Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/381 E. 2022/1257 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/381 – Karar No:2022/1257

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/381
KARAR NO : 2022/1257

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2019/128 E-2021/42 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalı şirketin yaptığı inşaat projelerine ilişkin verdiği siparişlere istinaden müvekkilinin 2017 yılı Mayıs ayından itibaren cam, kapı, pvc doğrama imalat ve montajlarını gerçekleştirdiğini, dilekçesinde tarih ve tutarlarını belirttiği faturaların düzenlendiğini, faturaların her iki tarafın ticari defterlerine kaydedildiğini, davalının 12.500 TL bedelli ve ileri tarihli 3 adet çek verdiğini, müvekkilinin bakiye 227.300,26 TL alacaklı olduğunu, arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını öne sürerek şimdilik 1.000 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında 01.05.2017 tarihli barter sözleşmesinin akdedildiğini, edimlerin ne şekilde yerine getirileceğinin belirlendiğini, davacının yapacağı çelik kapı, pvc doğrama işleri bedelinin 37.000 TL’sinin çek ile ödenmesinin, kalan iş bedelinin ise müvekkili tarafından belirtilen proje ve işler yapılmak suretiyle ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin 12.500 TL bedelli olmakla toplam 37.500 TL tutarlı 3 adet çek verdiğini, sözleşmede bakiye bedelin para veya çek/senetle ödenmeyeceğinin belirlendiğini, davacının müvekkilinden sözleşmede kararlaştırılan edimlerin ifasına ilişkin talepte bulunmadığını, davacının düzenlediği faturalar tutarı 264.800,26 TL’den çekle ödenen 37.500 TL’nin indirilmesiyle davacının 227.300,26 TL talep ettiğini, bu tutardan sözleşme gereğince barter edilecek 222.800 TL’nin indirilmesiyle 4.500,26 TL fark oluştuğunu, bu tutarın da barter olarak yerine getirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Dosyanın tümü üzerinde yapılan incelemede; davacı vekilinin faturalara dayalı olarak Eskişehir 5. İcra Dairesinin 2018/5075 esas sayılı dosyasıyla takibe geçtiği, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı, davacının davasını faturalardan kaynaklı eser sözleşmesine dayandırdığı, davalının ise faturalara konu ticari ilişkinin eser sözleşmesinden değil barter sözleşmesinden kaynaklı olduğunu iddia ettiği, bu nedenle öncelikle davacının dayanak belgelerinin incelenmesinin gerektiği, davacı takibe konu faturaların haricinde davalı ile başka ticari ilişkilerinin de bulunduğunu bildirdiği, buna dair dosyamıza teklif ve sözleşme formlarının sunulduğu ve taraf defterleri üzerinde incelemelerin yapıldığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 21/12/2020 tarihli raporda tarafların 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin incelendiği, taraf defterlerinde sadece takibe ve davaya konu faturaların kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça takibe ve davaya konu faturaların dışında davalıyla ticari ilişki içinde olduğuna dair bir delili dosyamıza sunmadığı, davacı tarafından sunulan teklif ve sözleşme formlarının 2017 yılına ait olduğu, ancak davalıyla ticari ilişkiyi gösterir bir duruma bu belgeler üzerinde rastlanılmadığı, bu nedenlerle davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin sadece takibe ve davaya konu faturalardan kaynaklı olduğu, bilirkişi raporuna göre ayrıca her iki tarafın ticari defterlerine göre davacı alacağının 227.300,26 TL olduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olarak kabulü halinde davacının 227.300,26 TL para alacağının bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin barter sözleşmesi olarak kabulü halinde ise davacının sözleşmeye göre 222.800,00 TL proje ve yapı denetim işleri karşılığı alacağı ve sözleşme dışı 4.500,26 TL para alacağının bulunduğunun bildirildiği, davacı iddialarının incelenmesinden sonra davalının savunmalarının da incelenmesinin gerektiği, davalı tarafından mahkememize 01/05/2017 tarihli taraflar arasında imzalanan ve imza itirazının bulunmadığı sözleşmenin sunulduğu, sözleşmenin toplam bedelinin 259.800,00 TL olduğu, bu alışverişin 37.000 TL’lik kısmının çek ile kalan 222.800,00 TL’sinin ise sözleşmede yazıldığı şekilde sadece proje ve yapı denetim işleri karşılığı yapılacağını, nakit veya çek senet ile alışveriş yapılmayacağının bildirildiği, düzenlenen bu sözleşmenin barter sözleşmesi olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların da barter sözleşmesinden kaynaklı olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporunda tespit edilen fazla alacağın da barter sözleşmesinin içerisinde olması gerektiğinin bildirildiği, bu nedenlerle takibe ve davaya konu faturaların barter sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesinin gerektiği, öncelikle taraflar arasında ticari ilişkinin varolduğu noktasında uyuşmazlığın olmadığı, davalı tarafça davacının faturalarına karşılık yazılı sözleşmenin sunulduğu, davalının iddialarını bu sözleşmeye dayandırdığı, davacının ise bu sözleşmeye karşılık olarak eser sözleşmesine ilişkin bir ticari ilişki olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin barter sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından fazla bedel olarak tespit edilen 4.500,26 TL’nin taraflar arasındaki sözleşmenin ifası sırasında yapılmasının kural olduğu ve bu imalatın yüklenici tarafından yapıldığının kabul edilmesinin gerektiği, bu hususta Yargıtay 15. HD’nin 16/03/2017 tarih 2016/3073 esas 2017/1156 karar sayılı örnek ilamının bulunduğu, ilamda yapıldığı belirlenen sözleşme kapsamındaki işler yönünden, sözleşme kapsamındaki fazla işlerin de aynı yüklenici tarafından yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, bu karinenin aksini ise iş sahibinin ispatlamak durumunda olduğu, ancak davacı tarafça bu durumun ispat edilemediği, ek olarak faturayı alan kimsenin, aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde kapsamı hakkında itirazda bulunmaması sonucu fatura kapsamını kabul etmiş sayılabilmesi için, faturanın, yanlar arasındaki yazılı sözleşme şartının değiştirir nitelikte de olmaması gerektiği, çünkü, yanlar arasında bir yazılı sözleşme mevcut ise taraflardan birisi tek yanlı olarak sözleşme hükümlerini değiştiremeyeceği, bu nedenle taraflar arasında düzenlenen faturaların dışında oluşan alacağın da sözleşme içerisinde kabul edilmesinin gerektiği ve taraflar arasındaki ilişkinin barter sözleşmesi olarak kabulüyle sözleşme hükümlerine göre taraflar arasında nakit veya çek senet ile alışveriş yapılamayacağı, ayrıca davacıya 37.500 TL’lik de ve sözleşmede belirtilen 37.000 TL’den bedelden daha fazla çekin teslim edildiği ve davacının bu duruma da herhangi bir itirazının da olmadığı görülmekle ve yukarıdaki gerekçelerle davacının davasını eser sözleşmesi olarak ispat edemediğinden reddine karar” vermek gerektiği gerekçesiyle ” Davacının davasının REDDİNE,” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında başladığı, müvekkili tarafından faturaların düzenlendiği ve faturaların her iki tarafın ticari defterlerine kaydedildiği, davalının faturalar nedeniyle vergi iadelerinden de yararlandığı, iş bedeli için davalının 3 adet çek ile 37.500 TL olmakla kısmi ödemede bulunduğu, taraflar arasında barter sözleşmesi olarak kabul edilen sözleşme dışında farklı sözleşme ilişkileri de kurulduğu, bu durumun dosyaya ibraz edilen teklif ve sözleşme formları ile ticari defterlerdeki faturaların kapsamından anlaşıldığı, müvekkilinin yapılacak işlerde kullanacağı malzemelerin EURO endeksli olduğu, EURO’nun sürekli değişmesi nedeniyle müvekkilinin tek bir sözleşmeyle oldukça önceki bir tarihten kendisini bağlamasının yaşamın olağan akışına aykırı olduğu, bilirkişi raporunda müvekkilinin 227.300,26 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, ancak sadece davalı tarafından dosyaya sunulan barter sözleşmesinin dikkate alındığı, taraflar arasında sürekli nitelikte bir ticari ilişki bulunup, birden çok sözleşme imza edildiği, davaya konu alacağın dayanağının barter sözleşmesi olmadığı, ticari defterlerdeki 4.500,26 TL’lik farkın da faturaların ve barter sözleşmesinin tutmadığını gösterdiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle taraflar arasında 01.05.2017 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında süregelen akdi ilişkinin mevcut olduğu ihtilafsız olup, sözleşme hükümlerinin incelenmesinde davacının ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazlardaki inşaatların pvc doğrama ve çelik kapı imalatlarını her bir inşaat için KDV dahil belirlenen iş bedeliyle yapmasının, davalının ise mimari proje, statik proje, mekanik tesisat projesi, elektrik ve telefon uygulama projesi, harita mühendisliği projesi ve zemin etüt projesi ile yapı denetim hizmetini güncel fiyatlarla yapacağının kararlaştırıldığı, 37.000 TL’nin çekle ödenmesiyle, davacının yaptığı bakiye iş bedelinin ise belirtilen proje ve yapı denetim işleri yapılarak ödeneceğinin ve sözleşme kapsamında bakiye iş bedelinin nakit olarak talep edilemeyeceğinin kabul edilmiş olduğu, nakdi bedelin ödendiği de ihtilafsız olup, davacı tarafın sözleşme kapsamı dışında ayrıca alacaklı olduğunu da yasal delillerle kanıtlayamamış bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40‬ TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 16.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır