Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/773 – Karar No:2023/551
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/773
KARAR NO : 2023/551
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2021
NUMARASI : 2019/273 E-2021/333 K
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … – E-TEBLİGAT
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …- E-TEBLİGAT
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.05.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen atık su ve yağmur suyu kollektör ve baks hatları ve rehabilitasyon yapım işi sözleşmesiyle davalının yüklenicisi olduğu sözleşme kapsamındaki bir kısım işlerin 50 TL/ m³ birim fiyatla müvekkiline taşere edildiğini, müvekkilinin dilekçede belirtilen 5 mahaldeki işleri yaptığını, iş bedelinin ödenmediğini, müvekkiline 32.410 metraj bandında iş vaadinde bulunulduğunu, davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin bu nedenle işi tamamlayamadığını, kazançtan mahrum kaldığını öne sürerek müvekkili tarafından sözleşme kapsamında yapılan ve haksız fesih nedeniyle tamamlanamayan iş miktarı ile toplam fiyatın ve müvekkilinin uğradığı menfi ve müspet zararın bilirkişi incelemesiyle tespiti ile şimdilik 20.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiş; talebini menfi zarar için 5.000 TL, müspet zarar için 15.000 TL olarak açıklamıştır.
Davalı vekili özetle; davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, talep edilen 20.000 TL’nin ne kadarının müspet, ne kadarının menfi zarara ilişkin olduğunun açıklanması gerektiğini, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının sözleşme gereğince işe başladığını ancak dilekçesinde belirttiği nedenlerle işi sürdüremediğini, sadece Polatlı ilçesinde birkaç günlük çalışma yapıldığını, bu işin bedelinin de ödendiğini, davacının makine çalışmadığı için sözleşmeyi sona erdirmek ve tasfiye etmek istediğini bildirdiğini, müvekkili tarafından talebin kabul edildiğini, tarafların alacak – borç durumlarının tespit edildiğini, müvekkili tarafından yapılmış 34.361,16 TL fazla ödemenin davacı tarafça 09.05.2018 tarihinde banka kanalıyla iade edildiğini, davacının iki yıl süreyle herhangi bir talepte bulunmadığını, davacının hem işleri sözleşmeye uygun yaptığını, hem de işi eksik bıraktığını belirterek çelişkiye düştüğünü, ispat yükünün davacı yanda olduğunu, yazılı delille ispatı gerektiğini, sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğinin de yazılı delille ispatlanması gerektiğini, tanık dinlenmesine rıza göstermediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasında taşeronluk sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, sözleşmede belirlenen işin bir kısmının ifa edildiğini, davalı tarafça sözleşmenin haksız feshi üzerine yoksun kaldığı karın tahsilini ve yaptığı işin miktarının ve bedelinin tespitini talep etmiştir. Bir kısım işin davacı tarafça yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı yapılan işin bedelinin ödendiğini savunmuş, taraf defterlerinde davalının yapmış olduğu ödeme tespit edilmiş, “avans iadesi” açıklaması ile bir kısım bedelin iade edildiği anlaşılmıştır. Taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmakla sahibi lehine delil niteliğine haiz oldukları tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı açıklamada avans iadesi yazılı olması nedeni ile yapılan ödemenin masraflara ilişkin bir ön ödeme olduğunu iddia etmiş ise de, sözleşmede avans ödenmesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi dosyada bu iddiayı ispata elverişli bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda öncelikle davacının yaptığı iş miktarı ile ödemeden fazla iş yapıldığını ispat etmesi gerekmektedir. Yaptırılan bilirkişi incelemesinde, dosyada mevcut deliller uyarınca davacının yaptığı işin miktarının belirlenmesinin mümkün olmadığı, yerinde inceleme yapılmasının da dosyaya bu anlamda yenilik katmayacağı bildirilmiştir. Davacı taraf yargılama sırasında bir takım belge ve dekontlar sunmuş, davalı tarafça iddianın genişletilmesi kapsamında sunulan delillere muvafakat edilmemiştir. Her ne kadar davacı …’nün yazı cevabının iddialarını sübuta erdirdiğini bildirmiş ise de davalı bu delile de muvafakat etmemiş, kaldı ki gelen belge içeriğinde bir takım fotoğraflar bulunduğu ve davacı işçilerinin bulunduğu anlaşılmasına karşın bu resimlerin iş miktarını ispata elverişli olmadığı değerlendirilmiştir. Davacı taraf yemin deliline dayandığından yemin hakkı hatırlatılmış, davalı temsilcisi davacının bir kısım iş yaptığına ve yaptığı işe karşılık bedelinin ödendiğine ilişkin usulünce yemin etmiştir. Bu nedenle davacının bedeli ödenen miktardan fazla iş yaptığına ilişkin iddiasının sübut bulmadığı kanaatine varılmıştır. Feshe ilişkin olarak da dosyada yazılı bir belge bulunmadığı gibi ispata elverişli başkaca bir delil de sunulmadığından feshin haklı ya da haksız olduğu, tek taraflı ya da mutabakat sonucu yapıldığına ilişkin tespit yapılamamış, davacının haksız fesih iddiasının sübut bulmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davalının usulüne uygun yemin ettiği, müvekkilinin bedeli ödenenden fazla iş yaptığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, mahkemenin kendileri tarafından sunulan yemin metnini dikkate almadığı, müvekkilinin sözleşme kapsamında yaptığı işlere ilişkin vakıaların yemin kapsamı dışına alındığı, yeminin usulüne uygun olmadığı, eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, müvekkilinin sözleşme kapsamında yaptığı işler dikkate alındığında ticari defterdeki kaydın müvekkilinin yaptığı işler karşılığında hakediş olarak ödendiğinin kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, müvekkilinin dilekçesinde belirttiği işleri yaptığı, yapılan işler bedelinin 4.250.000 TL’nin üzerinde olduğu, bu işlerin büyük kısmının müvekkili tarafından yapıldığı, bu itibarla müvekkiline yapılan masraf karşılığı ödenen 118.000 TL’nin iş bedeli olarak kabul edilemeyeceği, ASKİ’den gelen yazı cevabının incelenmediği, bu yazı cevabında yer alan fotoğraflarda müvekkili işçilerinin ve makinelerinin işi yaptığının görüldüğü, fotoğrafların işin yapımı sırasında çekildiği, müvekkilinin işçilerin SSK kayıtlarını ve makinelerin kiralama faturalarını dosyaya sunduğu, usul ve yasaya aykırı olarak mahkemece bu hususun savunmanın genişletilmesi kapsamında değerlendirildiği, müvekkilinin işi büyük ölçüde tamamladığı, sözleşmenin haksız feshi sonucu yapılmayan işlerin m³ cinsinden tespitiyle mahrum kalınan karın hesaplanması gerektiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ödenmemiş alacağı bulunduğu hususunu ispatlar nitelikte delil sunamamış bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 11.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır