Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/233 E. 2022/1243 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/233 – Karar No:2022/1243
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/233
KARAR NO : 2022/1243

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020
NUMARASI : 2017/415 E-2020/540 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 14.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.12.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında 28.03.2013 tarihinde alt yüklenicilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile davalının Başbakanlık Toplu Konut İdaresinden yapımını üstlendiği … çağrı merkezinin inşaatının asma tavan yapım işine ait olmak üzere (aliminyum, pencere, giydirme cephe, fotoselli kapılar vs) anahtar teslim imalatlarının yapılması işi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedel fiyatı sözleşmesi olduğunu, bedelin iş sonundaki kesin hesap ile belirleneceği, sözleşme tahmini bedelinin 290.000,00 TL olarak kararlaştrıldığını, müvekkilinin sözleşme ve şartnamelere uygun olarak ancak orada gösterilen metrajlardan fazla bir şekilde edimini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin yaptığı bu fazla işlerin bedellerini davalının asıl iş sahibi …’den aldığını, ancak müvekkiline ödemediğini, sözleşmenin 9.2 maddesi çerçevesinde müvekkilince fazla yapılan işlerin bedelinin ödenmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin yaptığı işlerin faturasını kestiğini, bu kapsamda müvekkili tarafından davalıya 10.12.2013 tarihinde KDV dahil 331.760,00 TL bedelli fatura kesildiğini, davalı tarafından bu faturaya itiraz edilmediğini, kesilen bu fatura karşılığında toplamda müvekkiline 5 adet çek ile 300.000,00 TL ödendiğini, kalan 31.760,00 TL’nın ise ödenmediğini belirterek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla fatura bedelinden (KDV’den) eksik kalan 31.760,00 TL’nın faturanın düzenlendiği tarih olan 10.12.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin fazla yapmış olduğu imalatların metraj ve bedelinin keşif ile birlikte ortaya çıkacak bedeli için şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 17.02.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle davadaki fazla imalatlara ilişkin 10.000,00 TL’lık talebini 186.546,55 TL daha artırarak toplam 228.306,55 TL’na yükseltmiş ve ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili: Davadaki talepler belirli olduğundan belirsiz dava açılamayacağını, davanın usulden reddi gerektiğini, sözleşmenin 12. maddesinde ödeme şekil ve şartlarının belirtildiğini, 5. maddesinde sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel olarak kabul edildiğini, söz konusu bu maddelerdeki düzenlemeler gereğince davanın haksız olduğunu, davacı tarafından işin tamamlandığını, müvekkili tarafından ise edim karşılığı ödenmesi gereken meblağın ödendiğini, davanın sebepsiz zenginleşme niyetiyle açılmış mesnetsiz bir dava olduğunu, davacının sözleşme haricinde ek metrajlı iş yapmadığını, davacının talebinin hem gerçek hayatla hem de sözleşme metni ile uyuşmadığını, sözleşmenin 9.maddesine göre alt yüklenici davacının herhangi bir alacak talep edemeyeceğini, davacının alt yüklenici sözleşmesi ile 06.11.2012 tarihli yüklenici ile idare arasındaki sözleşmeyi de peşinen kabul ettiğini, işin teslim tarihinin 2013 olduğunu, dava konusu 112 acil servisin 4 yıllık bir eskimeye uğradığını ve yeniden bakıma gireceğini, avans faiz talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ıslaha karşı ise zamanaşımı ve esas bakımından ıslah talebinin reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu, davacı vekilinin davalı ile imzalanan 28.3.2013 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi gereği davalının Başbakanlık Toplu Konut İdaresinden yapımını üstlendiği … Çağrı merkezi inşaatı asma tavan işine ait olmak üzere anahtar teslimi imalatların yapılması işini aldıklarını, sözleşmenin götürü bedel üzerinden yapıldığını, işin sözleşme ve şartnameye uygun teslim edildiğini ancak metrajların sözleşmede öngörülenden fazla olduğunu ayrıca yapılan fazla işler bedellerinin asıl iş sahibi …’den almalarına rağmen kendilerine ödenmediğini ileri sürerek eksik kalan fatura bedeli ile fazla işler bedelinin tahsili için eldeki davayı açtığı, davalı vekilinin sözleşmede yapılacak işin malzemeler ile bedelinin açıkça kararlaştırıldığını, işin yapıldığını davacılara sözleşme ile kararlaştırılan tahmini bedelin ödendiğini fazla metraj ile fiyat farkı istenemeyeceğini savunduğu, taraflar arasında düzenlenen 28.3.2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesi, mimari proje ve ilgili belgelerin celp edildiği, mahallinde keşif yapıldığı, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, taraf defterlerinin kanuni şartları taşıdığı, faturaların her iki yan defterlerinde kayıtlı olup 31.760,00 TL davacı alacağının her iki yan defterlerinde kaydının bulunduğunun görüldüğü, keşif mahallinde davacı tarafça yapılan imalatların sözleşme ile örtüşenleri dışında kalan kısmı değerlendirilerek 192.162,65 TL fazla imalat bedelinin olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça ihale makamınca yapılabileceğine ilişkin itirazda bulunulmuş ise de buna ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi bir delil ve belge bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 31.760,00 TL bakiye fatura bedeli, 192.162,65 TL fazla imalat bedeli toplamı 223.922,65 TL’nin dava tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline, 4.383,90 TL’ye yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacı ile yapılan 28.03.2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesinde bedelin 290.000,00 TL+KDV olarak kararlaştırıldığını, yine sözleşmenin 9.1 maddesinde “…alt yüklenicinin yapacağı işlerin sözleşme bedelini aşması durumunda alt yüklenicinin herhangi bir masraf ve tazminat hakkı yoktur.” denildiğini, davacı tarafından anahtar teslim götürü bedel olarak işin alındığını, ancak davacının üstlenmiş olduğu işi eksik ve hatalı yapmış olması nedeniyle tekrardan işi düzeltmek zorunda kaldığını ve yapmış olduğu hatalı işin bedelini yıllar sonra talep ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.5 maddesi hükmüne göre de davacı işin götürü bedel ile yapılacağını kabul ettiğine ve Borçlar Kanunu gereğince herhangi bir talep ve dava hakkı bulunmadığını, bir kısım fazla yapılmış iş söz konusu ise bunun da davacının işi eksik yapması veya bir kısmını hiç yapmamasından ileri geldiğini, fazla imalat iddiasıyla belirsiz alacak davası niteliğinde açılan davanın HMK’nın 107.maddesi karşısında usule aykırı olduğunu, bilirkişilerin yaptığı hesaplamaların fahiş fiyatlar üzerinden ve hatalı yapıldığını, mahkemenin de yapılan bu hesaplamalar doğrultusunda hatalı karar verdiğini, 24.07.2020 tarihli bilirkişi ek raporunun 28.03.2013 tarihli sözleşmeye, mukayeseli keşif raporuna, mimari projelere ve fiili duruma aykırı olarak düzenlendiğini, sözleşme konusu işin 2013 yılında yapılıp idareye teslim edildiğini, aradan 7 yıl geçtikten sonra keşif yapıldığını, 7 yıllık süre içerisinde meydana gelen değişiklikleri dikkate alınmadan orada yapılan tüm imalatların davacı tarafından yapıldığı iddiası üzerine rapor düzenlendiğini, dosyaya davacı tarafından sunulan 17.09.2013 tarihli faturada bir adet kapı ve camlar için 46.000,00 TL (KDV dahil) bedel belirtildiğini, döner kapının bir adet yapıldığının bütün delillerle sabit olmasına karşın söz konusu ek raporda iki döner kapı yapıldığından bahisle KDV hariç 78.000,00 TL 2 kapı bedeli hesaplandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bilirkişi raporundan yola çıkarak camlar dahil 46.000,00 TL olan faturanın 39.000,00 TL’sının kapı bedeli olduğunu, davacı iki kapı imalatı yapmış ise bu durumda en azından 78.000,00 TL’lık fatura sunması gerektiğini, imalat tarihinden 7 yıl sonra yapılan keşif esnasında döner kapının görülmüş olmasının bu imalatın davacı tarafından yapıldığına delalet etmediğini, bu imalattan kesinlikle müvekkilinin haberi dahi olmadığını, müvekkilinin işi tesliminden sonra ihale makamının burada çeşitli imalatlar yaptırmış olabileceğini, mahkemenin müvekkili şirketin işi tesliminden sonra imalat yapılıp yapılmadığını, yapıldıysa hangi şirketin altında yapıldığını araştırması gerekitiğini, yine aynı rapor doğrultusunda giydirme cephe aliminyum profil için 624, 83m2 olarak ölçülmüş olup, ölçümün mukayeseli keşif ve kesin hesaba uymadığını, kesin hesapta Giydirme Cephe Aliminyum Profilin 467,9 m2 olarak kabul edildiğini ve müvekkili şirkete bu metraj üzerinden ödeme yapıldığını, yine bu imalatın birim fiyatı kesin hesapta 76,00 TL olarak kabul edilerek toplam 35.698,00 TL hakediş ödemesi yapılmasına karşın bilirkişi raporunda m2 fiyatı 250,00 TL kabul ederek 156.208,00 TL hesap çıkardığını, bilirkişinin birim fiyatı hangi verilerden elde ettiğine dair fiyat analiz belgesini eklemeksizin rapor düzenlediğini, yine sözleşmenin 5.maddesi hükmü gereği mukayeseli keşif raporunda yer alan fiyatlar dikkate alınarak hesaplama yapılmadığını, ayrıca aliminyum kompozit cephe kaplaması imalatının mukayeseli keşif ve kesin hesapta 736,3 m2 olarak kabul edilip bedeli bu miktardan ödenmesine karşın, keşifte 812,3 m2 olarak ölçüm yapıldığını, mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunun gerçeğe aykırı düzenlendiğini, yine bu imalatın birim fiyatı kesin hesapta 135,00 TL/m2 olarak kabul edilmesine karşın bilirkişi raporunda 145,00 TL/m2 kabul edilerek hesaplama yapıldığını, 135,00TL/m2 fiyattan yapımını üstlendiği birim fiyatı 145,00 TL/m2 fiyattan taşerona yaptırılmasının ticaretin mantığı ve yaşamın gerçekleri ile bağdaşmadığını, güneş kırıcı imalatının kesin hesapta 374,6mt olarak kabul edilip bedeli ödenmesine karşın mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunda 1106,55mt olarak ölçümlendiğini, kesin hesap ve mukayeseli keşif raporunda ısı yalıtımlı kapı adet fiyatı 2.560,00 TL ısı yalıtımsız kapı adet fiyatı 2.440,00 TL olarak kabul edilip bedeli ödenmesine karşın karara dayanak bilirkişi raporunda ayrım yapılmaksızın kapı adet fiyatının 3.500,00 TL olarak hesaplandığını, davacının sözleşmede 25 adet olmasına karşın 61 adet pivot açılır kanat imalatı yaptığı gerekçesiyle yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu, davacı ile yapılan sözleşmede yer alan imalatlar içerisinde pivot açılır kanat imalatı olarak bir imalatın yer almadığını, pivot açılır kanat bedeli ihale makamı tarafından elektro statik toz boyası yalıtımsız alimünyum doğrama ve naturel – mat ve eloksallı ısı yalıtımlı alimünyum doğrama imalatı yapılması işi içerisinde ödenmiş olup davacıya da bu çercevede ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın iddia ettiği gibi fazla imalat söz konusu ise; gerek idare ile yapılan asıl sözleşme gerekse davacı ile akdedilen sözleşme incelendiğinde işin işleyişi ve ödemeler açık olup fazla imalatı zamanında müvekkili şirkete bildirmesi, müvekkili şirketin de idareden gerekli izinleri alıp fiyat farkı vs davacı tarafla ve idare ile tekrardan zamanında görüşülüp karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın sebepsiz zenginleşme niyetinde olduğunu, eksik ve hatalı incelemeyle hüküm tesis edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında, … Çağrı Merkezi İnşaatı işi kapsamında asma tavan yapımı işi (aliminyum, pencere, giydirme cephe, fotoselli kapılar vs) anahtar teslimi imalatlarının yapımı konulu 28.03.2013 tarihli sözleşmenin akdedildiği ihtilafsız olup davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Sözleşmenin 2.maddesinde yapılacak imalatların neler olduğu, miktarları belirtilmek suretiyle davacı taşeronun vermiş olduğu götürü birim fiyatlarla yapılacağı, 5.1 maddede toplam iş miktar ve bedelinin iş bitiminde belirleneceği kararlaştırılmıştır.
Yine 8.maddede sözleşme ekleri arasında Yapım İşleri Genel Şartnamesi, yüklenici ile idare arasındaki sözleşme, avan projesi, mahal listesi, özel idari ve teknik şartname ile uygulama projesinin yer aldığı, 9.maddede keşif artışı ve yeni birim fiyata ilişkin düzenlemenin bulunduğu görülmüştür.
Davalı tarafça davaya ilişkin cevap ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde sözleşme kapasımdaki bir kısım işlerin sözleşmenin ifasından sonra aradan geçen süre içerisinde yapıldığı ve bilirkişi raporundaki hesaplamada sözleşmedeki birim fiyatlara sadık kalınmadığı da ileri sürülmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda projelerin de incelendiği belirtilmiş ise de, mahallinde belirtilen imalatlara ilişkin mevcut projenin taraflar arasındaki sözleşmenin ifası aşamasında mevcut proje ve sözleşme kapsamındaki imalatlara yönelik olup olmadığı da açıklanmadığından denetlenememiştir.
Mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme, bu sözleşmenin eki kabul edilen davalı yüklenici ile dava dışı idare arasındaki sözleşme ve hakedişler, ekleri de getirtilerek değerlendirilmek suretiyle davacı taşeronun sözleşme kapsamında yapmış olduğu imalat miktarlarının belirlenmesi, bu kapsamda davalının sözleşme konusu işin ifa edilip tesliminden sonra yapıldığını iddia ettiği kalemler bakımından denetlenebilir nitelikte inceleme yapılması ve davacı tarafça yapıldığı anlaşılan imalatların yine taraflar arasındaki sözleşme ekinde belirtilen birim fiyatlarla hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.11.2020 gün ve 2017/415E -2020/540 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafça yatırılan 3.824,03 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 14.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır