Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/358 E. 2023/211 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/358 – Karar No:2023/211
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/358
KARAR NO : 2023/211

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2020
NUMARASI : 2013/690 E-2020/722 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalılar ….Şti. ve ….Şti.arasında 29/05/2006 tarihinde; davalıların yapımını üstlendiği TOKİ’nin … 912 Adet Konut, 32 Derslikli İlköğretim ve Camii İnşaatları ile Ada İçi Altyapı, Genel Altyapı ve Çevre Düzenlemesi işi bünyesindeki Mekanik Tesisat İşlerinin, Adaiçi ve Genel Altyapı işlerinin yapılması için anahtar teslim 2.600.000,00 TL + KDV bedel üzerinden taşeron sözleşmesi yapıldığını, bilahare alt yapı işler bedeli olan 250.000,00 TL’nin sözleşme bedelinden çıkarıldığını, böylece sözleşme bedelinin 2.350.000,00 TL + KDV olduğunu, müvekkili şirketin üstlendiği işi sözleşme ve fen koşullarına uygun olarak tamamladığını, 07/05/2008 tarihinde geçici kabul tutanağının TOKİ tarafından onaylandığını, buna rağmen karşı taraf, müvekkilinin hakettiği bedeli ödememekte ısrarcı olduğundan, müvekkilinin 01/05/2008 tarihinden itibaren yapılmayan ödemelerin biran önce yapılmasını teminen Ankara 4. Noterliği’nin 04/08/2008 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, karşı tarafın yine ihtarname ile kendilerinin alacaklı olduklarının bildirdiğini, karşı tarafın müvekkilinin haklı taleplerini karşılamayacağı ve alacaklarını sürüncemede bırakacağı anlaşıldığından, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/534 Esas sayılı dosyası ve yine bu dava devam ederken Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/64 Esas sayılı dosyalarında alacak davaları ikame edildiğini, her iki dosyanın birleştirildiğini ve Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin, 97.671,00 TL hakedişlerden kesilen teminat alacağı ile 94.756,00 TL mekanik tesisat alacağı olduğunun hüküm altına alındığını, ancak yargılama esnasında bilirkişi raporunda saptanan müvekkilinin 354.011,31 TL cari hesap bakiyesi ile 41.741, 82 TL mükerrer kayıt olmak üzere toplam 395.753,13 TL alacağı hakkında; usulüne uygun dava ikame edilmediğinden dolayı hüküm kurulmadığını belirterek; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 354.011,31 TL cari hesap bakiyesi ile 41.741,82 TL mükerrer kayıt olmak üzere toplam 395.753,13 TL alacağa karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin 13/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece 07/11/2018 tarihli celsede; iş bu davada davalı olarak gösterilen…. Şti. hakkında iflas kararı verildiği, bu durumda yargılama usulü farklı olduğundan, bu davalı şirket hakkında açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, diğer davalı ….Şti.yönünden açılan davanın derdest dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Davalı … vekili; davacı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile iş bu taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/534 Esas sayılı dosyası ve Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/64 Esas sayılı dosyası ile alacak davaları açıldığını, bu davaların Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/534 Esas sayılı dosyasında birleştiğini, daha sonra bu dosyanın 2011/16 Esasını aldığını, davacı tarafından açılan bu davalar nedeniyle yapılan yargılama sonucunda 05/10/2012 tarihinde karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, sonuç olarak davacının iş bu davayı açmadan önce tarafları ve konusu aynı olan Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/64 Esas sayılı davasında talepte bulunduğundan, kesin hüküm itirazında bulunduklarını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, taraflar arasında tanzim edilen taşeronluk sözleşmesine istinaden davacının yaptığı işlerin bedelinin kısmen ödenmediği iddiasıyla tahsili talebi olduğu, Mahkemece davacı tarafa ilgili delilleri ve ticari defterleri sunması için kesin süre verildiği, aksi takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunda ihtarat yapıldığı, bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek rapor aldırıldığı, 23/06/2020 tarihli raporda ön raporda belirtilen dokümanların sunulmadığının bunların sunulması gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafa ticari defter ve kayıtları ile iddiasını dayandırdığı delilleri ve bilirkişi raporunda belirtilen bilgi ve belgeleri sunması için verilen kesin süreye rağmen sunmadığından mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerektiği, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacı şirket ile davalı şirketlerin oluşturdukları adi ortaklık arasında alt yüklenicilik sözleşmesi imzalanmış olup sözleşme kapsamında davacının yapması gereken işleri yaparak teslim ettiği halde bir kısım alacağının ödenmediği iddiasıyla Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtığı, bu davada aldırılan bilirkişi raporunda davacı şirketin defter ve belgelerinde kayıtlı olmayan ancak davalı adi ortaklığın defter kayıtlarında bulunan 395.753,13 TL alacağın bulunduğunun belirtildiği, Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda hakediş alacağından dolayı yapılan teminat kesintisi ve mekanik tesisat kesintisi nedeniyle alacaklı olunan miktarlar yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer kalemler yönünden davanın reddine karar verildiği, bilirkişi raporlarında davalı defterlerinde kayıtlı cari hesap alacağı olarak görülen miktar yönünden ise dava bulunmadığından davacının celse arasındaki bu kaleme yönelik taleplerinin reddine karar verildiği, davacının derdest dosyada davalı ortaklığın defterlerinde kayıtlı bulunan bu meblağın tahsili için dava açtığı, davacı tarafın iddiasını ispata yönelik herhangi bir belge ve delil sunmadığı gibi kendi ticari defterlerini de sunmadığı, sadece davalının defter kayıtlarına dayandığı, bir tarafın münhasıran diğer tarafın ticari defterine dayanarak talepte bulunma ve bu kayıtlar esas alınarak davasını ispat etme hakkı bulunduğu, ancak bunun için davacının başlangıçta münhasıran davalı defterlerine dayanması gerektiği, olayda, davacının Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’de açtığı davada münhasıran davalı tarafın defterlerine dayanmadığı, kendi defterleri ile diğer tüm yasal delillere dayandığı, yargılama aşamasında bilirkişi raporuyla davalı defterlerindeki lehine olan alacak kaydına vakıf olup buna istinaden derdest davada münhasıran davalı tarafın defter kayıtlarına dayandığı, ancak Yargıtay’ın bu konudaki yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere davacının başlangıçta münhasıran davalı defterlerine dayanması gerektiği, olayda bu hususun bulunmadığı sonradan davalı defter ve kayıtlarına dayandığı, bu durumda davacının kendi defter ve kayıtları ile sunacağı diğer deliller ile iddiasını ispatlaması gerektiği ancak mevcut delil durumuna göre davasını ispatlayamadığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2010/3561 esas 2010/13399 karar sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davanın, taşeronluk sözleşmesine dayalı cari hesap alacağı ve mükerrer kayıt nedeniyle oluşan toplamda 395.753,13 TL alacağın tahsili için açıldığını, işbu davanın Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/16 Esas sayılı dosyasının devamı niteliğinde olup, bu kapsamda da, dava dilekçelerinde, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına delil olarak dayanıldığını, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilen davada alınan bilirkişi raporlarında davalının defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda müvekkilinin 395.753,13 TL alacağının ortaya çıktığını, ancak davanın ıslah edilememiş olması nedeniyle işbu dava konusu alacağın hüküm altına alınamadığını, bu kapsamda dava konusu alacağın dayanağının, usulüne uygun olarak müvekkili şirket tarafından tamamlanan ve teslim edilen işin bedelinin tam olarak ödenmesi olduğunu, bu aşamada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden alınan bilirkişi raporlarında ortaya çıkan alacaklarının, davalının usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defter ve kayıtlarına dayandığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere alacaklarının, eser sözleşmesine dayalı olarak müvekkili şirkete eksik ödeme yapılmasıyla ilgili olduğunu, sonuç olarak müvekkili şirket tarafından Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyasında işin yapılıp yapılmadığının, sözleşmesel anlamda incelendiğini ve yine bu iş için alacaklarının bir kısmının hüküm altına alındığını, ancak bakiye kısmının tahsili için de işbu davanın ikame edilmesi gerektiğini, kaldı ki işbu davanın delili niteliğindeki Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyasının kesinleştiğini, mahkemenin müvekkiline ait ticari defterlerin incelenmediği tespitinin soyut ve hukuka aykırı olduğunu, zira 27/07/2017 tarihli ek raporda, müvekkili şirketin 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin envanter defterinin ibraz edildiğinin ve her iki tarafın ticari defterlerinde de davacı şirketin alacaklı olduğunun tespit edildiğini, kaldı ki tüm raporlarda, davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri ve müvekkili şirkete ait ticari defterler incelendiğinde alınan tüm raporlarda müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun açık şekilde tespit edildiğini, ancak tüm bu raporlara karşın, mahkemece müvekkilinin ticari defterlerinin sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, alınan tüm bilirkişi raporlarında, davalı şirketin, usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde müvekkili şirkete borçlu olduğunun dile getirildiğini, işbu borcun kaynağının da taraflar arasında düzenlenen sözleşme olduğunu ve bu sözleşmenin de Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce incelendiğini, bu hususun göz önünde bulundurulması gerektiğini, ön inceleme duruşmasının ardından taraflarınca bakiye kısmın da tamamlama harcı yatırılmış olup neticeten 395.753,13 TL alacağın davalılardan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini belirterek; mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama neticesinde istemleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 28/09/2022 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile; taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri taraf delilleri ve dosya eki olan Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas- 2012/200 Karar sayılı dosyasındaki bilgi ve belgeler de değerlendirilerek, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kesin hesabın çıkartılması için dosyanın Dairece re’sen seçilecek 1 inşaat mühendisi, 1 mali müşavir ve 1 eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişiler inşaat yüksek mühendisi …tarafından düzenlenen 20/12/2022 tarihli rapor dosyaya derc olunmuştur. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; mali yönden yapılan değerlendirmede; davacının sadece 2017 yılına ait yevmiye defterini incelemeye ibraz ettiği, bu defterin de noter kapanış onayının bulunmadığı, bu nedenle sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığı, davacı defterinin muavin ve diğer delillerden elde edilen verilere göre belirlenen kayıtlarının muhasebe usul ve tekniğine uymadığı, davalı kayıtları ile uyumlu olmayan işlemleri için tespit yapılabilmesine imkan sağlayacak farklı işlemlere dair de belgelerinin ibraz edilmediği, bu nedenle davacının davaya konu alacağının resmi kayıtları ile belirlenemediği, davalı tarafın 2006-2007 ve 2008 yıllarına ait yevmiye defterlerinin incelendiği, 2006 yılı yevmiye defterinin kapanış onayı bulunmadığı, 2007 ve 2008 yılları yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri bulunduğundan sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalı tarafça da davacı işlemleri ile uyuşmayan kayıtlara dair belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle karşılaştırma veya kayıtlarda mükerrerlik/ eksiklik/ fazlalık olup olmadığı hususlarının belirlenemediği, davalı defter kayıtlarının muhasebe tekniğine uygun şekilde yapıldığı, kendi kayıtlarına göre davacıya 354.011,31 TL borçlu olduğu, 2011 yılı muavin defter dökümüne göre mükerrer kayıt (teminat) nedeniyle 41.741,82 TL’nin davacı alacağına eklenmiş olup, bu durumda davalının davacıya 395.753,13 TL borçlu olduğunun kabulü gerektiği, 2011 yılı muavin defter dökümünde yer alan davacı adına yapılan harcama olarak borç kaydedilen 816.989,50 TL harcamaya ilişkin hiçbir belge sunulmadığından, şirket kayıtlarına liste ile yaklaşık 4 yıl sonra kayıt yapılması Vergi Mevzuatı ve Muhasebe Tekniği’ne uygun düşmediğinden, davalının bu talebi yönünden hesaplama yapılamadığı, teknik yönden yapılan değerlendirmede; sözleşme konusu iş için yapılan 12 adet hak ediş bedeli toplamının 2.714.893,49 TL olduğu, bu tutar için davacı tarafından düzenlenen faturaların taraf kayıtlarında yer aldığı, hakedişlerde herhangi bir ihtirazi kayıt bulunmadığı görülmekle, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapılan imalatın bedelinde ihtilaf olmadığı, 12 adet hakediş kapsamında sözleşmede ön görülen işin bitirilmiş olduğu, hakediş bedeli olan 2.714.893,49 TL’nin brüt iş bedeli olup, bu tutarın sözleşmesel kesintiler öncesi tutar olduğu, taraf defterlerinde kayıtlı olup, hakedişe girmemiş olan 3 adet (20/11/2007 tarihli 13908 nolu fatura 3.000,00 TL + 10/11/2007 tarihli 254498 nolu fatura 840,00 TL + 15/06/2007 tarihli 13280 nolu fatura 2.310,82 TL olmak üzere toplam 6.152,82 TL) faturalar ile beraber toplam 2.721.044,31 TL olduğu, bu tutar karşılığında yasal kesintiler de nazara alınarak davalı kayıtlarına göre ödeme tutarının 2.367.033,00 TL olduğu, sonuç olarak davacının iş bedelinden kaynaklanan kalan alacağının 354.011,31 TL olarak hesaplandığı, nitelikli hesaplama değerlendirmesi yönünden; kesinleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyasında asıl dava kapsamında davacı taşeronun 8 kalem alacağın tahsilini istediği, yine taşeron tarafından açılan birleşen davada ise fiyat farkı talebinde bulunulduğu, kesinleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyasında taşeronun davadaki talepleri kapsamında kesin hesabın çıkarıldığı, dava dışı iş sahibi TOKİ’nin 20/12/2019 tarihli yazısında yüklenici iş ortaklığı ile iş sahibi TOKİ arasında yapılan sözleşme kapsamındaki işin kesin hesabının ve kesin kabulünün yapıldığı, 10/01/2011 tarihinde kesin hak edişin tahakkuk ettiği, kesinleşen davanın asıl davası kapsamında hakedişlerden kesilen teminat nedeniyle 97.671,00 TL’nin ve sözleşme dışı yapılan mekanik tesisat nedeniyle 94.756,05 TL’nin davalı iş ortaklığından tahsiline karar verildiği, kesinleşen dosyada 29/11/2010 ve 23/11/2011 tarihli bilirkişi raporlarında davalı iş ortaklığının defterlerinin incelendiği ve defter kayıtlarına göre davacı taşeronun davalıdan 354.011,31 TL alacaklı olduğunun, taşeronun bu alacağının 31/12/2008 tarih ve 71 nolu yevmiye maddesi ile ortaklara borçlar hesabına borç virmanı yapıldığı, davacıya ödeme yapılmış gibi alacak hesabının kapatıldığının belirtildiği, yine davalının 426 nolu “Alınan Depozito ve Teminat” hesabından davalı tarafından davacıya havale edilen 41.741,82 TL’nin “320 Satıcılar Hesabı”ndan da davacıya havale yapıldığı gerekçesiyle borç kaydının yapıldığı, bu şekilde mükerrer 2 ödeme kaydı yapıldığının tespit edildiği, bu nedenle davacı lehine 354.011,31 TL + 41.747,82 TL = 395.753,13 TL davacı lehine alacak oluştuğu sonucuna varıldığı, davalı iş ortaklığının ticari defterlerinde davacı taşeron tarafından düzenlenen 2.721.044,31 TL tutarlı 15 adet faturanın kayıtlı olduğu, taşerona yapılan ödemenin 2.516.651,64 TL olduğu, bu durumda davacının davalı defter kayıtlarına göre 204.392,67 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki 29/05/2006 tarihli taşeronluk sözleşmesi ve ek sözleşme uyarınca taşeron tarafından kesilen 15 adet faturaya davalı yüklenici tarafından itiraz edilmediği, faturaların iade edilmediği ve davalının ticari defterlerine kaydedildiği, davalı yüklenici iş ortaklığının faturalara konu işin taşeron tarafından yapılmadığını da ileri sürmediği, bu nedenle sözleşme kapsamında davacının düzenlediği faturalar nedeniyle davacının bakiye alacağının 204.392,67 TL olduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesine göre %6 teminat mektubu verileceğinin kararlaştırıldığı, kesinleşen dava dosyası kapsamından davacının 156.000,00 TL tutarında kesin teminat mektubu verdiğinin anlaşıldığı, ancak davalı iş ortaklığının davacının 8.hak edişine kadar 44.109,57 TL, 8.hak edişinden sonra ise 244.929,90 TL olmak üzere toplam 289.039,47 TL’yi davacının hak edişlerinden nakit teminat olarak kestiği, sözleşme hükümlerinde nakit teminat kesintisi yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığı, ancak kesinleşen dosyada davalı vekilinin bu hususun taraflarca şifaen kararlaştırıldığını belirttiği, davalı iş ortaklığının ticari defterlerinde 10.hakedişten kesilen 97.671,00 TL nakit teminatın kayıtlı olmadığı, bu miktarın kesinleşen davada asıl alacak kapsamında hüküm altına alındığı, davalının ticari defterlerinde “426 No’lu Alınan Depozito Ve Teminat” hesabına 289.039,47 TL – 97.671,00 TL = 191.368,47 TL’nin davacıdan kesilen teminat olarak kaydedildiği, bu hesaptan 41.741,82 TL’nin ortaklara borçlar hesabına alacak kaydedildiği, kalan 149.626,64 TL’nin ise satıcılar hesabına alacak kaydedilerek teminat hesabının kapatıldığı, bu miktarın taşerona iade edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, davalı kayıtlarında 41.741,82 TL’nin davacıya mükerrer olarak ödeme gösterildiği, bu miktarın da davacı alacağı olduğu sonucuna varıldığı, tüm bu açıklamalar kapsamında davacı taşeronun bakiye alacağının faturalar kapsamında 204.384,67 TL, nakit teminat kesintileri kapsamında 149.626,64 TL ve mükerrer ödeme kaydı nedeniyle 41.747,82 TL olmak üzere toplam 395.753,13 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında 29/05/2006 tarihli sözleşme ve 04/06/2007 tarihli sözleşmeye ek protokol kapsamında, davalı yüklenici adi ortak ve bu dosyadan dosyası tefrik edilen diğer adi ortak….Ltd.Şti’nin oluşturduğu ortaklık arasında dava dışı TOKİ’nin iş sahibi olduğu … 912 Adet Konut, 32 Derslikli İlköğretim Binası ve Cami İnşaatları ile Ada İçi Altyapı, Genel Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’nin mekanik tesisatlarının davacı tarafından yapılması için eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ihtilafsız olup, davacı taşeron, davalı ise yüklenici adi ortaktır. Bu sözleşme kapsamında davacı taşeron tarafından yapılan imalatlara karşılık 12 adet, hakedişe girmemiş olan 3 adet (20/11/2007 tarihli 13908 nolu fatura 3.000,00 TL + 10/11/2007 tarihli 254498 nolu fatura 840,00 TL + 15/06/2007 tarihli 13280 nolu fatura 2.310,82 TL olmak üzere toplam 6.152,82 TL) olmak üzere toplam 15 adet fatura düzenlendiği, bu faturalar toplamın 2.721.044,31 TL olup, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmakla, işin bu miktar üzerinden yapılarak tamamlandığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. TMK’nın 6.maddesi kapsamında taraflar iddialarını ispatla mükellef olup, eser sözleşmelerinde, işin yapılarak teslim edildiğinin yüklenici (iş bu davada taşeron), iş bedelinin ödendiğinin iş sahibi (iş bu davada yüklenici) tarafından ispatlanması gerekir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacının iddiasını ispata yönelik belge ve delil sunmadığı, kendi ticari defterlerini de sunmadığı, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı davada da münhasıran davalı defterlerine dayanmadığı, yargılama aşamasında bilirkişi raporu ile davalı defterlerindeki lehine olan alacak kaydına vakıf olup, iş bu davayı açtığı ve bu davada münhasıran davalı tarafın defter kayıtlarına dayandığı, ancak yerleşik içtihatlarda da belirtildiği üzere davacının başlangıçta münhasıran davalı defterlerine dayanması gerekmekte olup, davacının kendi defter ve kayıtları ile sunacağı diğer deliller ile iddiasını ispatlaması gerektiği, ancak mevcut delil durumuna göre davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafın gerek dosya kapsamındaki beyanlarından ve gerekse istinaf dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın, cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili, yani taraflar arasındaki sözleşmenin tasfiyesi ile bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, bu nedenle davacının işi yapıp teslim ettiğini, davalının ise iş bedelini ödediğini ispatı gerektiği, davacının dava dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında işin yapılıp teslim edildiği ve alacağı olduğunu ispat için, daha önce Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/11 esasında görülerek karara bağlanan dosyaya, taraflar arasındaki sözleşmelere, faturalara, tarafların ticari defter ve kayıtlarına, proje ve pursantajlara, dava dışı iş sahibi TOKİ’nin işle ilgili kayıtlarına, tutanak, hakediş, ödemeler, makbuzlar, keşif ve bilirkişi incelemesine dayandığı anlaşılmakla, mahkemenin bu gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Dairemizce atanan bilirkişilerce; davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve ek sözleşme kapsamında toplam 15 adet fatura düzenlediği, bu faturalar toplamının 2.721.044,31 TL olduğu, bu tutar karşılığında yasal kesintiler de nazara alınarak davalı kayıtlarına göre toplam 2.367.033,00 TL ödeme yapıldığı, bakiye 354.011,31 TL kaldığı, bu alacağın 31/12/2008 tarihinde ortaklara borç hesabına borç virmanı yapıldığı, davacıya ödeme yapılmış gibi alacak hesabının kapatıldığı, yine depozito ve teminat hesabından davalı tarafından davacıya havale edilen 41.741,82 TL’nin satıcılar hesabından da havale edildiği, böylece mükerrer iki ödeme yapıldığı, bu nedenle davacının hakediş alacağının (354.011,31 TL + 41.747,82 TL=) 395.753,13 TL olduğu tespit edilmiştir. Aynı raporda, davalı iş ortaklığının davacının 8.hakedişine kadar 44.109,57 TL, 8.hakedişinden sonra ise 244.929,90 TL olmak üzere toplam 289.039,47 TL’yi davacının hakedişlerinden nakit teminat olarak kestiği, sözleşme hükümlerinde nakit teminat kesintisi yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığı, ancak kesinleşen dosyada davalı vekilinin bu hususun taraflarca şifaen kararlaştırıldığını belirttiği, davalı iş ortaklığının ticari defterlerinde 10.hakedişten kesilen 97.671,00 TL nakit teminatın kayıtlı olmadığı, bu miktarın kesinleşen davada asıl alacak kapsamında hüküm altına alındığı, davalının ticari defterlerinde “426 No’lu Alınan Depozito Ve Teminat” hesabına 289.039,47 TL – 97.671,00 TL = 191.368,47 TL’nin davacıdan kesilen teminat olarak kaydedildiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince yapılan bu tespitler Dairemizce de oluşa, dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir bulunmuştur.
Bununla birlikte, her ne kadar Dairemizce alınan ve yukarıda özetlenen bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapılmış olan imalat bedeli yönünden ihtilaf olmadığı, düzenlenen hakedişler kapsamında işin bitirildiği belirtilmiş ise de; iş bu dosya ve kesinleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyası kapsamındaki bilgi ve belgelerden işin devamı sırasında yüklenici ortaklığın taşerona uyarı yazıları gönderdiği, son olarak yüklenici ortaklık tarafından Ankara 21. Noterliği’nin 07/01/2008 tarih ve… yevmiyeli ihtarının gönderildiği ve işlerin tamamlanmadığı bildirilerek 10 gün süre verildiği, bu tarihten sonra 14/02/2008 tarihinde iş sahibi TOKİ tarafından kısmi geçici kabul incelemesi yapıldığı, bu inceleme sonucunda Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/16 Esas sayılı dosyasında alınan 08/03/2010 tarihli bilirkişi raporuna göre, dava dışı iş sahibi TOKİ tarafından, geçici kabul eksikleri kapsamında mekanik tesisat eksik ve kusurları bedelinin 68.525,00 TL olarak tespit edildiği, yüklenici ortaklık tarafından davacı taşerona gönderilen Ankara 25. Noterliği’nin 21/07/2008 tarih ve … yevmiyeli ihtar ile, geçici kabul eksiklerinin taşerona bildirilmesine rağmen, yapılmayan eksiklerin yüklenici ortaklık tarafından, taşeron nam ve hesabına yaptırıldığı da belirtilerek sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, davacı taşeron tarafından Yenimahalle 4. Noterliği’nin 04/08/2008 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile hakediş bedelinin ödenmesinin talep edildiği, bu ihtara karşılık yüklenici ortaklığın gönderdiği Ankara 21. Noterliği’nin 13/08/2008 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarı ile geçici kabul eksikliklerinin tamamlanmadığı ve teminat süresi içeresi içinde de eleman bulundurulmadığından talebin reddedildiği, kısmi geçici kabul tutanağının 07/05/2008 tarihinde onaylandığı, bu durumda kısmi geçici kabul eksiklerinin davacı taşeron tarafından tamamlanmadığının kabulü ile, taşeronun iş bedelinden bu miktar eksik ve ayıp bedelinin mahsup edilmesi gerektiği, bu bedel mahsup edildiğinde davacı alacağının ( 395.753,13 TL- 68.525,00 TL=) 327.228,13‬ TL olup, bu miktarın 191.368,46 TL’sinin ise nakdi teminat olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu kabul ve açıklamalar kapsamında taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında daha önce görülüp kesinleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/11 Esas sayılı dosyasındaki talepler dışında, davacı taşeronun, yüklenici ortaklığın kendi defterleri ile ispatlayabildiği ödemeleri mahsup edildiğinde, cari hesap kapsamında bakiye 327.228,13 TL bakiye alacağının bulunduğu, bu alacağın 191.368,46 TL’sinin nakdi teminat olarak tutulduğu, iş bu dava ile sözleşmenin tasfiyesi yapıldığından ve dava dışı iş sahibi TOKİ tarafından kesin kabulün de yapıldığı anlaşıldığından, nakdi teminatın iadesi koşullarının da oluştuğu, nakdi teminat olarak tutulan kısım dışında kalan 135.859,67 TL yönünden davacı taşeronun davalı yüklenici ortağı, gönderdiği Yenimahalle 4. Noterliği’nin 04/08/2008 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile 7 günlük süre vererek temerrüde düşürdüğü, bu ihtarın tebliğ tarihi dosyada bulunmamakla birlikte yüklenici ortaklık tarafından gönderilen Ankara 21. Noterliği’nin 13/08/2008 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarı bulunmakla, bu tarihten itibaren faiz talep edilebileceği, nakdi teminat miktarı olan 191.368,46 TL yönünden ise, iş bu davadan önce davalı yüklenici ortak temerrüde düşürülmediğinden, bu miktar alacağa dava tarihi olan 28/10/2013 tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2020 tarih ve 2013/690 Esas- 2020/722 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-327.228,13 TL’nin; 135.859,67 TL’sine 13/08/2008 temerrüt tarihinden, bakiyesi 191.368,46 TL’sine ise 28/10/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 22.352,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,90 TL ile 5.904,60 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.758,5‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.594,45‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 853,90 TL peşin harç ile 5.904,60 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.758,5‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 48.811,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 10.964,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 0,60 TL dosya gideri, 6.642,00 TL bilirkişi ücreti, 415,80 TL tebligat gideri ile 16,80 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 7.099,5‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (%82,68) hesaplanan 5.869,86 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
11-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 52,30 TL dosya posta gideri, 7.500,00 TL bilirkişi ücreti ile 47,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 7.761,90 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 11.000,00 TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 22/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi……. 22/02/2023 10:41:48

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır