Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/355 E. 2022/1163 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Temliklerin Hükümsüz Olduğunun Tespiti (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan temlik işlemlerinin hükümsüz olduğunun tespit davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin konkordato başvurusu üzerine, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/779 sayılı dosyasında 30/12/2018 tarihli ara kararı ile İİK’nun 287/1 maddesi gereğince üç ay için geçici mühlet, 30/01/2019 tarihli ara kararı ile iki ay geçici mühletin uzatılmasına ve 28/03/2019 tarihinde ise bir yıl için kesin mühlet kararı verildiğini, … … nezdinde yüklenilen …. … ve … işinden doğan alacaklarının ödenmesi için … Bakanlığına başvuruda bulunulduğunu, hak ediş alacakları için davalı bankaların temliklerinin bulunması sebebiyle müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden bu konuda karar verilmesinin talep edildiğini, Mahkemenin 05/11/2018 ve 20/12/2018 tarihli kararlarında; “ihtilafın konkordato geçici mühlet kararları karşısında temliklerin İİK 294/6 maddesi gereğince hükümsüz olup olmadığına dair olduğunu, bu konuda mahkemece karar verilebilmesi için hükümsüzlüğü iddia edenin ve temlik alacaklısının taraf olduğu bir davanın bulunması gerektiği” gerekçesi ile talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirterek, davalılar ile davacı şirket arasında akdedilen alacağın devrine (temlike) dair … A.Ş ile 26/06/2018 tarihli ve 16692 yevmiye nolu, … …. A.Ş ile 11/07/2018 tarihli ve …. yevmiye nolu, …A.Ş ile 12/09/2018 tarihli ve 22385 yevmiye nolu Ankara 41. Noterliğinden yapılan temlik sözleşmelerinin İİK 294/6 maddesi karşısında hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; müvekkili banka ile davacı arasında akdedilen Ankara 41. Noterliği’nin 26/06/2018 tarih ve 16692 yevmiye numaralı temlik sözleşmesinin içeriğinin, temlik borçlusu T.C. … … … … Daire Başkanlığı ile davacı arasında 23/06/2017 tarihli anahtar teslimi götürü bedel yapımı sözleşmesi ile sözleşme kapsamında doğmuş doğacak 2.200.825,85 TL alacağın müvekkil bankaya temlikine ilişkin olduğunu, temlik sözleşmesinin temlik borçlusu T.C. … … … … Daire Başkanlığı’na bildirildiğini, bunun üzerine ilgili kurumca müvekkil banka Ankara … Şubesi’ne 27/06/2018 tarih ve …. e sayılı yazı ile anılan temliğin kurum başkanlığınca uygun bulunduğunu, dosyasına gerekli notun alındığını, 27/06/2018 tarihi itibariyle firmanın doğmuş alacakları üzerine herhangi bir temlik, icra gibi kısıtlamanın bulunmadığını, temellük edene yapılacak ödemelerin noter evrakı üzerindeki ilgili hesap numarasına gönderileceğinin bildirildiğini, temlik bedelinin konusu olan temlik sözleşmesinin müvekkili banka ile davacı şirket arasında 26/06/2018 tarihinde akdedilmiş olduğunu, söz konusu temlik alacağının müstakbel değil doğmuş bir alacak temliki olduğunu, İİK 294/6 gereği devredilen alacağın doğum tarihinin esas alınması gerektiğini, keza … …’nca Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/8 Değişik İş sayılı dosyasında açılan merci tayini davasında … …’nda bulunan 10 nolu hak edişi olan 2.458.045,76 TL tutarlı hak edişin … A.Ş.’ye 27/06/2018 tarihinde temlik edildiğini, hak edişlerin temlik tarihinde ödenek yetersizliğinden ödenecek safhada olmadığından ödenemediğinin kabul edildiğini ve davacı bankalıkça müvekkil bankanın temlik alacağının açıkça ikrar edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …A.Ş. vekili; müvekkili Banka müşterilerinden davacının, Ankara 41. Noterliği’nin 12.09.2018 tarih ve …. sayılı temliknamesi ile … … ve … işinden olan, 12 Nolu 1.020.645,95 TL bedelli hakedişi ve 12.10.2018 tarih ve 24516 sayılı temliknamesi ile 13 Nolu 1.424.491,69 TL bedelli hakedişi olmak üzere toplam 2.445.137,61 TL doğmuş alacaklarını müvekkili Bankaya temlik ettiğini, … … … … Dairesi Başkanlığı’na, müvekkili bankaya temlik edilen 12 nolu hakediş tutarına istinaden 12.09.2018 tarihli ve 13 Nolu hakediş tutarına istinaden 12.10.2018 tarihli yazılar yazıldığını, temlik bedellerinin hangi tarihte ödeneceği ve temlik bedeli üzerinde başkaca bir alacak olup olmadığının bildirilmesinın istendiğini, … … … … Daire Başkanlığı, 12 nolu hakediş için 13.09.2018 tarihli (EK-5) ve 13 nolu hakediş için 15.10.2018 tarihli (EK-6) cevabi yazılarında temliğin uygun bulunduğu ve yazılarımız tarihi itibariyle borçlu firma alacakları üzerinde herhangi bir kısıtlama bulunmadığı ve temlik ödemesinin yapılacağının bildirildiğini, temlik edilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden önce doğduğu için devrin geçerliliğini koruduğunu … …’na ihtaren bildirildiğini, husumet itirazlarının olduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, … Bakanlığının davaya dahil edilmesi gerektiğini, davacının temlik alacaklarının konkordato mühleti verilmesinden sonra doğduğu iddiasını ispat edemediğini, davacı tarafın kötü niyetle hareket ettiğini belirterek , haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; müvekkili banka ile kredili müşterisi davacı arasında 11/07/2018 tarihinde Ankara 41. Noterliği’nin … yevmiye numarasıyla, “… … ve … Yapılması İşine” istinaden 2.050.451,72 TL tutarlı temlik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince firma ile kredi ilişkisine girilerek kredi kullandırıldığını, bu kredilerin karşılığı olarak tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere toplamda 2.050.451,72 TL miktarlı “… … ve … Yapılması İşine” ait doğmuş alacakları temlik alındığını, Ankara 41. Noterliği’nin … yevmiye numarasıyla 2.050.451,72 TL tutarlı temlik sözleşmesinin 11/07/2018 tarihinde, … … … … Dairesi Başkanlığı’nca teyit edildiğini, teyide göre alacak tutarı üzerinde herhangi bir haciz, rehin, temlik veya takyidat bulunmadığını, teyit yazısında ödemenin, davacı şirketin müvekkili Banka’da bulunan hesabına yapılacağının bildirildiğini,müvekkili Banka’ya temlik sözleşmesi gereğince temlik edilen tutarların ödenmesi gerektiğini, bu tutar üzerinde davacı dahil başkaca kimsenin tasarruf yetkisi bulunmadığını, doğmuş alacağın Banka’ya temlik edildiğini ve alacaklı sıfatının her türlü takyidattan ari olarak geçtiğini, Bakanlığın da alacağın varlığını teyit ettiğini ve Banka’ya ödemeyi taahhüt ettiğini ancak … … … … Dairesi Başkanlığı’nın müvekkil bankanın …. Şubesi’ne yazdığı yazı ile davacının konkordato başvurusu sonucunda geçici mühlet kararı aldığını ve bu karara istinaden konkordato komiser heyetinin Kurum’a başvururak temlik edilen tutarın kendilerine ödenmesi gerektiğini talep ettiğinin bildirdiğini, kurumun da bu başvuru sonucunda tutarın kime ödeneceği konusunda kararsız kalması üzerine Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/282 Değişik İş sayılı dosyasına merci tayini başvurusunda bulunduğunu, bu başvuru sonucunda Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/779 E. Sayılı dosyası kesinleşinceye dek ….. yatırılmasına karar verildiğini, karara itirazda bulunulması üzerine yapılan yargılamada müvekkili bankanın itirazlarının haklı olduğu kabul edilerek tutarın müvekkili bankaya ödendiğini, temlik sözleşmesi gereğince doğmuş alacağın temliği sonucunda ödemenin gerçekleştiğini belirterek ,davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında akdedilen temlik sözleşmeleri, davacı ile … (… Hizmetler Başkanlığı) arasında imzalanan … … ve … yapım işine ilişkin olarak düzenlenen hakedişler, … ile yapılan yazışmalar, özellikle Destek Hizmetleri Başkanlığı’nın incelenen 27/06/2018, 11/07/2018 ve 13/09/2018 tarihli yazıları dikkate alındığında temlik sözleşmelerine konu alacakların, 2018/779 Esas sayılı dosyada verilen konkordato geçici mühlet tarihi olan 30/09/2018 tarihinden önce doğduğu, bu nedenle alacağın temliklerinin İİK 294/6 maddesi gereğince hükümsüz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili şirketin Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/779 esas sayılı dosyası ile konkordato başvurusunda bulunduğunu, mahkemenin 30.10.2018 tarihli ara kararı ile müvekkiline 3 ay için geçici mühlet, 28.03.2019 tarihli kararıyla da 1 yıl için kesin mühlet kararı verildiğini, gelinen aşamada kesin mühlet sürecinin halen devam ettiğini, müvekkili şirketin konkordato ön projesinde yer alan ve konkordato projesi gelir kaynakları içerisinde yer alan ve T.C. … … nezdinde kamu ihalesi mevzuatı hükümlerine göre yüklenilen … … ve … işinden doğan alacaklarının bir kısmını konkordato sürecinden önce davalı bankalara temlik etmişse de, mezkur alacakların geçici mühlet kararından sonra doğmuş olması sebebiyle İİK 294/6 gereği bahsedilen temliklerin hükümsüzlüğünün tespiti için işbu davanın açıldığını, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin ilamı gerekçesinde … ile yapılan yazışmalar, özellikle Destek Hizmetleri Başkanlığının 27.06.2018, 11.07.2018 ve 13.09.2018 tarihli yazıları dikkate alarak temlik sözleşmelerine konu alacakların geçici mühlet tarihi olan 30.09.2018 tarihinden önce doğduğunu, bu nedenle temliklerin hükümsüz olmadığı yönünde değerlendirme ile kararın tesis edildiğini, ancak bahsedilen tarihlerin alacağın doğduğu tarihler olmadığını, temlik sözleşmelerinin akdedildiği tarihler olduğunu, mezkur temlik sözleşmelerinin hukuki değerlendirmede müstakbel alacakların temliki niteliğinde olduğunu, İİK 294/6. maddesinde (7101 sayılı yasa ile değişik); “Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür” hükmüne yer verildiğini, alacağın temlikinin hükümsüzlüğüne dair İİK 294/6. maddesinin Kanunun 294/4. Maddesi atfı ile 200 ve 201. maddelerinde düzenlenen takas hakkına dair sınırlamaları ile birlikte değerlendirilmesinin gerekli olduğunu, davalı bankaların konkordato geçici ve kesin mühlet süresi içinde temlik sözleşmelerine dayanarak alacaklarını konkordato projesindeki borçlunun teklif şartlarına aykırı olarak faiz ve ferileri ile birlikte tahsil etmesinin sadece borçlu davacının değil tüm konkordato alacaklıların menfaatini etkileyeceğini, Kanun metninden de anlaşılacağı üzere temlikin hükümsüz olması için temlik edilen müstakbel alacağın geçici mühlet tarihinden sonra doğmuş olması gerektiğini, mahkeme kararında her ne kadar temlik edilen alacakların geçici mühlet tarihinden önce doğduğu belirtilse de kararda atıf yapılan 27.06.2018, 11.07.2018 ve 13.09.2018 tarihli belgeler incelendiğinde bu belgelerin temlik sözleşmeleri olduğu ve alacağın doğduğu tarihin bu belgelerden anlaşılamayacağını, dava dilekçesi ve ekinde sunulan uzman görüşleri dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ayrıntılı değerlendirme yaparak akdedilen alacağın temlikine dair sözleşmelerin İİK 294/6. madde gereğince hükümsüzlüğü yönünde olduğunu, davalı bankaların basiretli tacir olduğunu, müvekkilinin T.C. … … nezdinde yüklendiği işin … … ve … işi olduğunu, sözleşmenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamına girdiğini, arz edilen nitelikleri itibari ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve Yapım İşleri Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre uyuşmazlık konusu alacağın doğumunun ve İİK 294/6. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğini, buna göre müvekkilinin ediminin ifasından kaynaklı hak edişinin ihale sözleşmesi bakımından işveren sıfatı olan T.C. … … tarafından tahakkuka bağlanarak ödeme aşamasına gelmesi anı itibari ile ve ancak ‘geçici hakediş’ vasfı ile doğabileceğinden bahsedilebileceğini, bu hususun Yapım İşleri Genel Şartnamesi 40. madde ve müteakip ilgili diğer hükümlerden anlaşılacağını, dava konusu edilen alacağın devrine ilişkin tüm sözleşmeler bakımından mühlet tarihinden sonra ‘geçici hakediş’ vasfı ile T.C. … … nezdinde doğan müvekkilinin alacaklarının söz konusu olduğunu, açıklanan hususlarda yani İİK 294/6. maddesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması talebinin mahkemece reddedildiğini, temlik edilen alacakların doğduğu tarihler hiç bir şekilde araştırılmadan salt temlik sözleşmelerinin tarihine bakılarak davanın reddine karar verildiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak temliklerinin İİK’nın 294/6 gereği hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca tarafların istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekilinin davalılar …A.Ş ile … A.Ş yönünden istinaf başvurularının, Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında ve özellikle davalı …Ş’ye yapılan temliğin 11/07/2018 tarihli olup, 11 nolu hakedişin onay tarihinin 18/10/2018 tarihi olduğu, yine davalı …A.Ş yönünden yapılan temlik tarihinin 12/09/2018 olup, 12 nolu hakedişin onay tarihinin 23/10/2018 tarihi olduğu ve geçici mühlet kararının 30/10/2018 tarihi olduğu anlaşılmakla, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin davalı …Ş. yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacı vekili Av. … …’in 02/03/2022 tarihli dilekçesiyle davalılardan … A.Ş.’ye karşı açılan davadan ve istinaf taleplerinden müvekkilinin talimatı gereği feragat ettiğini bildirdiği ve davacı vekili Av. …’in Ankara 47. Noterliği’nin 02/08/2018 tarih ve 21878 yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragat yetkisine sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …Ş vekili Av. … tarafından Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan 03/03/2022 tarihli dilekçe ile davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığının bildirildiği görülmüştür.
HMK’nın 311. maddesi gereğince davadan feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davacı vekilince HMK 307 ve devamı maddelere uygun olarak talep sonucundan vazgeçildiğinden esası incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun davalı …Ş. yönünden kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2. madde gereğince kaldırılmasına, davanın davalı …Ş. açısından feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin davalılar …A.Ş ile … A.Ş yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin davalı …Ş. yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmakla, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı …Ş. yönünden davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalılar …A.Ş ile … A.Ş istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davacı vekilinin davalı …Ş. yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmakla Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2020 tarih ve 2019/395 Esas- 2020/241 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın davalılar …A.Ş ile … A.Ş yönünden reddine, davalı …Ş yönünden feragat nedeniyle reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,3‬0 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı …Ş’nin vekalet ücreti talep etmediğini bildirildiğini anlaşılmakla, bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı … … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davalı …Ş’nin yargılama gideri talep etmediğini bildirildiğini anlaşılmakla, bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-Diğer davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 18/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır