Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/342 E. 2022/1283 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/342 – Karar No:2022/1283
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/342
KARAR NO : 2022/1283

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2020
NUMARASI : 2017/275 E-2020/610 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı kurum tarafından … HES’te Lokal ve Ambar Binaları Üzerine İlave Ofis Katı Yapılması ile Yeni Atölye, Ambar Binaları ve Beton Parke Yolu Yapılması” işinin dava dışı … Adi Ortaklığına verildiğini, taraflar arasında 08/10/2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, işin yapımını üstlenen adi ortaklık ile müvekkili arasında da 29/05/2015 tarihli bu inşaata ilişkin kolon, oluk kirişi, ön germeli aşık kirişi, çatı makası, rüzgar kolonu ve ara kat kirişi gibi bazı işlerin yapılması konularında sözleşme imzalandığını, müteakiben 18/06/2015 tarihinde yapılan ikinci bir sözleşme ile ihale konusu işin temel imalatları kazı, dolgu ve serme, sıkıştırma işleri, sandviç panel çatı imalatları, oluk izolasyonları, betonarme tabiliye imalatlarının da müvekkili tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, taraflar arasında imzalanan her iki sözleşmenin toplam bedelinin 585.000,00 TL olup, dava dışı adi ortaklığın, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca, EÜAŞ’den olan alacaklarını müvekkili lehine temlik ettiğini, taraflar arasında bu hususta Ankara 33. Noterliği’nin 19/06/2015 tarih ve … yevmiye numaralı temliknamesinin düzenlenerek muhatap davalıya tebliğ edildiğini, davalı kurumun temliknamede temlik konusu işin adının eksik yazıldığını belirtmesi üzerine, Ankara 33. Noterliği’nde 06/07/2015 tarih ve … yevmiye numaralı düzeltme beyannamesi düzenlenerek yine davalı kuruma tebliğ edildiğini, davalı kurumun 11/08/2015 tarihinde makam Olur’u ile müvekkilinin temliknamesini onayladığını ancak onay bilgisini müvekkiline tebliğ etmediğini, dava dışı adi ortaklığın temlikname sonrası 5 numaralı hakkedişinin yapıldığını, hakediş bedelinin 353.266,28 TL+63.587,93 TL KDV olmak üzere toplam 416.854,21 TL olarak belirlendiğini, davalının bu bedelden 91.254,57 TL gecikme cezası, 14.319,44 TL vergi borcu, 3.825,00 TL yemek bedeli, 20.000,00 TL All – Risk süre uzatımı blokesi bedellerini mahsup ettikten sonra neticeten, 287.455,20 TL’nin geçmiş tarihli haciz, SGK primi, damga vergisi ve sair kesintilerini düştükten sonra dava dışı adi ortaklığa ödenmesinin kabul edildiğini, davalı kurum tarafından bugüne kadar ilgili temliknameye dayalı olarak toplam 251.122,96 TL ödeme yapıldığını, 5 nolu hakedişin 287.455,20 TL’sinin tümünün neden müvekkiline ödenmediğinin tam olarak anlaşılamadığını, davalı idarenin, dava dışı adi ortaklığın sözleşmesini 30/11/2015 tarih ve 2621 sayılı fesih oluru ile feshettiğini, müteakiben 02/12/2015 tarih ve 146 sayılı Başkanlık makamı Olur’u ile fesih heyetinin oluşturulduğunu, fesih heyeti tarafından neticede dava dışı adi ortaklık lehine 159.571,54 TL hakediş + 28.776,88 TL KDV olmak üzere toplam 185.648,42 TL fesih hakedişi bedeli belirlendiğini, böylelikle davalı kurumun müvekkiline yapılan temlik sonrası ihale konusu işte herhangi bir inşaat faaliyeti yapılmamasına rağmen, fesih hakedişi esnasında daha önce eksik ödeme yaptığını zımnen kabul etmiş olduğunu, iş bu davanın temel konusunun 5 numaralı hakediş ile 6 numaralı hakediş arasındaki farkın gerçekte müvekkiline ödenmesi gerektiği ile 5 ve 6 numaralı hakedişlerden yapılan bazı kesintilerin temlik alacaklısı müvekkiline yansıtılamayacağı hususunda olduğunu belirterek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kurumun eylem ve işlemleri nedeniyle müvekkili şirketin zararına sebep olduğu şimdilik 100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini, 19/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dosyaya kazandırılan 07/11/2019 tarihli bilirkişi raporuna istinaden fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak taleplerini 43.744,79 TL artırdıklarını belirterek; neticede 43.844,79 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davaya konu … HES’te Lokal ve Ambar Binaları Üzerine İlave Ofis Katı Yapılması ile Yeni Atölye, Ambar Binaları ve Beton, Parke Yol Yapılması İşleri’nin 08/10/2014 tarihli sözleşme ile yüklenici …. İş Ortaklığı’na verildiğini, 14/10/2014 tarihinde yer teslimi yapılarak işe başlandığını, onaylı iş programına göre iş bitim tarihinin 20/06/2015 olduğunu, dava konusu işin Genel Müdürlük Makamı’nın 30/11/2015 tarih ve 2621 sayılı Olur’ları ile sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47-2 (a) maddesi mucibince feshedildiğini, alacağın temlik edilmesinin, bu alacağı kamu borcunun önüne geçirmeyeceğini, yani hakediş ödemeleri yapılırken, öncelikle temlik edilen alacakların değil, kamu borçlarının ödeneceğini, temlik ile ilgili Başkanlık Makam Olur’unda da bu durumun açık bir şekilde zikredildiğini, davacı …A.Ş.’nin dava dilekçesinde işe ait 5 ve 6 nolu hakedişlere değindiğini, bu hakedişlerde çeşitli kesintiler yapıldığını, bundan dolayı da zarara uğradıklarını ifade ettiğini, bu hakedişlerde yapılan kesintilerin, gecikme cezaları, vergi borcu, yemek bedeli ve teknik personel bulundurmama cezaları olup, anılan bu kesintilerin işe ait sözleşme hükümlerine dayalı olarak hakkedişlerden öncelikle kesilmesi gereken bedeller olduğunu, bu kesintilerin tümünün kamu alacağı niteliğinde olduğunu, 5 nolu ara hakediş ile fesih kesin hesabı arasında fark olmasının doğal olduğunu, burada kurumlarınca yapılmış herhangi bir hata veya kasıt söz konusu olmadığını, davacı şirketin ileri sürdüğü gibi idareden kaynaklanan eksik ödeme ve haksız kesinti yapılmasının da söz konusu olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Dava ilk olarak Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmiş, bu mahkemenin 07/03/2017 tarih ve 2016/365 Esas- 2017/77 Karar sayılı görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, mahkemenin yukarıdaki esasına tevzi edilmiştir.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesi ve temliknameden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu, taraflar ile dava dışı adi ortaklıkla ilgili sözleşmeler, ihale belgeleri, hakedişler, ödemeler ve temliknamenin celp edildiği, uzman bilirkişi heyetinden rapor alındığı, işin tamamlanmaması nedeniyle sözleşmenin feshedildiği, 5 nolu hakedişten yapılan kesintilerin mevzuata uygun olduğu, vergi borcu, SGK borcu, ceza ve yemek borcu ile KDV tevkifatı ve % 3 stopaj kesintisinin mahsubu sonucu ödenen bedel sonrasında, davacının bu hakedişten alacağının bulunmadığı; 6 nolu hakedişten ise 43.844,79 TL’lik alacağının olduğunun son bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle; davacının ıslah dilekçesi de gözetilerek, davanın kabulüne 43.844,79 TL’nin 100 TL’sinin 08/08/2016 dava tarihinden, 43.744,79 TL’sinin 19/10/2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; gerek dava dışı yüklenici iş ortaklığının taahhüt konusu işe ait doğacak alacaklarının 585.000,00 TL tutarındaki kısmını davacı …. A.Ş. lehine temlik etmesinin hangi şartlarla uygun görüldüğünü düzenleyen Başkanlıklarının Olur’unun son paragrafında aynen “Şirketimizin Sözleşmeden doğan/doğacak bütün alacakları, Resmi Kurum ve Kuruluşlardan gelecek haciz ve temlik borçları, işçi borçları, SGK’ya olan her türlü borçlar, her türlü vergi borçları, ilgili yasalara göre temlik konusu olacak ve hakedişlerden kesilmesi söz konusu olacak diğer tüm borçlar öncelikli olacak şekilde; temliknamenin … tarafından tekeffül edilmediği dikkate alınarak geriye kalacak yüklenici alacağının ilgili …’ne ödenmesi Başkanlığımızca uygun görülmektedir” şeklinde yer alan hükümleri ile işin sözleşmesinde yüklenici hakedişlerinin ancak varsa idareye olan borçlarının kesilmesinden sonra ödenebileceğine ilişkin mevcut bulunan hükümler, gerekse 5510 sayılı SGK Kanunu 88. Maddesi 18. Fıkrası ile düzenlenen “Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır” ve 92. Maddesi 2. Fıkrasında düzenlenen “İşverenin hakedişleri, Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenir” hükümleri ve ayrıca Teşekkülün 4857 sayılı İş Kanunu Madde 36 gereği alt işverene ait işçi ücretlerinin ödenmesinden sorumlu kılındığı gibi yine aynı kanunun 2/6 Maddesi gereği işçi alacaklarından alt işveren ile birlikte müştereken müteselsilen sorumlu kılındığı hususları dikkate alındığında; yüklenici hak ve alacaklarının, ancak idareye olan borçları, işçi alacakları, SGK idari para cezaları ile prim ve prime ilişkin borçları kesildikten sonra varsa kalanı üzerinden bir hüküm ifade ettiğini, kaldı ki, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi ve bu maddeye ilişkin olarak Seri:A Sıra No:l Tahsilat Genel Tebliğinin “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı kısmında Seri:A Sıra No:9 Tebliği ile 01/01/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan değişiklikle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kuramlara, 4734 sayılı Kanun kapsamında hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş vergi borcu durumunu gösterir belgenin aranılması ve belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcu bulunan hak sahiplerine ödeme yapılmaması şeklinde bir başka zorunluluk daha getirildiğini, yüklenici iş ortaklığının, her iki işine ilişkin olarak da, vadesi geçmiş vergi borcunun bulunmadığına ilişkin olarak Teşekküle herhangi bir belge ibraz etmediğini, tüm bu tespitler ışığında Teşekküle iki ayrı taahhüt konusu olarak … HES’te ve … HES’te iki ayrı işin yapımını taahhüt etmiş olan iş ortaklığından … HES’teki işe ilişkin olarak temlik almış olan davacı …. A.Ş.’nin, iş ortaklığının … HES işinden doğan fesih hakedişi alacağından istifade etmesine imkan bulunmadığını, zira; … Hes işinden, … Soğutma firmasına (3.186,00 TL), işçi …’e (4.000,00 TL), SGK’ya ve vergi dairesine (5.594,63 TL ve 790,85 TL) İdarece yapılan ödemelerden sonra 36.659,09 TL’ye düşmekte olduğunu ve fakat bunun da aynı iş ortaklığının … HES işinden dolayı idare ve SGK’ya olan 33.093,82 + 9.063,41 = 42.157,23 TL borcunu dahi karşılamakta yetersiz kaldığını, 5510 sayılı SGK Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un yukarıda zikredilen ilgili amir hükümleri ile Teşekkülce iş ortaklığıyla akdettiği sözleşmenin yüklenici hakedişlerinin ancak varsa idareye olan borçlarının kesilmesinden sonra ödenebileceğine ilişkin mevcut bulunan hükümleri ve dahi yüklenici iş ortaklığınca davacı …. A.Ş.’ye temlik verilmesine ilişkin İdare onayında yer alan ve yukarıda belirtilen şartlar dikkate alındığında, yüklenici hak ve alacaklarının, ancak idareye olan borçları, işçi alacakları, SGK idari para cezaları ile prim ve prime ilişkin borçları, vergi dairesine olan ve belirli bir tutarı aşan vadesi geçmiş borçları kesildikten sonra varsa kalanı üzerinden bir hüküm ifade ettiği hususunun da zaten tartışma götürmez bir gerçek olduğunu, İdarece yapılmış bulunan tüm bu kesinti ve ilgili kurum (amme alacağı) ödemelerinden sonra geride temlik sahibi davacı …. A.Ş.’nin istifade edebileceği, idare nezdinde mevcut herhangi bir iş ortaklığı hak ve alacağının mevcut bulunmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı … A.Ş. İle dava dışı ….İş Ortaklığı arasında düzenlenen 08/10/2014 tarihli … HES’te Lokal ve Ambar Binaları Üzerine İlave Ofis Katı Yapılması ile Yeni Atölye, Ambar Binaları ve Beton, Parke Yol Yapılması İşleri sözleşmesi niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davalı iş sahibi dava dışı iş ortaklığı yüklenicidir. Davacı vekili, dava dışı iş ortaklığı ile davalı iş sahibi arasındaki bu sözleşmeden doğan yüklenici alacağının temlik edilen kısmının kendisine ödenmesi talebi ile alacak davası açmıştır.
Hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında yapılan tespitler Dairemizce de dosya kapsamına ve oluşa uygun, yapılan hesaplamalar da denetlenebilir bulunmuş olup, dava dışı iş ortaklığının 6 nolu hakediş kapsamında sözleşmeden ve kanunlardan kaynaklanan yapılması gereken tüm yasal kesintiler yapıldıktan sonra bakiye 43.844,79 TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalı tarafından mahsup talep edilen 18/11/2014 tarihli … HES İşletme Müdürlüğü-İtfaiye Binasının Eğitim Binasına Dönüştürülmesi ile İşçi, Yemekhane, Yatakhane, Çamaşırhane Binalarının Bakım Onarımı İşi’ne ilişkin sözleşmenin yüklenici iş ortaklarının ….Şti. olup, istinaf konusu işteki yüklenici ortaklığın ortakları ile aynı olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.995,03 TL istinaf karar harcından peşin alınan 748,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.246,28‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır