Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/735 E. 2021/1111 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2018
NUMARASI….
DAVANIN KONUSU : Süre Uzatım Talebi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 09.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.12.2021
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan süre uzatım istemine ilişkin davada mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili özetle….. (KM: 433+500-461+000) Yapım İşi ihalesinin iş ortaklığı olarak müvekkillerinin uhdesinde kaldığını, 01/03/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığını, 14/03/2013 tarihli tutanak ile yer tesliminin yapıldığını, 26/10/2016 tarihinden itibaren demiryolu güzergahının ve buna bağlı olarak projenin esaslı unsurlarının değişikliğe uğradığını, proje güzergahında kamulaştırma ve resmi izin işlemlerinin geciktiğini, imalat zorlukları ve alt yapı aktarımları gibi beklenmeyen durumların ortaya çıktığını, ihale konusu yapım işinin tamamlanması için kendilerine sözleşmede öngörülen 720 günlük süreye ilaveten fazlaya ilişkin süre uzatım hakları saklı tutularak 691 gün ek süre verilmesi taleplerinin kısmen reddedilerek, 229 gün süre uzatımı verilerek, işin bitim tarihinin 15/06/2017 olarak belirlendiğini, davacının talep ettiği 691 günlük ek sürenin sadece 229 günlük kısmının verilmesinin, buna karşılık 462 günlük kısmının verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, müvekkillere, söz konusu işin tamamlanabilmesi için, sözleşme ve ek süre kararlarında öngörülen sürelere ilave olarak şimdilik asgari 462 gün ek süre verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereğince işin bitim tarihinin 04.03.2015 olduğunu, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmamasından dolayı yükleniciye 254 gün süre uzatımı verilerek iş bitim tarihinin 13.11.2015 olarak belirlendiğini, daha sonra 421 gün süre uzatımı verilerek iş bitim tarihin 26.10.2016 olarak tespit edildiğini, %20 keşif artışı yapıldığını, yüklenicinin 23.08.2016 tarihli yazıyla 691 gün süre uzatım talep ederek iş bitim tarihin 13.07.2018 olarak belirlenmesini istediğini, yapılan inceleme sonucu 229 gün süre uzatımı verilerek iş bitim tarihinin 11.10.2017 olarak belirlendiğini ve davacının talebi doğrultusunda 691 gün süre uzatımı talebinin kabulünün mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemesince; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan ve davalı tarafından verilen ek süreler dışında ayrıca ek süre verilip verilemeyeceği hususuna ilişkin olduğu, bu kapsamda sözleşmenin 9,18 ve 24.madde hükümlerinin dikkate alınması gerektiği, BK’nın 19.maddesindeki emredici hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade özgürlüğü ve sözleşme serbestisi sınırları içinde tarafların, diledikleri gibi sözleşme yapabilecekleri, TBK’nın 138.maddesi gereğince aşırı ifa güçlüğü bulunması gibi bazı hallerde hakimin sözleşmeye müdahalesinin mümkün olduğu, 6100 Sayılı HMK’nın 105 ve 103.maddeleri arasında dava çeşitlerinin düzenlendiği, somut uyuşmazlıktaki dava ve talebin yasada sayılan dava türlerinden hiçbirisinin kapsamında yer almadığı, bir davada hukuki yarar bulunmasının dava şartı olduğu, davacıların idare tarafından verilen 229 günlük ek sürenin sonunda işlerin bitmemesi halinde taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre idareden yeni bir ek süre isteyebilecekken, henüz verilen 229 günlük ek süre dahi dolmadan (ek sürenin sonu 15/06/2017), sözleşmenin süre koşulunun değiştirilmesi, dolayısıyla yeni sözleşme kurulmasının mahkemeden talep edilmesinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesi atfı ile 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın inşai nitelikte bir dava olduğunu, müvekkiline (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik talep edilen) 462 gün ek süre verilmediğini, süre uzatımı verildiğinde tarafların hukuki durumda değişiklik meydana geleceğinin açık olduğunu, müvekkilinin her aşamada fiili ve hukuki durumları idareye sunduğunu, daha önce yapılan izahatlar dikkate alıdığında verilen süre içinde işin yapılamayacağının açık olduğunu, uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmasının, huzurdaki davada idarenin eylem ve işlemlerinin (hukuksal) denetlenmesine engel teşkil etmediğini, bu sebeple huzurdaki davanın usul yönünden açılamayacağının ifade edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca (gerekçeli kararda da atıf yapılan) Borçlar Kanunun 138 ve 480/2 madde hükümleri dikkate alındığında davanın inşai bir dava olduğunu, bu konuda Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin emsal kararı bulunduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 115/3 madde hükmü dikkate alındığında dava tarihinde süre bitmemiş olsa da, hüküm tarihinde verilen sürenin bitmiş olduğunu ve müvekkili davacılara idare tarafından verilmiş herhangi bir süre uzatımı da bulunmadığını, bu nedenle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan süre uzatım istemine ilişkin olup, mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı …. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı adi ortaklıkça davalı iş sahibi aleyhine mücbir sebebe dayalı süre uzatımının eksik verildiği iddiasıyla 462 gün ek süre verilmesi talebiyle açılan davada, mahkemece sözleşmenin ayakta olduğu, idarece verilen ek sürede işin bitmemesi halinde tarafça yeniden ek süre verilmesi talebinde bulunabileceği gerekçesiyle davacıların dava açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar adına istinaf talebinde bulunulmuş ise de; davacı adi ortaklığı oluşturan ve istinaf talebinde bulunan ….. istifa etmesi nedeniyle Av….’a verilen vekaletin de dayanağının kalmadığı, bu nedenle Av. …’un adi ortaklığı oluşturan … şirketini temsil yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle Dairemizce …..’nin istinafa muvafakatinin sağlanması yönünden dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Mahkemesince, Dairemizin 27.01.2021 tarihli geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle Dairemizin 03.06.2021 tarihli tarihli geri çevirme kararı ile “Adi ortaklardan her biri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve kararı birlikte istinaf etmeleri gerektiği ve diğer adi ortak davacı ……istinafa muvafakati bulunmadığından adi ortak …’nın istinafa muvafakatini sağlamak üzere kararı istinaf eden … vekiline çıkartılacak meşruhatlı davetiye ile 2 haftalık kesin süre verilip, verilen kesin sürede muvafakatin sağlanmaması halinde adi ortaklardan birinin yaptığı istinaf incelenemeyeceğinden istinaf itirazlarının reddedileceği de meşruhatlı davetiyede ihtar edilip sürenin geçmesi beklendikten ve sunulması halinde muvafakat belgesiyle birlikte dosyanın Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece Mahkemesine 2. kez geri çevrilmesine” karar verilmesi gerekmiştir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10/05/2018 tarih 2017/2678 E. 2018/1907 K., 17/05/2017 tarih 2017/331 E. 2017/2096 K.)
Dairemizin 03.06.2021 tarihli geri çevirme kararı gereğince kararı istinaf eden adi ortaklığı oluşturan … İnş.Tic. ve San.A.Ş. vekiline usulüne uygun olarak çıkarılan meşruhatlı davetiyenin tebliğ edildiği, buna rağmen adi ortaklığı oluşturan … Şirketinin vekaletinin dosyaya kazandırılmadığı gibi istinafa muvafakatinin de sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Adi ortaklığı oluşturan davacı şirketler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, zorunlu dava arkadaşlarının davada birlikte hareket etmek zorunluluğu olduğundan mahkemece verilen karara ilişkin davacılar tarafından yapılacak istinaf başvurusunun incelemesinin yapılabilmesi için hükmün adi ortaklığı oluşturan ve aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunan davacılar tarafından birlikte istinaf edilmesi veya Dairemizce verilen geri çevirme kararlarında belirtildiği üzere birinin yaptığı istinaf başvurusunu diğer adi ortağın muvafakat etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Dairemizce eksikliğin giderilmesi yönünde verilen geri çevirme kararlarının bulunduğu ve bu eksikliğin tamamlanamadığı anlaşılmakla adi ortaklığı oluşturan …’nin istinaf başvurusunun HMK.’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının peşin alınan (35,90+35,90+100)=171,80 TL harçtan mahsubu ile 112,50 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı olan 98,10 TL’nin ve yargılama giderinin istinaf başvurusunda bulunan davacı …..iadesine, bu davacı tarafından fazla yatırıldığı anlaşılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının talep halinde bu davacıya iadesine,
4-Davacı …F. tarafından yatırıldığı anlaşılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 100 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.