Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/258 E. 2022/1132 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/258 – Karar No:2022/1132

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/258
KARAR NO : 2022/1132

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
NUMARASI : 2019/353 E-2020/461 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında çevre düzenleme ve bakım onarım işlerine ilişkin 24.07.2014 tarihli ve asfalt yenileme işlerine ilişkin 20.11.2014 tarihli iki sözleşme imzalandığını, müvekkilinin her iki sözleşmede kararlaştırılan işleri gereğince tamamladığını, geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını, sözleşme kapsamında olmayan işlere ilişkin hesap ve ödeme aşamasında uyuşmazlık çıktığını, serilmeyen 930 ton mastik asfalt nedeniyle iş eksilişi ve dilekçesinde belirttiği kalemler yönünden iş artışı meydana geldiğini, müvekkilinin dilekçede fazlaya dair işler başlığı altında listelenen sözleşme dışı işleri yaptığını, davalı kurumun kendi iç yazışma ve incelemelerinde sözleşme dışı işleri kabul ettiğini, hatta iş bedelinin hesaplandığını, ancak davalı tarafça 25.02.2019 tarihli yazıyla sözleşme dışı işler bedelinin ödenmeyeceğinin bildirildiğini, belge aslının müvekkiline 02.05.2019 tarihinde ulaştığını, arabuluculuk başvurusunda anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek yapılan işler bedeli ve mahrum kalınan kar nedeniyle şimdilik 10.000 TL’nin avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17.07.2020 tarihinde kısmi ıslah ile talebini 601.363,29 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının sunduğu dilekçelerde iş bedelini belirterek ödeme talep ettiğini, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, çevre düzenleme bakım ve onarım işinin geçici kabulünün 02.12.2015 tarihinde, kesin kabulünün 16.06.2017 tarihinde yapıldığını, asfalt yenileme işinin ise geçici kabulünün 23.12.2014, kesin kabulünün 29.08.2016 tarihinde yapıldığını, sözleşmeler kapsamında yapılan işler bedelinin ödendiğini, dava konusu sözleşme kapsamında olmayan işlere ilişkin Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca incelemeler yapıldığını, rapor düzenlendiğini, müvekkili personelinden oluşan komisyon tarafından raporlar hazırlandığını, ödeme konusunun yönetim kurulu taktirine bırakıldığını, yönetim kurulunun ise 08.02.2018 tarihinde ödeme yapılmamasına karar verdiğini, komisyon tarafından hazırlanan 18.05.2018 tarihli raporda her iki sözleşmeye ilişkin olarak dilekçede listelenen ilave işlerin yapıldığının belirlendiğini, yine komisyonun 25.05.2018 tarihli raporunda asfalt yenileme işine ait yapılan tüm ek imalatların artış miktarı ve fiyatlarıyla birlikte tespit edilerek müfettişliğe sunulmasının istendiğini, müfettişlik yazısına istinaden düzenlenen raporda ise asfalt yenileme işleriyle ilgili olarak kontrol elemanlarınca yapılan metrajlar baz alarak 2015 yılı fiyatlarıyla hesaplandığını, işlerin sözleşmede belirtilen işler olduğunun tespit edildiğini, 4734 sayılı Kanun gereğince sözleşme bedelinin %10’una kadar iş artışı ödenebileceğini, iş artışı ödeme koşullarının belirtilen Kanunda belirlendiğini, sözleşme bedelinin %10’unu aşan bedelin ödenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;”Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında her iki sözleşmeye konu işlerin davacı yüklenici tarafından yerine getirildiği, sözleşme kapsamında yapılan işlerin geçici ve kesin kabullerinin yapıldığı ve sözleşme bedellerinin ödendiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme kapsamında bulunmayan ilave işlere ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda yüklenici tarafından idare elemanlarının talimatları doğrultusunda sözleşmede yer almayan bazı ilave iş ve imalatların yapıldığı da davalının kabulünde olup hatta sözleşme bedelinin %10’unu aşmayan ilave iş bedellerinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 24. Maddesi kapsamında davacı yükleniciye ödendiği, %10’u aşan ilave işlerin ise davalı idare teftiş kurulunca düzenlenen raporda ödenmesinin idarenin takdirine bırakıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda açıklandığı üzere TMO… tarafından Daire Başkanlığı’na hitaben yazılan 31.08.2015 tarihli yazıya göre Asfalt Yenileme işleri kapsamında %10’u aşan ilave işler bedelinin (388.488,46 TL – 72.206,24 TL)=316.228,22 TL olduğu, yine davalı idare tarafından oluşturulan Komisyonun düzenlediği 25.05.2018 tarihli ek raporda Çevre Düzenleme işleri kapsamında %10’u aşan ilave işler bedelinin 209.438,99 TL olarak tespit edildiği böylece %10’u aşan ilave işler bedelinin KDV hariç (316.228,22 TL + 209.438,99 TL)= 525.667,21 TL olduğu saptanmıştır. Hal böyle olmakla birlikte davacı tarafından idareye hitaben yazılan 19.04.2018 tarihli dilekçede fazlaya ilişkin hakları saklı tutmaksızın Çevre Düzenleme ve Bakım Onarım işleri iş artış bedelini 290.000 TL, asfalt Yenileme işleri iş artış bedelini 207.166,15 TL olarak belirtmiştir. Davacının ilave iş bedelleri yönünden 19.04.2018 tarihli dilekçesindeki kabulü kendisi yönünden bağlayıcı olup iş artış bedelinin toplam (290.000 TL + 207.166,15 TL)= 497.166,15 TL olarak kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda ilave iş bedeline TTK 1530/4-b maddesi uyarınca 27.04.2015 tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği belirtilmiş ise de taraflar arasındaki hukuki ilişkinin mal ve hizmet tedarikine ilişkin olmadığı bu sebeple anılan yasa hükmünün dava konusu olaya uygulanma imkanının olmadığı, davacı tarafından davalı idareye hitaben yazılan tarihsiz (21.12.2017 kayıt tarihli) dilekçenin davalı idareyi temerrüde düşürür nitelikte olduğu, 21.12.2017 kayıt tarihine 20 günlük ödeme süresi ilave edildiğinde davalı idarenin 11.01.2018 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla alacağa bu tarihten itibaren faiz talep edilebileceği” gerekçesiyle ” Davanın kısmen kabulüne,
497.166,15 TL’nin davalıdan tahsiline, alacağa 11/01/2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme talep ederek yasal yollara başvuracağı ihtarını içerir dilekçeler sunduğu, örnek olarak 28.12.2015, 05.02.2016, 12.02.2016 dilekçelerin ibraz edildiği, TBK 101 madde gereğince ihtar yapılması gerekmediği, yine TTK 1530 madde hükmünün uygulanması gerektiği halde mahkemenin 21.12.2017 kayıt tarihli dilekçeyi esas aldığı, müvekkilinin davalıya verdiği 19.04.2018 tarihli dilekçede iş artış bedelini 497.166,15 TL olarak belirtmesinin bağlayıcı olduğuna dair gerekçenin doğru olmadığı, miktarın davalı çalışanlarınca belirlendiği, borç miktarı konusunda tartışma bulunmadığı ve davalının belirlenen miktarları esas alarak Kamu İhale Kanunu’nun cevaz verdiği %10’luk kısmı ödediği, gerekçeli kararda belirtilen dilekçedeki rakamların sehven yazıldığı, kabul edilen miktara KDV’nin dahil olup olmadığının belirli olmadığı, davalının hakediş düzenlerken KDV’yi de dikkate alarak ödeme yaptığı, hüküm altına alınan tutara KDV dahil değilse bunun açıklığa kavuşturulması gerektiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açılamayacağından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, TBK 82 madde gereğince sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zenginleşmenin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, dava konusu edilen alacağın zamanaşımına uğradığı ve mahkemece bu konuda bir karar verilmediği, her iki sözleşme kapsamındaki işlerin geçici ve kesin kabullerinin belirtilen tarihlerde yapıldığı, iş bedellerinin ödendiği, teftiş kurulunun talebi üzerine düzenlenen komisyon raporunda asfalt yenileme işinde fazla imalat bulunmadığının belirlendiği, kanun gereğince iş artışının sözleşme bedelinin %10’u ile sınırlandırıldığı ve %10’luk kısmın ödenme koşullarının da belirlendiği, avans faizi talebinin yersiz olduğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflarca akdedilen sözleşmeler kapsamında ilave işlerin yapıldığı ve yine sözleşmeler ve eklerine uygun olarak %10 iş artışına ilişkin kısmın sözleşmedeki fiyatıyla ödendiği ihtilafsızdır. Davadaki talep, %10’un da üzerinde iş artışı olduğu iddiasıyla alacak istemlidir. Yerleşik içtihatlar gereğince %10’u aşan iş artışı bedeli işin yapıldığı yıl mahalli rayiciyle belirlenmelidir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda %10’u aşan kısmın bedelinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı, davalı idareye ait komisyonlarca belirlenen bedeller belirtilmek ve KDV hariç olduğu açıklanmak suretiyle tespit edilen bedel üzerinden rapor düzenlenmiş ve mahkemece bu rapor esas alınmakla birlikte davacının 19.04.2018 tarihli dilekçesinde talebini 497.166,15 TL ile sınırlandırdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere her iki sözleşmeye ilişkin olarak dava konusu edilen sözleşme bedelinin %10’unu aşan ilave işler bedelinin yapıldıkları yıl mahalli rayiciyle (içerdiğinden ayrıca KDV eklenmeksizin) hesaplanması hususunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve davacının 19.04.2018 tarihli dilekçesinin talebin sınırlandırması niteliğinde olmadığı da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre inceleme yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2020 gün ve 2019/353 E-2020/461 K sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yatırılan 8.491 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 09.11.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır