Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/664 E. 2023/450 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/664 – Karar No:2023/450
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/664
KARAR NO : 2023/450

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2015/607 E-2019/934 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : Alacak, Gecikme Tazminatı ve Cezai Şart (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/05/2023
Asıl davada davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak, birleşen davada davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davalarında mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı….Şti. vekili; taraflar arasında 05/05/2014 tarihinde imzalanan sözleşme ile müvekkilinin … İnşaatı İşinin Cam Elyaf Donatılı (CTB) prekast beton panel kaplaması (GFRC) uygulamalarının tasarım ve resimleri ve listelenen standartlarda imalatlarının yapılarak işletmeye alınması işini üstlendiğini, sözleşme gereği tüm edimlerin yerine getirildiğini, yapılan imalatların tespiti için mahkemeden talepte bulunulduğunu, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/52 D. İş sayılı dosyasında yapılan imalatın tespit edildiğini, müvekkilince yaptırılan tespitin hemen akabinde, davalının da Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/56 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını bu dosyada alınan bilirkişi raporunda da müvekkilinin yaptırdığı tespit sonrası alınan rapor ile aynı sonuca ulaşıldığını, müvekkilince İzmir 27. Noterliği’nin 03/07/2015 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile 193.951,00 TL alacağın davalıdan talep edildiğini, ihtarın davalıya 06/07/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, yine yapılan imalatlara ilişkin olarak müvekkili tarafından düzenlenen; 05/03/2015 tarih, … numaralı 250,000,00 TL bedelli faturanın davalıya, … Kargonun 05/03/2015 tarih ve… barkod numarası ile gönderildiğini, bu faturanın 06/03/2015 tarihinde “…” imzasına tebliğ edildiğini, 13/03/2015 tarih, … barkod numarası ile gönderildiğini, bu faturanın da 02/04/2015 tarihinde “…” imzasına tebliğ edildiğini, davalının bu faturalara 8 günlük yasal süresi içinde itiraz etmeyerek, faturaları kabul etmiş olduğunu, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/52 D. İş sayılı dosyasında alınan 10/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda, yapılan işlerle ilgili olarak % 20 oranında 94.057,40 TL nefaset kesintisi yapıldığında dahi yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan alacak bakiyesinin KDV dahil 193.951,00 TL olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,000,00 TL’nin davalının temerrüt tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 15/11/2019 harç tahsil tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde detayları ile belirtilmiş olan gerekçeler ve dosya içinde mevcut 08/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamalar doğrultusunda, dava dilekçesinde talep edilen alacağı 50.000,00 TL’den 191.133,55 TL’ye ıslahına karar verilmesini ve dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Davalı….Şti. vekili; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.10 maddesine göre işin teslim tarihinin 29/10/2014 olduğunu, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işi süresinde tamamlayarak dava dışı iş sahibi … ve Ticaret A.Ş.’ye teslimini ve imalatların kabulünü yaptırmadığı gibi, yapılan imalatların da eksik ve kusurlu olduklarını, davacının yaptırmış olduğu tespit sonrasında düzenlenen raporda işin %20’lik kısmının hiç yapılmadığının, yapılan kısımda ise imalat hata ve kusurlarının bulunduğunun tespit edildiğini, bu tespitin bile hatalı olup, işin tamamlanmayan kısmının %50 oranında olduğunu, sonuç olarak alınan tespit raporlarındaki %20’nin, nefasete değil, tamamlanmayan kısma ilişkin olduğunu, davacının ödeme ihtarına karşı, Diyarbakır 1. Noterliği’nin 07/07/2015 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile cevap verildiğini, ayrıca dava dilekçesinde belirtilmemiş olmakla birlikte müvekkili şirketin davacı şirkete, geçici kabul eksiklerinin tamamlanması için gönderdiği Diyarbakır 1. Noterliği’nin 24/07/2015 tarih ve … yevmiyeli ihtarı da bulunduğunu, bu ihtarla davacıya geçici kabul eksiklerinin tamamlanması için 10 gün süre verildiğini, ancak davacının bu eksikleri tamamlamadığını, yine davacıya geçici kabul eksikleri listesindeki maddeler kapsamında 92.450,00 Euro tutarındaki eksik ve kusurların ihbarı için gönderilen Diyarbakır 1. Noterliği’nin 08/09/2015 tarih ve … Yevmiyeli ihtarındaki hususların da davacı tarafından yerine getirilmediğini, sonuç olarak davacının, işi eksik yapmasına rağmen müvekkili şirketten yapılan fazla ödeme nedeniyle sebepsiz olarak zenginleştiğini, işin süresinde ve gereği gibi yapılmamış olması nedeniyle sözleşme uyarınca cezai şart ve tazminat sorumlulukları doğduğunu, eksik işin 3.kişiye yaptırılması giderlerinden ve geçici kabul aşamasında tespit edilen mevcut imalatlardaki 92.450,00 Euro bedelli maliyetten sorumlu olduğunu, davacının beyanının aksine, düzenlenen faturalara Diyarbakır 1. Noterliği’nin 24/04/2015 tarih ve 10804 yevmiyeli ihtarı ile birlikte itiraz edilip, faturaların iade edildiklerini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/658 Esas- 2016/659karar Sayılı Dosyasında;
Davacı….Şti. vekili; taraflar arasında, müvekkilinin taahhüdünde yapımı devam etmekte olan … İnşaatı işinin, proje ve şartnamesine göre tekniğe ve amacına uygun olarak; Cam elyaf donatılı prekast beton panel kaplaması uygulamalarını tasarım ve resimleri ve listelenen standartlarda imalatların yapılarak işletmeye alınması ve … ve Ticaret Anonim Şirketine teslim edilerek yapılan imalatların kabul edilmesi hususunda “taşeron sözleşmesi” akdedildiğini, davalı tarafa yapılan, gerek sözlü gerekse de yazılı uyarılara rağmen işin süresinde bitirilmediği gibi asıl iş sahibi … ve Ticaret A.Ş.’ye tesliminin ve kabulünün de sağlanmadığını, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme kapsamındaki işleri eksik bıraktığını, yapılan imalatların da kusurlu olarak yapıldığını, Diyarbakır l. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/56 D.İş sayılı dosyası üzerinden 22/04/2015 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, işin bitiş tarihi olan 29/10/2014 tarihi itibariyle bitirilmediğinin, işin kabul tarihinin 174 gün aşıldığının, bunun sözleşmedeki günlük 750,00TL/gün cezai uygulamaya göre 174×750=130.500,00 TL tuttuğunun, taşeron veya personelinin şantiyede bulunmadığının, sözleşmenin 3. maddesinin 7. fıkrasındaki cezanın işleyebileceğinin, işin fiili durumdan %20 eksik olduğunun tespit edildiğini, davalının yaptırmış olduğu tespit sonucu düzenlenen raporda da sözleşme gereği iş kalemleri ve metrajlarının incelenmiş olup, keşif günü itibariyle … şirketinin yükümlülüğündeki işi, teslim süresi geçmiş olmasına rağmen tamamlayamadığının, işin resmi ve fiili olarak bitmediğinin, toplam işin %20’lik kısmının hiç yapılmadığının, yapılan kısmında da imalat hatası ve kusurların bulunduğunun belirtildiğini, yapılan tüm uyarı ve ihtarlara rağmen davalının işi tamamlamadığını, taahhüdünü yerine getirmeden iş sahasını terk ettiğini, işin eksik kısmının yapımı hususunda 25/04/2015 tarihinde dava dışı …. Şti. ile sözleşme akdedilerek işin yaptırıldığını, ayrıca taşeron sözleşmesinin 7.4 maddesi gereği, işyerinde yapacağı işler nedeniyle doğmuş olan, SGK işçilik bedeli için davalı taşeronun yapmış olduğu toplam imalatlarının tutarı eksik olduğundan, eksik kalan işçilik primlerinin de müvekkili şirket tarafından SGK’ya yatırılmış olup, bu nedenle de müvekkili şirketin zararı bulunduğunu belirterek; dosyanın, aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/607 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini, taşeron sözleşmesi gereği, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 201.000,00 TL’nin tespit tarihi olan 22/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı….Şti. vekili; sözleşme gereği üstlenilen imalat, montaj ve işçiliklerin tamamlandığını ve edimlerin tamamen yerine getirildiğini, sözleşmenin 3.10 maddesine göre, taşerona iş veren tarafından cephe teslimi yapılacağında o cephede, betonarme imalatı, duvar imalatı, çelik imalatı, cephede çalışma iskelesi kurulmuş olmasının gerektiğini, bu anlamda sürenin cephelerin teslimi ile başlayacağını, sözleşmenin bu belirleyici açıklamasına göre teslim edildiği tarihlere göre imalat ve montajda gecikme olmadığını, gerek yer tesliminin zamanında yapılmaması ve gerekse hakkediş ödemelerinin sözleşmeye göre tam ve zamanında yapılmamış olması nedeniyle gecikme gerçekleştiğini, gerekli yazışma ve ikazlar yapılmasına rağmen fiili yer tesliminin ancak 29/102/14 tarihinde yapılabildiğini, işe bu tarihte başlandığının SGK kayıtlarından, ilk hakkediş tarihinden tespit edilebileceğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarih ve 2016/658 Esas- 2016/659 Karar sayılı kararı ile HMK’nın 166 ve devamı maddeleri gereğince aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle iş bu dava dosyasının Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/607 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece; asıl davanın, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi nedeniyle alacak istemine, birleşen davanın ise aynı eser sözleşmesine ilişkin sözleşmenin tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle doğan zararlar ile ceza-i şart ve gecikme tazminatı istemine ilişkin olduğu, somut olayda; taraflar arasında 05/05/2014 tarihinde … inşaatı işi proje ve şartnamesine göre tekniğe ve amacına uygun olarak Cam Elyaf Donatılı Prekast Beton Kaplaması uygulamalarının tasarım ve resimleri ile listelenen standartlarda imalatlarının yapılarak işletime alınması için sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre; işin başlangıç tarihinin 15/06/2014, bitiş tarihinin 29/10/2014 olarak belirlendiği, müteahhitten kaynaklı gecikmelerin süreye ekleneceği, taşeronun gecikmesi halinde günlük 750,00 TL tazminat ödeyeceği, proje süresinin inşaat yapılacak cephenin betonarme imalatı, duvar imalatı, çelik imalatı ve cephede çalışma iskeleti kurulmuş olarak teslimi ile başlayacağının belirtildiği, işin tahmini bedelinin KDV hariç 1.121.090,90 TL olduğu, davacı tarafça asıl davada sözleşme gereği istenilen edimin yerine getirildiği, mahallinde yapılan tespit neticesinde yapılan imalat bedelinin 470.287,00 TL nefaset bedelinin ise 94.057,40 TL olarak tespit edildiği, davalının 250.000,00 TL ödeme yaptığı, bakiye alacaklarının 126.229,60 TL +KDV olmak üzere 193.951,00 TL tutarında olduğu belirtilerek alacak talebinde bulunulduğu, davalı tarafça da Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/56 D.İş sayılı dosyasında tespit istendiği, birbiri ile çok az farkla örtüşmekte olan tespit raporları ile davacı tarafça yapılan işin sözleşme fiyatları ile tutarın; 2015/56 D.İş sayılı dosyada KDV hariç 464.317,98 TL; 2015/52 D.İş sayılı dosyada 470.287,00 TL olarak hesaplandığı, her iki tespit raporunda da işin % 20’sinin eksik olduğunun belirlendiği, davacının yapmış olduğu imalat bedelinin her iki tespit raporunda bulunan iş miktarının aritmetik ortalamasının alınarak tespit edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, buna göre yapılan işin 467.302,49 TL tutarında olduğu, % 20 eksik bırakılan iş oranı için davalı tarafça dava dışı … firmasına ödenen bedel olan 91.101,90 TL düşüldüğünde toplam iş tutarının 376.200,57 TL olduğu, bundan da davalının yapmış olduğu 250.000,00 TL ödeme düşüldüğünde davacının alacağının KDV hariç 126.200,59 TL olduğu, KDV dahil edildiğinde 193.916,69 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak karar verildiği, her ne kadar davalı vekilince ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, işin bitirildiği tarih nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazının nazara alınmadığı, birleşen davada ise; her ne kadar sözleşmede işin bitirilmesi gereken tarih 29/10/2014 olarak belirtilmiş ise de, sözleşmenin 3.10.maddesindeki “proje süresi cephelerin bu anlamda teslim olması ile başlar” hükmü uyarınca proje süresinin başlama tarihinin tespiti açısından yapılmış bir teslimin dosya arasında yer almadığı, her ne kadar dosya arasında herhangi bir teslim tutanağı bulunmasa da davalı vekilince birleşen davaya cevap dilekçesinde iş yerinin kendilerine 30/10/2014 tarihinde teslim edildiğinin belirtildiği, sözleşmeye göre işin 136 günde bitirilmesi gerektiği, buna göre teslim tarihinin 15/03/2015 olması gerektiği, fakat işin 17/05/2015 tamamlandığı, bu kapsamda işte 63 gün gecikme olduğu, 63×750,00 TL= 47.250,00 TL gecikme tazminatının davalıdan talep edilebileceği, birleşen davadaki SGK primlerine ilişkin talep yönünden, dosyaya ne davacı yüklenici tarafından ne de davalı taşeron tarafından SGK prim ödemeleri için belge sunulmadığı, ancak sözleşmenin 7.4.maddesi uyarınca taşeronun hakedişinin % 10’u oranında işçilik bildirimi yapmak zorunda olduğu, eksik bildirim durumunda eksik kalan kısmın % 38,5’inin hakedişten kesileceği, buna göre hesaplama yapıldığında bildirim yapılmayan işçilik bedeli 17.991,15 TL olduğu ve bu miktarın davalının hakedişinden kesilmesi gerektiği anlaşılmakla 17.990,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi talebinin kabulü gerektiği, yine birleşen davada davacının, davalının işi tamamlamadan sahayı terk etmiş olması nedeniyle sözleşmenin 3.7. maddesi gereği 200.000,00 TL tazminat talep ettiği, fakat, eksik ve kusurlar bulunmakla birlikte işin davalı tarafça ikmal edildiği gözönüne alındığında sözleşmenin 3.7.maddesine dayalı tazminat talebinin haklı olmadığı gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, 191.133,55 TL’nin (KDV dahil) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulüne; 47.250,00 TL gecikme cezası ile 17.990,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 65.240,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada davacının cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davacı- birleşen davada davalı….Şti. vekili istinaf başvurusunda; mahkemenin işe başlama tarihini 30/10/2014 tarihi olarak kabul etmesinin doğru olduğunu, işin süresinin 136 gün olduğunun da doğru olduğunu, ancak işin 17/05/2015 tarihinde teslim edildiği ve buna göre gecikme tazminatı talep hakkı doğduğu kabulünün doğru olmadığını, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/52 D. İş sayılı dosyasına verilen dilekçede işin 09/04/2015 tarihinde bitirildiğinin beyan edildiğini, buna göre hesaplama yapıldığında, Ekim ayında 2 gün, Kasım ayında 30 gün, Aralık ayında 31 gün, Ocak ayında 31 gün, Şubat ayında 28 gün, Mart ayında 31 gün, Nisan ayında ise 9 gün olmak üzere toplam 162 gün çalışma yapıldığını, işin süresi olan 136 gün bu sayıdan çıkarıldığında 26 günlük gecikme olduğunun anlaşıldığını, bu maddi hata sebebiyle birleşen dosya davacısı lehine haksız kazanç oluştuğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, gecikme tazminatı miktarının 19.500,00 TL olarak düzeltilerek, bu şekilde yeni karar tesis edilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı- birleşen davada davacı….Şti. vekili istinaf başvurusunda;
Asıl dava yönünden istinaf nedenleri; Mahkemece, davacının ıslah talebinin HMK’da öngörülen usule ve süreye aykırı yapıldığı gözardı edilerek hüküm kurulduğunu, zira; 03/10/2019 tarihli celsede tahkikatın bittiğinin ve sözlü yargılama aşamasına geçildiğinin bildirildiğini, HMK’ya göre tahkikat sona erene kadar ıslah yapılabileceğini, sonuç olarak tahkikat bittikten sonra 15/11/2019 tarihinde yapılan ıslahın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olup; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nda da 06/05/2016 tarih ve 2015/1 Esas- 2016/1 Karar sayılı içtihat ile tahkikat aşamasından sonra, ıslah yapılamayacağının kabul edildiğini, yine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/3755 Esas- 2019/739 Karar sayılı kararında da; tahkikatın bittiği bildirilip, sözlü yargılamaya geçildikten sonra, ıslah yapılamayacağının belirtildiğini, ıslaha muvafakat etmediklerini de bildirmelerine rağmen, hukuka aykırı olarak süresi geçtikten sonra ıslah dilekçesiyle arttırılan bedel üzerinden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece, kabul etmedikleri ıslah dilekçesiyle arttırılan bedelin tamamı yönünden, dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının da Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2014/1847 Esas- 2015/1045 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere hukuka aykırı olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; davacının edimlerini sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ve kararlaştırılan sürede yerine getirmediğini, bu nedenle alacak hakkı doğmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, belirtilen %20’lik tutarın nefaset farkı değil, tüm işin yapılmayan eksik bırakılan kısmı olduğunu, nefaset farkının yapılan tamamlanan işlerdeki kusur ve hataların giderilmesi için yapılacak kesinti olup, bilirkişi raporunda açıkça taahhüt edilen işin tamamının %20’sinin yapılmadığının belirtildiğini, müvekkilinin eksik iş oranının bundan daha fazla olduğunu düşündüğünü, ancak iş ve imalatta keşif yapılmadığını, gerekli inceleme yapılmadan davanın kabulünü karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece alınan 16/06/2016 tarihli rapor ile 09/04/2018 tarihli bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, ayrıca 09/04/2018 tarihli raporu hazırlayan bilirkişiler arasında da görüş ayrılıkları olduğunu, özellikle 09/04/2018 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan raporda; KDV talep edilebilmesi için davacı tarafından fatura düzenlenmesi gerektiği açıklanmasına rağmen, davacı alacağına 67.716,10 TL KDV tutarı da eklenerek hüküm kurulmasının haksız kazanca yol açtığını, yine yukarıda açıklanan nedenlerle davacının bir kısım faturaların müvekkili şirkete tebliğ edildiği ancak itiraz edilmediğinden bahisle faturalardan kaynaklı alacağı olduğu iddiasını kabul etmediklerini, bilirkişi heyeti arasında görüş ayrılığı bulunduğundan, heyet raporundan ve geçerli tespitlerden söz edilemeyeceğini, işin teknik boyutu sözkonusu olduğundan, çelişkileri ve görüş ayrılığını giderecek yeni bir heyetten rapor alınması yerine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinin eser sözleşmesi niteliğinde bulunup, taraflar açısından bağlayıcı olması, davacı tarafın edimini ifa etmediği, iş bedelinin 1.121.090,90 TL olduğu, ancak dava dilekçesinde işin eksik bırakıldığının edimin ifa edilmediğinin açıkça belirtilmiş olduğu, davacı tarafın işi eksik yapmasına karşın, müvekkili şirket tarafından yapılan fazla ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleşmiş olduğu, davacının kabul ettiği imalattaki bir kısım eksik işin müvekkili şirket tarafından 3. bir firmaya davacı şirketin nam ve hesabına yaptırılmış olduğu, geçici kabul incelemesinde tespit edilen 93.450,00 Euro’dan sorumlu olduğu, dolayısıyla davacının alacağı olmadığı halde alacağa hükmedilmesi hukuka aykırı olduğundan, davanın reddi yerine kabulüne ilişkin kararın istinaf incelemesiyle kaldırılmasını talep ettiklerini,
Birleşen dava yönünden istinaf nedenleri; taraflar arasındaki sözleşmenin 3.07 maddesi gereği talep edilen 200.000,00 TL tazminatın mahkemece işin ikmal edildiği gerekçesiyle reddedildiğini, davalı taşeron tarafın dahi işi yarım bırakması nedeniyle, yapmış olduğu kısmi imalatlar için alacak talebinde bulunduğunu, sözleşme kapsamındaki imalatın bedeli ile, dava dilekçesinde talep edilen imalat bedeli arasındaki fark dikkate alındığında işin yarım bırakıldığının açık olduğunu, davadan önce Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/56 D.İş sayılı doyasında 22/04/2015 tarihinde yapılan tespitte, işin yarım, eksik ve kusurlu olduğunun, davalı taşeronun şantiye sahasında bulunmadığının da tespit edildiğini, Mahkemece işin ikmal edildiği gerekçesiyle sözleşmeden doğan hakkın kullanılmasının önlendiğini, bu yönüyle hükmün hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin günlük gecikme cezasının miktarını belirlerken, dosyada bulunan davacı tarafça imzalanmış 27/06/2014 tarihli işyeri teslim tutanağını dikkate almak yerine, davacı tarafın gerçeğe aykırı olarak ileri sürdüğü 30/10/2014 tarihini başlangıç kabul etmesinin, yine işin tamamlanma tarihini belirlerken de hataya düşerek eksik tazminata hükmetmesinin hatalı olduğunu, eğer sözleşme değil teslim tarihi baz alınacaksa davalı taşeronun imzasının bulunduğu, 27/06/2014 tarihli işyeri teslim tutanağının düzenlendiği tarihten, işin 3. firmaya tamamlatıldığı tarih olan 17/05/2015 tarihine kadar günlük 750,00 TL olan gecikme cezasının hesaplanarak müvekkiline ödenmesi gerekirken hatalı tespit ve değerlendirme ile hukuka aykırı hüküm kurulduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasını, hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 05/05/2014 tarihli sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, asıl davada davacı-birleşen davada davalı….Şti. taşeron, asıl davada davalı-birleşen davada davacı….Şti. yüklenicidir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/448 Esas- 2021/1643 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; 03/10/2019 tarihli celsede mahkemece tahkikat aşamasının bitirildiği belirtilmekle birlikte, birleşen davada davacı….Şti. vekiline taleplerini kuruşlandırması için 15 günlük süre verildiği, bu ara kararının HMK’nın 31.maddesi kapsamında “hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında bir tahkikat işlemi olduğu, mahkemece mahiyeti itibariyle tahkikata ilişkin bir ara karar kurulmuş ve birleşen davada davacı….Şti. vekilince de talebin açıklanmasına ilişkin 17/10/2019 tarihinde dilekçe verilerek tahkikata dair usuli işlem yapılmış olmakla, asıl davada davacı….Şti. vekilinin ıslah dilekçesini tahkikat bitene kadar vermiş olduğunun, bu nedenle asıl davada ıslahın süresinde ve usulüne uygun yapıldığının anlaşılmasına, taraflar arasındaki sözleşmenin nama ifa suretiyle tamamlanmış olup, 3. kişiye ödenen bedel, yapılan hesaplamada asıl davada davacı … …. Şti.’nin hakediş alacağından mahsup edilmiş olmakla, tamamlanan sözleşmede, mahkemesince cezai şarta hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davadan önce asıl davada davacı….Şti. tarafından gönderilen İzmir 27. Noterliği’nin 03/07/2015 tarih ve … Yevmiyeli ihtarı ile asıl davada davalı….Şti.’nin, TBK’nın 117.maddesi kapsamında talep edilen alacağın tümü yönünden temerrüde düşürülmüş olup, bu kapsamda mahkemece asıl davada tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl davada davacı- birleşen davada davalı….Şti.’den birleşen davanın istinafı yönünden alınması gereken 4.456,54 TL istinaf karar harcından peşin alınan 250,00 TL + 864,13 TL olmak üzere toplam 1.114,13‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 3.342,41‬ TL harcın asıl davada davacı- birleşen davada davalı….Şti. ‘den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince asıl davada davalı- birleşen davada davacı….Şti.’den asıl davanın istinafı yönünden alınması gereken 13.056,33 TL istinaf karar harcından peşin alınan 5.600,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.455,91‬ TL harcın asıl davada davalı- birleşen davada davacı….Şti.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince asıl davada davalı- birleşen davada davacı….Şti.’den birleşen davanın istinafı yönünden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL + 8,10 TL olmak üzere toplam 62,5‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 117,4‬0 TL harcın asıl davada davalı- birleşen davada davacı….Şti.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-İstinaf talep eden taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır