Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/617 E. 2023/301 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/617 – Karar No:2023/301
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/617
KARAR NO : 2023/301

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2021
NUMARASI : 2020/664 E-2021/374 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tapu İptali ve Tescil Olmadığı Takdirde Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalı yüklenicinin dava dışı arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme içerisinde yer alan mantolama işlerinin yapımı için müvekkili ile davalı arasında 10/09/2012 tarihli daire karşılığı mantolama sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede edimlerin kapsamı ve niteliğinin belirlendiğini, edimin karşılığı olarak 125.000,00 TL değerindeki … no’lu dairenin verileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmede yer almasa da taşınmazın davacı tarafından 3. kişiye devir ve temliki halinde davalının davacı yanında garantör olduğunu ve davacının taşınmazdaki hakkını 3.kişiye devreden belgeyi imzaladığını, buna göre de davalının … no’lu daireyi davacının gösterdiği 3.kişiye nakletme borcu bulunduğunu, davalının haksız ve kusurlu davranışları nedeniyle müvekkilinin edimini ifa edemediğini, sözleşmenin 5.maddesine göre ek süre de dahil en geç 30/12/2012 tarihinde işin tamamlanması gerektiğini, davalının kusuru nedeniyle işin tamamlanamadığını, hatta eksik işlerin yapıma hazır tutulması dahi 2013 yılında gerçekleştiğini, inşaatın dava tarihine kadar tamamlanamadığını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen dairenin mülkiyetini istemeye ve almaya gerekli olan yan edimlerini kusursuz olarak ifa ettiğini, sözleşmenin 8. maddesine göre dairenin tapusunun Ocak 2013 tarihinde verilmesinin kararlaştırıldığını, tapunun verilmesinin belirli iş yapma şartının bulunmadığını, davacının hak ettiği bağımsız bölümlerinin devrinin davalıdan talep edilmesine rağmen verilmediğini, müvekkiline herhangi bir ödeme de yapılmadığını, müvekkilinin Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/177 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, işin %83 civarında tamamlandığını, tespit tarihinde de görüldüğü ve tespitte de belirtildiği gibi inşaatın sözleşmede belirtilen işin yapımına hazır olmadığının anlaşıldığını belirterek, … no’lu bağımsız bölüm üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, taşınmazın davacı adına tapu iptal ve tesciline, bunun mümkün olmaması halinde iş karşılığı alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin, tapunun verilmesinden sonra bakiye alacak kalması halinde ise alacağın, 19/04/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 71.850,00 TL alacağın ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasındaki sözleşmede işin kapsamının ….’ne ait olan inşaatın mantolama ve dış cephe boyama işi daire karşılığı olarak belirlendiğini, davacının 1.maddedeki edimlerini ifa ettiği takdirde davalının iş bedelini ödeyeceğinin sözleşmede belirtildiğini, ödeme şeklinin kooperatife ait olan binanın … no’lu dairesi olup dairenin değerinin 125.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, yapılan işin kesin metraj hesapları yapıldıktan sonra taşeronun borçlu kalması durumunda 30/08/2013 tarihinde ödeme yapacağı, iş verenin borçlu kalması durumunda sıralı 30,60,90,120 gün sıralı ödemeyle yapılacağı belirtilmiş olup, davacının sözleşme hükümlerine uymadığını, müvekkilinin iyi niyet çerçevesinde sözleşmeyi feshetmediğini, davacının işi 30/12/2012 tarihinde bitirmesi gerekirken bitirmediğini, taşeronun işi tamamlanmasına müteakip verilecek daireyi 08/01/2013 tarihinde arayarak … isimli şahsa sattığını ve bu şahsa satış yapmadığı takdirde işi tamamlamayacağını bildirmesi üzerine müvekkili şirketin bağımsız bölümün satışına onay verdiğini, davacı taşeronun müvekkili şirketten 125.000,00 TL’ye aldığı daireyi 105.000,00 TL’ye …’e sattığını, müvekkili şirketin iyi niyetli olarak satışa izin verdiğini, satın alan şahsın zor durumda kalmaması için müvekkili şirket üzerinden daire satış sözleşmesi yapıldığını, aradaki farkın müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, davacının ödeme yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, yapılan ödemelerin satış sözleşmesinde görüleceği üzere 25.000,00 TL verildiği bu parayı aldığına dair davacı …’e 25.000,00 TL’lik senet verdiğini, davacının işi bitirmediğini, sahada malzemesinin olmadığını, davacının kendisinin daireyi satmış olduğu …’den aldığı ödemelerin belgelerinin ekte olduğunu, müvekkili şirketin malzeme faturalarının ve ödeme belgelerinin de eklendiğini, tespitte de işin bitmediğinin anlaşıldığını, ek raporun kendilerine tebliğ edilmediğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, müvekkilinin 16/05/2013 tarihinde sözleşme şartlarını yerine getirmeyen davacıya Kayseri 6. Noterliğinden gönderilen ihtarnameyle işin bundan sonraki kısmın 3.şahıs olan …’e zarar gelmemesi için taşeronun nam ve hesabına yaptırılacağının ihtar edildiğini, davacının dava konusu bağımsız bölümü 3.şahsa sattığından ve aldığı ödemelerden bahsetmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen 07/12/2017 tarih ve 2014/1337 Esas-2017/980 Karar sayılı davanın tapu iptali ve tescil davasının reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 10/09/2020 tarih ve 2018/496 Esas- 2020/824 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2018/496 esas 2020/824 karar sayılı 10/09/2020 tarihli ilamında belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin ve dava konusu olan … no’lu bağımsız bölümün davanın taraflarının katılımı ve imzası ile 09/01/2013 tarihli daire karşılığı “daire satış sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile davacı tarafından dava dışı …’e 105.000,00 TL satış bedeliyle satışının kararlaştırıldığı, dosya içerisindeki tapu kaydından … nolu bağımsız bölüme ait tapunun 17/09/2014 tarihinde dava dışı …’e intikalinin yapıldığının görüldüğü, davalı vekilinin, davacıya 09/01/2013 tarihli sözleşme kapsamında 25.000,00 TL’nin ödendiğini savunduğu, buna ilişkin ödeme belgesi ile 09/01/2013 düzenleme tarihli ve 25.000,00 TL bedeli, keşidecisi … olan bonoyu sunduğu, 09/01/2013 tarihli sözleşmenin “dairenin fiyatı ve ödeme şekli” başlıklı 3.a maddesinde “peşinat olarak 25.000,00 TL … İnş… Şti’nin vakıflar bankası … no’lu hesabına yatırılacak paranın 15.000,00 TL’si sözleşme tarihinde …’a verilecek, kalan 10.000,00 TL’si Mart 2013 tarihinde işe başlamasıyla birlikte verilecektir. Bu verilen 25.000,00 TL karşılığında … alıcı …’e senet verecektir.” hükmünün düzenlendiği, belirtilen 25.000,00 TL satış bedeline ilişkin ödemeye yönelik düzenleme ve 10/01/2013 tarihli davalı tarafça davacı adına düzenlenen 15.000,00 TL’lik ödeme belgesinin birlikte değerlendirilmesinde, söz konusu 15.000,00 TL’lik ödemenin bu satış sözleşmesi kapsamında dava dışı …’in davalıya yaptığı ödemenin davalı tarafça davacıya yapıldığının kabulünün gerektiği, bu nedenle davacının yaptığı iş bedeli olan ve kazanılmış hak niteliğindeki 71.852,61 TL’den istinaf kararı uyarınca 15.000,00 TL ödemenin düşülmesi sonucu davacının 56.850,00 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davalı vekilince sunulan belgeler ile ….’nun 13/01/2021 tarihli yazı cevabı ile ekindeki para gönderime ilişkin dekontlar ve …’in talimat mahkemesi yoluyla alınan beyanları dikkate alındığında davalının veya dava dışı …’in başkaca davacıya yaptığı ödeme bulunmadığı tespit edilmiş olmakla bu konudaki davalının ödeme savunmalarına itibar edilmediği, davacının yaptığı iş bedeli ve devri istenilen taşınmazın davalının mülkiyetinde olmaması ve dava dışı kişiler tarafından tapuda devrinin yapılması nedeniyle davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, kazanılmış haklar ve istinaf kararı da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 26/04/2014 tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen 46.850,00 TL alacağın ıslah tarihi olan 19/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte toplam 56.850,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10/09/2012 tarihinde daire karşılığı mantolama işine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 2. maddesinde; …’ne ait olan inşaatın mantolama ve dış cephe boyama işinin daire karşılığı yapılmasının kararlaştırıldığını ve dairenin değerinin 125.000,00 TL olarak belirlendiğini, davacı taşeronun müvekkili şirketçe kendisine işin tamamlanmasına müteakip verilecek daireyi 08.01.2013 tarihinde müvekkilini arayarak … isimli bir şahsa satıldığını, bu satışı yapmadığı takdirde işi tamamlamayacağını bildirdiğini, bunun üzerine taraflar arasında 09/01/2013 tarihli “daire satış sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme yapıldığını, sözleşmenin incelenmesinde; … no’lu bağımsız bölümün satıcı olarak davacı … tarafından alıcı olarak …’e devrinin ve ödemelerin nasıl yapılacağının kararlaştırıldığı ve davalı yüklenici şirketin de sözleşmede imzasının bulunduğunu, tanık …’in talimatla alınan beyanlarının da hayatın olağan akışına ve dava konusu olayla da uyumlu olduğunu tanığın beyan ettiği ödemelerin de banka kayıtları ile teyit edildiğini, davacı taşeronun, müvekkili şirketten 125.000 TL’ye aldığı söz konusu daireyi 105.000 TL’ye …’e satarak müvekkilini zarara uğrattığını ve tanığın da beyan ettiği üzere aldığı işi de bitirmediğini, kaldı ki müvekkilinin bu sebeple davacıya ihtar da çektiğini ve daha sonra başka kişilerle binanın işini tamamladığını, bu halde davacının müvekkili ile yapılan sözleşmede belirtilen işi tamamlamamasına karşın tam ücret talebinin yerinde olmayıp , kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin söz konusu iş ile alakalı herhangi bir fatura kesmediğini, SGK bildirimlerinin de olmadığını, hiç ödeme yapılmadığı iddiasının asılsız olduğunu, yapılan ödemeler doğrultusunda satış sözleşmesinde görüleceği üzere 25.000 TL verildiğini ve bu parayı aldığına dair davacı tarafın …’e 25.000 TL’lik senet verdiğini, davacının, daireyi satmış olduğu …’den yapılan ödemelere karşılık aldığı belgeleri, müvekkili şirketin malzeme faturaları ve ödeme yapıldığına ilişkin belgeleri dosyaya sunduğunu, mahkemece, belirtilen hususların yeterince incelenmediğini ve dosyaya sunulu senedin ödeme olarak değerlendirilmediğini , davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olmadığını, davacının davasını ispat edemediğinden davanın reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.883,42 TL istinaf karar harcının peşin alınan 970,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.912,56‬‬ TL harcın davalıdan tahsili Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır