Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/722 E. 2021/1013 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.11.2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkilinin davalı şirkete yönelik ürün hizmetleri karşılığında 04.02.2019 irsaliye tarihli, 07.02.2019 tarihli faturayı kestiğini, fatura kapsamında yer alan malzemelerin ebatları, cinsi ve adetlerinin taraflar arasında kararlaştırıldığını, tüm malzemelerin davalı şirketin talepleri doğrultusunda istenen ölçülere uygun olarak hazırlanarak davalı şirkete sevk edildiğini, bu kapsamda davalı şirkete bir takım ….. (Karşılama bankosu, küçük ev aletleri bankosu, orta sehpa, banko arkası vitrin, 12 adet kutucuk dolabı) ile 10 m2 dış cephe giydirme (kolon) ve bir adet kapılı bölmenin tahsis edildiğini, miktar ve tutarları açıkça belirtilen bu hizmetler karşılığında davalı şirket tarafından 15.120,00 TL tutarındaki fatura bedelinin müvekkiline ödemesi gerektiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığından müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine Ankara 20. İcra Dairesi’nin….sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının taraflar arasında hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığını bildirerek takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; Davaya konu icra takibinde dayanak gösterilen 07/02/2019 tarihli faturanın müvekkili şirketin kayıtlarında mevcut olmadığını, işbu davada ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, müvekkilinin sevk irsaliyesi adı altında herhangi bir belge imzalamadığını, davacı tarafın davaya konu malların müvekkili şirkete teslim edildiğini sevk irsaliyesi gibi yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı taraf ile hiçbir ticari ilişkisi ve mal alış-verişi olmadığını, sunulan faturanın ise alacağın varlığına ve malın teslimine ilişkin tek başına delil olma özelliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalı defterinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen usul ve yasaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre takip konusu faturaların davalı defterinde kayıtlı olmadığı, davalının takip konusu fatura nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığı, davacının faturaya konu mal ve hizmetin verildiğine ilişkin ispata elverişli delil sunmadığı, takibe konu faturaların salt davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının dayanak belgelerle doğrulanmadığı takdirde tek başına malın veya hizmetin teslim edildiğini ispata yeterli bulunmadığı, fatura konusu malların teslimi hususunun yazılı delil ile ispat edilmesi gerekmesine rağmen bu hususta davacının ispata elverişli delil de sunmadığı, bu itibarla davacının davasında haklı olmadığı ve davacının takibinde kötü niyetli olduğu tespit ve ispat da edilemediği bu nedenle kötüniyet tazminatı isteminin reddedildiği gerekçesiyle davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Emsal teşkil eden Yargıtay kararında her ne kadar davacının ticari defterlerindeki kayıtların ancak yan delillerle doğrulandığı takdirde davacı lehine delil teşkil edileceği belirtilmiş ise de, bu delilin keşif delili ile doğrulanmasının mümkün olduğunun ifade edildiğini, mahkemenin keşif taleplerini haksız ve gerekçesiz olarak yerine getirmediğini, müvekkilinin ticari defterlerindeki kayıtların yan deliller ile desteklenmesine imkan tanınmadığını, mahkeme tarafından davalı iş yerinde keşif icra edilmiş olsa idi, müvekkili tarafından davalı şirkete dekorasyon ve montajı sağlanan malzemelerin bizzat davalı tarafın taleplerine uygun olarak hazırlandığının ve davalı tarafın, dava konusu malın teslimini haksız yere inkar ettiğinin ortaya çıkacağını, dosyası kapsamında yer alan sunulan fotoğraflar, dekorasyon ve montaj işlemlerine ilişkin yazılı belgeler ile dava konusu faturada yer alan malzemelerin davalı şirketin talepleri doğrultusunda istenen ölçülere uygun olarak hazırlanarak davalı şirkete sevk edildiği ve kurulumun gerçekleştiğinin görüldüğünü, Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince, mükelleflerin faaliyetlerini aksatmadan yürütmelerini sağlamak ve uygulamayı kolaylaştırmak amacıyla, fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler açısından “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenlenmesi ve kullanılması imkanı getirildiğini, davaya konu faturanın irsaliyeli fatura olması sebebiyle, ayrıca bir sevk irsaliyesi imzalanması zorunluluğunun bulunmadığını, dosya kapsamında alınan 14.01.2021 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkilinin davalı şirketin talepleri doğrultusunda istenen ölçülere uygun olarak dava konusu faturada yer alan hizmetleri sunmuş olduğu hususu ortaya konduğu halde, haksız ve hukuka aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, kaldı ki, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, malın tesliminin çekişmeli olduğu durumlarda taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konması adına mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasının zorunlu olduğunu, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, keşif talebinin haksız ve gerekçesiz olarak kabul edilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesine talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafından Ankara 20.İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında 07.02.2019 tarihli KDV dahil 15.120,00TL bedelli faturaya dayalı olarak alacağın tahsili için davalı aleyhinde ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 14/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 16/12/2019 tarihinde süresinde borca itirazı ile takibin durdurulduğu, davanın İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinde yer alan bir yıllık yasal sürede açıldığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, takip konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı, davalı yanca kabul edilmeyen akdi ilişkinin ispatı hususunda davacının iddiasını ispatlar delil sunulmadığı ve akdi ilişkinin dayanılan deliller ve dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği istinaf başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.11.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….