Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/370 E. 2023/83 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/370 – Karar No:2023/83
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/370
KARAR NO : 2023/83

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2019/267 E-2021/30 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :25.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :26.01.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Borçlu şirket ile müvekkilinin şahıs şirketi olan … arasında 15.05.2018 tarihinde Bahşili-Karakeçili Kulu Devlet yolu yapımı işinin harita etüd hizmetlerinin yapılmasına ilişkin anlaşma imzalandığını ve müvekkilinin sözleşme gereklerine uygun olarak işin yapımına başladığını, söz konusu işin yapıldığı yerdeki şantiyenin 22.09.2018 tarihinde davalı tarafından durdurulduğunu, müvekkilince davalıya yapılan iş karşılığı olarak 31.05.2018 tarihli 11.198,00 TL , 30.06.2018 tarihli 28.387,85 TL, 31.07.2018 tarihli 28.585,75 TL, 31.08.2018 tarihli 30.416,31 TL ve 22.09.2018 tarihli 22.003,97 TL olmak üzere beş adet ve 120.591,88 TL’lik fatura kesildiği ancak borçlu şirket tarafından 13.06.2018 tarihinde 7.000,00 TL, 20.08.2018 tarihinde 25.000,00 TL ve 02.11.2018 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 47.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödenmemiş ve ödenmesi gereken 73.591,88 TL borca ilişkin Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nde 2019/140 sayılı dosya kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak görüşmelerden bir netice alınamadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Hakkında icra takibi başlatılan borçlular arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğundan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, başlatılan ilamsız icra takibinde; müvekkili ile birlikte … A.Ş. ve …. Şti. olmak üzere üç borçlu şirket bulunduğunu, borçlular arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, söz konusu işin asıl işvereninin Karayolları Genel Müdürlüğü olup, yüklenicisinin … A.Ş. ve …. Şti. adi ortaklığı olduğunu, müvekkili ile ortaklık arasında taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin de bu sözleşmenin harita etüd hizmetlerinin yapılması işini davacı … ile 15/05/2018 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, dolayısı ile takip borçluları arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, sözleşme konusu işin 10/09/2018 tarihinde ortaklık tarafından durdurulduğunu, müvekkiline verilen işlerin davacının hatalı ve ayıplı imalatları nedeniyle geri alındığını, devam eden bir işin olmadığını, davacının işi sözleşmeye uygun şekilde ifa etmediğini, işin hatalı yapıldığını ve mühendislik gereklerine de uygun olmadığını, davacının alt geçit imalatlarının koordinatlarını yanlış çaktığını, bu hata yüzünden alt geçidin sözleşmeye aykırı şekilde dar ve alçak olarak inşa edildiğini bu hususun idare tarafından yapılan muayene ve tutanaklarla sabit olduğunu, ayrıca davacının yolda yapılan hafriyatların ölçümünü de yanlış yaparak müvekkili şirketi yanılttığını ve ağır zarara uğrattığını bu husustaki yasal haklarını saklı tuttuklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilince davacıya tüm ödemelerin yapıldığını, ayrıca davacının …’na olan 4.287,52TL borcunun müvekkili şirketin hakedişinden kesilmek suretiyle ödendiğini belirterek dava icra takip borçlularından yalnızca müvekkil şirket aleyhine açıldığından mecburi dava arkadaşlığı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığından davanın reddine, icra takibinin kötü niyetli olarak başlatılmış olması sebebiyle davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın Bahşili -Karakeçili Kulu Devlet Yolu yapımı işinin harite etüd hizmetlerinin yapılmasına ilişkin anlaşmaya istinaden görülen işin karşılığında fatura kesildiğinden bahisle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nde 2019/140 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …. Şti, … …A.Ş, …. Şti olduğu, 73.591,88 TL için 07/01/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında 15.05.2018 tarihinde imzalanmış sözleşmenin 1. maddesinde tarafların davacı … (yüklenici) ile davalı …. Şti. olduğu, 6. maddesinde ödemenin her ayın sonunda kesilecek fatura tarihini takip eden 30. günde ödeneceği, 7. maddesinde işin fiyatının 30.000,00 TL + KDV/ay olduğu, sözleşme fiyatının her takvim yılının Nisan ayında karşılıklı görüşülerek yeniden düzenleneceği, 8. maddesinde taşeronun işin gerektirdiği asgari kalitede eleman ve ekipmanı işbaşında bulunduracağı, işverenin iş programına, iş güvenliği talimatlarına, işveren ve vekilleri ile ana işveren Karayolları yetkililerinin talimatlarına uyacağı şeklinde düzenlemenin bulunduğu, dosya üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapıldığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup hükme esas alındığı, dosya içerisinde toplanan deliller, fatura örnekleri, sözleşme örneği, BA formları, ticari defterler, dekont örnekleri, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki ve sözleşmeye dayalı ödenmeyen fatura bedelleri bulunduğundan bahisle Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nde 2019/140 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …. Ltd. Şti, …olduğu; 73.591,88 TL için 07/01/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı, taraflar arasında 15.05.2018 tarihli, Bahşili Karakeçili Kulu Devlet Yolu yapımı işinin harita etüd hizmetlerinin yapılması bakımından taraflar arasında 10 maddelik sözleşme kapsamında davacının beş adet fatura düzenlendiği ve faturaların ve fatura içeriği mal ve hizmetlerin, davalı tarafından teslim alınmadığına veya ayıplı olduğu hususlarında yasal süresi içerisinde itirazda bulunulduğuna dair belge ibraz edilmediği gibi söz konusu bu faturaları ilgili vergi dairesine Form/Ba beyannameleri ile beyan ederek davacıdan mal hizmet aldığının beyan edildiği, 2018 yıl sonu itibariyle davalıdan tahsil edilemeyen 73.591,88 TL’lık meblağın 2019 yılına devrettiği, davalı tarafın ticari defterinde kalan 69.004,36 TL’nın ise davalının davacıya olan borç toplamını belirttiği ve bir sonraki aya veya yıla devrettiğinde oluşan 73.591,88 – 69.004,36 = 4.587,52 TL farkın: 300,00 TL’sının davacının tanzim etmiş olduğu 22.09.2018 tarih 017272 nolu 22.003,97 TL’lık fatura tutarın davalı tarafça ticari defterlerine 21.703,97 TL olarak kayıtlamasından, 4.287,52 TL’sının ise davacı adına tahakkuk etmiş 4.287,52 TL’lık SGK prim borcunun davalı tarafından ödendiği ancak davacı tarafın bunu kayıtlarına almamasından kaynaklandığı, 300,00 TL’lık meblağın davalının davacıya olan borcu olarak davalının ticari defterlerinde kayıtlanan 69.004,36 TL’na ilave edilmesi ile davacının davalıdan, karşılıklı olarak imzalanan sözleşmeden kaynaklı ve faturaya bağlı 69.300,36 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında olan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2019/140 sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 69.300,36 TL asıl alacak olmak üzere devamına, asıl alacağın %20’si oranında olan 13.860,07 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dosyada düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemenin tek bir bilirkişiye aldırdığı raporda fatura ve ticari kayıt incelemesi yaptırdığını, ancak uyuşmazlık konusu olan hususların hiç incelenmediğini, hükümde de görüleceği üzere sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediğinden ziyade, bilirkişi tarafından incelenen faturalar ve ticari defter kayıtları üzerinden hüküm kurulduğunu, bilirkişinin kısıtlı bir inceleme yaptığını ve müvekkilinin davacıya borçlu olduğu yönünde hatalı görüş bildirdiğini, müvekkiline tebliğ edilen faturaya itiraz edilmiş veya edilmemiş olmasının fatura içeriği borcun varlığını kanıtlamayacağını, taraflar arasındaki akdi ilişkinin, sözleşme hükümlerinin ve sözleşme sonrasındaki edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin incelenmesi gerektiğini, davada taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve bu sözleşmedeki edimlerin doğru şekilde ifa edilip edilmediğinin incelenmesi gerektiğini, yalnızca ticari defter ve kayıtlar ile, faturaların incelenmesi ile taraflar arasındaki hukuki ihtilafın çözümlenemeyeceğini, mahkemenin savunmalarını ve ihtilaf konusu hususları irdelemeden hatalı şekilde hüküm kurduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını, sözleşme hükümleri ve davacı tarafın sözleşmeye uygun davranıp davranmadığı incelenmeden hüküm kurulduğunu, davacının işi sözleşmeye uygun şekilde ifa etmediğini, davacı tarafından yapılan işlerin kusurlu olup sözleşmede belirtilen hususlara ve mühendislik gereklerine uygun olmadığını, davacının yolda yapılan hafriyatların ölçümlerini de yanlış yaparak müvekkilini zarara uğrattığını, talep ve dava haklarının saklı olduğunu, davacı tarafın alacak iddiasını ispat edilemediğini, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, davada İcra ve İflas Kanununda düzenlenen icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, icra inkar taminatına hükmedilebilmesi için, itirazın haksız olmasının yanı sıra takibe konu alacağın hesap edilebilir belirli bir alacak olması gerektiğini, davaya konu alacak talebi ve yapılan itirazın bu gerekli unsurları taşımadığını, davacı tarafın miktarı kesin olarak belirlenmiş bir alacağının bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.733,91 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL ve 1.185,00 TL olmak üzere toplam 1.244,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.489,61 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır