Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/476 E. 2023/95 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/476 – Karar No:2023/95

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/476
KARAR NO : 2023/95

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2021
NUMARASI : 2020/603 E-2021/334 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkiliyle davalı arasında 47 adet azot hattı vanasına ilişkin 03.08.2017 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, sevkiyatın 19-21 hafta içerisinde yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin toplam bedelin %40’ı olan 8.828 USD peşin ödeme için 02.08.2017 tarihinde 8.174,15 USD karşılığı 28.800 TL’yi banka kanalıyla ödediğini, davalının en geç 2018 yılı Ocak ayında teslim etmesi gerekirken teslime hazır olduğunu bildirmediğini, teslimatı da yapmadığını, 3 yıl kadar sonra 16.06.2020 tarihli ihtarnameyle müvekkiline ilk kez bildirimde bulunduğunu, müvekkiliyle… A.Ş. arasında akdedilen sözleşmenin feshedildiğini, ürünlerin tesliminde müvekkilinin yararının kalmadığını, müvekkilinin ödediği peşinatın iadesi için 18.09.2020 tarihinde ihtarname keşide ettiğini, davalı cevabi ihtarnamesiyle sevke hazır olduğunu e-posta ile bildirdiğini, ifade etmiş ise de, bu yönde bir bildirimin olmadığını öne sürerek 8.174,15 USD’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin … Şirketiyle ticari ilişkide bulunduğunu, davacı şirketin farklı olduğunu, 03.08.2017 tarihli sözleşme gereğince …. Şirketinin toplam bedelinin %40’ı olan 8.828 USD yerine eksik olarak 8.174,15 USD ödediğini, müvekkilinin sipariş teyidine uygun olarak süresinde ürünleri eksiksiz olarak hazırladığını, sevke hazır olduğunu sözlü olarak ve e-postayla bildirdiğini, …. Şirketinin ödeme yapmadığını, ürünleri de teslim almadığını, müvekkili tarafından keşide edilen 16.06.2020 tarihli ihtarnameye rağmen ürünlerin teslim alınmadığını, müvekkilinin zarara uğradığını, davacı ile… arasındaki sözleşmenin feshedilmesinin taraflarla ilgili olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davalı tarafça düzenlediği anlaşılan 17.08.53702 no’lu 03.08.2017 tarihli sipariş formu ve ekinde yer alan malzeme listesi ile; 47 adet Vana’nın davalı tarafça üretilerek davacıya teslimi hususunda taraflar arasında anlaşma sağlandığı, davacı tarafça bu kapsamda 8.174,15 USD’nin davalı tarafa ödenmiş olduğu ancak teslim süresinin maksimum 19-21 hafta olarak belirlenmesine rağmen davalı tarafça süresi içerisinde teslimin gerçekleştirilmediği ve davalı yüklenicinin temerrüde düştüğü anlaşıldığı, davalı vekilince, ihtarname gönderilmesine rağmen üretilen ürünün süresi içinde davacı tarafça teslim alınmadığı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiş ise de; az yukarıda ifade edildiği üzere, davalı tarafça tanzim olunan sipariş formu içeriğine göre teslim süresinin 03.08.2017 tarihinden itibaren 19-21 hafta olarak olarak belirlendiği, buna göre yapılan belirlemede siparişlerin 2018 yılı Ocak ayı içerisinde teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediği, bu tarihten çok sonra davacı tarafa gönderilen 16.06.2020 tarihli ihtarname ile bakiye bedelin ödenmesi halinde malların teslim edileceğinin ihtar edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, bu durumda iş sahibinin temerrüdünden bahsedilemeyeceği, malların teslim edilmesi gereken tarih ile ihtarname tarihi ile yine bu tarihten dava tarihine kadar geçen süre dikkate alındığında, davacının sözleşmenin ifasından beklediği faydanın ortadan kalktığının kabulü gerektiği” gerekçesiyle “1-Davanın kabulüne, 8.174,00 $( USD ) ‘nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin … … Şirketiyle ticari ilişkide bulunduğu, davacı şirketin farklı olduğu, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği, deliller toplanmadan 2. celsede karar verildiği, bilirkişi raporu alınmadığı, müvekkiline özel nitelikli vanaların sipariş edildiği, peşinatın eksik olarak ödendiği, müvekkilinin süresinde ürünleri hazırlayarak sevke hazır olduğunu bildirdiği, e-posta yazışmalarında ödenmesi gereken eksik peşinatın belirtildiği, peşinat yatırılmadığı takdirde siparişin askıya alınacağının bildirildiği, üretilen vanaların özel nitelikli ürünler olduğu, başka bir yerde kullanılamayacakları, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin uğradığı zararın mahsubu gerektiği nedenleriyle mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede imal edilecek ürünlerin 19-21 haftada teslim edileceği belirtilmiş, mahkemece sözleşme ile kararlaştırılan bu sürede davalının edimini ifa ettiğini ispatlayamadığı, bu tarihten çok sonra 16.06.2020 tarihinde keşide ettiği ihtar ile teslime hazır olduğunu belirttiği, bu tarih itibariyle davacının ifada yararının kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde delil olarak sunulan ve yine mahkemenin kabulüne dayanak yapılan sözleşme gereği ifa tarihinden çok sonra tarihli olan 2020 yılı içerisinde farklı günlerde gönderilen e-postalarda davacı tarafça finansal sıkıntı içinde olması nedeniyle peşinatın eksik ödendiği ile bakiye bedelin ödenemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmakla, sözleşmede belirtilen teslim tarihi geçmiş olmakla sözleşmenin süresiz hale geldiği, sözleşme konusu edimin ifa imkanının kalmadığı, davacı tarafça ödenen peşinattan iadesi gereken miktarın davacı tarafça sunulan deliller de değerlendirilmek suretiyle belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun yargılama yapılmak üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/04/2021 tarihli ve 2020/603 E-2021/334 K
sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davalı tarafça yatırılan 1.091 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödediği başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 26.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır