Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/746 E. 2023/307 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/746 – Karar No:2023/307

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/746
KARAR NO : 2023/307
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2020
NUMARASI : 2020/18 E-2020/726 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Rücuen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; dava dışı … …’ne bağlı ve müvekkili şirket tarafından yapılacak olan “… Pompaj Sulaması 3. Kısım Şebeke İnşaatı” kapsamında muhtelif çap ve özellikteki CTP – HDPE boru ve bağlantı parçalarının döşenmesi, montajı ve testlerinin yapılması işlerinin 12/11/2011 tarihinde imzalanan sözleşme ile davacı müvekkili tarafından üstlenildiğini, davalı şirketlerden ……Şti ile 04/02/2013 tarihinde, diğer davalı ……Şti ile 20/01/2014 ve 06/02/2015 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, söz konusu tarihler arasında işçi olarak çalışan…’in işçilik alacaklarının tahsili için açılan Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi’nin 2015/445 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda hükmedilen alacağın müvekkili tarafından 14/07/2016 tarihinde 38.299,50 TL olarak ödendiğini, dava dışı iş sahibi ile yapılan sözleşme ve ekleri ile 4875 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 maddesi, 112/8 maddesi ve 6098 sayılı TBK’nun 167. maddeleri uyarınca dava dışı işçinin çalıştırıldığı dönemle sınırlı olmak üzere ödenen işçilik alacaklarından davalı şirketlerin sorumluluğunun bulunduğunu, arabuluculuk aşamasından sonuç alınamadığını ileri sürerek, davalı şirketler yerine müvekkili davacı şirket tarafından dava dışı işçiye ödenen 38.299,50 TL’lik ödemeden, dava dışı işçinin davalı ……Şti bünyesinde çalıştığı dönem ve tam sorumluluk esası dikkate alındığında 22.950,01 TL rücu borcu alacağın ödeme tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile, diğer davalı ……Şti yönünden ise 15.349,48 TL rücu borcu alacağın, 07/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile ……Şti yönünden toplam 19.661,79 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, süresi içinde davaya karşı herhangi bir cevap verilmemiştir.
Mahkemece; somut olaya uygun ve denetime açık olduğu için hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen 29/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından yapılan ödemenin 9.174,01 TL’sinin davalı … …. Şti.’nden tahsiline, 19.661,79 TL’sinin davalı … …. Şti’nden tahsiline karar verilmesi gerektiği, davacı vekilinin 07/11/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi
ile talebini bilirkişi raporunda belirtilen şekilde arttırdığı, davacının davalılar adına ödeme yapması nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olduğu ve bu nedenle ödeme tarihinden itibaren tarafların tacir olmaları nedeni ile değişen oranlı avans faizi talep etmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davalı … …. Şti. yönünden davanın kısmen kabulü ile; 9.174,01 TL’nin ödeme tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalı … …. Şti.’den alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 19.661,79 TL’nin ödeme tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalı … …. Şti.’den alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketler ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmelerin “Taşeronun Yükümlülükleri” başlıklı 6. maddesinin 6.32, 6.35 nolu bentlerinde ve diğer ilgili maddelerinde; davacı müvekkili ile dava dışı idare arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerin ilgili maddelerinde; davalıların yüklenimini üstlendiği işle ilgili çalıştırılan işçilerin tüm hak ve alacaklarına ilişkin sorumluluğun davalılara ait olduğunun açıkça düzenlendiğini, 4875 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 maddesi, 112/8 maddesi ve 6098 sayılı TBK’nın 167. maddeleri uyarınca dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarından davalı şirketlerin çalıştırdıkları dönem boyunca sorumluluğunun bulunduğunu, gerekçeli karara dayanak gösterilen bilirkişi raporunda, rücu davasının konusu olan Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi’nin 2015/445 Esas sayılı dosyası ile verilen ve kesinleşen mahkeme kararının denetlendiğini, kesinleşen bir dosyada hüküm altına alınan miktarların tekrar denetlenmesinin mümkün olmadığını, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin 16/10/2020 tarih ve 31276 sayılı kararında da bu hususun açıkça belirtilerek, bilirkişi raporunun ilk davada kazanmış olduğu kesin delil niteliğinin göz ardı edilmemesine yönelik karar verildiğini, rücu davasına esas teşkil eden işçilik alacaklarına ilişkin Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi’nin 2015/445 Esas sayılı davasında alınan ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ve hükme dayanak olan bilirkişi raporu ile yapılan hesaplama ve miktarın kesinleştiğini, kesinleşen hükümdeki hesaplamanın ve hükmün tekrar denetlenmesinin hukuken mümkün olmadığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin ödenen bedelin tamamı için davalılara rücu etme hakkının gerek sözleşmesel gerekse yasal olarak mümkün olduğunu, hesaplamanın
neye dayanarak eksik yapıldığının anlaşılamadığını, ne net ücrete göre ne de brüt ücrete göre ödeme tutarının fiilen ödenen ve rücu edilebilecek tutara uygun hesaplanmadığı yönündeki itirazlara rağmen, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı olan kararın kaldırılarak, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı velilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, davalılar ile arasındaki taşeronluk sözleşmeleri kapsamında, dava dışı işçiye işçilik alacakları nedeniyle Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi’nin 2015/445 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucu verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği belirtilen ilam doğrultusunda ödenen 38.299,50 TL’ ödemeden; dava dışı işçinin davalı ……Şti bünyesinde çalıştığı dönem ve tam sorumluluk esası dikkate alındığında 22.950,01 TL rücu alacağın ödeme tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile, diğer davalı ……Şti yönünden ise 15.349,48 TL rücu alacağın, 07/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; ……Şti yönünden toplam 19.661,79 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tensip zabtının 6 nolu bendi gereği kurulan ara kararı gereğince; Avukat Arabulucu Sinan Yazıcı’dan alınan 28/09/2020 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. Yargılama sırasında davacı tarafından, alınan bilirkişi raporuna karşı verilen 19/10/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itirazda bulunulduğu, Mahkemece 04/11/2020 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile davacı vekilinin koşulları bulunmayan ve esasa etkili olmayacağı kanaatine varılan ek rapor alınmasına yönelik talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı vekili tarafçından hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar gerekçeli kararda karşılanmadığı gibi bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına yönelik talebin soyut gerekçe ile reddine karar verildiği anlaşıldığından, bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, itirazlar cevaplandırılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,

2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2020 tarih ve 2020/18 E-2020/726 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

4-Davacı tarafından yatırılan 492,44 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 15/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır