Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/771 E. 2021/1016 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI…….

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.11.2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın usülden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ; Davalı … ve … ….. …. sayılı dosyasında 10/11/2020 tarihli 7.080,00 TL miktarlı fatura alacağının tahsili için müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibin dayanağı fatura alacağının dava dışı … … … AŞ. tarafından Ankara 69.Noterliğinin 22/12/2020 tarihli temliknamesi ile davalı derneğe devredildiğini, davalı iktisadi işletmenin temlik olunan alacakla bir ilişkisi bulunmadığından alacağa ilişkin takip ehliyeti olmadığından davalı iktisadi işletmenin icra takibindeki alacaklı sıfatına karşı husumet itirazında bulunduklarını, yasal itiraz süresinin geçmesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, icra takibine konu olan fatura alacağının müvekkili şirket ile dava dışı … … … AŞ arasında akdedilen tabela yapımına ilişkin 19/02/2020 tarihli eser sözleşmesine dayandığını, ancak imalatın sözleşmede kararlaştırılan nitelikte olmadığını belirterek alacağın devri işleminin hukuken geçersizliği nedeniyle menfi tespite, devrin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde müvekkili şirketin 7.080,00 TL bedelli fatura alacağının 5.000,00 TL’lık kısmından müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile borçlu olunmayan tutarın %20’si kadar kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı dernek vekili;Dava dışı şirket ile davacı arasında imzalanan 19/02/2020 tarihli sözleşmenin müvekkili tarafından temlik alındığını, söz konusu sözleşmenin 16. maddesinde uyuşmazlığın çözümü için tahkim şartının öngörüldüğünü, mahkemenin görevli olmadığını belirterek usul ve esas yönünden davanın reddine, %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … Derneği İktisadi İşletmesi temsilcisi ; Dava dilekçesine ekli olan 19/02/2020 tarihli sözleşmede 16. maddede uyuşmazlığın çözümü için tahkim şartının öngörüldüğünü, mahkemenin görevli olmadığını icra takibinin kendilerince başlatılmadığını, Uyap sisteminden kaynaklı hata nedeniyle dosyanın tarafı olarak göründüklerini, uyuşmazlığın tarafı olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Davanın fatura nedeniyle davacının, temlik alacaklısı davalı derneğe borçlu olup olmadığına ilişkin açılmış menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davalı tarafların süresinde tahkim ilk itirazında bulundukları, HMK’nın 413.maddesinde “tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.” düzenlemesi içerdiğini, davacının eldeki davaya dayanak olarak göstererek dosyaya sunduğu, 19/02/2020 tarihli dava dışı … … … AŞ ile imzaladığı hizmet sözleşmesinin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 16.maddesinde “bu sözleşmeden kaynaklanan veya bu sözleşmeyle ilişkili olan tüm uyuşmazlıklar, İstanbul Tahkim Merkezi tahkim kuralları uyarınca nihai olarak tahkim yoluyla çözümlenecektir. Tahkim yeri Ankara/Türkiye, dili Türkçe ve hakem sayısı 1 olacaktır. İşbu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların esasına Türk Hukuku uygulanacaktır.” hükümlerini içerdiği, her ne kadar davacı taraf, tahkim itirazına karşı imza sahibinin buna yönelik yetkisi bulunmadığını ön inceleme duruşmasında beyan etmiş ise de; davacı taraf açtığı davanın dayanağı olarak 19/02/2020 tarihli, davacı ile alacağı temlik eden şirket arasındaki sözleşmeye dayandığı, hem bu sözleşmeye dayanıp, hem de sözleşme altındaki dava dışı alacağı temlik eden şirketin imza sahibinin yetkisi bulunmadığının ileri sürülmesinin davacı taraf yönünden çelişki içeren bir beyan olarak kabul edildiği, davacının dava dilekçesindeki kendi kabulüne göre samimi görülmeyen bu beyanlarına itibar edilmediği, tahkim itirazının yerinde olduğu değerlendirilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine dair gerekçeyle dava şartları yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya dayanak olarak taraflarınca sunulan müvekkili şirket ile dava dışı … … … AŞ arasında akdedilen 19/02/2020 tarihli sözleşmeyi müvekkil şirket adına imzalayanın … olduğunu, …’ın müvekkili şirket yetkilisi … … tarafından Samsun 1. Noterliğinin 16/09/2019 tarih … yevmiye numaralı vekaletname uyarınca vekil tayin edildiğini, gerekçeli kararda davaya dayanak olarak sundukları 19/02/2020 tarihli sözleşme altındaki dava dışı alacağı temlik eden şirketin imza sahibinin yetkisi bulunmadığının ileri sürülmesinin çelişkili beyan olarak kabul edildiğini, mahkemenin bu belirlemesinin hatalı olduğunu, iddialarının dava dışı alacağı temlik eden şirketin imza sahibinin yetkisine yönelik değil, müvekkili şirket adına sözleşmeyi imzalayan şirket temsilcinin tahkim sözleşmesi yapmaya yetkisinin bulunmadığı bu nedenle de sözleşmedeki tahkim klozunun geçersizliğine ilişkin olduğunu, nitekim 01/07/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da davalı tarafın tahkime yönelik itirazını kabul etmediklerini, sözleşmeyi imzalayan müvekkili şirket yetkilisinin tahkim anlaşması yapmaya yetkisi olmadığının beyan edilerek tutanağa geçirildiğini, sunulan vekaletname ile müvekkil şirket temsilcisi … … tarafından …’a verilen yetkiler arasında tahkim anlaşması yapmaya yönelik yetki bulunmadığını, 19/02/2020 tarihli sözleşmedeki diğer hususlar taraflarınca kabul edilmekle birlikte, sözleşmede yer alan tahkim klozunun müvekkil şirket temsilcisine verilen yetkiyi aştığını ve sözleşmedeki tahkim klozunun geçersiz olduğunu, tahkim sözleşmesi esas sözleşmeden bağımsız, ondan ayrı bir anlaşma olup, tahkim anlaşmasının asıl sözleşmeden ayrılabilirliği, asıl sözleşmede yer alan tahkim klozları içinde geçerli olduğundan tahkim klozunun geçerliliği, esas sözleşmenin geçerliliğine bağlı olmadığını, asıl sözleşmenin geçersiz olmasının tahkim anlaşmasının geçerliliğini etkilemeyeceği, ya da tersine tahkim anlaşmasının herhangi bir sebeple geçersiz olmasının asıl sözleşmeyi etkilemeyeceği ve onu geçersiz kılmayacağını( Yargıtay HGK 22.02.2021 tarih 2011/11- 742 E. 2012/ 82 K. ), bu nedenle de sözleşmedeki tahkim klozuna yönelik iddialarının mahkemenin gerekçesinde isabetsiz olarak yer verildiği gibi çelişkili beyan niteliği taşımadığını, TBK’nın vekalet sözleşmelerine ilişkin 504. maddesi uyarınca tahkim anlaşması için vekil tayininin özel yetki gerektirdiğini, müvekkil şirket temsilcisinin 19/02/2020 tarihli sözleşmedeki diğer hususlara ilişkin temsil yetkisi bulunduğundan sözleşmenin geçerli olduğunu ancak tahkim anlaşması yapmaya yönelik yetkisi bulunmadığından sözleşmedeki tahkim klozunun geçersiz olduğunu, bu nedenle de sözleşmeye ilişkin uyuşmazlığın inceleneceği yerin adli yargı mercileri olduğunu kararın eksik incelemeyle verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece tahkim itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile dava dışı … … … AŞ. arasında akdedilen 19/02/2020 tarihli sözleşme ile dava dışı yüklenici şirketin tabela, logo baskısı ve cam sticker işlerinin yapımını üstlendiği, KDV hariç toplam bedelin 6.600,00TL olduğu, sözleşmenin 16.maddesinde “Bu sözleşmeden kaynaklanan veya bu sözleşmeyle ilişkili olan tüm uyuşmazlıklar, İstanbul Tahkim Merkezi tahkim kuralları uyarınca nihai olarak tahkim yoluyla çözümlenecektir. Tahkim yeri Ankara/Türkiye, dili Türkçe ve hakem sayısı bir olacaktır. İşbu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların esasına Türk Hukuku uygulanacaktır.” hükmünü içerdiği, davalı … ve ……. sayılı dosyasında 10/11/2020 tarihli 7.080,00 TL miktarlı fatura alacağının tahsili için davacı şirket aleyhine icra takibi yaptığı, takibin dayanağı fatura alacağının dava dışı … … … AŞ. tarafından davacı şirket adına “ışıklı tabela, cam dekor, dış mekan folyo baskı ve tasarım…” bedeli olarak düzenlendiği, Ankara 69.Noterliği’nin 22/12/2020 tarihli …… yevmiye sayılı temliknamesi ile söz konusu 10/11/2020 tarihli 7.080,00 TL miktarlı fatura alacağının dava dışı … … … AŞ. tarafından davalı derneğe devredildiği, davalıların süresinde tahkim ilk itirazında bulundukları hususları belirgindir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davacı ile dava dışı yüklenici arasında akdedilen sözleşmede davacı adına vekaleten işlem yapılmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 17.11.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
……