Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/346 E. 2023/76 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/346 – Karar No:2023/76
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/346
KARAR NO : 2023/76
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2018/1012 E-2020/773 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :25.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :26.01.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Müvekkilinin, davalının yükleniminde olan, … parsel numarasında … adına tapuya kayıtlı taşınmazda davalının inşa ettiği binanın tesisat işi için 03/08/2016 tarih ve … nolu 9.357,40 TL bedelli fatura düzenlediğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7886 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının haksız olan itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Davaya konu icra takibine dayanak olarak gösterilen 03/08/2016 tarihli 9.357,40 TL bedelli faturanın müvekkili tarafından davacı şirkete ödenmiş olduğunu, davacının iş bu ödemeye ilişkin olarak 26/02/2017 tarihinde 5.500,00 TL, 27/02/2017 tarihinde ise 3.857,40 TL tahsilat makbuzu düzenleyip müvekkiline verdiğini, davacının mükerrer tahsilat yapma gayesini taşıdığını belirterek açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın, fatura borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin olduğu, Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7886 sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı ….Ltd. Şti, borçlu …, takip tarihi 06/08/2018 olduğu, asıl alacak 9.357,40 TL ve işlemiş faiz 1.870,45 TL olmak üzere toplam 11.227,85TL’lık takipte, borçlunun süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurduğu, davacı vekili tarafından 08/11/2018 tarihinde süresinde itirazın iptali davası açıldığı, taraf iddia ve savunmalarına göre faturalara istinaden düzenlenen ödeme makbuzlarında imzası bulunan şirket yetkilisinin mahkemeye tanık olarak çağrıldığı ve mahkemenin 24/09/2020 tarihli duruşmasında tanık …’in dinlendiği ve dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 22/07/2019 tarihli raporda özetle; davacı …..Ltd.Şti’nin incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davalı … adına düzenlediği dava ve takibe konu toplam bedeli 9.357,40 TL olan bir adet satış faturası alacağına karşılık yapmış olduğu herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığından, davacı şirketin 06/08/2018 icra takip tarihi itibariyle 9.357,40 TL alacağı olduğu, davalının incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirket tarafından adına düzenlenen dava ve takip konusu toplamı 9.357,40 TL olan iki adet ödeme kaydı düşüldüğünde davalının icra takip tarihi itibariyle 0,00 (sıfır) TL borcu olduğunun bildirildiği, her ne kadar davacı ticari defter ve kayıtlarında dava konusu alacağa ilişkin ödeme kaydı yok ise de, fatura tarihindeki davacı ortak ve yetkilisi …’in beyanı ile doğruladığı tahsilat makbuzu ile dava konusu alacağın ödenmiş olduğu, davacı vekili fotokopi üzerinden imza tespitinin mümkün olmadığını beyan etse de, Yargıtay 15. HD’nin 2012/8061 esas 2013/1818 karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde, kişi imzasını inkar etmediği sürece fotokopideki imzanın da işleme esas alınabileceği, bu nedenle davacının itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığı gibi davalının, usule uygun tutulup lehine delil niteliğinde bulunan ticari defter ve kayıtlarının da borcun bulunmadığını göstermesi karşısında davanın reddine, ödenmiş olan borca ilişkin takibe geçmekte davacı kötü niyetli görüldüğünden kötü niyet tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle, davanın reddine, davacı takibindi kötü niyetli görüldüğünden asıl alacağın %20’si oranındaki 1.871,48 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Taraflar arasında takip konusu fatura, fatura kapsamındaki hizmetin ifa edilmesi hususunda bir uyuşmazlığın bulunmadığını, bilirkişi incelemesinde faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre faturanın ödendiğine dair bir tahsilat kaydının olmadığı ve fatura dolayısıyla alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde ise davacıya atfen düzenlenen tahsilat makbuzlarının kayıtlı olduğu, bu nedenle davalının takip konusu faturayı ödemiş olması nedeniyle borcunun bulunmadığının belirtildiğini, rapora süresinde itiraz edildiğini, 26.08.2019 tarihli dilekçede de ödemeye esas alınan makbuzlardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu şekilde tanık dinlenemeyeceğini, imza incelemesi yapılması gerektiğini, makbuzların şirket ortağının yetkisinin bitmesinden sonraki dönemde düzenlenmiş olabileceği, dolayısıyla gerçeği yansıtmadığı, bu hususlarda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece taleplerinin reddedildiğini, olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına, tanık olarak dinlenen …’le ilgili evrakta sahtecilik, ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanma suçlarından şikayet dilekçesi verilmiş olup Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/25002 ve 2019/43882 sayılı dosyalarda soruşturmanın devam ettiğini bu sebeple bekletici mesele yapılması gerektiğini 07.10 .2019 tarihli dilekçeyle bildirdiklerini, yapılan soruşturma sonucu tanık olarak dinlenen … hakkında ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanmaktan Eskişehir 1.Asliye Ceza Mahkemesinde 2020/6011 esas sayı ile kamu davası açıldığını, mahkemenin bu dosyayı bekletici mesele yapmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, …’in tarafların delil listesinde tanık olarak gösterilmediğini, mahkemenin bu tanığı re’sen dinlediğini, HMK’da mahkemenin böyle bir yetkisi olduğuna dair düzenlemenin olmadığını, müvekkilinin usulüne uygun olarak bildirdiği Yusuf Karakuş’un ise tanık olarak dinlenilmediğini, tanık …’in beyanının hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, aksi olsa bile tanığın tahsilat makbuzlarındaki imzanın kendisine ait olduğunu belirtmesinin imzanın aidiyetini kanıtlayan bir husus olmadığını, makbuzlardaki imzanın kendilerce inkar edilmesi nedeniyle tanığın imzaları alınıp inceleme yapılması gerektiğini, diğer taraftan makbuzlardaki düzenleme tarihinin de gerçeğe aykırı olduğu iddiaları bulunduğundan bu yönden de inceleme yapılması gerektiğini, mahkemenin bu husustaki tüm ön sorun ve bekletici mesele taleplerini reddederek re’sen dinlediği tanığı beyanına göre hüküm kurduğunu, mahkemenin kötü niyet tazminatı konusundaki görüşünün de hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinde hükme esas alınan makbuzların kayıtlı olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, mahkemenin buna rağmen müvekkili şirketin bilerek bu ödemeyi kaydetmediği gibi çok ileri bir yorumla kötü niyet tazminatına hükmettiğini, oysa tahsilat makbuzundaki imzanın kendisine ait olduğunu belirten …’in faturaya dayalı olarak yapılan takip tarihi itibariyle şirketin yetkilisi ve ortağı olmadığını, her şeye rağmen tahsilat makbuzundaki imza kendisine ait olsa ve makbuz gerçek olsa dahi hukuki olarak şirketin alacaklı olduğu bir parayı tahsil edip şirkete aktarmayan kişi statüsünde olacağından takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin de bu durumu bilme imkanı bulunmadığından kötüniyet tazminatı takdir edilmesinin mümkün olmadığını, esasen makbuzlardaki imza ve gerçeğe aykırılık konusunda bilirkişi incelemesi yapılmadan , soruşturma sonucu beklenmeden kötüniyet tazminatı takdir edilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkili şirketin kesinlikle takip yapmada kötü niyetli olmadığını, şirketten ayrılan ortağın, imza yetkisinin olduğu döneme atfen her zaman belge düzenleme imkanı olabileceğinden ve müvekkili şirketin sunulan makbuzlarla ilgili ilk kez mahkemede bilgi sahibi olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini, mahkemenin davanın reddine dair kararı usul ve yasaya uygun bulunduğu takdirde ise kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından bu yönden kararın kaldırılarak davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği istinaf başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır