Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/797 E. 2023/384 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/797 – Karar No:2023/384
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/797
KARAR NO : 2023/384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2020
NUMARASI : 2019/241 E-2020/94 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili tarafından ihale edilen “Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması İşi” kapsamında firmalardan alınan teklifler doğrultusunda teklif değerlendirme komisyonu tarafından davalı lehine komisyon kararı alındığını, davalının komisyon kararı doğrultusunda müvekkili ile sözleşme imzalamaya davet edildiğini, ancak davalı tarafından sözleşme imzalanmaya gelinmediğini ve idari şartname gereğince ikinci ve üçüncü (varsa) sıradaki teklif sahiplerinin de davalının vermiş olduğu teklif bedelini kabul etmemesi sebebiyle ihale konusu ilgili yerler için müvekkilinin sözleşme imzalayamadığını, ancak davalının sözleşme imzalamaya gelmemesi nedeniyle sözleşmesi imzalanamayan … yolu arası için karar damga vergisini yatırması gerektiğinin davalıya bildirildiğini, ancak davalının itiraz ederek bu bedeli ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalının ödemekle yükümlü olduğu 43.528,50 TL karar damga vergisi ile 5.448,59 TL pişmanlık zammı dahil olmak üzere toplam 49.013,09 TL’yi vergi dairesine ödediğini belirterek; anılan toplam miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya açıklamalı davetiye ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi sunmamış olup, davalı vekili duruşmada davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak 08/12/2017 tarih ve 2017/806 Esas- 2017/895 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 26/04/2019 tarih ve 2019/456 Esas- 2019/442 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda Mahkemece; davanın, ihale konusu “Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması İşi” kapsamında davacı idare tarafından dava dışı vergi dairesine ödenen damga vergisi ve pişmanlık zammı miktarının ihalede pey ileri süren davalı şirketten rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı kurum tarafından “Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması İşi” ile ilgili olarak ihale yapıldığı, davalı Şirketin de diğer isteklikler ile birlikte ihale konusu …yolu üzerinde yapılması kararlaştırılan hububat deposu ile ilgili olarak ihalede pey ileri sürdüğü, ihaleye katılan istekli firmalardan alınan teklifler doğrultusunda 04/01/2017 tarihli Teklif Değerlendirme Komisyonu kararı ile 13/12/2016 tarih ve 352586 sayılı Makam Olur’u ve 04/01/2017 tarih ve 6968 sayılı Makam Olur’u ile kapsam dışına alınan depo yerlerinin değerlendirme dışı bırakılmasına, ihale konusu … yolu üzerinde yapılması kararlaştırılan hububat deposu yapım işinin KDV hariç 765.000,00 TL bedel ile davalı Şirkete ihale edilmesine karar verildiği, sözkonusu komisyon kararının sonuç kısmında davalı Şirketin teklifi ile komisyon kararında belirtilen ve lehlerine ihale kararı verilen diğer istekli Şirketlerin tekliflerinin ekonomik açıdan en avantajlı teklifler olduğu ve en düşük teklif sahibi firmaların da en avantajlı teklif sahibi firmalar olarak kabul edildiğini açıkça belirtildiği, komisyon kararının ihale yetkilisi sıfatıyla onay makamına sunulduğu davacı Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü tarafından onaylandığı, ihale komisyonu kararı sonrasında davalı Şirketin davacı idare tarafından sözleşme imzalanmasına davet edilmesine rağmen sözleşme imzalamak üzere başvurmadığı, bu nedenle de ihalede teklif sunan 2. ve 3. isteklilere davacı idare tarafından sözleşme imzalamak üzere teklifte bulunulduğu ancak sözkonusu isteklilerin de davacı ile sözleşme imzalamadıkları, konu ile ilgili olarak 4735 sayılı Kamu İhale Kanununun 4., 37. ve 38. maddelerine, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ve davacı Şirketin ihale isteklisi olarak katıldığı dava konusu isteme dayanak ihaleye ait olup dosyaya sunulan TMO tarafından Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması işine ait idari şartnamenin 26 ve 28.1 maddelerine göre; dava konusu ihaleye katılan davalı şirketin sunduğu teklifin ihale konusu iş ile ilgili olarak dosyada mevcut Teklif Değerlendirme Komisyonu kararı ile en avantajlı teklif olarak değerlendirildiği, davalı Şirkete tebliğ edilen sözleşme imzalamaya yönelik davet yazısına rağmen davalı Şirketin davacı İdare’ye başvurarak idare ile kira sözleşmesini imzalamadığı, yukarıda değinilen 4735 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 37. ve 38. maddeleri gereğince dava konusu ihalede komisyon kararının ihale yetkilisi olan kurumu amiri tarafından onaylanması üzerine davalı Şirket lehine ihale kararı verildiğinin sabit ve çekişmesiz olduğu, her ne kadar davalı şirketin tebligat ile yapılan davete rağmen kira sözleşmesi imzalamadığı için aynı Kanunu’n 4. maddesi bağlamında ihale sürecinin tamamlanmadığı ileri sürülebilir ise de; bu hususun esasen ihale kararından sonraki iş ve işlemlerin tamamlanmasına yönelik bir düzenleme ile ilgili olduğu, ihale kararının varlığına ve buna bağlı olarak da dava konusu damga vergisine ilişkin olarak vergiyi doğuran olay yönünden hukuken hüküm ve sonuç doğurmasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı, yukarıda anılan 488 sayılı Kanunundaki Ek-1 sayılı tabloda açıkça ihale kararlarının varlığının ihale kararı iptal edilmedikçe başlıbaşına damga vergisi yükümlülüğünü doğurduğunun öngörüldüğü, kaldı ki dosya kapsamına göre lehine karar verildiği halde sözleşme imzalamaktan tek taraflı olarak ve hukuken meşru ve kabul edilebilir bir gerekçe ileri sürmeksizin imtina eden davalı Şirketin söz konusu tutum ve davranışının -bu konuda haklılığını ortaya koyan yargı kararı da bulunmadığı da gözetildiğinde- TMK’nın 2.madesi gereğince dürüstlük kuralı ile bağdaştırılmasına da hukuken olanak bulunmadığı, bu nedenlerle aksi yönde hukuki dayanaktan yoksun ve denetime elverişli görülmeyen tespitler içeren bilirkişi raporuna Mahkemece itibar edilemeyeceği, davacı kurumun davalının yükümlüsü olduğu dava konusu ödemeyi davalı Şirketten rücuen talep edebileceği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 43.528,50 TL karar damga vergisi ile 5.448,59 TL pişmanlık zammı dahil olmak üzere toplam 49.013,09 TL alacağının, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediği gözetilerek TBK’nın 117.maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, ihalenin de müvekkili şirkete kaldığı yönünde herhangi bir tutanak gösterilmediğini, davacı idarenin olmayan, tamamlanamayan bir sözleşmeye dayanarak kendi kendine karar aldığını ve damga vergisi doğmasına yol açtığını, anlaşıldığı kadarıyla davacı kurum yöneticilerinin acele ettiklerini ve sonuçlarını öngöremedikleri şekilde devlete ödenmesi gereken bir vergi tahakkuk etmesine sebep olduklarını, davacı yönetiminin, kurumun zarar görmesinden dolayı herhangi bir soruşturmaya maruz kalmamak adına eldeki davayı açtığını, davacı kurumun, ihaleyi iptal edip yeni bir ihale açmak yerine, kurumu ve davalı şirketi zarara uğratacak şekilde hareket etmesinin ellerindeki yetkiyi maksadı aşan şekilde kullanmalarına sebep olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu damga vergisi ve sair ödemelerden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı bir durum oluşturacağını belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 06/09/2021 tarih ve 2021/671 Esas- 2021/707 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince mahkemece eksiklikler ikmal edilerek, esası incelenmek üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle ihale kararı damga vergisinin mükellefinin, damga vergisine konu kağıtları imza edenler olup, 5018 sayılı Kanun’a ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerde yer almayan ve resmi tüzel kişiliğe sahip olmayan davacı …488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde sayılan resmi dairelerden olmadığından adına yapılan ihale kararı damga vergisi tahakkukunda ve damga vergisinin davacı tarafından ödenmiş olmasında bir usulsüzlük olmamasına, bununla birlikte, söz konusu ihalenin, davalının ihaleye ilişkin sözleşmeyi imzalamaması nedeniyle iptal edildiğinin, sözleşmenin imzalanmamasında davacı iş sahibi idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığının anlaşılmasına, sözleşmenin davalının kusuru ile imzalanmamasından doğan davacı zararının, mahkemece tazminine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.348,08 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL + 777,72 TL olmak üzere toplam 837,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.511,06‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip