Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/641 E. 2021/963 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2017
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 28.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.10.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin kafe işleticisi olduğu, davalı ile siparişlerin veri tabanına girilmesi, yiyecek içecek menülerinin yer aldığı ıpad yazılımları vs. ilişkin sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin iş bedeli 11.000 TL’yi ödediğini, davalı tarafın yaptığı yazılımın sözleşmeye uygun olmadığını, arızaların giderilmediğini, düzeltme imkanının da bulunmadığını, yazılım kullanılamadığını, başka bir yazılım satın alındığını, icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu öne sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; takipte her ne kadar müvekkili şirket kastedilmiş ise de, borçlu olarak gösterilen firmanın tüzel kişiliğinin bulunmadığını, davacının 05.05.2011 tarihinde ödeme yaptığını ve müvekkilinin fatura düzenlediğini, davacının yeni ihtiyaçları için 640 TL tutarlı fatura düzenlendiğini ancak ödenmediğini, program sipariş sözleşmesinde 6 saat olarak belirlenen eğitimin çok fazlasıyla verildiğini, davacı ile yakın ilişkili diğer bir firmada aynı programın kullanıldığını, davacının bilahare kullanamayacağını belirtmesi üzerine…. modülünün iade alındığını ve bedeli 2.000 TL’nin davacıya geri verildiğini, davacının 4 ay sonra iade işlemi başlattığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye konu yazılım programının ayıplı olup olmadığı hususuna gelindiğinde, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının davalıdan satın aldığı yazılım programının sözleşmeye uygun olduğu, davacının ise yazılımı kullanmak için yeterli bilgiye sahip olmadığı tespit edilmiştir. Yazılım programı yerinde incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporu ayrıntılı, dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliğe sahiptir. Dosyaya ibraz edilen e-mail yazışmalarından davalının yazılım programının ayıplı olduğuna ilişkin her hangi bir kabulü de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca satıma konu yazılım programının ayıplı olmadığı, davacının ayıp iddiasına dayanarak davalıya ödediği bedelin tahsilini talep edemeyeceği, davalının icra takibine itirazının haklı olduğu gözetilerek davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı yan tazminat talebinde bulunmuştur. Her ne kadar davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haksız olduğu anlaşılmış ise de kötüniyetli olduğuna dair bir iddia ve delilin bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun gerçeğe aykırı olduğu, sistemin çalışmayan kısımlarının kendisine anlatıldığı, ancak bilirkişinin en az 1 saat sürecek kurulumu yaparak sistemi çalıştırarak incelemesi gerekirken sistemi kurmadığı, davalı şirket yetkilisinin sistemdeki sıkıntıyı anladığını belirterek ikrar ettiği, yazılımın sözleşme hükümlerine uygun olmadığı defalarca kez söylenmesine rağmen sorunlarını sorunların giderilmediği, eğitimin verilmediği, davalının …’un bayisi olması ve belge düzenlenmediği takdirde paranın ödenmeyeceğini belirtmesi nedeniyle eğitim verildiğine dair belgenin düzenlendiği, 12 saat eğitim verildiği hususunun doğru olmadığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı iş sahibi, davalı yüklenici olup yazılımın yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi akdettikleri, davalının programı teslim ettiği, davacının kararlaştırılan iş bedelini ödediği çekişmesizdir. Uyuşmazlık teslim edilen programın akdedilen sözleşmeye, davacının programdan beklediği amaca uygun olup olmadığı hususundadır. Bilgisayar mühendisi bilirkişi programın sözleşmeye uygun olduğunu rapor etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 28.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …