Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/540 E. 2023/154 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/540 – Karar No:2023/154
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/540
KARAR NO : 2023/154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2016/834 E-2021/154 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/02/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili şirketin, alt yapı ve kazı çalışmaları yürütmekte olan kurumsal bir şirket olduğunu, öngörülmesi gereken tüm rizikoları öngörüp ona göre işlerini yürüttüğünü, müvekkili şirketçe gösterilen teminatın iadesinin yapılmamasının sebebinin dolgu işleminin uygun şekilde yapılmaması iddiası üzerine olduğunu, … davalı müvekkili kuruma kesilen cezanın kaçak kazı üzerine olduğunu, müvekkili şirketin nakil ve dolgu işlemlerini yaptığını, boruların döşenmesi, yataklanması ve kundaklanmasının ASKİ tarafından onaylı projede belirtilen şekillere uygun şekilde dolgu malzemeleri yüzey alanlarına ve hendek kenarlarına getirilip malzemelerin boşaltıldığını, işlemlerin tüm mühendislik öngörülerine göre yapıldığını, ASKİ ‘ nin yalnızca zeminde çökme iddiasının olduğunu, kaçak kazı söz konusu olmadığını, kaçak kazı sebebiyle ceza kesilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ASKİ ‘nin cezanın tahsili yoluna gitmek yerine müvekkili şirketin teminatını ödemekten kaçınmış olduğunu, söz konusu cezanın … tarafından ASKİ’ye kesildiğini ve davalı tarafından müvekkili şirkete rücu edildiğini, davaya konu kaçak kazı yapılmadığını, dolgu işlemi sonucu herhangi bir çökmenin olmadığı ve kabul etmemekle birlikte bir çökme meydana gelmiş olsa bile miktarın bu kadar yüksek olmayacağının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, davalının usul ve yasaya aykırı olan 14/07/2015 tarihli,… sayılı cezanın kaçak kazıya ilişkin olmadığı, müvekkili şirketten bu cezayı tahsil etme yoluna gidemeyeceğinin ve dolayısıyla müvekkili şirketin ihale gereği üstlenmiş olduğu işi usulüne uygun yaptığının ve kesilen cezanın hukuka aykırılığının tespitini, yargılama masraf ve giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiş; 18/06/2017 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı kurumca düzenlenen 14/07/2015 tarih … sayılı işlemden dolayı 237.675,58 TL borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacı tarafın… Şube Müdürlüğü Sorumluluğu Sahalarında yapılacak İçme Suyu ve Kanalizasyon Hatlarının Arıza Yenileme, Yeni İmalat ve Temizlik Rehabilitasyon İşi kapsamında yüklenici firma konumunda olduğunu, …. Müdürlüğünce yapılan kontrollerde…. Üzerinde 685,26 m2 asfaltta çökme meydana geldiğini, söz konusu çökme için AYKOME Yönetmeliğinin ilgili maddeleri gereğince 275.981,61 TL cezai bedel tahakkuk ettirildiğini , bu miktarın … tarafından müvekkili kuruma cezai işlem uygulandığını, her türlü maddi ve manevi zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağını, uygulanan cezai bedelin anılan birim fiyatlarında ve cezai işlemin tutarında hukuka aykırı bir hususun bulunmadığını savunarak, davanın zamanaşımı, husumet yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ihale dosyası, … Encümen kararı, tespit raporları, fotoğraflar, … Belediye Encümeni kararı, 09/06/2015 tarihli keşif hesabı, 09/06/2015 tarihli cezai müeyyide tahakkuk hesabı ve ilgili belgeler ile alınan bilirkişi raporları özellikle 03/12/2019 havale tarihli inşaat bilirkişi …’nun raporunda belirttiği gibi hasarın muhtemelen kusurlu dolgu imalatından kaynaklanabileceği, bu kapsamda onarım bedelinin piyasa şartlarına göre 38.306,03.TL olacağı, idarenin ancak bu tutar kadar teminata el koyabileceği (fazladan el konulan 237.675,58.TL olup) cezai işlem yapamayacağı, belirlenen 275.981.61 TL’nin fahiş olduğu belirtilmiş olup, bu kapsamda bilirkişi raporunun karar ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kısmen kabulü ile, davacının, davalı kurumca düzenlenen 14/07/2015 tarih … sayılı işlemden dolayı 237.675,58 TL borcunun olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın, “Su ve Kanal İşletme Dairesi Başkanlığı… Şube Müdürlüğü Sorumluluk Sahalarında Yapılacak İçme Suyu ve Kanalizasyon Hatlarının Arıza Yenileme, Yeni İmalat ve Temizlik Rehabilitasyon İşi” kapsamında yüklenici firma konumunda olduğunu, … Belediye… Müdürlüğü’nce yapılan kontrollerde… İlçesi … üzerinde 685,26 m² asfaltta çökme meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu çökme için AYKOME Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri gereğince 275.981,61 TL cezai bedel tahakkuk ettirildiğin, bu miktarın belediye encümeninin kararı ile uygun görüldüğünü, … Belediye Başkanlığı Fen İşleri Dairesi Başkanlığı AYKOME Şube Müdürlüğü tarafından davacının ihaleten yüklendiği yapılarda altyapı kazı çalışması sonucu çökme meydana geldiğini tespit ederek müvekkili kurum aleyhine cezai işlem uyguladığını, davacı tarafından iptali istenen cezai işlem esasında … Fen İşleri Dairesi Başkanlığı AYKOME Şube Müdürlüğü tarafından verilmiş olduğunu, işbu davada husumetin … Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun idari işlemdeki rolünün cezai işlemi yüklenici firma konumundaki davacıya tebliğ etmek olduğunu, dava konusu işlemin idare tarafından tesis edilmediğini, müvekkili idare tarafından gerçekleştirilen işlemin yalnızca idari yaptırımın davacı alt yükleniciye bildirimi olduğunu, bu hususun dikkate alınması gerektiğini, belirtileceği üzere davacının özel idari teknik şartname gereği yapılan yapılarla ilgili olarak sorumlu olduğunu, … Başkanlığı’nın davalı sıfatıyla dosyasına katılımının sağlanmasını talep ettiklerini, davacının dava dilekçesinde , Dolgu Malzemesi Şartnamesine uygun şekilde nakil ve dolgu işlemi yapmış olduğunu belirtmiş ise de, dilekçe ekindeki fotoğraflardan da görüleceği üzere davacının beyanının gerçeği yansıtmadığını, asfalttaki çökmeleri gösterir tespit raporunun da resmi memur ve mühendisçe imza altına alındığını, davacının yüklendiği iş çerçevesinde çalışmalarının yetersiz kaldığını, bu sebeple asfaltta çökmeler meydana geldiğini, taraflarca imza edilen Su ve Kanal İşletme Dairesi Başkanlığı… Şube Müdürlüğü Sorumluluk Sahalarında Yapılacak İçme Suyu ve Kanalizasyon Hatları Arıza, Yineleme Yeni İmalat, Temizlik ve Rehabilitasyon İşi” başlıklı Özel İdari Teknik Şartname’nin “Yeraltı Tesisleri’ başlıklı maddesine göre; kazı esnasında yer altı tesislerinde meydana gelen tahribat kaza ve çöküntülerden yüklenicinin sorumlu olduğunu, bu sebeple yüklenicinin boru, kablo vs. gibi (tek-telekom-doğalgaz vb.) yeraltı tesislerinin ve kazılara yakın bina, duvar, direk vesaire bilumum tesislerin emniyeti için bütün tedbirleri kendi sorumluluğu altında almaya mecbur olduğunu, doğacak her türlü maddi ve manevi zarardan yüklenicinin sorumlu olduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 9. maddesine göre yüklenicinin yapım işinin korunmasında kesin kabul tarihine kadar sorumluluğu bulunduğunu, ayrıca Aski Kanalizasyon imalatları özel teknik şartnamesinin 7. Maddesi, 15/4 maddesi,28. Maddesi ve 28-4 maddesi uyarınca davacı tarafın çökme olaylarından sorumlu olacağına dair hükümler bulunduğunu, yine, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre, yüklenici tarafından imal edilen eserin idare tarafından kesin tarafından kesin kabulünün yapıldıgı tarihten itibaren malzemenin hileli olması veya işin teknik icaplara uygun olarak yapılmaması gibi nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan yüklenicinin, Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince aynı Kanunun 363. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresince sorumlu olacağını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 30. maddesinde, yapım işlerinde yükleniciler ile alt yüklenicilerin yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması veya benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan iş süresince işin kesin kabulünün onaylandığı tarihten itibaren 15 yıl süreyle müteselsilen sorumlu olacağını, 15 yıl içerisinde eserde bir zarar ve ziyanın meydana gelmesi halinde bu zarar ve ziyanın genel hükümlere göre yükleniciler ile alt yüklenicilere tazmin ettirileceğinin hüküm altına alındığını, anılan düzenlemelerin hukukun genel kaidelerine de uygun olarak, iş sahibinin hakkaniyet gereği işi kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olmasının ve zamanla ortaya çıkması muhtemel zararların önüne geçilmek amacıyla getirilmiş düzenlemeler olduğunu, sonuç olarak davacının, yüklenilen işlerin gereği gibi yapılmamasından dolayı sorumluluğu bulunmakla davaya konu cezai işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, bilirkişi raporunda belirlenen miktarın kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu hesaplamaya esas alınan miktarların herhangi bir fiyat teklifi alınmadan yalnızca “piyasa
araştırması” diye bahsedilerek belirtilmiş olmasının taraflarınca kabul edilebilecek bir husus olmadığını, bilirkişinin raporunda hukuki değerlendirmeye girmiş olmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu işlemin uygulanmasına sebep olan durumun davacı yanın dolgu işlemini usulüne uygun olarak yapmamasından kaynaklandığını, cezai işleme ilişkin değerlendirmeler ve tespitlerin …’nce yapıldığını, birim fiyatlarda ve cezai işlemin tutarında hukuka aykırı bir husus bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 16.235,62 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.058,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.176,72 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 06/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır