Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/416 E. 2021/761 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 06/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacı … ile davalı …. arasında “….. imzalandığını, sözleşme gereği davacı müvekkilin borcunu ifa ettiğini, işin esasına uygun yapılarak teslim edildiğine dair “Teslim Tutanağı” imzalandığını, davacı şirket alacağını faturalandırarak borçluya teslim ettiğini, borçlu davalı şirketin düzenlenen açık faturaya ilişkin borcunu ödememesi sonucu müvekkilin talebiyle borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun icra takibi ile gönderilen ödeme emrindeki borca ve ferilerine haksız itirazı sebebiyle söz konusu davanın taraflarınca açılması gereği doğduğunu, müvekkilin borçlu davalı şirketten fatura kaynaklı alacağının mevcut olduğunu, müvekkilin sözleşmede taahhüt ettiği işi tamamlayarak borçlu şirkete teslim ettiğini, yapılan işi karşılığı olarak 31.08.2016 tarihli …. seri numaralı açık fatura bulunduğunu, tutarı 56.640,00.-TL olan faturanın borçluya teslim edildiğini, Sayın mahkemece borçlunun defter kayıtları ile vergi beyan formlarının istenilmesi durumunda faturaların borçlu tarafından kaydedildiğinin görüleceğini, borçlu tarafından müvekkile bir kısım ödemeler yapıldığını, kalan borcun 33.640,00 TL lik kısmının isabet eden işlemiş faiz ile birlikte 34.176,95 TL olarak icra takibine konulduğunu, borçlu davalı şirketin fatura içeriklerine itiraz etmediklerini ve faturaların kesinleştiğini, faturalara itiraz etmeyen tacirin, fatura içeriklerini kabul ettiğinin hukuken tartışmasız olduğunu, asıl alacağa takip tarihine kadar TTK madde 1530/4 gereği, faiz işletildiğini, ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariğine ilişkin yapılacak ödemelerde, borçlu taraf ilgili maddede geçen sürenin sonunda ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğünü, TTK 1530/4’e göre borçlu bakımından faturaların düzenlenme tarihlerinden 30′ ar gün sonra temerrüt gerçekleştiğini, temerrüt tarihinden itibaren ise TTK 1530/7 hükmüne göre belirlenen faizin takip tarihine kadar asıl alacağa uygulandığını ileri sürerek, Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün….. sayılı dosyası kapsamında davalının borç ve ferilerine ilişkin itirazlarının iptaline, haksız yapılan bu itiraz sebebiyle borçlu aleyhine alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; … Sözleşmesinin 06/06/2016 tarihinde … … ile 40.000 TL+KDV bedelli olarak imzalandığını, sözleşmenin 4. Maddesine istinaden %25 ödemesinin firmaları tarafından … … firmasına ödeme yapıldığını, davacı yapımcı firma her ne kadar sözleşmeye istinaden fatura kesip gönderdiğini iddia etse de sözleşme bedelinin 40.000 TL+KDV olduğunu, kesilen faturanın ise 48.000 TL+KDV olduğunu, faturanın sözleşmeye uygun bir fatura olmadığından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, yapımcı firmanın sözleşmenin 6/3’ncü maddesinde taahhüt edilen ve faturanın birinci maddesinde yer alan 10 adet …. 6 Adet getirilmiş ve kalan 4 adedin ise halen teslim edilmediğini, yine faturanın 9’ncu maddesinde belirtilen saha kabini 4 adet gelmesi gerekirken 1 adeti eksik geldiğini ve bununla ilgili alt yapı sisteminin oluşturulmadığını, yapımcı firmanın tam olarak getirdiğini ispatlamak zorunda olduğunu, ayrıca yapımcı firma yükümlülüğünde olan ve sözleşmenin 6/6 maddesinde belirtilen ve….kamera odasında anlık görüntülerin izlettirilmesi konusunun yerine getirilmediğini, yapımcı firmanın sözleşmeye uygun davrandığını ispatlamak zorunda olduğunu ancak, sözleşmeye konu olan yer incelendiğinde ve keşif yapıldığında yapımcı firmanın taahhütlerini yerine getirmediğinin görüleceğini, fatura ile ilgili hataların defalarca kendilerine bildirilmesine rağmen düzeltilmediğini ve söz konusu eksiklerinin giderilmesinin halen beklendiğini, bu nedenle yapımcı firmanın açmış olduğu davanın haksız ve gerçeğe aykırı olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacının %20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 6/6 maddesinde ”….anlık kamera görüntülerinin izlettirilmesi” yönünde bir düzenleme bulunduğu, davacı tarafça bu maddeye konu işin ifa edilmediği ileri sürülmüş ise de, belirtilen hususun, bir imalat işlemine ilişkin olmadığı anlaşılmakla, bu yöndeki itiraza itibar etmenin mümkün görülmediği, davacı tarafından tanzim edilen 56.640,00 TL tutarlı faturanın davacı ve davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflarca ilgili dönemde bağlı oldukları vergi dairelerine BA-BS formları ile beyan edildiği anlaşılmakta ise de; taraflar arasında tanzim edilen sözleşmede ayrıca ve açıkça, sözleşmeye konu işin bedelinin 40.000,00 TL + KDV olarak (47.200,00 TL) belirlenmiş olduğu, davacı tarafından sözleşme kapsamında veya sözleşme dışında fazladan yapılan bir iş olduğuna dair bir iddianın da ileri sürülmemiş olmasına göre, yapılan iş bedelinin 47.200,00 TL olarak esas alındığı, davacının ticari defterlerinde yer alan kayıtlara göre de; davalı tarafından davacıya yapılan 33.000,00 TL’nin bu bedelden mahsubu neticesinde davacının takip tarihi itibariyle alacağının 14.200 TL olduğunun anlaşıldığı, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında, davacı tarafından gönderilen fatura bedelinin tamamen ödendiğine dair kayıtlar mevcut ise de; yapılan ödemelere esas makbuz v.b belgelerin dosya içerisine sunulmadığı gibi bu yönde bir iddianın da davalı tarafından ileri sürülmemiş olmasına göre, borcun ödenerek kapatıldığı yönündeki defter kayıtlarına itibar etmenin mümkün olmadığı, davacı vekilince asıl alacağa takip tarihine kadar TTK madde 1530/4 gereği, faiz işletildiği, ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedarikine ilişkin yapılacak ödemelerde, borçlu taraf ilgili maddede geçen sürenin sonunda ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğü ileri sürülmüş ise de, TTK 1530/4 maddesinde de ifade edildiği üzere, yapılan düzenlemenin yalnızca mal ve hizmet satışına ilişkin olup, eser sözleşmelerinden kaynaklanan iş bedelinin tahsiline yönelik açılacak takip ve davalarda uygulanma kabiliyeti bulunmadığı kanaatine varılmakla, davacının işlemiş faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerektiği, böylece taraflar arasında düzenlene eser sözleşmesi kapsamında, sözleşmeye konu işin davalı tarafa eksiz olarak teslim edildiği, davalı şirket tarafından yapılan ödemeler neticesinde davacının takip tarihi itibariyle davacıdan 14.200,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 2.İcra müdürlüğü’nin…. E sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 14.200 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likit olduğu anlaşılmakla davacı yararına asıl alacak tutarı olan 14.200 TL üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında gerçekleşen hukuki ilişki gereği müvekkilinin alacak hakkı olan 56.640,00 TL’lik iş bedelini faturalandırarak davalıya teslim ettiğini, takibin bu faturaya dayandığı, müvekkilinin davalıdan 56.640,00 TL alacağı olduğunu ortaya konduğunu, ancak yine müvekkilinin ticari defterlerinde yer aldığı üzere bu bakiyenin 33.000 TL’sinin ödendiğini belirttiğini, bu bakımdan davanın 23.640 TL’lik alacak yönünden kabulü gerektiğini, buna karşılık mahkemenin taraflar arasında kurulan sözleşme bedelini esas alarak sözleşmede yazan 47.200 TL’lik bedeli üst sınır olarak aldığını ve ödenen miktarı toplam borç olan 56.640,00 TL den değil, 47.200 TL den düştüğünü, yasal olan faturanın esas alınmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olarak yapılmadığını, öncelikle borcun doğum nedeni olan sözleşmenin eksik ifa edildiği ana yüklenici firma müşavirliğinin vermiş olduğu rapor ve hakkediş evraklarında açıkça ortaya konulduğunu, ” sözleşmenin 3.2. maddesindeki 14. alt maddesi…..Kamera imalatı 6 adet olarak imalatlarının tamamlandığını, yani 4 adet eksik kameranın söz konusu olduğunu, ayrıca ”….. kamera odasında anlık görüntülerin izlettirilmesi imalatı yer almasına rağmen, bu imalatın da yapılmadığı yüklenici …. firmasının müşavirliğe başvurusu sonucunda tespit edilmiştir.” denilmek suretiyle işin tamamlanmadığının açık olduğunu, ilgili sözleşme göz önüne alındığı taktirde, ödenmesi gereken sözleşme bedelinin, eser sözleşmesinin tamamen bitimi ile beraber sistemin arızasız ve sorunsuz olarak çalıştığının gözler önüne serildiği zaman gerçekleşeceğinin açık olduğunu, eser sözleşmesinin belirtilen şekilde yerine getirilmediğinin şifahen bir çok kez davacı firmaya bildirildiğini ve tamamlanacağı hususunda anlaşmaya varılmasına rağmen davacının tamamlamadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, bir takım ürünleri eksik teslim edip bir takım işleri tamamlamadığının açık olduğunu, mahkemenin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararında ve bilirkişi raporunda yalnızca ticari defterlere dayanak yapılmış olduğundan dar yetkili bir incelemenin söz konusu olduğunu, diğer hususların incelenmediğini, faturaya sebep sözleşme şartlarının gerçekleşmediğinin açıkça ortada olmasına rağmen muhasebecinin bilinçsizce faturayı BA-BS kayıtlarına işlemesi sonucu bu sıkıntıların ortaya çıktığını, müşavir firmanın mahkemeye vermiş olduğu cevapta sözde teslim tutanağının imzalatıldığı kişilerin teslim almaya yetkili kişiler olmadığını, lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken aleyhlerine icra inkar tazminatı verilmesinin anlaşılamadığını, müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, müşavir firma tarafından verilen raporda, ” … …. tarafından eksiksiz olarak yerine getirilmiştir.” denildiğini, mahkeme ilamının bu hususu dayanak haline getirdiğini, fakat asıl taşeron firma olarak, kendilerini taşere eden alacaklı firmadan bu işin yapılması için harekete geçilmediğini fark ettikleri zaman mecburen taraflarınca bu durumun yerine getirilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu, eksikliklerin müvekkilli tarafından tamamlandığını ve bu eksikliklerin davacı firma tarafından tamamlanmadığı teslim tutanağının geçersiz olduğunu ve bir takım ürünlerin ve sözleşme şartlarının yerine getirilmediğine açıkca değindiğini, fakat mahkemenin açıkça bunları göz ardı ettiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahisili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki Ankara ….. Sistemi Sözleşmesi, sözleşme ve dava tarihi itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasındaki sözleşmede iş bedeli 40.000 TL +KDV olarak kararlaştırılmış ise de, davacı tarafından sözleşme kapsamında düzenlendiği anlaşılan faturada iş bedelinin 48.000 TL+KDV olarak gösterildiği, söz konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu gibi BA formlarında da bildirildiği, bu kapsamda fatura içeriğine süresinde itiraz edilmediği ve fatura bedelinin tamamının ödendiği yönünde davalı defterlerinde kayıt olduğu anlaşılmakla, iş bedelinin 48.000 TL+KDV=56.640 TL olduğunun kabulü gerekmiştir.
İş bedeli olan 56.640 TL alacaktan, davalı tarafından davacıya ödendiği ispatlanan 33.000 TL’nin mahsubu ile bakiye davacı alacağının 23.640 TL olduğu anlaşılmakla, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının bakiye alacağı yargılama ile belirlenmiş olup, davalının itirazında haksız olduğu da ispat edilemediğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde sözleşmedeki bedel üzerinden davalı tarafça yapılan ödemelerin mahsup edilerek ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2019 gün….. Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Ankara 2.İcra Dairesinin…. sayılı takip dosyasına vaki itirazının 23.640,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4- Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
5- Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE, 6-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 1.614,85 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 412,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.202,85 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacı tarafından yatırılan 412,78 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
9-Davalı vekille temsil olunduğundan red edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
10-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, tebligat-müzekkere ücreti 115,50 TL, bilirkişi masrafı 600,00 TL olmak üzere toplam 746,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 516,63 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
13-Davacı tarafından yatırılan 44.40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
14-Davalı tarafından yatırılan 242,50 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
15-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 42,60 TL istinaf posta gideri toplamı 163,90 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….