Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/778 E. 2023/553 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/778 – Karar No:2023/553
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/778
KARAR NO : 2023/553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI : 2016/763 E-2020/550 K

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.05.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; ihale sonucu akdedilen sözleşme ile müvekkilinin kararlaştırılan yağmurlukları üreterek teslim etmeyi üstlendiğini, davalının müvekkili tarafından üretilen yağmurlukların teknik şartnamenin dördüncü maddesinde öngörülen 225 N mukavemet şartını sağlamadığı gerekçesiyle hatalı olarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği, oysa uzaması %50’den fazla olan malzemeler için 225 N mukavemet değerinin aranmayacağını, TSE’nin başvuru üzerine standardın 4.7 maddesinde yer alan ifade doğrultusunda uzaması %50’den fazla olan malzemeler için TS EN 343+A1 standardının geçerli olmadığını bildirdiğini, davalının teminat mektuplarını paraya çevirdiğini, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, üretilerek teslimi gerçekleştirilen ürünlere ilişkin 52.250,40 TL, 44.604 TL ve 26.125,20 TL tutarlı faturaların ödenmediğini, yine test kuruluşlarına yapılan test bedeli ödemeleri, işçilik maliyetleri, uğranılan zarar ve kar kayıpları için ödeme yapılmadığını, müvekkili hakkında ihaleye katılma yasağı kararı verildiğini öne sürerek terditli olarak ihalenin haksız feshedildiğinin tespitiyle, ürünler davalı uhdesinde bırakılarak kesilen fatura bedelleri ile uğranılan zarar, teminat mektubu bedeli, mahrum kalınan kar ve ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın tahsiline, olmadığı taktirde sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlar, kazanç kaybı, üretim maliyetleri, teminat mektubu bedeli, fesih kararının devamı sırasındaki muhtemel kazanç kaybı vs. zararlar için şimdilik 1.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiş; maddi tazminat talebini 200 TL yapılan iş bedeli, 200 TL kargo maliyeti, 200 TL iki adet teminat mektubu bedeli, 200 TL test laboratuvar bedeli, 100 TL ek malzeme alım maliyeti ve 100 TL işçilik alacağı olarak açıklamış; kısmi ıslah ile 122.979,60 TL iş bedeli, 45.536,86 TL mahrum kalınan kar, 19.500 TL ihaleye katılmaktan yasaklı olunan dönemdeki gelir kaybı ve 63.267,15 TL harcama tutarı toplamı 252.283,61 TL’den davalı tarafça ödenen 8.006,35 TL’nin mahsubuyla 244.277,26 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili özetle; sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartnamede yağmurlukların taşıması gereken özelliklerin TS EN 343+ A1 standardına yapılan atıfla birlikte minimum dayanım değerinin 225 N karşılayacağının düzenlendiğini, bu nedenle dikiş dayanım değerinin her halde 225 N değerini karşılaması gerektiğini, 3 ayrı laboratuvar test sonucunda yağmurlukların belirtilen teknik özelliği taşımadığının belirlendiğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan TSE yazısının TSE’nin kendi standardını açıklamaya yönelik olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Uyuşmazlık, yağmurluklarda hangi standardın uygulanacağı, ürünlerin bu standarda uygun olup olmadığı, ihalenin feshinin haklı olup olmadığı ve davacının talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı noktasındadır. Bilirkişilerin tespit ettiği ve TSE yazı cevaplarından anlaşıldığı üzere, yağmurluklar ile ilgili olarak TS EN 343+A1 standardının ihaleden önce 2013 yılında yürürlüğü kaldırılmış, yeni bir standart belirlenmemiştir, ancak teknik şartnamede bu standarda atıf yapıldığından, sözleşme hürriyeti gözetilerek ürünlerin bu standarda göre değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu durumda, ürünlerin standarda bu yönden, birleştirme yerinin en az 225 N olması gerektiği kuralına aykırı olduğu tespit edildiğinden, malzemenin bu standardın istisnaları arasında olup olmadığını tespit etmek gerekmektedir. İhaleye konu yağmurluklardan numuneler TSE Tekstil laboratuvarına gönderilmiş düzenlenen raporda, numunelerde uzama oranı %50’den fazla olduğu için madde 5.6’ya göre dış kabuk malzemesinin birleştirme yerinin en az 225 N olması gerektiğine ilişkin kuralın uygulanmayacağı belirtilmiştir. Her ne kadar tekstil mühendisi refakati ile düzenlenen ikinci raporda ürünlerin niteliği gereği istisna sayılamayacağı belirlenmiş ise de, yapılan test sonucunda ürünün kumaş niteliği itibari ile istisna kabul edileceği değerlendirilmiştir. Belirlenen bu istisna dışında ürünün teknik şartnameye uygun olmadığına ilişkin davalı itirazı bulunmamaktadır. Bu hali ile davalının ihaleyi haksız olarak feshettiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davalı yapılan testin aynı ürünlerle yapılıp yapılmadığına ilişkin itirazda bulunmuş ise de, ürünlerin davacıya iade edildiği, sonrasında da davacının aynı ürünü üretmeye devam edip ihale şartnamesinin değişmesi üzerine aynı ürünün davalı tarafça davacıya ihale edilmesi, yargılamanın geldiği aşama da gözetildiğinde bu savunmaya itibar edilmemiştir. Yukarıda hükme esas alındığı belirtilen ek raporda, davacının talep edebileceği zarar miktarı davacının talep sonucunu açıkladığı dilekçesi de gözetilerek belirlenmiştir. Sonuç kısmında belirtilen hesaplamalar ile ayrıntılı değerlendirme yapılırken belirtilen miktarlar farklı olduğundan ayrıntılı değerlendirmelere ilişkin hesaplamalara itibar edilmiştir. Davacının talep ettiği ve delil olarak sunduğu kargo faturalarından dava tarihinden sonra düzenlenen 2.801,48 TL’nin kabulüne imkan bulunmadığı gibi dava dışı firmadan alınan 6.750,00 TL değerindeki faturanın dava konusu işle ilgisi olduğuna ilişkin dosyada delil bulunmadığından değerlendirmeye alınmamıştır. Yine teminat mektubu bedelleri yargılama aşamasında davacıya iade edilmiş olduğundan buna ilişkin alacağın talep edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi heyet ek raporunda belirtildiği üzere, sözleşmenin kurulması için 1.793,77 TL, sözleşmenin ifası için belgelendirilebilen 36.777,00 TL işçilik bedeli, 1.391,82 TL test/analiz bedeli, 3.928,17 TL kargo bedelinin toplamı 43.890,76 TL ile 46.536,86 TL mahrum kalınan kar bedeli, 19.500,00 TL kaçan fırsat bedeli, ihale gereği üretilen ürünlerin fatura bedeli 122.979,60 TL’nin, yani toplam 232.905,22 TL talep edilebileceği değerlendirilmiştir. Ancak İdare Mahkemesi kararından sonra, davacının yasaklılık kararı nedeni ile doğan zararının 8.006,35 TL’sinin tazmin edildiği gözetildiğinde bu miktarın hesaplanan miktardan düşülmesi gerektiği değerlendirilmiştir, böylelikle davacının talep edebileceği alacak 224.898,87 TL olarak belirlenmiştir. Davacı tarafın ıslah dilekçesinde, bilirkişilerin kar kaybı hesabında kullandıkları tabloyu dikkate aldıkları, belgelendirilmemiş ve dava dilekçesinde talep edilmeyen giderlerin ve teminat mektuplarına ait giderlerin de tabloda yer aldığı değerlendirilmiştir. Açıklanan gerekçelerle, davalının ihaleyi haksız olarak feshettiği, davacının haksız fesihten kaynaklanan zararını talep edebileceği, dava tarihinden önce yaptığı masraflar ile ürün bedelleri ile kar kaybının bu kapsamda değerlendirileceği, yine ihalelere katılmaktan men edilmesi nedeni ile zararının doğduğu ve buna ilişkin zararını da fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep edebileceği” gerekçesiyle “DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 224.898,87 TL’nin 02/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iki ayrı bilirkişi raporu ve ek raporlarda yağmurlukların teknik şartnameye uygun olmadığı ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği bildirilmişken mahkemenin raporlar hilafına hüküm kurduğu, gerek olmadığı halde TSE laboratuvarına inceleme yaptırıldığı, bu incelemenin kumaşın şartnameye uygun olup olmadığını tespite yönelik olduğu, oysa şartnamede kumaşın niteliği ne olursa olsun dikiş dayanımının 225 N değerinde olmasının öngörüldüğü, müvekkilinin katılımı olmaksızın mahkemenin davacıdan numune istediği, müvekkilinde bulunan üç adet numunenin incelenmesi talebinin reddedildiği, bu incelemeye konu davacı tarafça verilen yağmurlukların dava konusu yağmurluklar olup olmadığının kontrol edilemediği, tazminat hesabının yanlış yapıldığı, yağmurluklar davacıya iade edildiği halde bedelinin tahsiline karar verildiği, afaki olarak mahrum kalınan kar hesaplandığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı yüklenici, davalı iş sahibi olup, akdettikleri 08.09.2015 tarihli eser sözleşmesi ile teknik şartnamede özellikleri belirtilen alt-üst takım yağmurlukların birim fiyatla üretilerek tesliminin kararlaştırıldığı çekişmesizdir. Teknik şartname sözleşmenin eki olarak belirlendiği, teknik şartnamenin 4. maddesinde yağmurluğun kumaş birleşim yerlerinin sızdırmazlık sağlamak amacıyla ultrasyon kaynak sistemiyle yapıştırılacağı ve kumaş birleşimlerinin iç kısımda kalacağı düzenlenmekle birlikte “kumaş birleşim yerleri, TS EN 343+ A1 standardında (veya teknik şartnamenin 17.c maddesi hükümlerine uygun olarak belirlenecek standartlardan birinde) belirtilen şekliyle (standardın 4.7 maddesine göre ve bu maddede atıf yapılan test metodu şekliyle) teste tabi tutulduğunda, yine bu standartta belirtilen minimum dayanım değerini (225 N)” karşılayacağı hükmüne yer verildiği, kumaş birleşim yerlerinin bu özelliğinin teknik şartnamenin 17. maddesinde belirtilen hükümlere uygun olarak idarenin kontrolü altında sözleşme sonrasında kabul ve muayene işlemleri esnasında belgelendirileceği, 17. maddede ise, idarenin kontrolü altında yaptırılacak test ve analizlere ilişkin olarak test yapacak kurum/kuruluş/laboratuvarın nitelikleri ile kullanılacak standartların düzenlendiği, sözleşmenin 35. maddesinde yüklenicinin sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemesi halinde idarenin belirlediği sürede aynı durumun devam etmesi halinde idarenin sözleşmeyi feshedeceği hususlarının düzenlendiği, davalı tarafça ürün teslimi sırasında yaptırılan testlerde kumaş birleşim yerlerine ilişkin 225 N dayanımı sağlanamadığından eserin kabul edilmediği ve sözleşmenin idare tarafından laboratuvardan alınan sonuçlara göre kol oyuntusu ve iç yan dikiş bölgelerindeki bitiş mukavemeti test sonuçlarının teknik şartnamenin 4. maddesinde talep edilen değerleri karşılamadığı gerekçesiyle sözleşmenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı yüklenici sözleşmede %100 polyester kumaştan, kaynak dayanım değeri 225 N olan ürün teslim etmeyi taahhüt etmiş olup, sözleşme gereğince yapılan testlerde kararlaştırılan dayanım değerinin sağlanmadığı belirlenmiş, mahkemece alınan her iki raporda da bu hususlar tespit edilmiştir. Mahkemece davacı tarafça teslim edilen numuneler üzerinden yapılan inceleme sonucu düzenlenen 3. raporda ise kumaşın niteliği belirtilmeksizin uzamasının %50’den fazla olması nedeniyle 225 N standardının uygulanmayacağının belirtildiği ve mahkemece 3. rapor esas alınarak sözleşmeye konu kumaş itibariyle kararlaştırılan dayanımın sağlanamayacağı kabul edilerek sözleşmenin feshinin haksız olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri kapsamında davacı %100 polyester kumaştan malzeme ve işçilik dahil, Teknik Şartnamenin 4. maddesi gereğince 225 N dayanımına sahip yağmurluk imal ederek teslim etmeyi üstlenmiş olup, sözleşmedeki malzeme ile sözleşmede taahhüt edilen nitelikte ürün teslimini yüklenmiştir. Yüklenicinin edimini sözleşmeye uygun olarak ifa yükümlülüğü bulunmaktadır. Sözleşmenin ifasında yapılan testler sonucu alınan raporlar ve mahkemece alınan birinci ve ikinci raporda sözleşmeye konu kumaşlarla 225 N dayanımının sağlanabileceği belirtildiği gibi, malzeme dahil edimin ifasını üstelenen yüklenicinin, sözleşmede kararlaştırılan kumaşın sözleşmeyle taahhüt edilen dayanımı sağlayamayacak olması halinde iş sahibini uyarı yükümlülüğü bulunduğunun kabulü gerekli olup, yüklenici tarafça bu yönde uyarıda bulunulduğu iddia ve ispat edilememiş olmakla edimin sözleşmeye uygun ifa edilmemesinde davacı yüklenici kusurludur. Mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1.b.2 madde gereğince kaldırılmasına, davanın reddine dair yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarihli ve 2016/763 E-2020/550 K
sayılı kararının HMK 353/1-b.2 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın reddine,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilâm harcının davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 4.160 TL ıslah harcı toplamı 4.189,20 TL’den mahsubu ile artan 4.009,30 TL’nin talebi halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
5-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 37.198,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 HMK 333. madde gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
9-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 3.840,71 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
10-) İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 11.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır