Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/615 E. 2023/383 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/615 – Karar No:2023/383

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/615
KARAR NO : 2023/383

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2021
NUMARASI : 2018/277 E-2021/214 K

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -E-TEBLİGAT

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … -E-TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin … alarm sistemleri sektöründe faaliyette bulunduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında 09.02.2015 tarihli akıllı depo … mücadele sistemi alımı ve montajı sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin davalının işlettiği … Şeker Entegre Tesislerine akıllı depo … mücadele sistemini kurduğunu, kurulan bu sistemin sözleşme gereği 5 yıl boyunca müvekkili tarafından garanti altına alındığını, yine sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya 108.000 EURO tutarında banka teminat mektubu verdiğini, müvekkilinin sözleşme gereği tüm edimleri yerine getirerek sistemi davalıya çalışır vaziyette teslim ettiğini, davalı tarafından bildirilen arızalara müvekkili tarafından müdahale edilerek gerekli değişim ve bakımların yapıldığını, müvekkilinin yaptığı tespitlere göre çıkan arızaların çoğunun paneldeki arızadan değil sistemi çalıştırma şeklinin gereği gibi anlaşılamamış olması veya panele dışarından bir müdahale gerçekleşmiş olabileceği ihtimallerinden kaynaklandığının ortaya konulduğunu, sistemin gereği gibi çalışması için tüm sistemin uyumlu olması, verilen uyarılara zamanında cevap verilmesi ve panele dışarından herhangi bir müdahale edilmemesi gerektiğini, panele yanlış müdahale halinde sistemin kendisini kapatarak güvenliği sağladığını, davalı tarafın arıza bildirimleri üzerine bu yönde davalıya bilgilendirmeler yapıldığını, davalı tarafından en son bildirilen arızaya ilişkin olarak davalı şirket çalışanı ile yol haritasının belirlendiğini ancak yol haritasının belirlendiği aynı gün bahse konu panelin zaten değiştirilmiş olduğunu, müvekkilinin sonradan öğrendiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak üretici firmasının … olduğu panel yerine dava dışı bir şirkete ait olan … marka paneli yerleştirdiğini, müvekkilinin … marka paneli sistemin bir parçası olarak kullandığını, davalının bu panele müdahale etmemesi gerekirken sözleşmeye aykırı olarak paneli başka bir marka ile değiştirdiğini, müvekkilinin kullandığı … marka panelin kabul edilebilir bir arızasının olduğuna ilişkin bir rapor ve bilginin müvekkiline iletilmediğini, davalının kendisinin yaptığı bu panel değişikliği ile ilgili 17.000,00 TL’lik faturayı müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiğini aksi halde müvekkilinin davalı uhdesindeki banka teminat mektubunun nakde dönüştürüleceği ile tehdit edildiğini ve müvekkilinin belirtilen miktarı davalıya ödemek zorunda kaldığını, sökülen … marka panelin teknik servisi ile müvekkilinin görüştüğünü ve panelde herhangi bir arıza olmadığının teknik servis tarafından müvekkiline bildirildiğini bu panel değişikliğinin müvekkilinin garanti şartlarını zora soktuğunu, olası bir olumsuzluk halinde müvekkilinin … markalı panele müdahale edemeyeceğini ve bu durumun garanti yükümlülüklerinde belirsizliklere ve çekişmelere yol açacağını, davalının kendi kusurlu hareketleriyle müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini kendisi aleyhine sonlandırdığını ileri sürerek 17.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davalıdan kaynaklanan nedenlerle müvekkilinin ifa imkansızlığı nedeniyle 09.02.2015 tarihli sözleşmedeki garanti yükümlüğünün devam etmediğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasındaki 09.02.2015 tarihli sözleşme gereği davacının kurduğu sistemin bir parçası olan algılama sistemindeki panelde sık arızalar meydana geldiğini, davacının bu arızaları gideremediğini, uzun süre bu panelle ilgili arızalardan dolayı yazışmalar ve sorunlar yaşandığını, davacının 17.10.2017 tarihinden sonra müvekkili ile irtibatı kestiğini, müvekkilinin daha önceden davacıya belirttiği gibi bir başka firmaya gerekli değişikliği yaptırarak sistemi sorunsuz çalışır hale getirdiğini ve bu durumu davacıya 30.10.2017 tarihinde bildirdiklerini, müvekkilinin yaptığı masraflardan sözleşme gereği davacının sorumlu olduğunu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan garanti yükümlülüğünün sona erdiğinin mahkemece tespit edilmesine dair talebinin yerinde olmadığını, arızayı gidermeyen ve sistemi garanti süresinde çalışır halde bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının, garanti yükümlülüğünün sona erdiğinin tespitini istemesinin sözleşmeye ve TTK ile diğer hukuki düzenlemelere aykırı olduğu gibi TMK’nın 2.maddesine aykırı olduğunu, davacının davaya konu sensörlerin laboratuvar sonuçlarının arızasız olduğuna ilişkin beyanlarının, incelemelerin gözetimlerinde yapılmaması ve arızanın başka bir firma tarafından alınıp hizmet ve arızasız parça ile giderilmesi sonucunda sorunsuz çalışması nedeniyle doğru bir beyan olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; tüm dosya kapsamı ile 09.02.2015 tarihli “… Şeker Entegre Tesisleri %30 + Akıllı Depo … Mücadele Sistemi Alımı Sözleşmesi” nin taraflarca imzalandığı, sözleşme bedelinin 1.080.000,00 EURO + KDV olduğu, sözleşme gereği davacının işi yapıp davalıya teslim ettiği, işin tesliminden sonra sistemin panel kısmında arıza meydana geldiği, davalının savunmasına göre davalının talebine davacının cevap vermemesi nedeniyle davalının algılama sistemindeki … marka paneli söktürerek yerine … marka paneli taktırdığı, panel değişikliğini yapan dava dışı … firması tarafından davalı adına 17.309,94 TL’lik satış ve hizmet faturasının düzenlendiği ve davalının da düzenlediği yansıtma faturası ile bu miktarı davacıya yansıttığı ve davacının da fatura bedelini davalıya ödediği ve davacının ödemeyi banka teminat mektubunun nakde dönüşeceği baskısı ve korkusu ile yansıtma faturasını ödediğinden bahisle işbu istirdat davasını açtığı ve ayrıca davasında panel değişikliği nedeniyle davacının sözleşmeden dolayı bir garanti yükümlülüğünün kalmadığının tespitini de talep ettiği, davacı, yüklenici olup, ticari şirket olduğu ve tacir olduğu, tacirler basiretli davranmak zorunda olduğu, davacının 09.02.2015 tarihli sözleşmeden dolayı kurduğu … alarm sistemini 5 yıl garanti altına alındığı, oluşacak arıza ve ayıplardan davacı 5 yıl sorumlu olduğu, davacının, sözleşme gereği davalıya 108.000 EURO bedelli banka teminat mektubu verdiği, davacının, 17.309,94 TL’lik yansıtma faturasını davalıya öderken hiçbir çekince ve ihtirazi kayıt ileri sürmediği ve işbu çekincesiz ödemesi ile paneldeki arıza ve değişimi benimsemiş sayılması gerektiği aksi halin kabulünün basiret ilkesi ile bağdaştırılamaz olduğu, davacının yüksek miktarlı bir sözleşme gereğince panel değişiminden dolayı tüm sistemin risk altında olduğunu ve bu nedenle garanti sorumluluklarının sona erdiğini iddia ediyor ise de böyle bir durumda davacının basiretli davranma ilkesi gereği gerekiyorsa sisteme sonradan dahil edilen … marka panelin kendisi tarafından sökülmesi ve sistemi destekleyecek ve kendisini riske etmeyecek … veya bir başka marka paneli sisteme dahil etme yönünde gayret göstermesi gerektiği, böyle davranmak yerine yansıtma faturasını ödeyerek değişikliği benimsemiş olması gerektiği, davalının yaptığı e-mail yazışmalarından ve davacı ile yaptığı görüşmelerden sonuç alamayınca basiretli davranarak … Şeker Fabrikasını yangınlara karşı korunmasız bırakmayarak … alarm sistemini ayakta tutmaya çalıştığı, yangının ihmale gelmeyeceği, bunu en iyi tarafların ve özellikle davacının bilmek durumunda olduğu, davacının, gerekirse davalının taktırdığı paneli söküp yerine kendince kendi sistemine uygun paneli takmak yerine panel bedelini ödedikten hemen sonra işbu davayı açması basiretli davranış ilkesine de uygun düşmediği, hatta çelişkili davranış teşkil ettiği, davacının ödediği yansıtma faturası ile ilgili 17.000,00 TL’lik istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının kurduğu … alarm sisteminin davanın açıldığı 23.03.2018 tarihi itibariyle ileride bir arıza verip vermeyeceği, arıza verirse neresinden ve nasıl bir arıza vereceği belirsiz olduğu, panelden kaynaklanan bir arıza olması halinde bundan dolayı kimin sorumlu olduğu hususunun atideki o davada tartışılması gerektiği, ileride neden dolayı sorun çıkacağı ve bunun garanti kapsamında olup olmadığı bilinemeyeceği ve bu hususun ayrı bir yargılamanın konusu olabileceği, davacının, … marka paneli değişim sonrası teslim ve iade de aldığından panele özgü sistemde ileride arıza olması halinde ayrı bir davanın konusu olacağı nedenleriyle davacının garanti sorumluluğunun kalmadığının tespitine ilişkin talebinin de reddi gerektiği, her ne kadar davacı vekili 15.10.2018 tarihli dilekçesi ve 10.10.2018 tarihli duruşmadaki beyanları ile panele özgü olarak garanti yükümlülüğünün sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de, davalının bu şekildeki talep daraltmasına rıza göstermediği, dava, sözleşmeden dolayı garanti yükümlülüğünün kalmadığının tespitine yönelik olduğu ve ayrıca panelden kaynaklanan mevcut bir arıza olmadığı gerekçesiyle davacının dava dilekçesindeki istirdat ve tespit taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada, davalının sözleşmeye aykırı davranarak müvekkili tarafından kurulan sisteme takılan … marka panelde arıza olduğuna dair geçerli bir tespit yaptırılmadan, soyut iddialar ile hukuka aykırı bir şekilde sökülerek yerine yeni bir panel takılması ve takılan yeni panelin bedeli olan 17.000,00 TL’nin müvekkilinden haksız şekilde tahsil edilmesi nedeniyle bedelin iadesi ve yapılan panel değişikliği nedeniyle davalının taktığı panel bakımından müvekkilinin garanti yükümlülüğünün kalmadığının tespiti isteminde bulunulduğunu, Mahkemece davanın reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemece ihtilafın tamamen hatalı değerlendirildiğini ve kararın gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını , mahkemece “..Davacı 17.309,94 TL yansıtma faturasını davalıya öderken hiçbir çekince ve ihtirazi kayıt ileri sürmemiştir. Davacı işbu çekincesiz ödeme ile paneldeki arıza ve değişimi benimsemiş sayılmalıdır.” denilmek suretiyle davalı üzerinde olan ispat külfetinin ortadan kaldırıldığını, keşif dahi yaptırılmadan sistemin teknik özellikleri bakımından bilgi sahibi olunmamasına rağmen ve panelde gerçekten bir arıza olsa … durumunda sistemin ne tepki vereceğini ve koruma sağlayıp sağlamayacağını dahi bilmeden “..Davalı basiretli tacir gibi davranarak fabrikasını yangınlara karşı korumasız bırakmayarak … alarm sistemini ayakta tutmaya çalışmıştır.” denildiğini, panele ilişkin garanti yükümlülüğünün devam etmediğine dair talep bakımından ise dava dilekçesi ve beyanlarının göz ardı edilerek talep sonucunun açıklanmasına dair verilen dilekçede sanki talep daraltılmış gibi yorumda bulunarak “davalının talep daraltmasına rıza göstermediği” gerekçesi ile red kararının hatalı olduğunu, arızalı panel iddiası bakımından ispat külfetinin davalıda olmasına rağmen ve davalının bu iddiasını ispat edemediği anlaşılmasına rağmen mahkemenin ispat külfetini ortadan kaldırarak davalı tarafından haksız şekilde değiştirilen panel bedelini ihtirazı kayıt ileri sürmeden ödemesinin arıza iddiasını kabul ettiği anlamına geldiğinin belirtildiğini, hukuk düzeni içerisinde bir kimsenin haksız yere ödediği parayı ancak ihtirazı kayıt ileri sürer ise tahsil edebilmesi gibi bir kural bulunmadığını, müvekkilinin teminat mektubunun nakde çevrilme baskısı altında ödemeyi gerçekleştirdiğini ve daha sonra dava açtığını, müvekkilinin sistemi sözleşmeye uygun olarak gereği gibi ifa ettiğini, davalının arıza diye bildirdiği hususların bugüne kadar gerçek bir arıza olmayıp, ya dış etkenlerden kaynaklı olan hususlar olduğunu ya da davalının yada personelinin sistemi hatalı yönlendirmelerinden kaynaklandığını, her defasında da davalıya gerekli desteğin sağlanarak, sistemin çalışır şekilde davalıya teslim edildiğini, davalının ihtilafa konu olan panel değişikliğine dair arıza bildirimi bakımından da müvekkili şirket yetkililerinin davalı ile iletişime geçtiğini ve varlığı ileri sürülen sorunun ne şekilde çözüme kavuşturulabileceğine dair yol haritası belirlendiğini, ancak davalı şirketin gönderdiği mail üzerine ilgilisince bir plan yapılarak davalıya bildirildiğini, maile yanıt olarak ise davalı yetkilisi, “sorunun teşhisini koydurmak için çalışmalar yaptığını, neticesine göre tekrar plan yapılacağını” bildirdiğini, ancak cevabi mailin atıldığı tarih olan 31.10.2017’ de zaten davalının … … Ltd. Şti.’ye işi vermiş ve kuruluma başlatmış olduğunu ve bunun da 30.10.2017 tarihli Teknik Servis Tutanağı ile sabit olduğunu, müvekkilinin bu hususu daha sonra öğrendiğini, dolayısıyla davalının müvekkilinin haberi olmadan ve geçerli bir arıza tespiti bulunmadan kurulan sistemdeki paneli söktüğünü ve yerine başka bir markaya ait panel taktığını ve bunun bedelini de müvekkilinden tahsil ettiğini, müvekkilinin davalının uhdesinde teminat mektubu olduğu için bu panel değişikliği bedelini ödemek zorunda kaldığını, zira davalının müvekkilini panel değişikliği bedelini derhal ödemez ise ilgili tutarı teminat mektubundan tahsil edeceği hususunda sıkıştırdığını, bu nedenle mahkemenin ihtirazı kayıt konulmadığı yönündeki gerekçesinin ve yorumunun davalının üzerindeki ispat külfetini hukuka aykırı olarak kaldırdığını ve bunun kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin gerekçesindeki davalı ile yapılan görüşmelerden netice alınmaması üzerine basiretli tacir gibi davranılarak panelin değiştirildiği yönündeki tespitinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu sonuca nasıl varıldığının anlaşılamadığını, taraflar arasında meydana gelen arıza ile ilgili yukarıda belirtildiği gibi zaten iletişim devam ederken davalının kötü niyetli olarak talebi değiştirdiğini, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, teknik uzmanlık gerektiren konularda rapor alınması zorunluluğunun bulunduğunu ve bunun içtihatlar gereği olduğunu, ancak mahkemenin teknik bir sistem bakımından keşif yaptırmaksızın ve rapor aldırmaksızın hüküm tesis ettiğini, keşif talebinin ancak karar celsesinde reddedildiğini, bunun da hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçesindeki davacının gerekirse davalının taktırdığı paneli söküp yerine kendi sistemine uygun paneli takmak yerine panel bedelini ödedikten hemen sonra dava açmasının da basiretli davranış ilkesine uygun düşmediği şeklindeki gerekçesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, garanti yükümlülüğünün devam etmediğinin tespitine ilişkin talebin reddi gerekçesinin de kabul edilemez olduğunu, panelde arıza olduğunda bu hususun tartışılması gerektiği şeklindeki yorumun hatalı olduğunu, mahkemenin yorumunun aksine asıl ileride çıkacak bir ihtilafta arıza panelden dahi kaynaklanıyor olsa işbu davada mahkeme “panale ilişkin garanti yükümlülüğümüzün devam etmediğine dair talebimizi red etmiş olduğundan” bu hususta verilmiş bir karar olduğundan bahisle talebinin kabul görmeyebileceğini, atiye ilişkin bir talebin söz konusu olmadığını, mahkemenin kendi yorumunun kendi kararı ile çeliştiğini, kesinlikle kabul etmemekle birlikte mahkemece işbu talebin halihazırda ileri sürülemeyeceğini ve atiye ilişkin bir talep olacağı ileri sürülüyor ise talebin reddine değil, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerektiğini, mahkeme gerekçesi ile hükmün çelişkili olduğunu, davada talep daraltması bulunmadığını, dava dilekçesine bakıldığında talebin “panele ilişkin garanti yükümlülüğümüzün devam etmediğinin tespiti” olduğunun görüleceğini, 10.10.2018 tarihli duruşmada verilen süre üzerine talebin açıklandığını, talebin genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı söz konusu olup, talebin azaltılması, daraltılması gibi bir yasağın HMK’da bulunmadığını ve bunun karşı tarafınn rızasına da bağlı olmadığını, mahkemenin dava dilekçesinin içeriğini ve sonraki bu hususta talebin açıklanmasına dair beyanları hiçe sayarak verdiği kararın kabulünün mümkün olmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı olan kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki sonuç ve talep bölümü dikkate alındığında davacının tüm sözleşme bedeli üzerinden harç yatırması ve eksik harcı tamamlaması gerekirken, davacının ön inceleme aşamasından sonra iddiasını değiştirdiğini, iddianın değiştirilmesine muvafakatlerinin olmadığını, mahkemece de davacının değiştirdiği iddiası gözetilerek eksik harcın tamamlanmasına gerek olmadığına karar verilerek yargılamaya devam edildiğini, harcın tamamlanması için kesin süre verilmesi gerekirken davacının talebinin değişen panele yönelik olduğunun kabulü ile hüküm tesisinde hukuka ve dosya içeriğine uyarlılık bulunmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından sözleşmenin tamamı üzerinden hesap yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, reddedilen davada usule aykırı olarak değiştirilen dava değeri esas alınarak hüküm tesisinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, dava değerinin sözleşme bedeline göre tespit edilmesi gerektiğine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekillerince süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı deliller, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığının ve özellikle garanti yükümlülüğünün devam etmediğine ilişkin talebin tespit mahiyetinde olup, nisbi harca tabi bulunmamasına, sökülen panelin davacının talebi üzerine davacıya verildiğinin ve bu nedenle ispat külfetinin davacıda olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan taraf vekillerince yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince kesin olmak üzere 30/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır