Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/763 E. 2021/1058 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece verilen görevsizlik kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı site yönetimi arasında asansör bakım ve onarım işleri için 01/10/2016 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin edimini eksiksiz olarak ifa etmesine karşın davalının 2018 yılından itibaren 2020 yılı Ocak ayı dahil olmak üzere sözleşme gereği ödemesi gereken bakım ve onarım bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, davalının Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir ilişki olmadığını, sözleşmenin eski … firması olan … … A.Ş. ileyapıldığını, sözleşmenin içeriğine ilişkin bilgileri olmadığını, site yönetiminin 2019 yılı Aralık ayında kat maliklerine geçtiğini, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, talepleri kabul etmemekle birlikte alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca müvekkili yönetimin tüzel kişiliği de bulunmadığını belirterek; davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerektiği, TTK’nın 19/II maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılmasının, davanın niteliğini ticari hale getirmeyeceğini, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davaların asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanacağı, diğer taraftan asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerektiği, davacı şirket tacir olmakla birlikte, davalı…. tacir olmadığı, taraflar arasında var olduğu ifade edilen mevcut sözleşme kapsamında davalı tacir olmadığı için bu davada mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olan mahkemenin görevli olması koşulu gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; Mahkemece görevli mahkemenin hatalı belirlendiğini, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, zira müvekkili site yönetiminin kat maliklerini temsil ettiğini ve tüzel kişiliği olmadığını, site yönetiminin hizmet alan, tüketici konumunda olduğunu bu nedenle yetkili ve görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemeleri olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, görevli ve yetkili Mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemeleri olduğunun tespitini ve dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini, ardından davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1. maddesindeki tanımlara göre tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Bu kapsamda site yada apartman yönetimleri Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere tüketici, taraflar arasında düzenlenen asansör bakım ve arıza giderilmesine ilişkin eser sözleşmesi de tüketici işlemidir.
Aynı yasanın 73/1. maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
Bu durumda, yukarıda belirtilen yasa hükümleri gereğince davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olarak belirlenmek suretiyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2021 tarih ve…karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.