Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/639 E. 2021/957 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI :…
KARAR TARİHİ : 28.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.10.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin sözleşme gereğince sondaj kuyusunu açtığını, iş bedeline ilişkin 10.05.2017 tarihli 45.536,20 TL tutarlı fatura düzenlediğini, faturanın davalı tarafça defterlerine işlendiğini, müvekkilinin başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının 17.200 TL ödeme yaptığını savunarak itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; tarafların gölet inşaat alanı içerisinde sondaj kuyusu açmak için anlaştığını, davacının şantiye ihtiyacını karşılamak üzere 3 inç su çıkarmayı taahhüt ettiğini, sondaj kuyusunda ihtiyaç olan suyun karşılanamadığını, müvekkilinin dışarıdan su alarak zarara uğradığını, sondaj kuyusu yeterli olmadığı için davacı tarafından sağlanan dalgıç pompanın kullanılmadığının bildirilmesine rağmen davacının pompayı geri almadığını, takibe konu faturanın müvekkiline gönderildiği ve defter kayıtlarına işlendiği hususunun doğru olmadığını, takibe konu faturanın 17.200 TL’sinin icra dosyasına ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince özetle; “Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın jeoloji mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 07/10/2018 tarihli raporda eksikliklerin bildirildiği, söz konusu eksiklikler giderildikten sonra dosyanın tekrar aynı bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından hazırlanan 14/01/2019 tarihli rapora göre, davacı tarafından 10/05/2017 tarih …. seri numaralı faturanın yerinde düzenlendiğini, dava konusu sondaj kuyusunun açılış tarihi itibariyle mahalli rayiç fiyat ortalamasının 65.270,00-TL olduğunu, buna göre davacının dava konusu kuyuyu daha düşük fiyata açarak faaliyete geçirdiğini rapor ettiği, söz konusu rapor mahkememizce değerlendirildiğinde; davalı tarafından her ne kadar bilirkişi raporunda kabul edilen kuyu derinliğine, Eskişehir’e uzaklığına ve eksik belge varken rapor hazırlandığından dolayı itiraz edilmiş ise de taraflar arasında sözlü eser sözleşmesinin bulunduğu, bu durumun iki tarafça kabul edildiği, davalı tarafından davacının düzenlemiş olduğu faturadaki kuyu derinliğine itiraz edilmediği, bu nedenden ötürü bilirkişinin kuyu derinliğini 202m alarak hesap yapmasının yerinde olduğu, yine Eskişehir’e olan uzaklığın kuyunun açıldığı yerden Eskişehir’e giden yollara göre değişiklik göstereceği, önemli olanın söz konusu kuyu yeri belirtilerek mahalli rayiç hesabının alınan tekliflere göre yapılmasının olduğu, mevcut olayımızda da bilirkişi tarafından söz konusu kuyuya göre aldığı teklifler çerçevesinde mahalli rayiçlerin belirlenmesinin yerinde olduğu, yine davalı tarafından dosyada eksik evrak olduğu yönünde itirazda bulunulmuş ise de rapor hazırlanması için gerekli tüm belgelerin dosya kapsamında olduğu, raporun hazırlanmasını engeller mahiyette herhangi bir eksik evrak bulunmadığı, yine davalı tarafın mevcut yapılan işte sadece çıkarılacak suyun 3 inç olması gerekirken bu miktarda su çıkmadığını, davacının taahhüdünü yerine getirmediğini iddia etse de bu iddiasını doğrular mahiyette dosyaya hiçbir yazılı delilin sunulmadığı, davalı taraf her ne kadar 3 inç su çıkacağı yönünde taraflar arasında anlaşma olduğunu tanıkla ispat etmek istese de eser sözleşmesinin miktarı ve niteliği göz önüne alındığında tanıkla ispat sınırını aştığı, bundan dolayı tanık dinletmesinin de yerinde olmadığı anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi tarafından hazırlanan raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce kabul edildiği, bu çerçevede davacının davasının 28.336,20-TL asıl alacak yönünden kabulüne, takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüte düşürdüğünü ispatlayamaması nedeniyle faize yönelik talebinin reddine, yine asıl alacağın faturaya bağlı likit bir alacak olması nedeniyle davacı lehine asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatına hükmetmek” gerektiği gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulü ile Ankara 8. İcra Dairesi’nin…. Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 28.336,20-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile 28.336,20-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi akdedildiği, imalat miktarı ve niteliğinin mahallinde keşif yapılarak tespiti gerekirken mahkemece keşif yapmadığı, yüklenicinin bedele hak kazanması için imalatın yasal olması gerektiği, oysa davacının ruhsat almadığı, bilirkişi raporunun ön raporda talep edilen belgeler temin edilmeden düzenlendiği, denetime elverişli olmadığı, mahalli rayicin hangi firmadan alındığı ve hangi yıla ait olduğunun belli olmadığı, davacının 3 inç su çıkarmayı taahhüt ettiği ancak su çıkmadığı, mahkemece keşfen su çıkmadığının tespiti halinde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, yüklenicinin eseri anlaşmaya uygun ifa etmediği, … tarafından şantiyenin Eskişehir’e uzaklığı 41 km olarak bildirdiği halde bilirkişinin 70 km mesafeyi esas aldığı, davacı tarafça pompa derinliği 180 metre olarak bildirdiği halde raporda 202 metre üzerinden hesaplama yapıldığı, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediği, defterlerinde kayıtlı olmadığı, alacak likit olmadığı halde inkar tazminatına hükmedildiği, sözleşme sözlü yapıldığı için tanık bildirildiği, mahkemece tanıkların dinlenmediği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı yüklenici, davalı iş sahibi olup davalıya ait şantiyenin bulunduğu gölet inşa alanında su temini için sondaj kuyusu açılmasına ilişkin sözlü eser sözleşmesi akdettikleri çekişmesizdir. Davacı yüklenicinin su kuyusunu açtığı icra takibine dayanan faturada sondaj kuyusu açma, borulama, çakıllama vs. bedelleri toplamının 45.536,20 TL olarak belirtildiği, davalı tarafın süresinde borcu itiraz etmekle birlikte icra dosyasına 17.200 TL kısmi ödeme yaptığı, takibin durduğu, itirazın iptali talepli bu davanın İİK 67/1 maddede öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça, davacının 3.5 inç su çıkartılmasının taahhüt edildiği savunulmuş ve savunulanın ispatı için yemin deliline de dayanılmış olmakla, davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sözleşme kapsamının tespiti ile sonucuna göre bir karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.03.2019 gün ve …. K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davalı tarafça yatırılan (44,40 TL+ 439,51 TL) toplam 483,91 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafça ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 28.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır