Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/787 E. 2022/88 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 20.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.01.2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında … zemin kaplamasına ilişkin 10.10.2012 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, müvekkilinin edimin ifa ettiğini, davalının 66.438,31-TL tutarlı faturanın 12.583,36-TL’sini ödemediğini, bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5211 sayılı ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu öne sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davalının işi sözleşme ve teknik şartlara uygun olarak tamamlayıp teslim etmediğini, Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/46 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespitte yenilenmesi gereken imalatın işin % 67,83’ü ve rötuş yapılarak düzeltilmesi gereken imalatın % 32,17’si olduğunun tespit edildiğini, işin tamamı 2.192,95 m2 olmasına rağmen davacının 2.522 m2 üzerinden fatura düzenlediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…Buna göre; taraflar arasında 10/12/2012 tarihli götürü bedel sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre işin bitiş süresinin 23/10/2012 olarak belirlendiği, toplam bedelin 49.115,00 TL + KDV olduğu ve işin 2.200 mt olarak tespit edildiği, sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 23/10/2012 olarak belirlendiği, davacı tarafça davalıya 15/12/2012 tarih 919758 nolu 66.438,31 TL ‘lik irsaliyeli fatura kesildiği, faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bu durumda faturayı alan kişinin faturanın içeriğinin doğrulduğunu yani sözleşmeye uygunluğunu kabul etmiş sayılacağı, işin süresinde bitirilmediğine ilişkin herhangi bir savunma bulunmadığı, davacının Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2013/5211 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığı anlaşılmaktadır. Belli bir işin görülmesine ilişkin sözleşmelerde iş verenin işi yaptığını, işi sahibinin işin bedelini ödediğini kanıtlama yükümü bulunur. Eldeki davada davacı işi yapıp teslim ettiğini, kesilmiş faturaya bir itirazın bulunmaması ve …’den gelen cevabi yazıda yapılan işler ile ilgili kayıtlar ile hakedişin 8 nolu başlığında … kaplama işinin tamamının yapıldığının belirtilmesi suretiyle ispat ettiği kanaatine varılmışır. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Eser sözleşmesinde iş sahibinin işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları var ise uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek yükümü bulunmaktadır. İş sahibi bunu ihmal eder ise eseri kabul etmiş sayılır. Bu aşamadan sonra açık ayıba ilişkin iş sahibinin hakları düşer. Eldeki davada iş sahibinin tespit tarihi 28/05/2013; işin sözleşmeye göre bitim tarihi 23/10/2012; geçici kabul tarihi 23/07/2013; takip tarihi ise 23/03/2013 dür tespitin takip tarihinden sonra yapıldığı ve işin bitim tarihi dikkate alındığında uygun süre bağlamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır. Nitekim işin bitim tarihi göz önüne alındığında tespitin takipten sonra olduğu ve aradan uzun bir süre geçtiği göz önünde tutulduğunda davalının bu yöndeki itirazları yerinde bulunmamıştır. Davalının yaptırmış olduğu tespitte açık ayıplara ilişkin davalının talep hakkının bu kapsamda düştüğü anlaşılmıştır. Gizli ayıplara yönelik ise; tespit dosyasına bir değerlendirme bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından bu tespite itiraz edildiği görülmüştür. Bunun yanı sıra işin geçici kabul tarihi 23/07/2012 olduğundan gizli ayıplar için geçici kabul tutanağında bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalının bu yöne ilişkin savunmalarında gizli ayıp bağlamında kendisinden kesilen bir bedel bulunduğunu ispat yükü bulunmaktadır. İş götürü bedelli bir iş olup eser ön görülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür. Bu kapsamda tüm bu anlatılanlar ışığında yapılan değerlendirmede icra takibine konu edilen faturaların davalı defterlerine işlenmiş oluşu ve … tarafından yapılan hakedişde gizli ayıp bağlamında yapılan iş ile ilgili bir kesintinin bulunduğuna yönelik bir kaydın olmaması gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, yine icra takibine haksız itiraz eden davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmetmek…” gerektiği gerekçesiyle “…DAVANIN KABULÜNE, Davalının Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2013/5211 Esas nolu dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, Asıl alacak miktarının %20’sı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının edimini sözleşmeye uygun ifa etmediği, yan taahhüdü altındaki işleri tamamlayıp teslim etmediği gibi yapılan imalatların tamamının da ayıplı olduğu, delil tespitiyle imalatın %67’sinin yeniden yapılması gerektiğinin belirlendiği, bu nedenle bilirkişinin 29.776, 52 TL ücret talep edilebileceğine dair tespitinin doğru olmadığı, … imalatının rayiç fiyatla hesaplanması gerektiği, işlerin zamanında bitirilmemesi nedeniyle ayıpların uygun süre içerisinde incelenemediği, kısa süre içerisinde imalatların neredeyse tamamının bozulması ve yeniden yapılmaya muhtaç hale gelmesinden davacının sorumlu tutulmamasının anlaşılır olmadığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle davacı tarafça takip talebindeki işlemiş faize ilişkin talepten feragat ettiği beyan edilerek asıl alacağa ilişkin itirazın iptali dava edilmiş olduğundan, mahkemece verilen kararın asıl alacağa ilişkin takibe itirazın iptaline ilişkin bulunduğunun anlaşılmış olmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Alınması gereken 859,57 TL istinaf karar harcından peşin alınan 214,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 644,68 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 20.01.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi

….