Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/357 E. 2022/1231 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/357 – Karar No:2022/1231
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/357
KARAR NO : 2022/1231

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2015/758 E-2020/505 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının Ankara 9. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2014/20673 E sayılı icra dosyası ile müvekkiline karşı 08/11/2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli, 31/10/2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli ve 30/09/2013 tarih ve 110.000,00 TL bedelli havale makbuzları ile 17/10/2014 tarihinde ilamsız takip başlattığını, müvekkilinin davalı tarafa söz konusu banka havale makbuzları nedeniyle Ankara 9. İcra Dairesi’nin 2014/20673 E sayılı icra dosyası nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, sözleşmenin ekine işin nelerden ibaret olduğu ve yapılacak olan işlerin miktarı ve birim fiyatını da belirtir birim fiyat cetvelinin düzenlendiğini, yine taraflar arasında 29/04/2013 tarihinde “İş Yeri İş Güvenliği Protokolü” düzenlenerek imza altına alındığını, müvekkilince, 05/04/2013 tarihli sözleşme nedeniyle 40.000,00 TL bedelli bir senedin de sözleşme teminatı olarak davalı tarafa verildiğini ayrıca davalının müvekkil ile şifahen iş sözleşmesi de yaparak müvekkilin aynı zamanda inşaat mühendisi/şantiye mühendisi olarak çalışması istendiğini, müvekkilinin SGK girişinin davalıca yapılarak primlerinin ödendiğini, müvekkilinin sözleşme ve eklerine konu işleri eksiksiz olarak yaptığı gibi sözleşmede kararlaştırılmayan ek işler de yaptığını, 05/04/2013 tarihli sözleşmede kararlaştırılan işin bedeli olarak müvekkilince iş yapıldıkça davalı yanca müvekkiline ödeme yapılmaya başlandığını, müvekkiline davalı tarafça 03/05/2013 tarihinden 24/02/2014 tarihine kadar toplamda yaklaşık 313.570,00TL civarında bir tutarın ödendiğini, müvekkilince iş tamamlanmasına rağmen sözleşmede kararlaştırılan iş bedeli 429.382.847,00 TL + KDV’nin tamamı ile müvekkilince yapılan ek masraf/işler için müvekkiline ödenmesi gereken tutarların ödenmediğini, müvekkilinin yapımını üstlendiği işin geçici kabulünün 20/11/2013 tarihinde … Müdürlüğünce yapıldığını, geçici kabule engel olabilecek eksik, kusur ve arızaların bulunmadığını ve bu nedenle de geçici kabulün uygun olduğunu, yapılan işin davalı ile… … Müdürlüğü tarafından 29/03/2013 tarihinde yapılan sözleşmeye uygun olduğunun tespit edildiğini, geçici kabul sırasında davalının… Müdürlüğü arasında yapılan iş bedelinin 2.806.000,00TL olduğunu, bu bedelin de müvekkilince yapılan sözleşme tutarından daha fazla olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu iş nedeniyle davalıca 08/11/2013 tarihinde 10.000,00 TL, 31/10/2013 tarihinde 10.000,00 TL ve 30/09/2013 tarih ve 110.000,00 TL bedelli havale makbuzları nedeniyle müvekkili hakkında kanuna aykırı olarak icra takibinin başlatıldığını, müvekkilinin icra takibine dayanak bu havale makbuzları nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesi için Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2014/20673 E sayılı icra dosyasında İİK’nın 72/3 maddesindeki tedbirin uygulanmasına karar verilmesini, davalı tarafça müvekkiline karşı haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatılmış olması nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı arasında 05/04/2013 tarihinde “… Şalt (Tamamlama) Yapım İşi Silopi PS3 Trafo Merkezinde İnşaat İşlerinin Malzeme ve İşçilik Dahil İmalatlarının Yapılması işine ait bir sözleşme yapıldığını, sözleşmede işin başlangıcının 10/05/2013 ve işin bitim tarihinin 10/09/2013 olarak belirtildiğini, taraflar arasında sözleşme imzalanmadan önce, davacının sürekli aynı bölgede benzer …işlerini yapmakta olan bir tacir olduğunu, yapılacak işler konusunda tecrübe sahibi olduğunu, davacı …Sözleşmesi ve Ekinde yer alan İnşaat Birim Fiyat Cetvelindeki iş kalemlerine bizzat kendisi teklif verdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bedelinin 429.3 82,84 TL + KDV (%18) olup, davacının sözleşme ile üstlendiği işin tamamını bitirmediğini ve müvekkil şirketi idareye karşı zor durumda bıraktığını, …işinin süreli iş olup, müvekkili şirketin idare’de teminat mektuplarının nakde çevrilip irad kaydedilme yaptırımı ile karşı karşıya kalındığını, oysa davacının imzalanan sözleşmenin 9/p maddesinde “Taşeron imalatını yaptığı işlerin tamamının geçici kabulünü yaptırmakla yükümlüdür” hükmünün bulunduğunu, işin bitmesi gereken tarihin 10/09/2013 olmasına rağmen davacının süresinde işi bitiremediğini ve kendisine 557.319,63 TL ödeme yapıldığını, davacının 08/03/2014 tarihli ihtarnamesinin ilk sayfasmın son paragrafında kendisine davalı şirketçe 550.000,00 TL ödendiğini ikrar ettiğini, sözleşme bedeli (429.382,84 TL+ KDV(%18) = 506.671,75 TL olmasına rağmen davacı yan lehine 557.319,63TL ödeme yapıldığını, davacı sözleşme ile yükümlendiği edimini yerine getirmediğini, davacının dava dilekçesinde “geçici kabul sırasında, yapılan iş bedelinin 2.806.000,00 TL olduğunu, … Müdürlüğü ile davalı arasında yapılan sözleşme bedelinden (2.198.000,00 TL) daha fazla olduğu tespit edilmiştir” şeklinde beyanda bulunduğunu, sözleşmenin ifasına ilişkin …. Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu 08/04/2014 tarihli ve 5 no’lu İnşaat Sitüasyon Raporu’ndan da anlaşılacağı üzere İhale Tutarının: 2.198.338,00 TL inşaat tutarının 467.098,00 TL olup, keşif tutarı olan 2.806.000,00 TL’yi sanki müvekkilinin idareden aldığı inşaat bedeli gibi ifade etmelerinin mahkemeyi yanıltmaya yönelik beyanlardan ibaret olduğunu, müvekkil şirketin almış olduğu ihaleden dolayı kendisine ödenen toplam bedelin 534.679,57 TL olduğunu, bu işten dolayı da davacıya ödediği meblağın 557.319,63 TL olduğunu, davacının müvekkili şirkete fatura edilen hak ediş toplamının 248.010,82 TL, 17/03/2014 tarihine kadar iş sahasında yapılan tetkik ve değerlendirmede yapılan işlerin toplamının hak ediş olarak değerinin 427.693,85 TL’ye getirmediğini, müvekkil şirketin eksik ve gereği gibi yapılmayan işleri başka kişi ve firmalara yaptırdığını, bu yönde de 93.019,40 TL mükerrer gider harcaması yaptığını, müvekkili şirketin davacıya yapmadığı işler için fazladan: 129.625,78 TL, eksik ve gereği gibi yapmadığı başka kişi ve firmalara yaptırdığı işler için de 93.019,40 TL ödediğini, davacı tarafın toplam: 222.645,18 TL müvekkilini zarara uğrattığını ve sebepsiz olarak zenginleştiğini, SGK kaydının tamamen sözleşmenin 9/a hükmünce ve TEDAŞ şartnamesi gereği olan bir zorunluluk olduğunu, davacı ile aktedilen sözleşmenin 9/a maddesine; “Taşeron is süresince sürekli şantiyede bulunacak işin düzenli ve iş programına uygun olarak yürümesini temin edecektir” hükmü varken, davacının bu yöndeki beyanları ve maddi çıkarıma gitmesinin izahtan vareste olduğunu, davaya konu edilen icra takip dosyasının tamamen davacıya fazla ödenen meblağların iadesi için açılan icra takip dosyası olduğunu, açılanan davanın reddi ile lehlerine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; tarafların ticari defter ve belgeleri, taraflar arasındaki eser sözleşmesi, alınan bilirkişi raporu ve 11/03/2020 tarihli ek rapor incelendiğinde; taraflar arasında akdedilen 05/04/2013 tarihli eser sözleşmesinde belirlenen edimlerden davacı tarafça üstlenilmiş olan işlerin bitirilemediği, davacı tarafından yapılan imalatlarla ilgili olarak davacının toplam 216.792,68 TL’lik fatura düzenlendiği, davalı tarafından ise iki adet hak ediş kapsamında toplam 367.645,67 TL’lik ödeme yapıldığı, bunun dışında davacının iki nolu hakedişten sonra fazladan imalat yaptığı hususunda herhangi bir kayıt veya belge sunamadığı, bu haliyle davacıya fazladan 150.852,99 TL’lik ödeme yapılmış olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından eser sözleşmesi kapsamında fazla ödemenin iadesi için başlatılan icra takibine yönelik itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkeme gerekçesinin kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin taraflar arasında akdedilen 05/04/2013 tarihli sözleşme ve eklerine konu işleri eksiksiz yaptığı gibi sözleşmede kararlaştırılandan daha maliyetli işleri ve sözleşmede kararlaştırılmayan ek işleri de yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin üstlendiği işi yaparken taraflar arasında kararlaştırılan iş bedelinin yeterli olmadığını, ek işler olduğunu ve yapılan işlerin maliyetlerinin de fazla olduğunun davalıya bildirilmesi üzerine davalı tarafça ek ödeme yapılacağının kabul edildiğini ve müvekkilinin üstlendiği işi fazlasıyla yaptığını ancak sözleşmede kararlaştırılandan daha maliyetli olarak yapılan iş ve ek işler ile sözleşmeye konu işler nedeniyle bedelin tam olarak ödenmediğini, davalı tarafından 24/02/2014 tarihine kadar toplamda yaklaşık olarak 313.570,00 TL civarında bir ödeme yapıldığını, oysa sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin 429.382,847 TL+KDV’nin tamamı ile müvekkilince yapılan ek masraf/işler için de ödenmesi gereken tutarların ödenmediğini, fazla ödeme yapılmadığı gibi yaptığı iş karşılığı hak kazandığı tutarın bile tam olarak tahsil edilemediğini, 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; geçici kabulün zamanında ve eksiksiz bir şekilde yapıldığı, ilgili idare tarafından kontrol edilen yapım işinin kesin hesap cetveline istinaden, iş sahibi ile alt yüklenici arasında bulunan dava konusu birim fiyatlı sözleşmeyle kararlaştırılan ( 429.382,847+KDV) yapım işi ile ilgili olarak 74.814,60 TL bir artışın olduğu, bu bedelin alt yüklenici … tarafından yapıldığı, belirtilen şartlarda alt yüklenicinin işi yarım bırakması gibi bir durumun olmadığının dosya içerisinde bulunan işler giriş-çıkış tarihleri ve geçici kabul tutanağı vb. belgelere bakıldığında … tarafından tamamlandığı tespitlerinin yapıldığını, tüm bu hususlar talimat Mahkemesince yapılan keşif ve bilirkişi incelemesiyle belirlendiğini, buna göre, davacının sözleşme bedeli 429.382,847+KDV’yi , yapılan ek işlerin bedeli (Kabul anlamına gelmemekle birlikte 74.814,60TL+KDV olarak hesaplanmıştır.) ve SGK primlerini tam olarak ödemesi gerektiğini, buna karşın müvekkili aleyhine davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu, davanın icra takibine konu ödemelerden sonra müvekkiline ödeme yapması, müvekkiline gönderdiği ihtarnamede işin tamamlanmasına yönelik talep olmaması, sadece eksik faturaların tamamlanmasını istemesi, işin tamamlandığına ilişkin geçici kabul tutanağı, müvekkili davacının iş yeri SGK kayıtlarına göre işin tesliminden sonra iş çıkışının verilmesi hususları dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde düzenlenen 02/01/2019 tarihli, 18/03/2019 tarihli ek rapor ve 11/03/2020 tarihli ek rapor dikkate alınarak karar verildiğini, davanın reddine ilişkin mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında talimat mahkemesince keşif yapılarak alınan 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin dikkate alınmadığını, bu konuda yapılan itirazların da değerlendirilmediğini, sadece kesilen faturalar üzerinden bir değerlendirme yapıldığını, bilirkişi heyetinin 11/03/2020 tarihli bilirkişi raporunun yanlı ve taraflı düzenlendiğini, itiraz edilerek dosyanın yeni bir heyete tevdinin talep edilmesine rağmen mahkemece itirazların değerlendirilmeden davanın reddine karar verildiğini, mahkeme gerekçesindeki değerlendirmenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline gönderilen 25/03/2014 tarihli ihtarnamede yapılan işlerin toplam hak ediş değerinin 427.693,85 TL’ye ulaştığı, 179.683,03 TL’lik faturanın tanzim edilmediğinin belirtildiği, buna göre de müvekkilinin 427.693,85 TL’lik kısmı bitirdiğinin davalı yanın kabulünde olmasına rağmen mahkemece ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, dosyadaki belgeleri yüzeysel olarak inceleyerek sadece hakediş raporlarını dikkate alarak ve talimat mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu dahi değerlendirilmeden karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin işi eksiksiz olarak bitirdiğini, davalı ile dava dışı iş sahibi arasında geçici kabulün 20/11/2013 tarihinde yapıldığını ve geçici kabulde eksik ve ayıpların olmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin de kendisine taşere edilen işi eksiksiz olarak yaptığının anlaşıldığını ve dava dışı iş sahibi ile davalı arasındaki sözleşe kapsamındaki ihale dosyasındaki evraklardan ihale edilen işin başka bir firma ya da davalı şirket tarafından tamamlattırıldığına ilişkin de herhangi bir bilgi ve belgede bulunmadığını, mahkemenin 1 ve 2 no’lu hakedişte belirtilen miktarlar kadar iş yapıldığının kabulü halinde işin %50’lik kısmının bitirildiğinin değerlendirildiğini, bunun ise açıkça hakkaniyete ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, işin eksiksiz olarak teslim edildiğini ve geçici kabulün de 20/11/2013 tarihinde onaylandığını, müvekkilinin talimat mahkemesince yapılan keşifle alınan 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda göre sözleşme bedeli ile birlikte fazla işler yapması nedeniyle de bedele hak kazandığının tespit edildiğini, müvekkilinin fatura kesmemiş olmasının üstlendiği işi yapmadığı, bu nedenle de yaptığı iş karşılığı bedeli hak etmediği anlamına gelmediğini, davalı tarafından müvekkiline sözleşme kapsamında kararlaştırılan işlerden daha maliyetli olarak yapılan işler ve ek olarak yapılan işlerin de bedelinin de ödenmediğini, 25/03/2014 tarihli ihtarnamedeki davalının tamamlanan işe yönelik kabulünün ve cevap dilekçesindeki ikrar ettiği hususların mahkeme kararında değerlendirilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının dosyayı aydınlatmayan, dosya içeriğini ve ihtilaf konusu olan hususları aydınlatmaktan uzak ve tamamen ticari defter ve fatura odaklı, denetime elverişsiz, ihtilafı çözmekten uzak bir rapor olduğunu, icra takibine konu havale makbuzları üzerinde herhangi bir açıklama bulunmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu iş nedeniyle müvekkiline karşı olan borcun havale yoluyla ödendiğinin kanıtı olduğunu, ticari defter kayıtlarında sadecehavale olarak geçen ödemelerin davalı şirket alacağı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak , davanın kabulüne karar verilmesi, mümkün değilse dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davanın reddine karar verildiğini ve icra takibi hakkında durdurma kararı verilmesi nedeniyle alacağın likit olması da gözetilerek müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraflar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 10/03/2021 tarih ve 2021/238 Esas- 2021/245 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince mahal mahkemesince eksiklikler ikmal edildikten sonra, istinaf edilen kararın esası incelenmiştir.
Taraflar arasında … ihale kayıt numaralı BTM. İTM.01 PS-3 OG ŞALT (tamamlama) Yapım İşi Silopi PS3 Trafo Merkezinde, ekli birim fiyat cetvelinde belirtilen iş kalemlerine ait inşaat işlerinin malzeme ve işçilik dahil imalatlarının yapılması işini konu alan 05/04/2013 tarihli eser sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı taşeron davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasında yapıldığı belirtilen sözleşme kapsamındaki işe ilişkin davalı yüklenici ile dava dışı iş sahibi … arasında 20/11/2013 tarihinde geçici kabulün yapıldığı ve düzenlenen geçici kabul tutanağında işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu, geçici kabule engel olabilecek eksik kusur ve arızaların bulunmadığının belirtildiği gibi geçici kabul tutanağına ekli eksik ve ayıplı iş listesinin de olmadığı anlaşılmaktadır.
Eser sözleşmesi kapsamında davacı taşeronun bedele hak kazanabilmesi için fatura düzenlenmesi, bu faturaların davalıya tebliği ya da davalı defterlerinde kayıtlı olması zorunluluğu yoktur. Davacı taşeron hakediş belgeleri ve diğer delillerle kanıtlayabildiği imalât bedelini davalıdan isteyebilir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığından sözleşme ilişkisi ayakta olduğu sürece işin taşeron tarafından yapıldığının kabulü gerekeceğinden ve davalı tarafça gönderilen 25/03/2014 tarihli ihtarla sözleşmenin feshedildiği belirtilerek davacı tarafça işin eksik bırakıldığı ve 3. kişiye tamamlattırılacağı iddia edilmiş ise de, bu ihtarın davalı tarafça davacı tarafa tebliğ edilmediği gibi geçici kabul tutanağı içeriği ve tarihi dikkate alındığında davalının bu savunmasını yasal delillerle kanıtlayamadığı anlaşılmakla işin davacı taşeron tarafından yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Yine, Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği ve yukarıda belirtildiği üzere, sözleşme kapsamında yapılan işin belirlenmesi yönünde sadece kesilen faturaların esas alınması mümkün olmayıp yapılan işin taraf iddia ve delilleri kapsamında mahkemece incelenmesi gerekmekte olup, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmeye konu işler için davalı ile dava dışı idare arasında işin yapılıp tamamlandığına ilişkin geçici kabul tutanağı düzenlenmiş olmakla, davacının sözleşme kapsamındaki işleri yaptığı ve sözleşme bedeline hak kazandığının kabulü gerekir.
Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme birim fiyatlı sözleşme olup, mahkemece talimatla mahallinde keşfen alınan 04/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı taşeronca yapılan imalatlara ilişkin belirlenen metrajlar dikkate alınarak iş artış ve azalışları da hesaplanmak suretiyle davacının 74.814,60 TL fazla iş yaptığının tespit edildiği ve bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olup , denetlenebilir olduğu anlaşılmıştır. Buna göre , davacı tarafça yapılan toplam imalat bedelinin sözleşme bedeli de dikkate alınarak KDV dahil ( sözleşme bedeli 429.382,847+ 74.814.60+KDV) 594.952,99 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Yine, davalı ödemesi tarafların defter kayıtlarına göre mahkemece 367.000,00 TL olarak kabul edilmiş ise de, davacı tarafından davalıya gönderilen 08/03/2014 tarihli ihtarda 550.000,00 TL’nin ödendiğinin kabul edildiği anlaşılmakla, yukarıda belirtilen ve davacı taşeron tarafından yapılan imalat nedeniyle hak kazanılan iş bedeli ( 594.952,99 TL) dikkate alındığında davacının bu sözleşme kapsamında davalıya borçlu olmadığı aksine alacaklı olduğu sonucuna varılmakla mahkemece davanın kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2014/20673 sayılı icra dosyasındaki takibe dayanak 08/11/2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli, 31/10/2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli, 30/09/2013 tarih 110.000,00 TL bedelli havale makbuzları toplamı olan 130.000,00 TL ana para ve 12.072,33 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine, İcra İflas Kanunu’nun 72/V. maddesi uyarınca davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde tazminata hükmolunması için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması gerektiği ve yapılan icra takibinin haksız olduğu anlaşılmakta ise de davalının icra takibini kötüniyetli yaptığına dair dosyada delil bulunmadığından yasal şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine, davalının tazminat talebinin mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle şartları oluşmadığından reddine, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih ve 2015/758 Esas- 2020/505 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4-Davanın kabulüne;
-Davacının Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2014/20673 sayılı icra dosyasındaki takibe dayanak 08/11/2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli, 31/10/2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli, 30/09/2013 tarih 110.000,00 TL bedelli havale makbuzları toplamı olan 130.000,00 TL ana para ve 12.072,33 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine,
-Yasal şartları oluşmadığından davacının ve davalının tazminat talebinin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.704,96 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.677,26‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 182,7‬0 TL tebligat gideri, 0,50 TL KEP ücreti, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı, 100,00 TL keşif araç ücreti ile 117,00 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 3.241,9‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 22.310,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 2.426,23 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12-Davalıdan alınması gereken davalıdan alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcının peşin alınan 2.603,50 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2.549,1‬0 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
13-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 37,90 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 200,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 06/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır