Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/247 E. 2022/728 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/247 – Karar No:2022/728
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/247
KARAR NO : 2022/728
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020
NUMARASI : 2014/1116 E-2020/635 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin yüklenicisi olduğu inşaat işi kapsamındaki üst yapı mekanik tesisat işlerinin malzeme ve işçilikli olarak anahtar teslim davalıya taşere edildiğini, davalının edimlerini süresinde yerine getirmediğini, hak kazanmadığı hakedişleri tahsil ettiğini, müvekkili şirketin ekonomik sıkıntıda olduğu gerekçesiyle işi durdurduğunu, tarafların ahde vefa sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince müvekkilinin verdiği 2.000.000 TL bedelli bononun davalı tarafından icra takibine konularak müvekkiline ait taşınmazın haczedildiğini, böylece davalı alacağının garanti altına alındığını, haczedilen taşınmazın haricen satıldığını, işin tamamlanmasıyla hak kazanacağı iş bedelinin tamamını davalıya peşin olarak ödediğini, davalının kalan alacağından vazgeçtiğini, icra dosyasının işlemden kaldırıldığını, tarafların daha sonra 10.05.2011 tarihli protokolü imzaladıklarını, protokolle tarafların geçmişe yönelik olarak birbirlerini ibra ettiklerini, … tarafından geçici ve kesin kabullerde belirlenen eksik ve kusurlu işleri tamamlamak için harcama yapmak zorunda kalındığını, …’nin kestiği gecikme cezasının ödendiğini, kesin kabul tutanağındaki eksik ve kusurlu işler için 148.750 TL, cezai şart için 299.258 TL ödendiğini öne sürerek şimdilik 10.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmede iş bedelinin KDV dahil 2.672.000 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin sözleşmenin imzalanmasını takiben işe başladığını, davacının idareden iş bedellerini tahsil etmesine rağmen müvekkiline ödeme yapmaktan kaçındığını, verdiği çek ve senetlerin de karşılıksız çıktığını, müvekkilinin aylarca ödeme almaksızın işi geçici kabule hazır hale getirdiğini, iş bedelinin tamamının alındığı iddiasının doğru olmadığını, ödeme yapılmadığından işin süresinde bitirilemediğini, işin bitirilmesi gereken 31.12.2009 tarihinden sonra 07.06.2010 tarihinde akdedilen ahde vefa sözleşmesinin davacının ödemeleri yapmadığını gösterdiğini, bu sözleşmeyle müvekkiline 2.000.000 TL bedelli bono senedi verildiğini, bononun icra takibine konulduğunu, davacıya ait taşınmazın haczedildiğini, satış işleminin başlatıldığını, müvekkilinin işleri zor şartlarda yürüttüğünü, ancak davacı uhdesindeki diğer işleri tamamlayamadığı için geçici kabul komisyonuna sunamadığını, …’nin eksik işlerin giderilmesi için komisyon kurduğunu, eksik işlerin davacıdan alındığını, …’nin 05.05.2011 tarihli sözleşmeyle mekanik tesisat işlerinin tamamlanması işini 290.000 TL bedelle müvekkiline verdiğini, müvekkilinin … ile yaptığı sözleşme gereğince üstlendiği işi tamamlayabilmek ve yaptığı işlerin bedelini tahsil edebilmek için davacı ile 10.05.2011 tarihli protokolü akdettiğini, müvekkilinin taşınmaz üzerindeki haczi kaldırdığını, tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, ibranın cezai işlemi de kapsadığını, davacının ceza bedeli ödemediğini, sözleşme gereğince alacakları 2.672.000 TL iken icra harç ve vekalet ücretleri dahil 1.250.000 TL tahsil edildiğini, tahsil kabiliyeti bulunmadığından müvekkilinin davacıyı ibra ettiğini, protokolden sonra müvekkilinin davacı şirket hesabına imalatının bulunmadığını, protokolde müvekkiline ait şantiyeye indirilmiş malzeme, ekipman vs. nin müvekkili tarafından gönderilecek elamanlar tarafından alınmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin şantiyeden elini çektiğini, müvekkilinin davacıya verdiği senetlerin iadesinin kararlaştırıldığını, … ile yapılan sözleşme gereğince işin tamamlanarak teslim edildiğini, davacı şirketin kötüniyeti sonucu şantiyede bulunan malzemelerin ve bitirilmiş işlerin muhafaza edilmediğini, hırsızlık yaşandığını, malzemelerin bir kısmının başka bir ilde bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacı şirketin yükleniminde olan inşaat işinin “üst yapı mekanik tesisat işlerinin malzeme ve işçilik olarak anahtar teslimi yapımı” konusunda 06/10/2008 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin bulunduğu, davalı alt yüklenicinin iş bedelini alamadığından bahisle işi durdurması üzerine taraflar arasında 07/06/2010 tarihinde “ahde vefa sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davalıya 07/06/2010 vadeli 2.000.000 TL bedelli bono verildiği, sözleşme uyarınca davalı tarafından icra takibi başlatıldığı, davacı yüklenicinin iş sahibi idareden alacağı hakediş bedelleri ile davacının davalıya yapacağı ödemelerin bono bedelinden düşüleceğinin ve bono bedelinin tamamı ödendikten sonra karşılıklı verilen çek ve senetlerin iade edileceğinin kararlaştırıldığı, idare tarafından oluşturulan geçici kabul komisyonunun yaptığı inceleme sonucunda 299.258 TL tutarında mekanik tesisat işlerinde eksik ve kusur tespit edildiği, bunların giderilmesi için davacı yükleniciye süre verdiği, ancak verilen sürede eksik ve kusurlu işlerin tamamlanmaması üzerine nama ifa kapsamında davalı ile 290.000 TL+KDV bedelli sözleşme imzalandığı, idarenin verdiği sürenin dolmasından 5 gün sonra taraflar arasında 10/05/2011 tarihli protokolün düzenlendiği, protokol ile alt yüklenicinin bono bedeli dışındaki tüm hak ve alacakları ile borçlarının kapatıldığı, davalının takip dosyasında tahsil ettiği 1.250.000 TL ile bakiye alacağından feragat ettiği, taraflar arasındaki ilk sözleşmenin ayakta olduğu, feshi konusunda irade açıklaması ve davranışının bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen protokolünde sözleşmenin ayakta olduğunu gösterdiği, davalı alt yüklenicinin sözleşme gereği yüklendiği işlerin eksik ve kusurlu olanlarından ve bu sebeplerle uygulanacak cezai şart bedelinden sorumlu olduğu, dosya kapsamına uygun, denetlenebilir bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre davalı alt yüklenicinin, geçici kabul eksik ve kusurlarının giderilmesi için geçen sürede idarece davacıya uygulanan cezai şart bedelinden sorumlu olduğu, protokolün cezai şart bedelini kapsamadığı, davalının sorumlu olduğu cezai şart miktarının 21.594,78 TL olduğu, idare tarafından oluşturulan kesin kabul komisyonunun belirlediği eksik ve kusurlu iş bedelinden 148.175 TL’lik kısmının mekanik tesisat işlerine ilişkin olduğu, bu bedelden davacı yüklenicinin muhafaza ve bakım sorumluluğunda bulunan montajı yapılmış malzeme bedeli olan 79.500 TL’nin düşülmesi sonucunda davalı alt yüklenicinin sorumlu olduğu 81.036,50 TL kesin kabul eksiklerinin bulunduğu, buna göre 21.594,78 TL gecikme cezası tutarı ve 81.036,50 TL kesin kabul eksik ve kusurlu iş bedeli olmak üzere toplam 102.631,28 TL’nin davalıdan tahsili gerektiğinden, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar “vermek gerektiği gerekçesiyle “Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 102.631,28 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gecikme cezası tayininde sözleşmenin dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğu, sözleşme bedelinin binde beşi oranında ceza uygulanması gerektiği, cezai şart için müvekkilinin zararın varlık ve kapsamını ispatlaması gerekmediği, eksik ve kusurlu olan iş bedeli 299.258 TL üzerinden 144 gün hesabıyla 215.465,76 TL ceza hesaplamasının mümkün olduğu, belirttiği yöntemle hesaplama yapıldığında ise cezai şartın 216.547,70 TL olması gerektiği, geçici ve kesin kabul tarihleri arasında tespit edilen kusur, ayıp, eksik ve arızalardan davalının sorumlu olduğu, 10.05.2011 tarihli protokolle davalının tüm tahsilatını yaptığı ve alacağının kalmadığı halde işi tamamlamadığı, geçici kabul eksikliklerine ilişkin olarak … ile 290.000 TL + KDV bedelli sözleşmeyi akdettiği, böylece …’nin müvekkilinden bu miktarda kesinti yaptığı, müvekkilinin iki kez ödeme yapmak durumunda kaldığı, mukayeseli keşif sonucu iş azalışı meydana geldiği, iş bedeli 422.691,22 TL azaldığı halde dikkate alınmadığı, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin tarifenin 13/3 maddesi gereğince müvekkiline verilen ücretten fazla olamayacağı halde davalı lehine fazla ücrete hükmedildiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece zamanaşımı savunması hakkında karar verilmediği, davadaki talebin gecikme cezası ile kesin kabul eksik ve kusurlu iş bedelinden oluştuğu, cezai şart yönünden kusur incelemesi yapılmadığı, 10.05.2011 tarihli protokolle sözleşmenin devamına karar verildiği gerekçesiyle müvekkilinin cezai şarttan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, gecikmenin davacıdan kaynaklandığı, mali azce düştüğü, sadece mekanik işlerde değil inşaat, elektrik, peyzaj da dahil üstlendiği hiçbir işi zamanında bitirmediği, cezai şartın işin davacı şirketten alınarak komisyon tarafından nama ifa kapsamında yaptırıldığı döneme ilişkin olduğu, müvekkilinin davacının mali aczi nedeniyle işin davacıdan alınarak yaptırılmasında kusurunun bulunmadığı, eksik ve kusurlu iş bedelinin tespitine ilişkin raporun yetersiz olduğu, 6 farklı rapor alındığı, kesin kabulde belirlenen 148.175 TL eksiğin muhafaza ve bakım kusurlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmediği, hükmün açık ve anlaşılır olmadığı, 79.500 TL’nin neye göre belirlendiğinin tartışılmadığı, geçici kabulde eksik olarak belirlenmeyen hidrofor pompaları ve sirkülasyon pompalarına ilişkin kesin kabuldeki eksiklik tespitinin davacının muhafaza yükümlülüğünden kaynaklandığına ilişkin savunmalarının dikkate alındığı, ancak diğer kalemlere ilişkin savunmalarına uygulanmadığı nedeninin açıklanmadığı, 81.036,50 TL malzeme ve işçilik bedelinden müvekkilinin sorumlu tutulmaması gerektiği, 10.05.2011 tarihli protokolle taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin sona erdiği, 5.maddeye göre cezai şart talep edilemeyeceği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda taraflar arasında, davacının dava dışı … ile yaptığı sözleşme gereğince yüklenicisi olduğu iş kapsamındaki üst yapı mekanik işlerinin KDV hariç 2.265.000 TL götürü bedelle anahtar teslimi yapılmasına ilişkin 06.10.2008 tarihli eser sözleşmesinin akdedildiği, bilahare tarafların 07.06.2010 tarihli ahde vefa sözleşmesi ile davacı yüklenicinin düzenlenen ve düzenlenecek hakedişlere karşılık olarak 07.06.2010 vade tarihli 2.000.000 TL tutarlı 1 adet bono vermesi ve davalı taşeronun bonoyu icra takiben koyması, davacı yüklenici tarafından verilen çek ve senetler tahsil edildikçe hacizlerin kaldırılmasının kararlaştırıldığı, dava dışı … tarafından tespit edilen geçici kabul eksiklikleri ile kusurlu işler için davacı yükleniciye 05.05.2011 tarihine kadar süre verildiği, … tarafından üst yapı mekanik işlerine ilişkin geçici kabul eksikliklerinin tamamlanması işinin KDV hariç 290.000 TL bedelle davalı taşerona verildiği ve tarafların düzenledikleri 10.05.2011 tarihli Protokoldür başlıklı sözleşmede bu protokol tarihine kadar tüm hak, alacak ve borç mevzusunun kapatıldığı, tarafların hiçbir alacak talep etmeyecekleri, davalı taşeronun 2011/342 sayılı icra dosyasında tahsil harçları hariç 1.250.000 TL tahsil ettiği, bakiye alacağından feragat ettiği, icra dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılacağı, protokol tarihine kadar birbirlerini her türlü faiz, masraf, cezai işlem ve alacak yönünden ibra ettikleri, davalı taşeronun daha önce şantiyeye getirdiği malzeme, ekipman vs.şeylerin taşeron elemanları tarafından teslim alınacağı, protokolü takiben davalı taşeronun düzenlediği 3 adet bononun iade edileceği ile “Yüklenici ve altyüklenici arasında 06.10.2008 tarihinde imzalan sözleşme gereği T.C. … 512 adet konut ile ilgili olarak üstlendiği imalat dolayısı ile ortaya çıkacak eksik ayıplı işlerden sözleşme koşulları gereği sözleşme yükümlülüğü, işin teslimi, geçici kabul, kesin kabul v.b. …” devam edeceği hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ahde vefa sözleşmesi ve 10.05.2011 tarihli protokol birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı taşeronun 2.000.000 TL alacağının olduğu, buna karşılık 1.250.000 TL ödendiği, bu kapsamda bu tarihe kadar taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı tarafça davacının ibra edildiği ve davalının dava dışı iş sahibi … ile yaptığı eksik işlerin ikmaline ilişkin 05.05.2011 teklif üzerine akdedilen sözleşme kapsamında davalının gecikmesi ve eksik işi yönünden dava dışı … tarafından yapılmış herhangi bir kesinti bulunduğu iddia ve ispat olunmadığı gibi davalı ile … arasında 05.05.2011 tarihli teklif üzerine akdedilen sözleşmeden sonra meydana gelecek eksik ve ayıplar ile ceza yönünden davalının davacıya değil akidi olan …’ye karşı sorumlu olacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1.b.2 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair yeni hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-) Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.11.2020 tarih ve 2014/1116 E-2020/635 K sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4-) Davanın reddine,
5-) Davacı tarafça yatırılmış olan 170,80 TL peşin harç, 7.651 TL tamamlama harcı ve 1.233,50 TL ıslah harcı toplamı 9.055,30 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının indirilmesiyle artan 8.974,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 39.450 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
😎 Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-) Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
11-) Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-) Davalı tarafından ödenen 1.693,38 TL ve 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-) Davalı tarafından ödenen 162,10 TL istinaf başvuru harcı ile 34,30 posta gideri olmak üzere toplam 196,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 23.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip