Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/628 E. 2023/344 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/628 – Karar No:2023/344
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/628
KARAR NO : 2023/344

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2021
NUMARASI : 2021/175 E-2021/504 K

DAVACI : … -…
VEKİLLERİ :Av. …-(E-Tebligat)
Av. …-(E-Tebligat)

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. …-(E-Tebligat)
Av. …-(E-Tebligat)
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :22.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :23.03.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında, davalının iş yerinin tadilat işlemlerinin yapılması için sözlü olarak anlaşma yapıldığını, anlaşma gereğince müvekkili tarafından yapımı taahhüt edilen tadilat işlemlerinin tamamlanarak davalıya teslim edildiğini, teslimden sonra müvekkilinin toplamda 71.567,00 TL tutarlı faturayı düzenlediğini, davalının fatura bedeline karşılık müvekkiline 43.306,82 TL ödeme yaptığını, kalan bedelin ödenmemesi üzerine müvekkilinin Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5783 sayılı dosyasında davalı aleyhine takip başlattığını, 43.306,82 TL tutarlı ödeme ve bu bedele işleyecek faizin takip dışı bırakıldığını, davalının yapılan işleri beğenmediğini, 03/11/2016 tarihli 8.850,00 TL ve 04/10/2016 tarihli 8.024,00 TL tutarlı faturaların kapalı fatura olması nedeniyle ödeme yapılmış olduğunu belirterek takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının yerinde olmadığını, süresinde ayıp ihbarında da bulunulmadığını ve ödenen faturaların da takibe konulan bedele dahil edilmediğini, belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı sözlü bir ticari ilişkinin kurulduğunu, davacının düzenlendiği faturaların ticari defterlere kaydedildiğini, bu faturalardan 04/10/2016 tarihli 8.024,00TL bedelli ve 03/11/2016 tarihli 8.850,00 TL bedelli faturaların kapalı olarak düzenlendiğini, söz konusu faturaların müvekkili tarafından nakden ve defaten ödendiğini, kapalı faturanın bedelin ödendiğini gösterdiğinden aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, 17/10/2016,15/11/2016,/03/12/2016 ve 05/03/2017 tarihli faturaların açık fatura olarak düzenlendiklerini ve bu faturalara ilişkin olarak da, müvekkilince banka havalesi ve çeklerle toplam 42.850,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5783 sayılı icra takibine yapılan kısmi itirazında ödenen tutarların mahsubundan sonra kalan 11.126,00 TL bedeli kabul ettiğini ve bu bedelle birlikte ferilerini ilgili icra dosyasına ödediğini ve müvekkilinin davacıya borcunun kalmadığını, davacının davayı açmakta kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine ve müvekkili lehine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın itirazın iptali davası olduğu, mahkemenin 05.04.2018 tarih ve 2017/539 E, 2018/351 K sayılı kararı ile; “Dava konusu … nolu 8024 TL’lik fatura ile … nolu 8850 TL’lik 2 faturanın kapalı fatura olduğu tartışmasız olan faturaların davacı tarafça takibi öncesinde ödeme olarak kabul edilen 43306,82 TL’lik rakama dahil edilip edilmediği bağlı olarak davacının bakiye alacak ve faiz talebi hususlarını karşılaştırmalı olarak açıklayıp göstermesi, neticeten takip tarihi itibariyle davacı alacağına yapılan itirazın yerinde olup olmadığının belirlenmesi hususunda her iki taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle mali müşavir bilirkişi …’dan rapor alınmış, bilirkişi 27/02/2018 tarihli raporunda gerekçelerini açıkladığı üzere sonuç olarak; “- …’un … Ltd. Şti.’ne yaptığı iş karşılığı olarak, toplam tutarı 71.567,00 TL olan 6 adet fatura düzenlediği, … ve … nolu faturaların kapalı fatura olarak düzenlendiğinin taraflarca kabul edildiği, ancak … Ltd. Şti.’nin 2016 yılı Yevmiye Defteri kayıtlarına göre, bu faturaların bedellerinin nakit olarak ödenmediği, ileri tarihli keşide edilen çeklerle ödendiği, Davacı vekilinin, yapılan 71.567,00 TL’lik iş karşılığında … Ltd. Şti.’nden 43.306,82 TL tahsil edildiğini beyan ettiği, kapalı fatura olarak kabul edilen … ve … nolu fatura bedellerinin de 43.306,82 TL’lik ödemeye dâhil edildiği, … Ltd. Şti.’nin 2016 yılı Yevmiye Defteri ile vekilinin sunmuş olduğu belgelere göre, …’un … Ltd. Şti.’nden takip öncesi alacağının 28.717,00 TL olarak hesaplandığı, takibin 28.282,82 TL üzerinden gerçekleştiği tespit edilmiş olup, takip talebin yerinde olduğu ve takibe yapılan itirazın yersiz olduğu kanaatine ulaşmış bulunmaktayım. Davalı … Ltd. Şti. takip aşamasında Eskişehir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2017/5783 sayılı icra dosyasına harçlar dâhil olmak üzere 11.126,00 TL ödeme yapmış olup, harçlar düşüldükten sonra davalı …’a 10.538,66 TL ödeme yapılmıştır. Takip konusu alacaktan takipte ödenen 10.538,66 TL’yi düşüldüğünde, (28.282,82 TL – 10.538,66 TL) 17.744,16 TL üzerinden takibe devam edilmesi gerektiği ve davacının alacağı için faiz talebinin yerinde olduğu” nu bildirmiştir. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunmuş olup, raporda açıklandığı üzere davacı alacaklıya kapalı faturalar dahil olmak üzere yapılan ödemelerin tamamının ileri tarihli olarak keşide eden çeklerle yapılması, hiç nakit ödeme yapılmaması karşısında davalının kapalı fatura bedellerinin taraf ticari defterlerini doğruladığı, tartışmasız olan 43.306,82 TL.’lik ödeme dışında olduğu bu iki fatura tutarının ödeme tutarına ayrıca dahil edilmesi gerektiği yolundaki savunması defterlerde kayıtlı olan belirtilen ödeme tutarı dışında ödemeye ilişkin başka bir yazılı belge sunulmadığı da gözetildiğinde mahkememizce kabul edilmeyerek taraf ticari defter ve kayıtlarıyla doğrulanan takip ve dava konusu bakiye alacak tutarı 17.156,182 TL.’ye ilişkin davalı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile, davalının Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5783 E sayılı takip dosyasına konu alacağın 17156,82 TL’lik bölümüne ilişkin kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit bulunmakla asıl alacağın %20’sine tekabül eden 3431,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde karar verildiği, verilen kararın davalı tarafça istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02/06/2020 tarih ve 2018/844 E, 2020/529 K sayılı kararı ile “… Dava konusu somut olayda, davalı limited şirket olup, tacir olduğu anlaşılmakla birlikte davacı gerçek kişidir. Mahkemece davacının tacir olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Görevli mahkemenin doğru olarak belirlenebilmesi için davacının yukarıdaki açıklamalar kapsamında tacir olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 11/2. maddesi uyarınca çıkarılan en son tarihli Bakanlar kurulu kararı da araştırıldıktan sonra, davacının tacir sıfatının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve bu tespitin sonucuna göre görevli mahkemenin belirlenerek hüküm kurulması gerekirken görev hususunda inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır…” gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırıldığı, mahkemece Eskişehir Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının tacir olup olmadığının sorulduğu, verilen cevabi yazıda davacının kaydının bulunmadığının bildirildiği, ancak Eskişehir Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davacının ticareti terkettiği ancak öncesi son 3 yıla ait gelir vergisi beyannamelerinin gönderildiği, gönderilen beyannamelerin incelenmesinde davacının işlem hacminin esnaf hacmini aştığı, tacir boyutunda işlem hacminin bulunduğunun görüldüğü, BAM ilgili dairesince incelemenin yapılarak davacının tacir niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğunun anlaşıldığı, yukarıda açıklanan mahkemenin ilk karar gerekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile, davalının Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5783 sayılı takip dosyasına konu alacağın 17.156,82 TL’lik bölümüne ilişkin kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit bulunmakla asıl alacağın %20’sine tekabül eden 3.431,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5783 sayılı takip dosyasına konu alacağın 17.156,82 TL’lik bölümüne ilişkin kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sine tekabül eden 3.431,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece eksik inceleme yapılmak suretiyle karar verildiğini, taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı sözlü bir ticari ilişki kurulduğunu, taraflar arasında birçok fatura düzenlendiğini, bu faturalar incelendiğinde … ve … numaralı faturaların kapalı olarak düzenlendiğini, fatura bedellerinin müvekkili tarafından nakden ve defaten ödendiğini, Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kapalı faturanın, bedelin ödendiğini gösterdiğini, aksini iddia eden davacının bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, taraflar arasındaki diğer açık faturalara ilişkin olarak müvekkili tarafından banka havalesi ve çek ile ödemeler yapıldığını, iş bu ödemelerin tamamının bankalar üzerinden yapıldığını, aksini davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkilinin belirtilen ödemeleri mahsup etmek suretiyle bakiye borcu ve fer’i lerini ilgili icra dosyasına ödediğini, kapalı olarak düzenlenmiş fatura bedellerinin takibe konu edilmesi ve bu şekilde icra takibi yapılması ayrıca yine Yarıgıtay içtihatlarına göre davacı alacaklının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, mahkeme dosyasında yer alan 27.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda özellikle yapılan ödemelerin tespitinde müvekkilinin sunduğu 2016 yılı yevmiye defteri dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, 2017 yılı yevmiye defterinin sunulmadığının belirtildiğini, bu hususlar dikkate alındığında söz konusu raporun eksik inceleme ile düzenlendiğini, ayrıca müvekkili tarafından icra dosyasına 03.07.2017 tarihinde yapılmış olan 2.000,00 TL ödemenin 27.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını ve eksik inceleme ile rapor tanzim edildiğini mahkeme kararının eksik ve yanılgılı değerlendirme ile verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle icra takibinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınacağının tabii bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.171,98 TL istinaf karar harcından peşin alınan 293,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 878,98 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 22.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır