Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/396 E. 2021/1180 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI …..
DAVALARIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 21.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2021

Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından asıl ve birleşen davalarda davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davalarda mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; alüminyum işler yapan müvekkili ile davalı şirket arasında 12.01.2009 tarihinde yapılan sözleşme gereği davalının yapımını üstlendiği ……. olarak yapımını üstlendiğini, işi tamamlayarak teslim ettiğini, yapılan işlere karşılık davalı ile mutabakat sağlanarak tarafların kabul ettiği hakedişlerin ödenmiş olmasına rağmen 26.20.2010 tarihli davalının kabul ettiği 75.622,98 Euro’luk hakedişin ödenmediğini, tarafların 31.04.2014 tarihinde yaptıkları görüşmeler sırasında düzenlenen mutabakatla müvekkilinin 4.936,17 TL ve 75.622,98 Euro alacağın olduğunun kararlaştırıldığını, davalı tarafından belirtilen alacaklar ödenmediğinden Euro alacak için Ankara 17.İcra Müdürlüğü’nün….. sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında 12.01.2009 tarihinde yapılan sözleşmeye göre müvekkilin yapımını yürüttüğü …….. (İç-dış cephe alüminyum giydirme, kaplama, ve doğrama, gölgelik, panjur) işlerin kısmi malzeme ve işçilik dahil yapımını davacının üstlendiğini, Libya’da meydana gelen olağanüstü iç savaş nedeniyle halk ayaklanması neticesi Libya’da devam eden tüm işlerin durduğunu ve yapılmaz hale geldiğini, müvekkilinin devam eden iş şantiyelerindeki araç-gereçlerinin yıkılmış olduğunu, davacının taahhüdü kapsamındaki iş dahil tamamlanmadan işyerlerinin terk edildiğini, işte belirlenen eksik ve kusurlu işlerin taraflarca düzenlene tutanakla belirlendiğini, davacının yapmakta olduğu işleri tamamlayıp teslim edemediğini, geçici kabul yapılmadığını, davacının takipte bulunduğu 75.602,06 Euro’luk yapılmayan işlerin karşılığı olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, taraflar arasında düzenlenen hakkedişler ile avans mahiyetinde ödemeler yapıldığını, sözleşme tutarının tamamen ödenmesi için işin sözleşme hükümleri çerçevesinde tamamlanmasının gerekli olacağını, işin….. tarafından onaylanan kadar kabul işlemlerinin davacıya ait olduğunu, davacının işin tamamlandığı konusunda müvekkiline işin geçici kabulü için müracaatta bulunmadığını, davacının gösterdiği mutabakat mektubunun müvekkilini bağlamayacağını, zira, davalı adına belgeyi düzenleyen kişinin adı, soyadı ve unvanı belgede yazılı olmadığından davalıyı borç altına sokma yetkisine sahip olup olmadığının belirlenmediğini, kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkil icra takip tarihinden evvel temerrüde düşürülmediğinden takip tarihi öncesi faizi yürütülmeyeceğini savunarak ,davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin…. sayılı dosyasında;
Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalıdan 4.936,17 TL alacağı olduğunun mutabakatla kararlaştırıldığını, davalı tarafından belirtilen alacaklar ödenmediğinden TL alacak için Ankara 17.İcra Müdürlüğün …… Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, davacı yararına alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine….. sayılı dosyada başka bir icra dosyası nedeniyle ama aynı olay ve aynı taraflarla ilgili döviz bazında olan takipten dolayı dava olması nedeniyle iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davanın reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep ettiklerini, taraflar arasında eser yapımına yönelik sözleşme yapıldığını, ancak 2009 yılından itibaren Libya’da iç savaş ve halk ayaklanması olması nedeniyle şantiye basılıp araç ve gereçler çalınıp yakıldığından bu olağanüstü durumdan dolayı 2011 yılından itibaren davacının taahhüt kapsamındaki işleri tamamlamadan terkettiğini, mutabakat mektubunun davalı müvekkilini bağlamayacağını, çünkü bu belgeyi düzenleyenin adı soyadı olmadığı gibi ünvanı ve yetkili olup olmadığının yazılı olmadığını, kaldı ki temerrüde düşürülme olmadığından takip öncesi için de faiz yürütülemeyeceğini, ayrıca % 6 faizin fahiş olduğunu, birleştirme hususunu mahkemenin takdirine bıraktığı beyan etmiştir.
Mahkemece; davacının 12.01.2009 tarihli eser sözleşmesi ile davacının…… İnşaatının iç-dış cephe alüminyum giydirme, kaplama, ve doğrama, gölgelik, panjur işlerin kısmi malzeme ve işçilik dahil yapımını üstlendiği, davacı yüklenici ile işveren davalı yetkililerinin tanzim ettiği 30.11.2010 tarihli eksik ve kusurlu işler listesine göre işin tamamlandığı, işin geçici kabule hazır anlamına gelen tutanağına göre işte 9 madde halinde belirlenmiş eksik kusurlu-hatalı imalatların 15 gün içinde davacı yüklenici firma tarafından tamamlanacağının belirlendiği, davalı tarafça 07/01/2011 tarihli belgede 75.622,98 Euro havalesinin davacı hesabına gerçekleştirildiği ancak yapılan işler karşılığı taraflar arasındaki 31/03/2014 tarihli mutabakatname uyarınca davalının 75.602,09 Euro ve 4.936,17 TL davalıya borçlu olduğu, her ne kadar davalı tarafça mutabakatname bulunmadığı, imzanın yetkiliye ait olmadığı ileri sürülmüş ise de; takip eden 31/12/2014 tarihli ve 11/02/2015 tarihli mutabakatnamelerde de borcun devam ettiğinin belirli olduğu, bu itibarla davalı tarafın mutabakannamenin geçersizliği savunmasının inandırıcı bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takiplerinde faiz talep etmelerinin yasal olduğunu, davalı yanın, faiz başlangıcı için temerrüte düşürülmediğinden bahisle itirazlarının iptali talebinin kısmen reddedilmesinin yasal olmadığını, ayrıca davada reddedilen kısımların faize ilişkin olduğunu ve faize ilişkin reddedilen kısımlar üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin yasal olmadığını, müvekkilinin reddedilen kısımlar bakımında kötü niyetli olduğuna dair dosyada delilin mevcut olmadığını ve kötü niyet tazminatının yasal koşullarının oluşmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının Ankara 17.İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı icra takibinde borcun sebebi olarak 31.03.2014 tarihli mutabakat mektubunu ve 26.12.2010 tarihli hakediş raporunu gösterdiğini, icra takibine yapılan itirazın iptali talebi ile açılan 28.10.2014 tarihli dava dilekçesinde 26.12.2010 tarihli hakediş bedelinin ödenmediğini, bu miktar üzerinde 31.03.2014 tarihli mutabakat mektubu ile mutabık kalındığını ve bu miktara yapılan itirazın iptalini talep ve dava edildiğini, ancak mahkemece icra takibinde ve dava dilekçesinde talep edilen 26.12.2010 tarihli hakediş bedeli yerine 31.03.2014 ve 11.02.2015 tarihli mutabakat mektuplarındaki miktar yönünden hüküm kurulduğunu, bu nedenle mahkemenin HMK’nın 26. maddesine aykırı hukuki tasnifte hata yaparak başka bir şeye karar verdiğini ve dolayısıyla usule aykırı karar verdiğini, davacının Libya’daki olağanüstü hal nedeniyle üstlenmiş olduğu işleri tamamlayamadığını, yapmış olduğu işler karşılığı düzenlediği hakediş bedellerinin eksiksiz kendisine ödendiğini, davacının Ankara 17.İcra Müdürlüğünün… sayılı icra dosyası ile 31.03.2014 tarihli mutabakat mektubu ve 26.12.2010 tarihli hak ediş raporundan kaynaklı 75.622,98 Euro hakediş bedelinin tahsili amacıyla icra takibine giriştiğini, davacının dava dilekçesinde 26.12.2010 tarihli hakedişten doğan 75.622,98 Euro alacağının ödenmediğini iddia etmiş ise de davaya (icra takibine) konu edilen 8 nolu hakediş bedeli 75.622,98 Euro’nun davacıya 07.01.2011 tarihinde banka havalesi ile ödendiğini ve bu hususun alınan 19.09.2018 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, mahkemece, icra takibine konu 8 nolu hakediş bedeli davacıya ödendiği halde, yapılan işler karşılığı taraflar arasındaki 31.03.2014 ve 11.02.2015 tarihli mutabakatnameler uyarınca davalının davacıya 75.602,09 Euro ve 4.936,17 TL daha borçlu olduğunun belirli olduğunu ve borcun devam ettiğine kanaat getirerek davanın kısmen kabulüne karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, 31.03.2014/11.02.2015 tarihli mutabakat mektubunun mahkeme kararının gerekçesindeki gibi sözleşme kapsamında yapılan işler karşılığı düzenlenmiş bir mutabakat olmadığı gibi borcun devam ettiği ve/veya borcun kabul edildiğini gösterir mahiyette bir belge olmadığını, taraflar arasında yapılan işler karşılığı düzenlenmiş bir mutabakat olarak veya bu işler kapsamında borç doğurur bir belge olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından doldurulmuş mutabakat belgesine dayanarak davanın kabul edilmesinin hak ve hukuka aykırı olduğunu, Libya’da meydana gelen olağanüstü hal nedeniyle (iç savaş ve halk ayaklanması) tüm işlerin durduğunu ve yapılamaz hale geldiğini, bu zorunlu hal nedeniyle davacının ekonomi ve hukuk fakülteleri inşaatları için imzalanan sözleşme kapsamındaki imalat ve montaj işlerini tamamlayıp teslim edemediğini, geçici kabullerini de yaptıramadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 25.maddesi hükmünde işin geçici kabulünün ne şekilde yapılacağı kararlaştırıldığı halde mahkemece 30.11.2010 tarihli eksik ve kusurlu işler listesini geçici kabule hazır anlamına gelen tutanak olarak kabul ederek açıkça sözleşme hükümlerini uygulanamaz hale getirdiğini, müvekkilinin defter kayıtlarında davacı yanın bir alacağı bulunmadığı gibi takip konusu edilen alacağın belirli olmadığını, bu suretle icra inkar tazminatının şartları oluşmadığını, alacağın miktarı, konusu ayrı, likit ve belli bir alacak olmadığı halde %20 icra inkar tazminatına hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 25/03/2021 tari…… sayılı geri çevirme kararı gereğince eksiklik mahal mahkemesince ikmal edildikten sonra, istinaf edilen kararın esası incelenmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 59,30’ar TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Birleşen dava yönünden davacıdan alınması gereken 59,30’ar TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Asıl dava yönünden davalıdan alınması gereken 13.740,98 TL istinaf karar harcından peşin alınan (2.958,00+477,25) toplam 3.435,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.305,73 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Birleşen dava yönünden davalıdan alınması gereken 337,19 TL istinaf karar harcından peşin alınan 84,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 252,89 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına
6-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır