Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/629 E. 2023/348 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/629 – Karar No:2023/348

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/629
KARAR NO : 2023/348

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2020
NUMARASI : 2018/124 E-2020/256 K

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …- E-TEBLİGAT

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – E-TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.03.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının yüklenicisi olduğu inşaat işi kapsamındaki cephe mantolama işlerinin 05.09.2016 tarihli sözleşme ile müvekkiline taşere edildiğini, müvekkilinin edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkili tarafından düzenlenen 208.034 TL tutarlı faturanın davalı tarafça ödendiğini, 27.11.2017 tarihli 100.300 TL tutarlı faturanın ise 15.000 TL’sinin ödendiğini, bakiye 85.300 TL’nin tahsili için başlatılan 2018/557 sayılı takibin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaliyle, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince; “Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça defterler ibraz edilmediğinden sadece, davacı defterleri üzerinde inceleme yapılmış ve alınan rapor ile davacının takip dayanağı faturada gösterilen asıl alacak tutarından daha fazla alacağın defterlerinde de yer aldığı tespit edilmiş, yine taraflar arasında toplam olarak 308.334,00 TL tutarlı 2 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davalıdan 161.900,00 TL tahsilat yapıldığı, davalı defterlerine göre kalan alacağın 146.434,00 TL olduğu ancak davacı tarafça 85.300 TL asıl alacak talep edildiği belirlenmiştir. Davacı vekili rapora beyanda davalıdan talep edilen alacak belirlenirken malzeme bedeli ve iskele kiraları düşürülerek icra takibi yapıldığını, bu nedenle fazlaca bedel taleplerinin olmadığını bildirmiştir. Hükme esas alınan 13/01/2020 tarihli heyet raporunda terditli hesaplama yapılmış olup ikinci hesaplama davalı yanca sunulan faturaların nazara alınma ihtimaline binaen yapılmıştır. Az yukarıda da belirtildiği üzere davalı taraf süresinde cevap dilekçesi vermediğinden üçüncü kişilere bazı imalatların yaptırıldığı yönündeki savunması, savunmayı genişletme yasağı kapsamında değerlendirilerek dikkate alınmadığından ve davalı taraf ihtara rağmen defterlerini ibraz etmediğinden sahada yapıldığı belirlenen imalatların tamamının davacı tarafça yapıldığı Mahkememizce kabul edilerek raporun hesap yöntemlerinden birincisine itibar edilmiş ve bu durumda davacının yaptığı imalatın bedelinden yine davalının ispatlanan ödemeleri düşürülerek davacının 85.300 TL asıl alacağı olduğu denetime elverişli 13/01/2020 tarihli rapora itibar ile kabul edilmiştir. Mali müşavir bilirkişi raporunda TTK 1530. Maddeye göre faiz hesabı yapılmış ise de TTK 1530. Madde hükmü mal veya hizmet tedarikinde geçerli olup somut olayda taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğundan TTK 1530. Maddenin uygulanamayacağı Mahkememizce kabul edilmiş ve takipten önce davalının temerrütünü sağlayan vaka bulunmadığından takipte istenilen işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Neticede davacının davalıdan 85.300 TL alacaklı olduğu, alacak, eser sözleşmesine dayalı bakiye alacak olduğundan, takip konusu alacağın likit olmadığı gözetildiğinde icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı ve takip öncesi temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faiz talep edilemeyeceği, her iki tarafta tacir olduğu için takip sonrası için avans faizi uygulanması gerektiği” gerekçesiyle “1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2018/557 sayılı takip dosyası üzerinden yürütülen takibe davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin; -85.300,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine, Davacının İcra inkar tazminatı ve fazlaya dair taleplerinin reddine” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kısmen redde ilişkin kararın ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2018/557 sayılı icra dosyasında ödeme emrinin müvekkilinin ticaret sicil gazetesinde yazılı ve bilinen son adresinde tebliğ edildiği, tebligatın müvekkili şirket çalışanı tarafından alındığı, müvekkilinin bu adreste 2012 yılından beri faaliyet gösterdiği, mahkemece Tebligat Kanunu 35. maddeye göre tebligat yapılmış ise de, öncelikle adresin değiştirilmiş ve yeni adresin bildirilmemiş olması veya tespit edilememesi gerektiği, bu nedenle 35. maddeye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, icra dosyasında itirazın borçlu müvekkili şirket adına vekil olarak kendisi tarafından yapıldığı, itiraz dilekçesinde dava sırasında olabilecek itiraz ve cevap hakları saklı kalmak kaydıyla denilmek suretiyle borçlu şirketin vekili olacağını itiraz dilekçesinde belirttiği, bu itibarla dava dilekçesi ve eklerinin de vekil sıfatıyla kendisine tebliğ edilmesi gerektiği, müvekkili şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğu, bilirkişi raporunun 19.08.2019 tarihinde tebliğ edilmesiyle davadan haberdar oldukları ve rapora belirttikleri gerekçelerle itiraz ettikleri, davacının sözleşmede öngörülen uygun malzemeyi kullanmadığı, malzemelerin müvekkili şirket tarafından alındığı, toplam 110.000 TL tutarlı 4 adet çekle ödeme yapıldığı, davacının yapacağı iş ile ilgili malzemelerin dava dışı firmadan 19 adet fatura ile toplam 265.919,08 TL’ye alındığı, sözlü anlaşma gereğince yüzde yedi karla davacı şirkete fatura edilmediği, yine belirttiği tarihlerde ekstra olarak alınan malzemeler için 67.900 TL harcama yapıldığı, temizlik için 18.000 TL, kepçe ve diğer malzemeler için 600 TL’nin hakedişlerden kesilmek suretiyle karşılandığı, işin sözleşmeye uygun yapılmadığı, özellikle çatı ve saçak kısımlarında gözle görülür hatalar bulunduğu, bu nedenle teslim alınmadığı, keşif sırasında davacının sözleşmeye aykırı davrandığına ilişkin kabullerinin bulunduğu, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında cephe mantolama işini konu alan eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ihtilafsız olup, davacı tarafça bakiye 85.300 TL asıl alacak kaldığından bahisle icra takibi başlatılmış, davalı tarafın borcunun bulunmadığını belirterek ödeme emrine itiraz etmiş, yargılamadaki beyanında ise, davacı tarafça işin eksik bırakılıp kendisi tarafından tamamlatıldığını ve bir kısım malzemenin kendisi tarafından temin edildiğini savunarak davanın reddi talebinde bulunmuş ise de; yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince, karine gereği yürürlükte olduğu dönemde sözleşme kapsamındaki mevcut imalatın yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekip, aksi ancak sözleşmenin ifası aşamasında işin eksik bırakıldığına dair ihtar keşidesi ve eksikliklere ilişkin tespitle ispatlanabilir. Bunun dışında fatura yahut üçüncü kişilerle yapılan sözleşme ispata yeterli olmadığı gibi, davalı tarafça mahkemece kabul edilen miktardan fazla ödeme yapıldığının savunulup, kanıtlanamamış bulunmasına, takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürülmemiş ve alacağın likit olmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 madde uyarınca esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 5.826,84 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.397,41 TL + 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.370,13‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince kesin olmak üzere 23.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır