Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/74 E. 2022/1074 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/74 – Karar No:2022/1074

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/74
KARAR NO : 2022/1074

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
NUMARASI : 2018/810 E-2020/616 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin yüklenicisi olduğu bina inşaatı kapsamındaki elektrik-elektronik-mekanik-tesisat işlerinin tamamını 25.10.2017 tarihli eser sözleşmesiyle 4.650.000 TL bedelle davalıya taşere edildiğini, yer tesliminden itibaren 600 günde tamamlanmasının kararlaştırıldığını, yer tesliminin 09.11.2017 tarihinde yapıldığını, davalının işe başlamadığını ve sözleşmenin 10. maddesi gereğince vermesi gereken 300.000 TL tutarlı kesin teminatı da vermediğini, ihtara rağmen işe başlamadığını, işin halen dava dışı 3. kişilere yaptırılmakta olduğunu, sözleşme fiyat farkları ve maliyet artışları için dava açma haklarını saklı tuttuklarını, kesin teminatın teslimi için keşide edilen 21.05.2018 tarihli ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10. günün sonunda olmakla davalının 02.06.2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, görüşmelerde edimlerini yerine getiremeyeceklerini bildirdiklerini ve müvekkiline gönderilen iadeli taahhütlü mektup ile belirtilen 300.000 TL değerindeki taşınmazın teminat karşılığı müvekkiline devretmeyi ve sözleşmenin feshinin uygun olacağını bildirdiğini öne sürerek 300.000 TL tutarlı kesin teminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; sözleşme akdedilmek ve yer teslim edilmekle birlikte inşaat işlerinin gecikmesi nedeniyle işin Nisan-Mayıs 2018’de başlaması hususunda mutabakata vardıklarını, müvekkilinin edimlerini ifa için mal ve malzeme listesini kontrol ederken iş bedelinde esaslı hataya düştüğünü fark ettiğini, işin yapılması halinde 1.500.000 TL zarara uğrayacağının anlaşıldığını, durumun fark edilmesi üzerine 25.04.2018 tarihinde davacı şirket yetkilileriyle görüşüldüğünü, davacının iş tecrübesi itibariyle müvekkilinin fiyat teklifinde yanıldığını bilmesi gerektiğini ancak sözleşmenin iptalini kabul etmediğini, sözleşme iptal edilmiş olmakla teminatın talep edilemeyeceğini, sözleşme hükümlerine göre de teminat istenemeyeceğini, 34. madde gereğince müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda davacının sözleşmeyi feshederek kesin teminatı gelir kaydetme hakkının bulunduğunu, oysa davacının sözleşmeyi fesih hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;”Somut davada, davalı alt yüklenici işin ehli olup basiretli davranmak zorunda olduğundan ve yapacağı iş için gerekli mal ve malzeme bedelini bildiği veya bilmesi gerektiğinden somut olayda hatanın varlığından söz edilemez. Bu durumda sözleşme geçerli olup, iş bu sözleşmenin 10.1. Maddesinde, taşeronun 300.000 TL tutarında kesin teminat vereceğinin düzenlendiği ve sözleşmenin feshedilmeyerek ayakta tutulduğu gözetilerek, davacı yanın talebi yerinde görülmüş olup, davacının Ankara 38.Noterliği’nin 27/07/2018 tarih,… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 300.000 TL’lik kesin teminat bedelinin derhal ödenmesinin bir kez daha ihtar edildiği ve yeniden mehil tanındığı gözetilerek, 2.ihtarın tebliğ tarihi itibari ile davalının temerrüde düştüğü kabul edildiği ” gerekçesiyle ” 1-Davanın KABULÜ İLE, 300.000,00 TL kesin teminat bedelinin 30/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin 34. maddesi gereğince davacının sözleşmeyi feshederek kesin teminatı irat kaydetme hakkı bulunduğu halde davacının keşide ettiği ihtarnamelerde işi müvekkili nam ve hesabına yaptırmayı tercih ettiğini ve 3. şahısla yapılan sözleşmeye göre maliyet artışından kaynaklanan zararları talep edeceğini bildirdiği, mahkemece de sözleşmenin yürürlükte olduğunun kabul edildiği, sözleşme feshedilmediği için teminat istenemeyeceği, davada kesinleşmiş bir alacağın tahsilinin talep edilmediği, kesin teminatın tahsili istendiğinden faiz talep edilemeyeceği, zira sözleşmenin 10. maddesi gereğince davacının teminat üzerinde rehin hakkına sahip olmasının amaçlandığı, müvekkilinin fiyat teklifini tespitte esaslı hataya düştüğü, davacının da müterafik kusurlu olduğu, mahkemece esaslı hatanın araştırılmadığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle davalı tarafça düzenlendiği belirtilerek dosyaya delil olarak sunulan ve davalı tarafça açıkça karşı çıkılmayan 12.09.2018 tarihli belgeyle sözleşmenin feshinin uygun olacağı ve sözleşmede verilmeyen teminata karşılık 300.000 TL değerindeki bir dairenin davacıya verilmesinin beyan ve kabul edilmiş bulunmasına göre mahkemece verilen kararın sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 20.493 TL istinaf karar harcından peşin alınan 5.123,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.369,75 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361.madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 27.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır