Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/468 – Karar No:2023/180
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/468
KARAR NO : 2023/180
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2020
NUMARASI : 2017/126 E-2020/750 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.02.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; ihale sonucu müvekkili ile davalı … arasında 21.09.2005 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, yer tesliminin sağlanması için yapılan görüşme ve yazışmalardan sonuç alınamadığını, geçen uzun süreye rağmen yer teslimi yapılmadığını, müvekkilinin harcamalar yaptığını, beklediği kara ulaşamadığını, müvekkili tarafından 25.10.2016 tarihli ihtarname ile 01.12.2016 tarihine kadar yer teslimi yapılmasının, aksi halde eskalasyon sonucu tahminen 2.192.264,52 TL ihale bedeli üzerinden %25 yüklenici karı ve genel gider hesabı ile 548.066 TL müsbet zarar ile yaklaşık 20.483,03 TL masrafın 7 gün içerisinde ödenmesinin bildirildiğini, ihtarnamenin davalıya 28.10.2016 tarihinde teslim edildiğini, ihale bedelinin bilirkişi marifetiyle eskalasyon yöntemiyle tespit edilmesi gerektiğini, ihale için yapılan masrafların, elde edilmesi gereken karın ve zedelenen ticari itibarının telafisi amacıyla takdir edilecek yoksun kalının karın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini öne sürerek 20.483,03 TL masraf ve mahkemece belirlenecek hedeflenen karın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; sözleşmeye konu inşaat işinin yapılacağı ormanın Kazan İlçesinde bulunduğunu, yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı ile düzenlenen 23.09.2005 tarihli tutanakta … Müdürlüğünce kesin izin verilmesi için … (…) tarafından gerekli işlemlerin yapılması, verilecek kesin izinden itibaren yer teslimi yapılarak işe başlanacağının açıkça kararlaştırıldığını, dava konusu edilen zararlara ilişkin müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, Bakanlık ile … arasında düzenlenen 10.06.2003 tarihli protokolde tesise ait plan ve projelerin … tarafından hazırlanacağı, … Müdür’ü tarafından onaylanacağı ve protokol hükümlerinin kesin iznin verildiği tarihten itibaren yürürlüğe gireceğinin düzenlendiğini, iş bedelinin KDV hariç 521.340 TL olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen 2.192.264,52 TL ihale bedelinin gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın 21.09.2015 tarihli… … depo ve pompa istasyonu inşaatı işine ilişkin sözleşmenin varlığı ve sözleşme uyarınca yer tesliminin dava tarihi itibariyle yapılmamış olduğu uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlığın yer teslimi yapılmaması, sözleşmenin bu nedenle ifasız hale gelmesinde davalıya bir kusur atfedilip atfedilemeyeceği, bu nedenle davacının bir zarara uğrayıp uğramadığı, iddia olunan zarar kalemleri ve miktarları bakımından davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmış olup dosyaya sunulan Orman Mühendisi bilirkişi raporunda; hesap dayanağı olarak sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesinin 48. Maddesindeki hükümleri ve Türkiye İstatistik Enstitüsünün mevzuatı gereği TÜİK tarafından yayımlanan Yurtiçi-ÜFE fiyat endeksindeki son endeksin güncelleme tarihi oranlaması ile bulunan katsayı çarpımı ile güncellendiği ve bu güncelleme sonucu yüklenicinin değişik tarihlerde yapmış olduğu 20.483,03-TL tutarındaki gerçek masraflarının 2018 yılı mart ayına göre Yurtiçi ÜFE endeksine göre 46.183,84-TL olarak belirlendiği, ihalenin yer teslimi yapılamadığı için başka bir ödemenin davacıya yapılmasına gerek olmadığını belirten raporun sunulduğu görülmüş, inşaat mühendisi bilirkişi tarafından sunulan rapora göre; davacının toplam 20.483,03-TL asıl masrafı, dava tarihine (46.183,84-TLx20.930,26-TL/24.166,37=) 39.999,38-TL olarak güncellendiği, sözleşme bedeli+fiyat farkı tutarı üzerinden muhtemel kar payı ise (1.167.489,36-TLx%8=) 93.399,15-TL olacağı, davacının işi yapmayarak harcamak zorunda kalmadığı mesaisi içerisinde alabileceği muhtemel işlerden bu tutarın %50’si oranında kar elde edebileceği kabul edilerek davacının bahse konu işi yapmayarak elde edemediği kar (93.399,15-TLx%50=) 46.699,58-TL olarak hesaplandığı, sonuç itibariyle dava tarihi itibariyle yapılan masraf ve elde edilemeyen kar sebebiyle davacının zararının (39.999,38-TL+46.699,58-TL=) 86.698,96-TL olarak belirlendiği, davacı tarafça ayrıca zedelenen ticari itibarı sebebiyle yoksun kalınan kar karşılığı 60.000,00-TL’ninde davalıdan tahsilini talep ettiği, dava tarihi itibariyle işe başlanılamaması sebebiyle davacının itibarının neden zedelenmiş olduğu anlaşılamadığı gibi yoksun kalınan karını da belgelendiremediğini belirten raporun sunulduğu görülmüştür. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen dava dışı … arasında düzenlenen 10/06/2003 tarihinde imzalanan protokole göre; … mevkiinde 494 ha’lık ormanlık alanın ayrılarak … adıyla piknik ve mesire alanı olarak düzenlenmesine karar verildiği, protokolde belediyenin projeleri hazırlayacağı, 6831 sayılı kanuna göre izin verildikten sonra çalışmaların başlayacağının kararlaştırıldığı, davalı … Genel Müdürlüğünün sadece içme suyu iletim hattı, şebeke, terfi istasyonu ve depolar ile ilgili projeleri hazırlayarak … Müdürlüğüne sunduğu, bunun dışında kullanım amacına yönelik tefrik edilen alanın düzenlenmesine ilişkin plan ve projelerin hazırlanmamış olduğunun anlaşıldığı bu nedenle de … Müdürlüğü tarafından izin verilmediğinin beyan edildiği, dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmış ve davalı tarafın kesin izin almadan ihaleye çıktığı ve gerekli tüm projeleri hazırlayarak … Müdürlüğüne sunmaması sebebiyle yer tesliminin gerçekleşmediği ve bu nedenle müteahitlik karı ve mahrum kalınan kar yönünden bilirkişi raporlarının düzenlendiği, taraflar arasında aktedilen 21/09/2005 tarihli sözleşmenin 15.2. Maddesinde yükleniciye fiyat farkı verilmeyeceği ancak, idarenin kusuru sonucu işin bitim tarihinin süre uzatımı verilerek uzatılması halinde, 24/12/2002 tarih ve 5039 sayılı Bakanlar Kurul Kararı eki 4734 sayılı KİK’na göre ihalesi yapılacak olan yapım işlerine ilişkin fiyat farkı hesabında uygulanacak esasların 12. Maddesi uyarınca fiyat farkı ödeneceğinin hüküm altına alındığı ve sonuç itibariyle dava tarihi itibariyle yapılan masraf ve elde edilemeyen kar sebebiyle davacının 86.698,96-TL alacağının olduğunun belirlendiği, bu alacağa dava tarihi itibariyle ticari faiz işletilmesi gerektiği, ayrıca davacı taraf zedelenen ticari itibarın telafisi amacıyla yoksun kalınan kar karşılığı 60.000,00-TL’ninde davalı taraftan tahsilini talep ettiği ancak dava tarihi itibariyle işe başlanılamaması sebebiyle davacının itibarının zedelenmiş olduğuna ilişkin dosyaya sunulan delil ve belgeler incelendiğinde; bu hususun ispatlanamadığı anlaşılmakla ve davacı tarafın muhtemel kardan mahrum kaldığı iddiasının belgelerle ispatlayamadığı anlaşılmakla 60.000,00-TL alacak talebinin reddine ilişkin olmak üzere davanın davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi” gerektiği gerekçesiyle ” Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; Dava tarihi itibariyle yapılan masraf alacağı, 39.999,38-TL ve elde edilemeyen kar sebebiyle 46.699,58-TL olmak üzere toplam 86.698,96-TL tazminatın, dava tarihi 16/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı tarafın, zedelenen ticari itibar sebebiyle yoksun kalınan kar karşılığı 60.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin talebinin reddine,” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin belirsiz alacak davası olarak yargılama yapmadığı, talep edilen maddi tazminatı manevi tazminat olarak yorumlayarak ayrı ayrı hüküm kurduğu, Nafia Meclisi kararında kar oranının %25 olarak belirlendiği, bunun %15’inin genel masraflar olduğu, kar oranının %15 yerine %4 olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığı, Bakanlık kararnamesiyle net kararın %10 olarak belirlendiği, ihale bedelinin %10 oranında olmakla karın 116.000 TL olması gerektiği, güncellemenin hesabın yapıldığı 12.02.2019 tarihi itibariyle yapılması gerekirken dava tarihi itibariyle yapıldığı, manevi tazminat talebine ilişkin karar gerekçesinin eksik incelemeyle oluşturulduğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yetki, görev ve zamanaşımı itirazları değerlendirilmeden karar verildiği, iki rapor arasında çelişki bulunduğu, çelişki giderilmeden karar verildiği, sözleşmenin Bakanlık ile … arasında yapılan 10.06.2003 tarihli protokole dayandığı ve protokolde …’nin projeleri hazırlaması, … Müdürlüğü’nün onayı ile kesin izin verildiği tarihte yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, davacıyla düzenlenen 23.09.2005 tarihli protokolde davacının yer tesliminin belirtilen izne bağlı olduğunu kabul ettiği, … ile … Müdürlüğü’nün yükümlülüklerini yerine getirmediği, husumetin ihbar edilenlere yöneltilmesi gerektiği, talep edilen zararların menfi zarar mı, müsbet zarar mı olduğunun anlaşılamadığı, hem ihale masraflarının hem de kar kaybının talep edilemeyeceği, sözleşmenin anahtar teslim olduğu, ayrıca fiilen başlamış bir iş bulunmadığı için fiyat farkı uygulanamayacağı, itiraz ettikleri ilk raporda davacının yer teslimi yapılmayan işle ilgili olarak masrafların güncellenmiş bedeli dışında talepte bulunamayacağının açıkça ifade edildiği, davacının yer tesliminin izne bağlı olduğunu bildiği, yıllar geçmesine rağmen sözleşmeyi sonlandırmadığından kar kaybı da isteyemeyeceği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde ise; sair istinaf nedenlerinin reddi ile davalı tarafça yapılan ihale kapsamından … olarak protokole bağlanan alanın DSİ’ye tahsis edilen alan ile çakışması nedeniyle nihai izin verilemediğinden yer teslimi yapılamaması nedeniyle sözleşmenin ifasının gerçekleştirilemediğinin anlaşılmasına göre davacı tarafın sadece sözleşmenin imzalanması nedeniyle uğradığı menfi zararı talep edebileceği, menfi zarar kapsamında da davacının ihale sonrası sözleşme imzalamaya davet edilmesi üzerine yapmış olduğu ve ispatladığı masrafları, güncelleme olmaksızın talep edebileceği kabul edilerek ispatlanan 20.483,03 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1.b.2 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile yazılı biçimde 20.483,03 TL’nin tahsiline dair yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle,
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.12.2020 tarih ve 2017/126 E- 2020/750 K sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın kısmen kabulü ile;
20.483,03 TL’nin dava tarihi olan 16.02.2017’den itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.399,20 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 349,80 TL ve 3.440 TL peşin harç toplamı 3.789,80 TL’den mahsubu ile artan 2.390,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-) Davacı tarafından yatırılan 1.399,20 TL peşin harç ile 31,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 31.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 Davacı tarafından yapılan 302,40 TL posta ve tebligat gideri ile 1.200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.502,40 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 139,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-) Davalı tarafından yapılan 42 TL tebligat giderinin ret oranına göre hesaplanan 38,10 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-) HMK 333. madde gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-) Davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubuyla bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
12-) Davalı tarafından yatırılan 1.480,60 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-) İstinaf talep eden davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf masraflarının kendisi üzerinde bırakılmasına,
14-) İstinaf talep eden davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 111,50 TL tebligat ve posta masrafı toplamı 273,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 10.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır