Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/403 E. 2022/1262 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/403 – Karar No:2022/1262

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/403
KARAR NO : 2022/1262

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
NUMARASI : 2019/701 E-2021/40 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak, Cezai Şart (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen iki adet mantar bariyer ve iki adet otomatik kayar kapı imalatına ilişkin sözleşme gereğince müvekkilinin eseri 16.12.2018 tarihinde iş sahibi Bakanlığa teslim ettiğini, sözleşmenin 5. maddesi gereğince KDV dahil 80.000 TL olan iş bedelinin 24.12.2018 tarihinde ödenmesi kararlaştırılmış iken davalının banka kanalıyla 31.12.2018 tarihinde 25.000 TL ve 23.01.2019 tarihinde 26.000 TL ödeme yaptığını, bakiye 29.000 TL’nin tüm taleplere rağmen ödenmediğini, sözleşmenin 9. maddesi gereğince ödemede gecikme halinde günlük 5.000 TL gecikme cezası ödenmesi gerektiğini, davalının 18.04.2019 tarihli ihtarnameye rağmen ödeme yapmadığını öne sürerek 29.000 TL iş bedelinin ve gecikme cezasından şimdilik 1.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

Davalı vekili özetle; davacının mantar bariyer ve sistem panosunu 23.10.2018 tarihli sevk irsaliyesiyle sahaya getirdiğini, müvekkilinin 24.10.2018 tarihinde “çelik işine avans” açıklamasıyla 55.000 TL eft yaptığını, davacının eseri teslim etmek istediğini, 16.12.2018 tarihinde teknik servis formu başlıklı maktu belgenin müvekkili şirket yetkilisi … tarafından imzalandığını, belgenin teslim için yeterli olmadığını, zira formda kapı ve direklerin boyasının 17.12.2018 tarihinde yapılacağının belirtildiğini, yine bakanlık yetkililerinin 17.12.2018 tarihinde geçici kabul için sahaya geldiklerinde bir kısım eksiklikler tespit ettiklerini, bildirilmesine rağmen davacının eksiklikleri gidermediğini, müvekkilinin 31.12.2018 tarihinde davacıya 25.000 TL daha ödediğini, eksikliklerin 1.250 TL + KDV bedelle dava dışı şirket tarafından 02.01.2019 tarihinde tamamlandığını, eksikliklere rağmen iş büyük ölçüde tamamlandığından müvekkilinin 25.000 TL ödeme yaptığını, iş bedeli KDV dahil 80.000 TL olmasına rağmen müvekkilinin şirket yetkilisi …’ın hesabından 24.01.2019 tarihinde 26.000 TL eft yaptığını, kararlaştırılandan fazla ödeme yapıldığı için cezai şart talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “İdare tarafından işaret edilen eksikliklerden bu davaya konu olan imalatlardan “güvenlik mantarlarının arızasının giderilerek çalışır hale getirilmesi” kalemine yer verildiği, davacının üstlendiği işin boya eksiğini ne zaman tamamladığı belli olmamakla birlikte idarenin tespitine göre de yapılan imalatta kusur bulunduğu anlaşıldığı, bu durumda davacı tarafın sözleşme kapsamında üstlendiği işi tam olarak çalışır vaziyette teslim etmediği ve bu durumda işi tam olarak teslim etmemesi sebebiyle sözleşme kapsamında anlaşılan bedeli talep edemeyeceği, ayrıca davalı tarafa ait yasal defterler yönünden inceleme yapıldığında; muavin defter kayıtlarına göre davacı tarafça davalı adına 1 adet 84.960,00-TL’lik faturanın tanzim edilmiş olduğu, fatura bedelinin ise ortaklar cari hesabı ile kapatılmış olup bu kayıtlara göre taraflar arasında bir borç ve alacak ilişkisinin kalmadığı, gerek davacı yasal defter kayıtlarında, gerekse davalı tarafın muavin dökümünde herhangi bir alacağının bulunmadığının tespit edildiği, her iki tarafın tacir olduğu, ticari davalarda ticari defterlerde sözleşme ilişkisi alacak miktarının ispatının mümkün olduğu, bir sözleşme ilişkisinin sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile kurulacağı, sunulan ticari defterler ve yazılı belgelerin aksinin ancak yazılı ve kesin delillerle ispatı mümkün olabileceği” gerekçesiyle “Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın reddine,” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğu, bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle oluşturulduğu, bir başka heyete tevdiye ilişkin talepleri doğrultusunda mahkemece karar verilmediği, davalının kısmi ödemeyi zamanında yapmadığı, 29.000 TL iş bedelinin ödenmediği ve cezai şart nedeniyle de müvekkiline borçlu olduğu, 18.04.2019 tarihli ihtarname içeriğinden rapor vs evraklardan anlaşılması gerektiği halde yazılı delil yokmuş gibi hüküm kurulduğu, ürünlerin teslim ve montajının gerçekleştirildiği, teslim evrakının davalı tarafa imzalatıldığı, 55.000 TL’lik ödemenin “çelik kondüksiyon” işine ilişkin olduğu, dekontta da bu hususun belirtildiği, bu ödemenin davaya konu sözleşmeye ilişkin olmadığı ve sözleşme tarihinden önce yapıldığı halde hesaba dahil edildiği, kararda taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin olmadığı halde davalı ile idare arasındaki ihtilafa ilişkin açıklamalarda bulunulduğu, 18.04.2019 tarihli ihtarname 19.04.2019 tarihinde tebliğ edilmekle davalının bakiye iş bedeli ve cezai şart için temerrüde düşürüldüğü nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Taraflar arasında tarihsiz adi yazılı sözleşme ile eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ihtilafsız olup, sözleşmenin 4. maddesinde 17.12.2018 tarihinde ifa ile teslim edileceğinin, 5. maddesinde ise ödemenin 24.12.2018 tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığı, 8 ve 9. maddelerde ise teslim ve ödemede gecikmeye ilişkin cezai şartın düzenlendiği görülmüş olup, dosya kapsamında 16.12.2018 tarihinde sözleşmeye konu malzemelerin montajı yapılarak çalışır vaziyette teslim edildiği, kapı ve direklerin boyasının 17.12.2018 tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığı, iş sahibi Bakanlıkça yapılan tespitte boya eksiğine yer verilmediğinden boya imalatının da davacı tarafından tamamlandığı ve idare tespitindeki eksikliklerin ayar yapılmasına ilişkin olduğu anlaşılmakla davacı taşeronun sözleşmedeki edimini süresinde ve eksiksiz yerine getirdiğinin kabulü gerekir.
Davaya konu ödemeyi ilişkin hususun incelenmesinde davalı tarafça sözleşmede ödemeye ilişkin düzenleme kapsamında teslim tarihi olan 17.12.2018 tarihinden sonra 31.12.2018 tarihinde 25.000 TL ve 23.01.2019 tarihinde ise 26.000 TL ödeme yapıldığı anlaşılmakla birlikte davalı tarafça sözleşmedeki bu düzenlemenin dışında 24.10.2018 tarihinde 55.000 TL daha ödeme yapıldığı savunulmuş ve buna ilişkin belge sunulmuş ise de, davacı tarafından bu ödemenin sözleşme kapsamında olmadığı yönünde itirazda bulunulmakla sözleşmedeki düzenlemenin aksini savunan davalının iddiasını ispatlaması gerekeceği, cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığı anlaşılmış olmakla, sözleşmedeki ödemeye ilişkin düzenlemenin aksine savunmada bulunan davalıya bu savunmasını ispat hususunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre inceleme yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/01/2021 tarih ve 2019/701 E-2021/40 K
sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ve ödenen istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 16.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır