Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/567 E. 2023/249 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/567 – Karar No:2023/249
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/567
KARAR NO : 2023/249

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
EK KARAR TARİHİ : 08/03/2021
NUMARASI : 2020/629 E-2021/74 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince; 08/03/2021 tarihli ek karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 19/11/2018 tanzim tarihli taşeronluk sözleşmesi mevcut olduğunu, bu sözleşme uyarınca davalının ihale karşılığı aldığı … Üniversitesi I Blok Restorasyon İşi’nin bir kısım imalatlarının müvekkili şirket tarafından yapıldığını, müvekkili şirket tarafından, sözleşme uyarınca üzerine düşen edimlerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, buna karşılık davalı yanca, yapılan işlerin karşılığında müvekkiline ödenmesi gereken ücretin bir kısmının ödenmediğini, bunun üzerine davalı taraf aleyhine Eskişehir 8.İcra Müdürlüğünün 2019/9253 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafça kötü niyetli olarak yapılan itiraz sonucunda icra takibinin durduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın Eskişehir 8.İcra Müdürlüğünün 2019/9253 Esas sayılı dosyasına ilişkin yapmış olduğu itirazın iptalini ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan 19/11/2018 tarihli sözleşme ile uyuşmazlık çıkması halinde yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunun açık ve net olarak hükme bağlanmış olduğundan işbu davada yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak ise; müvekkili şirketin işbu sözleşme hükümlerine uygun olacak şekilde davacının hakedişlere dahil iş kalemlerini idareden tahsil ettikten ve davacı şirketin yapılan işlere ilişkin olarak sunması gereken belgeleri sunmasından sonra kanuni kesintiler ile %5 oranında nakit kesin teminat kesintisi yaparak davacının hak etmiş olduğu bedelleri kendisine ödediğini, takip tarihi itibariyle teminat kesintisinin ödenmesi şartlarının oluşmadığını belirterek; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebiyle öncelikle usulden reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise esastan reddini, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Dava ilk olarak Eskişehir’de açılmış, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/453 Esasına tevzi edilmiştir. Bu mahkemece verilen 14/09/2020 tarih ve 2020/453-374 Esas-Karar sayılı yetkisizlik kararının taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, dosya Ankara’ya gönderilmiş, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıdaki esasına tevzi edilerek, yargılamaya bu mahkemece devam olunmuştur.
Mahkemece; davacının yapmış olduğu işlerden davalı tarafından geçici ve kesin kabul teminatı adı altında kesinti yapıldığı, kesilen miktarın 19.426,70 TL olduğu, bu hususlarda taraflar arasında anlaşmazlığın bulunmadığı, taraflar arasındaki anlaşmazlığın davalı tarafından yapılan kesintileri davacının isteyip istemeyeceği, söz konusu kesintilerin muaccel olup olmadığı noktasında toplandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde davalı tarafından yapılan kesintilerin dayanağının ve ne zaman ödeneceğine ilişkin düzenlemenin bulunduğu, söz konusu maddeye göre “İşveren taşerona verilen işlerden oluşan hakedişlerinden geçici kabul eksiklikleri için %5’e kadar teminat kesintisi yapmakta serbesttir. Kesinti halinde geçici kabul yapıldıktan sonra teminat kesintisinin yarısı, geri kalan yarısı da kesin kabul yapıldıktan sonra taşerona ödenecektir.” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, söz konusu düzenlemeden anlaşılacağı gibi davalı tarafından yapılan kesintilerin ödenebilmesi için geçici ve kesin kabul yapılmasının gerektiği, mevcut olayda dava dışı … Üniversitesi Rektörlüğü Yapı İşleri ve Teknik Dairesi Başkanlığı’nın 21/07/2020 tarihli yazısında söz konusu işin süresinin 20/12/2020 tarihine kadar uzatıldığının bildirildiği, bu yazıdan da anlaşılacağı gibi davaya konu işin halen devam ettiği, davacının tek başına kendi üzerine düşen işi yapıp bitirmesinin söz konusu işin tek başına geçici ve kesin kabulü için yeterli olmadığı, söz konusu ihale işinin halen devam etmesi nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesi gereğince davalının yapmış olduğu kesintilerin dava tarihi olan 27/07/2020 tarihi itibari ile muaccel hale gelmediği, mevcut davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 05/03/2021 tarihli dilekçesi ile, mahkemenin 09/02/2021 tarihli kararı ile haksız davanın reddine karar verildiğini ancak, davaya cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmelerine karşın kötüniyet tazminatına ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak işbu icra takibini başlattığı tartışmasız olduğundan müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; 28/07/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 27. maddesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen 305/A maddesi uyarınca hakkında herhangi bir karar verilmeyen kötüniyet tazminatına ilişkin olarak hükmün tamamlanması talebinde bulunmuştur.
Mahkemece; 08/03/2021 tarih ve 2020/629 Esas-2021/74 Karar sayılı Ek Karar ile; mevcut davanın ön şart yokluğundan reddedilmesi, dosya kapsamında İİK 67/2 çerçevesinde davacının takibi haksız ve kötüniyetli yaptığına ilişkin bir delil bulunmaması gerekçesiyle; davalının İİK 67/2 gereği yapmış olduğu tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; öncelikle davalı tarafından teminat adı altında kesinti yapıldığı iddiasını kabul etmediklerini, zira taraflarınca işin tamamlandığını, idare tarafından kesin kabulün yapıldığını belirttiklerini, müvekkili tarafından sözleşme konusu işlerin yapıldığını, yapılan işe ilişkin bedeller için düzenlenen faturaların davalıya gönderildiğini, davalının 19.426,70 TL dışında kalan kısmı ödediğini, bu sebeple taraflarınca davalı şirketin yaptığı kesintinin teminat kesintisi olduğunun kabul edilmediğini, mahkeme kararında … Üniversitesi Rektörlüğü Yapı İşleri ve Teknik Dairesi Başkanlığı’nın 21/07/2020 tarihli yazısına göre işin süresinin 20/12/2020 tarihine kadar uzatıldığının kabul edildiğini, söz konusu yazının davalı tarafından sunulmuş olup, Mahkemece bu hususta üniversiteye herhangi bir müzekkere yazılmadığını, ayrıca söz konusu yazıda “… Numaralı Parselde Yer Alan Bahçenin Restorasyonu” işi ile ilgili dava dışı … Şti. – …. Şti. İş Ortaklığı’nın dilekçesinde belirttiği süre uzatım talebinin değerlendirilerek 148 gün süre uzatımı verilmesine karar verildiğini, yani süre uzatımının müvekkili tarafından talep edilmediğini, süre uzatımının hangi bloktaki iş için verildiğinin yazıdan anlaşılamadığını, idare tarafından verilen bu süre uzatımının müvekkilinin (I) blokta yapacağı işi kapsamadığını, müvekkilinin üzerine düşen edimleri zamanında yerine getirmiş olup, idare tarafından verilen süre uzatımının müvekkilini bağlamayacağını, mahkemece süre uzatımının hangi işleri kapsadığının, müvekkili ile anlaşılan bloktaki işlemlerin yapılıp yapılmadığının idareden sorulması gerekirken, davalı tarafından sunulan yazıya itibar edilerek işlerin devam ettiği kanaatine varılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmesine konu olan işleri zamanında yerine getirdiğini ve idareden kesin kabul onayı aldığını, ancak Mahkemece idareye müzekkere yazılarak geçici ve kesin kabul yapılıp yapılmadığının sorulmadığını, Mahkemece gerekli araştırmalar yapılmadan karar verilmiş olması sebebiyle kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, işlerin bitiminde idare tarafından kesin kabul yapılmış olup, müvekkilinin hakedişinden kesinti yapılmasının hukuka, sözleşmeye ve kanunlara aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sözleşmede %5 oranında kesinti yapılacağı düzenlenmiş olsa bile, müvekkili tarafından davalıya kesilen fatura bedellerinin toplamının %5’inin, 19.426,70 TL olmayıp daha yüksek bir miktar olduğunu, davalı tarafından neye göre kesinti yapıldığının, neden 19.426,70 TL ödemenin yapılmadığının anlaşılamadığını, bu durumun dahi davalının %5 oranında kesinti yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini belirterek; belirtilen yönlerden hatalı mahkeme kararına istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 08/03/2021 tarih ve 2020/629 Esas- 2021/74 Karar sayılı ek karara yönelik istinaf başvurusunda; mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen, 01/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde talep etmiş olmalarına karşın müvekkili şirket lehine kötüniyet tazminatına ilişkin olarak herhangi bir hüküm kurulmadığını, bunun üzerine 05/03/2021 tarihinde mahkemeden, hükmün tamamlanması suretiyle müvekkili şirket aleyhine başlatılan haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle işbu dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiğini, ancak mahkeme tarafından talepleri doğrultusunda bir inceleme yapılmaksızın, yalnızca İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde davacının takibi haksız ve kötüniyetli yaptığına ilişkin bir delil bulunmadığı gerekçesi ile haklı taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6. maddesine göre geçici ve kesin kabul yapılmadan ödenmesi mümkün olmayan işbu dava konusu kesinti sebebiyle müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin kötüniyetli olduğunun açık olduğunu, idareye geçici ve kesin kabul yapılmadığının bu haliyle ödeme yapılmasının mümkün olmadığının pek çok defa bildirilmesine rağmen, davacı tarafça müvekkili şirkete gönderilen Üsküdar 10. Noterliği’nin 10/07/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödeme yapılması ihtarında bulunulduğunu, işbu ihtarnameye karşı cevabi ihtar olarak gönderilen Ankara 63. Noterliği’nin 18/07/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafa idareye henüz geçici ve kesin kabulün yapılmaması sebebiyle geçici teminat kesintisinin ödenmesinin mümkün olmadığının ihtar edildiğini, davacının bununla da yetinmeyerek, idare tarafından henüz geçici ve kesin kabul yapılmadığını bu haliyle alacağın muaccel hale gelmediğini bilmesine karşın kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9523 takip sayılı dosyayı ile icra takibi başlattığını, tüm bu hususlar nazara alındığında, davacı tarafın kötü niyetli olarak işbu icra takibini başlattığının tartışmasız olup, mahkeme tarafından kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmekteyken kötüniyet tazminatına ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklının, kötüniyetli kabul edildiğini belirterek; istinaf başvurularının kabulü ile mahkemenin hükmün tamamlanmasına ilişkin 08/03/2021 tarihli ek kararının kaldırılarak, müvekkili şirket aleyhine başlatılan haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle işbu dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince, hükmün tamamlanması kararı ile kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair verilen kararlara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davanın, icra takibine itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin olup, Mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirmenin takip tarihi olan 06/08/2019 tarihindeki şartlara göre yapılacağının tabi bulunmasına, yine 08/03/2021 tarihli ek kararın gerekçesinde de usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin 09/02/2021 tarihli karara, davalı vekilinin 08/03/2021 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır