yüklenicinin ediminin, sözleşmenin 3. maddesinde işin bitiminde hazırladığı projelerin onay için Karayolları Genel Müdürlüğüne sunularak ve onay sürecinin takip edilerek neticelendirilmiş olacağını, sözleşmenin 5. maddesinde sözleşme tutarının idarenin kabulü şartıyla yüklenici tarafından belirleneceğinin, 17. maddesinde de hakedişin kalan ikinci %50’lik kısmının ilgili iş kaleminin idarenin onayından sonra ödemeye tabi tutulacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin bu hükümleriyle, işin tamamlanarak teslimi, belirli bir şekle (idarenin onayına) tabi tutulduğundan, sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen şekilde eser tamamlanıp teslim edilmedikçe, yani fiilen verilse dahi idarece (KGM tarafından) onaylanmadıkça sözleşmede kararlaştırılan usul ve şekilde tam ve hukuki bir teslim söz konusu olmayacağını, dosyadaki belgeler, proje ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 29/12/2017 tarihli fatura kapsamındaki … bağlantı köprüsü projesi ve bağlantı yolu köprüsünde yapılan sondaj ve arazi ölçümleri, dava dışı asıl iş sahibi idarece (KGM tarafından) onaylanmadığından, bu işin sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlanıp teslim edilmediğinin kabul edilemeyeceğini, davacı alt yüklenicinin, takip dayanağı faturada yazılı ve 10 no’lu hakediş içeriğindeki proje, ölçüm, sondaj ve işlerini sözleşmede kararlaştırılan ve delil sözleşmesi niteliğinde olduğu kabul edilmesi zorunlu olan şekilde idare onayını alarak (asıl iş sahibi dava dışı KGM’nin onayını) teslim etmediğini, belirtilen bu işlerin idare onayının alınmadığına dair taraflar arasında ihtilaf olmadığını, dosya kapsamına göre davacı alt yüklenici 10 no’lu hakediş kapsamındaki … bağlantı köprüsü proje ve bağlantı yolu sondaj ve ölçüm işlerini sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslim etmediğinden eksik ifada bulunduğunu, söz konusu işlerde ayıplı ifa değil, eksik ifa söz konusu olduğunu, bunun sonucu olarak; davacının, belirtilen işlerle ilgili edimini eksik bıraktığını, tam olarak ifa etmediğini, eksik bırakılan bu işlerin bedeline hak kazanmadığını ve bu hal, ayrık rapor düzenleyen inşaat bilirkişisinin kök ve ek raporunda açık olarak belirtildiği halde davanın reddi yerine, mahkemece inşaat bilirkişisinin raporuna itibar edilmeme gerekçesi dahi gösterilmeksizin savunmalarında belirttikleri şekilde ve işlerdeki idare onayının gerçekleştirilmemesi olgusunun eksik iş değil, ayıplı ifa olduğu kabul edilerek davanın belirtilen şekilde kısmen kabulünün doğru olmadığını, davalı müvekkilinin söz konusu işin eksik yapıldığı ve projelerin onay koşulunun tamamlanmaması nedeniyle uygulanmadığı savunmasına rağmen davacı tarafça bu eksikliğin ayıplı iş olduğu ve davalı yüklenici müvekkilinin süresinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinin def’i olarak ileri sürülmediğini, bunun sonucu olarak davacının ayıp ihbarının yapılmadığına dair def’isi bulunmamasına rağmen bilirkişi çoğunluğunun görev sınırlarını aşıp kendilerini hakim yerine koyarak açıkladıkları görüşe mahkemece itibar edilerek, yapılmayan ve sözleşmeye göre zorunlu olduğu halde idareye onaylattırılarak teslim edilemeyen ve bunun sonucu olarak belirtilen kalemlerle ilgili iş bedeline hak kazanamayan davacının davasının reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile, davanın kabul edilmesinin usul ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, inşaat mühendisi bilirkişinin raporu ile çoğunluğu oluşturan diğer bilirkişilerin rapor ve ek raporları arasında özel ve teknik bilgiyi ve yorumu gerektiren idarece onaylanmayan iş, proje, ölçüm ve sondajın eksik iş ve imalat ya da ayıplı iş olup olmadığı konusunda farklılık ve çelişki olup, mahkemece özel ve teknik bilgiyi gerektiren bu konuda teknik ve ayrıntılı itirazları da dikkate alınarak gerçeğin ortaya çıkması için 6100 sayılı HMK.nun 281/3. maddesi gereğince yeniden oluşturulacak uzman teknik bilirkişi kurulundan özellikle (KGM) idarece onaylanmayan proje ve imalatların eksik iş ve imalat ya da ayıplı iş-imalat olup olmadığı konusunda itirazları da göz önünde tutularak çelişkiyi giderici, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğini, müvekkili tarafından idarece onaylanmayan iş ve projeler, dava dışı başka bir alt yükleniciye yaptırılıp bedeli ödendiğinden, aynı iş için mükerrer ödeme yapmasının, mağduriyetine neden olacağını ve davacının, sözleşmeye göre idarece onaylanmayan iş ve imalatlar için bedel alarak haksız olarak zenginleşeceğini belirterek; mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 356/2. maddesi hükmünce kaldırılıp, gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılıp davacı sözleşmeye uygun olarak işi tamamlayıp teslim etmediğinden, eksik iş yaptığından talep ettiği bedele hak kazanmadığından haksız ve hukuka aykırı davanın tümden reddine ve davacının İİK’nın 67/II maddesi uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda; davalı borçlunun bedeli ne zaman ödemek zorunda olduğunun sözleşmede kararlaştırıldığını, vadesi ve ödeme zamanı belli bir borcun ödenmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekmediğini, sözleşmede belirlenen tarihte borcunu ödemeyen borçlunun temerrüde düştüğünü, bu nedenle takip öncesi döneme ilişkin işlemiş faiz taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı borçlunun yasal ticari defter ve kayıtlarına alarak gider olarak işlediği bir faturanın bakiye miktarından kaynaklanan, miktarını bildiği likit borcunun olmadığı konusunda itirazda bulunduğunu, davalı borçlu şirket tarafından da bilinen ve likit olan borcunun olmadığı konusunda itirazında kötüniyetli olduğunu bu nedenle takip tutarının %20’si oranında icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlü tutulması gerekir iken, icra inkâr tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; katılma yolu ile istinaf taleplerinin kabulü ile; takip öncesi döneme ilişkin işlemiş faiz istemlerinin ve icra inkâr tazminatı takdiri istemlerinin reddine ilişkin mahkeme kararının ortadan kaldırılarak, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz miktarı yönünden de itirazın iptaline ve takibin bu miktar da dahil olarak devamına, takibin devamına karar verilen alacak miktarının %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmede davacı tarafça yapılan çalışma ve projelerin dava dışı iş sahibi KGM tarafından onaylanması şartı belirtilmiş ise de, dosya kapsamı itibariyle davaya konu işlemler için onay bulunmamasının, davacı kusuru olmaksızın uygulama değişikliğinden kaynaklandığının anlaşılmasına ve uygulamadaki bu değişiklik nedeniyle davacıya herhangi bir uyarı ve talepte bulunmaksızın, projenin dava dışı 3.kişiye yaptırılmış olduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 40.520,50 TL istinaf karar harcından peşin alınan 10.171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 30.349,5‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 18/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan e-imzalıdır

Üye e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır