Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/499 E. 2023/242 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/499 – Karar No:2023/242
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/499
KARAR NO : 2023/242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : 2017/558 E-2021/212 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;… Jandarma Komutanlığı binası inşaatları ve inşaatlara ait altyapı ve çevre düzenlemesi işinin Toki tarafından yapılan ihalesinin davalı … A.Ş. uhdesinde kaldığını, bu işlerden Hasbağlar Jandarma Karakol Komutanlığı, Bağlıisa Jandarma Karakol Komutanlığı, Büyükşaltı Jandarma Karakol Komutanlığı, Yedisu ilçesi Jandarma Komutanlığı işlerinin %78’lik kısmının müvekkili tarafından yapılması için 15/03/2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu işin müvekkili şirket tarafından gerçekleşen süre uzatımlarına göre süresinde eksiksiz olarak tamamlandığını, TOKİ tarafından yüklenici davalı firmaya tüm hakediş ödemelerinin gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin davalı yandan 17 adet hakediş karşılığı KDV dahil toplam 16.250.796,71 TL ödeme aldığını, halen davalı yandan 16 nolu hakedişe konu 3.650.885,53TL, 16-Ek 2 nolu hakedişe konu 126.797,16 TL ve 16-Ek 3 nolu hakedişe konu 437.760,64 TL olmak üzere toplam 4.215.443,33TL alacağının bulunduğunu belirterek; 15/03/2013 tarihli götürü bedel yapım işi sözleşmesinden doğan 4.215.443,33 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının, müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olmadığı gibi aksine müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, karakol binalarının inşaatları ve inşaatlara ait çevre düzenlemesi işleri ihalesini müvekkilinin kazandığını ve Toki ile 06/09/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 15/03/2013 tarihli inşaat yapım işleri sözleşmesi imzalandığını, davacı ile imzalanan sözleşmeye, ana sözleşme kapsamında bulunan Bingöl ili Adaklı ilçesi Doluçay Jandarma Komutanlığı binası inşaat ve çevre düzenlemesi işlerinin dahil olmadığını, davacının KDV dahil alacağının 17.183.450,79 TL olmasına rağmen müvekkili şirkete KDV dahil 19.658.816,75TL’lik fatura düzenlediğini ve müvekkilinin bu tutarın tamamını ödediğini ve alacaklı olduğunu, davacının kesin kabul ile ilgili eksik imalatları tamamlamadığı için bunların müvekkili şirketçe yapıldığını, müvekkilinin 15/03/2013 tarihli sözleşme maddeleri gereğince oluşan veya oluşacak olan hak ve alacaklarının, kabul sonrası yapılacak kesin hakedişten sonra artabileceğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi kök ve ek raporuna göre; taraflar arasında 15/03/2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin davalı ile dava dışı… arasında 06/09/2012 tarihinde imzalanmış sözleşmeye konu… Jandarma Komutanlığı binası inşaatları ve inşaatlara ait alt yapı ve çevre düzenlemesi işlerinin bir kısmının (Bingöl ili Adaklı ilçesi Doluçay Jandarma Komutanlığı hariç) yapımı ile ilgili imzalandığı, sözleşmenin türünün tenzilatlı anahtar teslim götürü fiyat üzerinden teklif esası usulü ile yapılan yapım işleri olduğu, davacının sözleşme konusu işleri idare ve davalı yüklenici arasında imzalanacak ana sözleşme şartlarına uygun olarak 13.873.770,30TL’ye yapmayı kabul ettiği, her ne kadar sözleşme kapsamında yapılmış imalat ve malzeme satışı nedeniyle tahakkuk eden davacı alacağının 25.294.691,71 TL olduğu, sözleşme gereği kesilmesi gereken tutarın 4.889.813,97TL, ödemeler ve mahsuplar toplamının 19.833.480,78TL, davacı alacağının 571.396,96 TL olduğu tespit edilmiş ise de, 24/08/2016 geçici kabul tarihinden sonra davacı tarafından kurşun geçirmez malzemelerle ilgili olarak 31/12/2016 tarih ve 2.896.631,32 TL bedelli faturanın hakedişten ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davalının borçlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkeme kararının kendi içinde çelişkili ve aslında amacına aykırı olarak gerekçesiz olduğunu, kararda bir yandan alacağın varlığı kabul edilirken bir yandan da dayanağı olmayan bir kanaatle davanın reddedildiğini, müvekkili tarafından davalı … şirketine kesilen 31/12/2016 tarihli… no’lu 2.896.631,40 TL bedelli faturanın, dava konusu karakol yapım işi kapsamı dışında, davalı yana yapılan mal satışından kaynaklandığını, faturaya konu malın davalıya 27/12/2016 tarihli irsaliye ile teslim edildiğini, iş bu faturanın davalı tarafça itiraz edilmeden, alım – satım işlemi olarak muhasebe kayıtlarına alındığını, 31/12/2016 fatura tarihinde karakol yapım işine ait 16-Ek 2 No’lu hakedişin düzenlendiğini ve davalı tarafından onaylandığını, 16-Ek 2 No’lu hakediş içerisinde 31/12/2016 tarihli faturaya konu mallara ilişkin herhangi bir kaleme yer verilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için faturaya konu malların görülen iş kapsamında kullanıldığı düşünülse bile, aynı tarihte işe ilişkin hakediş işlemleri yapılırken bu mal bedelinin hakedişe konu edilmeyerek, ayrı bir satış faturasına konu edilmesinin kabul edilebilir bir açıklaması bulunmadığını, her ne kadar davalı tarafça keşif artışı işlemlerinin uzamasından dolayı müvekkili şirketin mağdur olmaması adına bu ödemelerin yapıldığı beyan edilmişse de, sözde hakediş bedeline dahil olması gereken malzeme bedelinin niçin satış işlemi olarak kayıtlarına aldığının açıklanamadığını, mukayeseli keşif işlemlerinin tamamlanması beklenmeden müvekkili şirkete ödeme yapılmış ise, bu mal bedelinin olması gerektiği gibi aynı gün düzenlenen hakediş içerisinde davalı yana fatura edilmesi gerektiğini, tüm bu hususların davalı iddialarının aksine, 31/12/2016 tarihli faturanın karakol yapım işinden bağımsız bir alım-satım ilişkisi kapsamında düzenlendiğini ve ödendiğini gösterdiğini, davalının benzer nitelikte olduğunu ileri sürdüğü demir malzemesine ilişkin uygulamasının yukarıda belirtilen uygulamadan farklı olarak, demir alımına ilişkin düzenlenen 21/09/2013 tarihli ve … TL bedelli faturanın 6 ve 7 no’lu hakedişten “demir kesintisi” adı altında kesildiğini, bu durumun da, davalı tarafça karakol yapım işi kapsamında kullanılan malzemeler temin edildiğinde, müvekkiline söz konusu malzemeler için satış faturası kesilerek, fatura bedelinin müvekkilinin hakedişinden düşüldüğünü gösterdiğini, davalının, karakol yapımı için kullanılan cam malzemesinin müvekkilince kendisine satıldığını iddia ederek kendi kendisi ile çeliştiğini, bu malzemenin bedelinin kendisince ödediğini iddia eden davalının, müvekkiline malzemeyi temin eden taraf olması ve her durumda bunu aynı gün tarihli hakedişte mahsup olarak göstermesi gerektiğini, Toki tarafından gönderilen hakkediş raporları da incelendiğinde, müvekkilinin tüm cam ve doğrama imalatını Ağustos 2015 tarihi itibariyle 11 nolu hakkedişte tamamladığını, kaldı ki işin geçici kabul incelemelerinin 26/11/2015 tarihinde gerçekleştirildiğini, itiraz konusu faturanın ise 31/12/2016 tarihli ve 2.896.631,32 TL bedelli satış faturası olup, 27/12/2016 tarihli teslim irsaliyesinin de, gerek imalatın gerçekleştiği, gerekse geçici kabul incelemesinin yapıldığı tarihten 1 yılı aşkın süre sonra düzenlendiğini, yine Toki tarafından gönderilen mukayeseli keşif pursantajları incelendiğinde, davalının 2.896.631,32 TL bedelli kurşun geçirmez camının söz konusu iş kapsamında kullanılmadığının görüldüğünü, yine dosyadaki Toki malzeme onay formunda, sözleşme konusu iş kapsamında kullanılan kurşun geçirmez cama dair malzeme onayının çok önceki bir tarihte verildiğinin görüldüğünü, bilirkişi heyetinin de, ticari defterlerde yaptığı incelemede 2.896.631,32 TL bedelli kurşun geçirmez camın, kalekol yapım işinden ayrı bir satışa dair olduğunu tespit ettiğini ve hesaplama sonucu davalının davacıya 571.396,96 TL borçlu olduğunu tespit ettiğini, tüm bu deliller görmezden gelinerek, hiç bir gerekçeye dayandırılmadan 31/12/2016 tarihli ve 2.896.631,32 TL bedelli faturanın hakedişten ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davalının borçlu olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsiline ilişkin alacak davası olup, mahkemece davanın reddine dair verilen kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davadaki talebin taraflar arasındaki 15/03/2013 tarihli sözleşme kapsamındaki hakediş alacaklarına ilişkin olup, mahkemesince yapılan yargılamada toplanan deliller, taraf iddia ve beyanları da dikkate alındığında davacı tarafça kesilen 31/12/2016 tarihli 2.896.631,32 TL bedelli faturanın dava konusu sözleşme kapsamında olmadığının anlaşılmasına ve mahkemesince bu nedenle dava konusu alacağa dahil edilmemesinde isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip