Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/699 E. 2023/627 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/699 – Karar No:2023/627
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/699
KARAR NO : 2023/627

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2021/126 E-2021/343 K

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … – E-TEBLİGAT
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında 01.08.2011 tarihli eser sözleşmesi ile 26.11.2012 tarihli zeyilnamenin akdedildiğini, müvekkilinin sözleşmenin ikinci maddesinde belirlenen proje ve şartnamelerin hazırlanması ile mühendislik hizmetlerini vermeyi üstlendiğini, ekli tabloda belirtilen 300 adet paftanın üretilmesinin öngörüldüğünü, pafta başı 375 USD + KDV olmak üzere iş bedelinin 112.500 USD olarak kararlaştırıldığını, zeyilname ile sanat yapılarına ilişkin değişikliklerin revizyon proje olarak yapılmasının ve iş bedelinin belirtilen birim fiyat üzerinden ödenmesinin öngörüldüğünü, müvekkilinin davalının talepleri doğrultusunda ayıp ve eksik olmaksızın edimini ifa ettiğini, yaptığı işleri hakedişe bağladığını, hakedişlerin davacı tarafça onandığını, ancak bedellerinin ödenmediğini, sözleşme kapsamında olan santral inşaat, elektrik ve mekanik işlerinin bir kısmı ile projeye daha sonradan eklenen kuyu suyu tesislerinin davalı tarafça müvekkilinin işçisine yaptırmak suretiyle sözleşmenin ihlal edildiğini, davalının sözleşmeyi eylemli olarak feshettiğini, müvekkilinin kar kaybına uğradığını, davalı tarafça talep edilen proje revizyonlarının da yapıldığını, dilekçede tarih ve tutarları belirtilen imalat hakedişleri ile hizmet hakedişinin düzenlendiğini, davacının 55.000 TL avans ödediğini, başkaca ödeme yapmadığını, müvekkilinin 56.156 TL’nin tahsili için 2014/10449 sayılı icra takibini başlattığını, takip sonucu düzenlenen protokol gereğince davalının taksitler halinde ödediğini, hakedişlerin ihtirazi kayıtsız onaylandığını, işlerin ayıpsız olarak teslim edildiğini ve santral devreye alındığını, ancak davalının ödeme yapmadığını, sözleşmenin yedinci maddesinde ödemelerin hakediş düzenlenerek yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından 05.02.2015 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak sonuç alınamadığını, davalının projede yaptığı değişiklikleri müvekkiline yazılı olarak bildirdiğini, dilekçede açıklanan toplantılar yapılmak suretiyle değişikliklerin tartışıldığını, kararlaştırılan değişikliklerin müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini, kurulu gücün 3.3 Mw’den 6-6.5 Mw’ye çıkartılması üzerine dilekçede belirtilen ilave işlerin de yapıldığını, sözleşmenin ve zeyilnamenin bir başka yükleniciye yaptırıldığını, sözleşmenin eylemli olarak feshedildiğini, bu işler kendisi tarafından yapılsaydı müvekkilinin kar edeceğini, kardan mahrum kaldığını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL kar kaybı ile sözleşmeden eylemli olarak dönülmeden önce müvekkili tarafından sözleşme ve zeyilname gereğince yapılan işler için 179.655 USD’nin ve 25.10.2013 tarihli hakedişten doğan 20.060 TL alacağın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, zira arabuluculuk tutanağında ismi yazılı kişinin müvekkili şirketin hissedarı olduğunu, dava ve iş takibi yetkisinin bulunmadığını, davacı tarafça sözleşmeyle üstlendiği işin sigortalı çalışan … tarafından yaptırıldığı, sözleşmeden eylemli olarak dönüldüğü iddiası ile 50.000 TL kar kaybı talep edilmiş ise de, davacı tarafça açılan 2015/629 esas sayılı davada haksız rekabet nedeniyle …’dan tazminat talep edildiğini, davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle kar kaybına ilişkin talebin kesin hüküm nedeniyle reddine karar vermek gerektiğini, yaptığını iddia ettiği işler için 179.655 USD talep edilmiş ise de, davacının açtığı 2014/138 esas sayılı davada bu taleplerin tekrarlandığını, dava sonucunda protokol gereği davacıya 70.000 TL ödeme yapıldığını, tarafların birbirlerine ibra ettiklerini, davalının yapıp teslim ettiğini iddia ettiği projelerin 2012-2013 yıllarına ait olduğunu, alacakların bir kısmının müvekkili şirketin hisse devrinden önceki döneme ait olduğunu, önceki hissedarlar tarafından ödemeler yapıldığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesi olduğunu, eser sözleşmesinden doğan alacağın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda, taraflar arasında dava dışı işlerin (davacı iddiasına göre bir kısmının, davalı savunmasına göre tamamının) dava dışı …’a yaptırılması ile birlikte davalının sözleşmeyi eylemli olarak feshettiği, fesih beyanının davacıya yazılı olarak bildirilmediği konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davacı tarafından dava dışı … aleyhine haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemli davanın açıldığı, 06/10/2015 tarihinde en geç fesih bildiriminin davacıya ulaştığının, davacının eylemli olarak sözleşmenin fesh edildiğini öğrendiğinin kabulü gerekir. Fesih bildiriminin davacıya ulaştığı/davacının öğrendiği tarih olan 06/10/2015 tarihinden itibaren dava tarihi olan 09/02/2021 tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, eldeki davada zamanaşımını kesen ve durduran herhangi bir sebep bulunmadığı, nitekim Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1384 Esas sayılı dosyası ile açılan kısmi davada zamanaşımının dava konusu alacak yönünden kesildiği, kısmi davanın fazlaya ilişkin hak yönünden zamanaşımının kesici etkisinin bulunmadığı, dava dilekçesinin davalıya 02/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, cevap vermek süresinin mahkememizin 08/03/2021 tarihli ara kararı ile 2 haftalık süreye ek olarak 3 hafta süre ile uzatıldığı, böylelikle davalının süresi içerisinde (31/03/2021) zamanaşımı definde bulunduğu kabul edilerek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin hizmet alımının yanı sıra parça başı iş ve götürü iş unsurlarını da taşıdığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin hizmet sözleşmesi olduğu, eser sözleşmesi olmadığı, her iki sözleşmenin unsurlarını taşıyan karma nitelikli sözleşme olduğu, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, sözleşmenin feshedilmediği, davalının sözleşmeyi feshetmediği, eylemli olarak da feshedilmediği, sadece müvekkilinin zeyilname ile yapacağı bir kısım işlerin bilgisi dışında üçüncü kişiye yaptırıldığı, bu davada üçüncü kişiye yaptırılan iş bedelinin talep edilmediği, Yargıtay içtihadı gereğince fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğuracağı, müvekkiline fesih bildirimi yapılmadığı, 2015/629 esas sayılı davadan bahisle müvekkilinin fesihten haberdar olduğuna dair gerekçesinin doğru olmadığı, 2015/629 esas sayılı davanın konusunun ve taraflarının farklı olduğu, müvekkilinin bu davada haksız rekabete neden olup olmadığının tespitini talep ettiği, ancak bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiği, sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu kabul edilse dahi hakedişler onaylanmakla birlikte işin kesin kabulünün yapılmadığı, kesin hesabın çıkarılmadığı, hakedişlerin düzenlendiği, tarafların hakedişleri imzaladıkları, ihtirazi kayıt ileri sürülmediği, taraflar arasında bir alacak borç ilişkisi doğmakla zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, kaldı ki müvekkili tarafından aynı sözleşmeden kaynaklı hakediş alacağı için açılan 2014/1384 esas sayılı davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafça karşı dava açıldığı, müvekkilinin hakedişlere bağlanan tüm alacaklarını belirterek ödemezlik def’inde bulunduğu, kararın 08.09.2020 tarihinde kesinleştiği, zamanaşımının kesildiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Zamanaşımı, alacağı talep etme yetkisini zaman itibariyle sınırlar. Kural olarak tüm alacak hakları zamanaşımına tabidir. Borçlu zamanaşımı definde bulunarak ifadan kaçınabilir. Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir (TBK 146). Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar hakkında 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır (TBK 147/6). Alacaklı, dava veya defi yoluyla mahkemeye başvurmuşsa zamanaşımı kesilir (TBK 154/2). Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar (TBK 156/1). Borç bir senetle ikrar edilmiş ise, yeni süre her zaman 10 yıldır (TBK 156/2).
Somut olayda davacı yüklenici, davalı iş sahibi olup, 01.08.2011 tarihli … HES Projesi İçin Uygulama Projesi Hizmeti Sözleşmesini akdettikleri çekişmesizdir. Sözleşmenin konusu … HES’in inşası ve enerji üretimi için gerekli olan her türlü proje ve şartnamelerin hazırlanması, yurt içi ve yurt dışı temin edilecek ekipmanlarla ilgili dokümanların tetkiki ve projelerin idarelerce onayı için gerekli mühendislik hizmetlerinin verilmesi olarak belirlenmiş (md. 2), ikinci maddede iş kalemleri detaylandırılmıştır. Sözleşme içerdiği edimler itibariyle eser ve hizmet sözleşmesinden oluşan karma bir sözleşmedir.
Taraflarca 19.470 USD tutarlı ve 28.08.2013 tarihli birinci hakedişin, 17.700 USD tutarlı ve 13.09.2013 tarihli ikinci hakedişin, 85.845 USD tutarlı ve 25.09.2013 tarihli üçüncü hakedişin, 18.585 USD tutarlı ve 30.09.2013 tarihli dördüncü hakedişin, 38.055 USD tutarlı ve 08.11.2013 tarihli beşinci hakediş ile 20.060 TL tutarlı ve 25.10.2013 tarihli 1 numaralı kontrollü hizmet hakedişinin ihtirazi kayıtsız düzenlendiği, yüklenici tarafından 30.12.2014 tarihinde açılan Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1384 esas sayılı itirazın iptali talepli davada 27.05.2014 tarihli KDV dahil 111.156 TL tutarlı fatura bedelinden 55.000 TL avans ödemesi düşülerek bakiye alacağın tahsili için başlatılan Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2014/10449 sayılı takibine vaki itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, davalı iş sahibi tarafından açılan karşı davada projelerin onaysız olduğu, idare tarafından onaylanmadığı iddiasıyla yapılan 55.000 TL ödemenin tahsilinin talep edildiği, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, 56.156 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaliyle, takibin bu miktar üzerinden devamına, karşı davanın reddine karar verildiği, taraflarca bu davaya ilişkin protokol düzenlendiği, eldeki davada ise 50.000 TL kar kaybının yanı sıra 179.655 USD hakediş alacağı ile kontrolörlük hizmeti nedeniyle düzenlendiği öne sürülen 25.10.2013 tarihli hakediş alacağının tahsilinin de talep edildiği anlaşılmaktadır.
Hizmet sözleşmesinden doğan alacaklar 10 yıllık zamanaşımı süresine, eser sözleşmesinden doğan alacaklar ise kural olarak 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, mahkemesince taraflar arasında görülen 2014/1384 esas sayılı dava dosya aslı ile düzenlenen hakediş tutanak asıllarının celbi ile hakedişlerin niteliklerinin, zamanaşımı süresinin tespiti, ödemezlik definde bulunup bulunulmadığı ile zamanaşımını kesen nedenlerin olup olmadığı da gözetilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun biçimde yeniden yargılama yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/06/2021 tarih ve 2021/126 E-2021/343 K
sayılı kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davacı tarafından ödenen istinaf başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 25.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır