Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/780 E. 2021/1027 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 18.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.11.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı şirkete ait binanın iç mekan mermer işini yaptığını, düzenlenen faturanın davalı tarafça ödendiğini, bilahare dış cephe mermer ve asansör kenarları mermer çalışması yaptığını, bu işe ilişkin 18.756,10 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, davalının faturaya itiraz ettiğini ödemediğini, teamül bulunduğundan akdi ilişkinin tanıkla ispatlanabileceğini öne sürerek 2015/13530 sayılı takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında akdi ilişkin bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen faturaya 8 günlük süre içerisinde itiraz edildiğini, faturaya konu işin yapılmadığını, teamül bulunmadığından iddianın tanıkla ispatlanamayacağını, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda; kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki TBK’nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamandaki miktar veya değeri HMK’nın 200. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan Yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. HMK’nın 202. maddesindeki yazılı delil başlangıcı bulunmaması ve 203. maddesindeki tanıkla ispatı mümkün olan hallerin varlığının da ileri sürülüp kanıtlanmaması halinde tanık beyanı ile akdi ilişkinin varlığının ispatı mümkün değildir. Davacı dava dilekçesinde davalı ile aralarında akdî ilişki bulunduğunu iddia etmiş ise de, davalı akdî ilişkiyi inkâr etmiş, davacı buna ilişkin yazılı bir belge sunamamıştır. Davacının ticari defterleri de HMK 222/3 maddesi gereğince tek başına iddiasını ispata yeterli değildir. Davacı, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından, bu delili hatırlatılmış, davacı yemin metnini hazırlayarak dosyaya sunmuştur. Davalı şirket yetkilisi 19/03/2021 tarihli duruşmada yemini icra ederek davacı ile arasında akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Bu durumda davacının davalı ile kurulduğunu ileri sürdüğü akdi ilişkiyi kanıtlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teamül bulunması halinde tanık dinlenebileceği, tanık dinletme talebi reddedildiğinde iddiayı ispat imkanı kalmadığı, davalı tarafın iç mekan mermer işine ilişkin faturayı ödediği, takibe konu faturanın bu işin devamı niteliğinde olduğu, taraf şirketlerin yetkilileri arasındaki telefon görüşme ve mesajları incelendiğinde işin yapıldığı ve sadece iş bedelinin ödenmesi konusunda uyuşmazlık bulunduğunun anlaşılacağı, davalı temsilcisinin işi dava dışı Ümit isimli kişiye yaptırdığını beyan ettiği, ancak ,,,, bu işi yapmadığına dair belge verdiği, davalı temsilcisinin yemininin bu nedenle delil olarak kabul edilemeyeceği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eser sözleşmesinin varlığı, hukuki işlem olduğundan, HMK 200. madde gereğince değeri itibariyle kural olarak ancak belge, ikrar, yemin, ticari defter kayıtları gibi kesin delillerle kanıtlanabilir. Tanıkla ispat ancak değeri itibariyle belirli miktarı aşmamasına veya karşı tarafın açık muvafakatına bağlıdır. Faturanın düzenlenmiş olması tek başına ispata elverişli olmayıp, karşı tarafın ticari defterlerine kayıt edilmişse, HMK 222. madde gereğince akdi ilişkinin varlığını kanıtlar. Kural olarak, her iki tarafın tacir ve dava konusunun ticari işletmeleriyle ilgili olduğu davalarda bir tarafın ticari defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtları birbirini doğruluyorsa ve diğer tarafın aynı koşullarla tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya kesin bir delille ispatlanamamış olması halinde sahibi ve halefleri lehine delil teşkil eder (HMK 222). Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince eser sözleşmesinin varlığı çekişmesizse yahut usulünce ispatlanmışsa sözleşmenin kapsamı her türlü delille ispatlanabilir ( 15.HD.08.07.2019,908/3231).
Somut olayda davacı taraflar arasında akdedilen sözlü eser sözleşmesi gereğince davalıya ait binada iç mekan mermer işi yaparak teslim ettiğini, davalının iş bedelini ödediğini, bilahare akdedilen sözlü sözleşme ile dış cephe ve asansör kenarları mermer işinin yapılmasının kararlaştırıldığını, işi yaptığını, düzenlenen faturanın davalı tarafça iade edildiğini, fatura bedelinin tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu öne sürerek itirazın iptalini dava ettiği, 08.06.2015 tarihli 18.756,10 TL tutarlı dış cephe mermer ve asansör kenarları mermer çalışmasına ilişkin faturaya dayalı ilamsız icra takibinin borçlunun süresinde itirazı üzerine durduğu, davalının akdi ilişkiyi inkar ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında iç cephe mermer işinin yapımına dair sözleşme akdedildiği, işin yapılarak bedelinin ödendiği, sözleşme kapsamı genişletilerek dış cephe ve asansör mermer işinin de yapıldığı öne sürüldüğünden davacı tarafça iddia edilen ilk sözleşme ilişkisinin delilleri değerlendirilerek ispatı halinde davaya konu sözleşme dışı işin kapsamının her türlü delille ispat edilebileceği gözetilerek sözleşme ilişkisinin ispatı halinde sözleşme dışı iş bedelinin yapıldığı yıl mahalli rayiciyle tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2021 gün ve ,,,, sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 18.11.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
,,,